Eskisehir'de 'Uluslararasi Göçmenler Günü' Etkinligi Gerçeklestirildi

Içisleri Bakan Yardimcisi Ismail Çatakli: 'Ülkemizde bugün itibariyla 5 milyonun üzerinde 190 farkli uyruktan insana ev sahipligi yapiyoruz'.

Içisleri Bakan Yardimcisi Ismail Çatakli, "Ülkemizde bugün itibariyla 5 milyonun üzerinde 190 farkli uyruktan insana ev sahipligi yapiyoruz." dedi.

Eskisehir Valiligi koordinesinde Il Göç Idaresi Müdürlügü tarafindan "Kültürlerin Bulusma Noktasi Türkiye" ana temasiyla Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Yerleskesi Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararasi Göçmenler Günü" etkinligine katilan Çatakli, yaptigi konusmada, Türkiye'nin gölgesinin sinirlarinin çok ötesine düsen bir ülke oldugunu söyledi.

"Türkiye'nin sadece Anadolu, Trakya, Türkiye sadece Türkiye degildir" diyen Çatakli, söyle konustu:

"Atalarimizin bize biraktigi mirasla bir alem vardir. Bu durum Anadolu'yu hep bir odak haline getiriyor. Dolayisiyla göç olgusu bizim için hep gündemimizde olmustur, olmaktadir ve gelecekte de olacaktir. Unutmayalim, dara düsünce hepimiz gider bir büyügümüze siginiriz. Birileri gelip bize siginiyorsa bizde bir sey gördüklerindendir. Bundan da yüksünmeyecegiz. 2011 yilinda Suriye'de baslayan iç çatismalar sonrasinda da devletimiz korunmaya ihtiyaç duyan topluluklara tereddütsüz kucak açti ve bu durum Türkiye'yi dünyada en çok siginmaci kabul eden ülke haline getirdi. Halen 3,7 milyonun üzerinde Suriyeli, 325 binin üzerinde farkli uyruklardan uluslararasi koruma altinda olan yabanciya ek olarak 1,2 milyondan fazla da ikamet izniyle yasayanlar ülkemizde bulunuyorlar."

- "190 farkli uyruktan insana ev sahipligi yapiyoruz"

Çatakli, göç hareketlerini yönetmek adina yapilan çalismalar devam ederken Suriye krizi sonrasinda artan insan hareketliligi karsisinda da gerek kurumsal gerekse mevzuat alaninda verdigi hizli tepkilerle tüm dünyaya Türkiye'nin örnek oldugunu vurguladi.

"Ülkemizde bugün itibariyla 5 milyonun üzerinde 190 farkli uyruktan insana ev sahipligi yapiyoruz" diyen Çatakli, "Temel insan haklari ve kamu düzeni ve güvenligi arasindaki hassas dengeyi göz ardi etmeyen, çagdas göç yönetimi anlayisimiz sayesinde, bu insanlar yillardir toplumumuzla uyum içinde yasamlarini sürdürüyorlar." ifadelerini kullandi.

Bakan Yardimcisi Çatakli, 2020 yilinin baslarindan bu yana tüm dünyayi etkileyen Kovid-19 salginindan Türkiye'nin de etkilendigini belirterek, söyle devam etti:

"Bu süreçte, zaten hassas topluluklar olan göçmen topluluklarinda olasi magduriyetlerinin önüne geçilmesi için gayret sarf edildi. Sagliktan, egitime kamu hizmetlerinden mahrum kalmamalari için bütün imkanlar seferber edildi. Salgin ile mücadele sürecinde dünyanin dört bir yaninda göçmenler de yasadiklari ülkelere katkida bulunmaya devam ettiler. Hatta salgin ile mücadelenin ön saflarinda yer alanlar oldu. Örnegin, kendileri de Almanya'da yasayan Türk kökenli göçmenler olan ve Kovid-19 asisini gelistiren Ugur Sahin ve Özlem Türeci'den gururla söz ediyoruz. Bu bilim insanlari, sosyal uyum saglandiginda, göçmenlerin hem yasadiklari ülkeye hem de küresel topluma büyük katkilar saglayabileceklerinin örnekleri. Ülkemizde yasamaya devam eden farkli uyruklardan 5 milyon kisinin, Türk toplumuyla huzur ve refah içinde uyumlu bir yasam sürdürüp bilimsel, kültürel ve ekonomik gelisme yolunda sosyal uyum içinde bir bütün olarak ilerleyebilmemiz için Içisleri Bakanligi ve Göç Idaresi'nin koordinasyonunda uyum çalismalarina öncelik vererek sürdürmeye devam ediyoruz."

- "13 milyon Suriyeli, rejimin kontrol ettigi alanin disina çikmis durumda"

Siyasi istikrarsizlik ve sosyo-ekonomik esitsizlikler de dahil olmak üzere göçün ve insan kaçakçiliginin altinda yatan nedenlerle mücadele etmeden göç sorununa çözüm bulmanin mümkün olmayacagini kaydeden Çatakli, sunlari bildirdi:

"Dolayisiyla, uluslararasi is birliginin ve külfet paylasiminin önemini hatirlamak gerekiyor. Tüm göçmenler için güvenli ve insan onuruna yarasir bir hayati mümkün kilmak için çalismalarimiza devam edecegimizi 18 Aralik Uluslararasi Göçmenler Günü vesilesiyle bir kez daha ifade etmek isterim. 2010 yilinda Suriye'nin nüfusu 21.3 milyondu. Bugün bu nüfusun yaklasik 3 milyon 750 bini Idlib'de, 2 milyon 100 bini Firat Kalkani, Zeytin Dali ve Baris Pinari Harekat bölgelerinde olmak üzere yaklasik 6 milyonu Suriye içinde ama Suriye rejimin kontrol ettigi alan disinda, Türkiye'nin dis güvenligini sagladigi alanda yasiyor. Yine, 3 milyon 700 bini Türkiye'de yasiyor. 700 bin ile 1 milyonu Ürdün'de, bir o kadari da Lübnan'da, 300 bini Irak'ta, 1 milyona yakini da Avrupa'da. Yani 7 milyonu da Suriye'nin disinda yasiyor. Dolayisiyla 21.3 milyon nüfusun 13 milyonu rejimin kontrol ettigi alanin disina çikmis durumda. Bir ülke düsünün 21 milyonun 13 milyonu evini, yurdunu, vatanini terk etmis durumda."

- "Insanlik birlik, kardeslik içinde yasamaya devam edecektir"

Eskisehir Valisi Erol Ayyildiz da göçün ve göçmenlerin çagin en önemli insanlik meselelerinden biri olup, küresel ölçekte siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda uluslararasi iliskilerin ve ülkelerin politikalarinin temel belirleyicisi haline geldigini vurguladi.

"Insani yasat ki devlet yasasin" prensibini benimsemis köklü devlet gelenegine sahip Türkiye'nin, cografi konumu itibariyla çok büyük göç süreçlerine taniklik ve ev sahipligi yaptiginin altini çizen Ayyildiz, söyle konustu:

"Göçmenlere kapilarini açmis, ihtiyaç duyanlari koruma altina almis, göçmenlerin sorunlari için bütün imkanlarini seferber etmis, yasal düzenlemeler ve kurumsal yapilanmalarla dünya kamuoyu tarafindan da saygi duyulan, örnek alinasi bir tutum sergilemistir. Dünyayi gurbet bilen ve insani dilinden, dininden, kiyafetinden, mezhebinden ötürü degil, en çok da 'Yaradilani Yaradan'dan ötürü seven' bir medeniyetin yüksek insani degerleri göçmenlerin sorunlari hususundaki hassasiyetimizin temelini olusturmustur. 'Bir olalim, iri olalim, diri olalim' diyen Haci Bektas-i Veli, damla degil umman olmayi ögütleyen Hazreti Mevlana, 'Gelin tanis olalim' diyen Yunus Emre ve daha nice erenlerin gönülleri karanliklardan aydinliga çikaracak çagrisi gönül memleketinde yankilanan, Anadolu irfaniyla yogrulmus Eskisehir'imiz tarih boyunca aldigi göçlerle, farkli etnik köken, din, dil ve kültürlere mensup insanlar olarak bir arada yardimlasma, dayanisma, huzur ve güven içinde yasayip Yunus’un hemsehrilerine yakisani yaparak bir gönül sehri haline gelmistir. Anadolu cografyasinda 'Sevelim sevilelim' felsefesiyle gelecek yüzyillarda da bugün oldugu gibi bir sevgi bagi ile bütün insanlik birlik, kardeslik içinde yasamaya devam edecektir."

- "Çare birlikten, beraberlikten geçiyor"

BBP Genel Baskani Mustafa Destici ise Anadolu'da Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye döneminde her renkten, her dinden, her inançtan, her kültürden insanin yüzyillarca birlikte yasadigini animsatti.

Bugün, 21. yüzyilda 11. asirda dert ve mesele olmayan seylerin mesele olmaya basladigini anlatan Destici, sunlari kaydetti:

"Bu, emperyalizmin, kapitalizmin, maddeciligin sonucudur. Sonsuz, sinirsiz bir sekilde bu çagda hiçbir ülke kapisini açamaz. Elbette ki kontrol edecegi seyler vardir. Elbette ki dikkat edecegi seyler vardir. Elbette ki almasi gereken tedbirler vardir. Elbette ki ülke içindeki vatandaslarin huzuru, mutlulugu, güveni, demografik yapisi... Bütün bunlari dikkat edecektir. Devletimiz, hükümetimiz, Içisleri Bakanligimiz, basta kiymetli Bakanimiz Süleyman Soylu Bey olmak üzere Göç Idaresinden ve benzer konulardan sorumlu Bakan Yardimcisi Ismail Bey ve diger yetkililerimiz, gerçekten bu konuda çok hassaslar. Bizim Türk ve Islam cografyasi olarak su anda cografyamiz kan ve gözyasi içindeyse, emperyalistlerin kanli çizmeleri altinda insanlarimiz eziliyorsa, yokluga, açliga, susuzluga mahkum ediliyorsa, bunun çaresi birlikten, beraberlikten geçmektedir. Insallah gün gelecek Siyonistler tarafindan isgal edilen Filistin topraklari da birligimizle birlikte azat edilecektir. Kirim, Balkanlar ve Dogu Türkistan için ayni duygulari tasiyorum."

Etkinlikte "Kültür ve Gönül Bagi Ödülü" alan Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa da Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk halkinin zalim ile mazlum arasindaki çizgide degil, her zaman mazlumun yaninda yer aldigini bildirdi.

Türkiye'nin ve Türk halkinin kendileri gibi düsündügünü aktaran Mustafa, söyle devam etti:

"Dünya 5'ten büyüktür. Yine sizleri seviyoruz çünkü Kudüs sizin için kirmizi çizgidir, bizim için de kirmizi çizgidir. Sizleri seviyoruz çünkü bir Cumhurbaskaniniz var cesaretiyle Sayin Recep Tayyip Erdogan ve bütün Türk halki zalimin yüzüne 'Zalimsin' diyebiliyor. Biz sizlerle ayni devletin çatisi altinda yüzyillarca beraber yasadik ve birçok ortak yönümüz vardir. Filistin'de onur duyuyoruz ki bir Yunus Emre Kültür Merkezimiz var ve bu kültür merkezi Filistin halkiyla Türk halki arasinda bir köprü görevi görmektedir. Yunus Emre sadece Türk kültürü ve Türk edebiyatina degil, insanliga hizmet veren bir isimdir. Siirlerinde her zaman hümanizm, baris ve hosgörüyü konu edinmistir. Bu nedenle Yunus Emre sadece Türk halkinin ve Türkiye'nin degil bütün insanligin sahsiyetidir."

Il Göç Idaresi Müdürü Gökhan Akyildiz ise etkinlige katilanlari selamladi.

26 farkli ülkeden uluslararasi ögrencinin Mihaliççik ilçesindeki Yunus Emre Türbesi'nde beyit seslendirdigi video yayinlandi. Daha sonra ney esliginde kum sanatiyla Yunus Emre'nin Eskisehir'e gelisi canlandirildi.

Etkinlikte Elazig'da elleriyle kazidigi enkazdan iki yarali çikaran Suriyeli üniversite ögrencisi Mahmud el Osman'a "Vefa Ödülü", sanatçi Arslanbek Sultanbekov'a "Türk Dünyasi Ödülü", Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvari Müzik Bölümü Piyano Ana Sanat Dali Baskani Prof. Dr. Lilian Maria Tonella Tüzün'e "Akademi Ödülü", Maarif Vakfi Mütevelli Heyeti Üyesi Selam Cerrah'a "Türkçe Ödülü", ABD'li sanatçi Della Miles'a "Uyum Ödülü", Özel Nabaa Al Hayat Karma Milletlerarasi Okul Birincisi Elhan Saadi Selbi Al-Isawi'ye "Egitim Ödülü", TUSAS Motor Sanayi A.S Genel Müdür Danismani Bessem Jlidi'ye "Bilim/Sanayi Ödülü", Gönül Dagi dizi ekibine "TV Yapimi Ödülü", Türkmenistan uyruklu üniversite ögrencisi Begench Orayev'e "Kirlangiç Ödülü", Iran uyruklu tiyatrocu Nergis Tavakkoli'ye "Sinema/Tiyatro Ödülü", Iran uyruklu ressam Iman Khakbaz'a "Resim/Sanat Ödülü", Etiyopyali atlet Fetene Regasa'ya ile Suriye asilli karateci Almoutaz Billah Alali'ye "Spor Ödülü", Azerbaycanli sarkici Elnur Hüseynov ile Almanya uyruklu viyola virtüözü Ulrich Mertin'e "Müzik Ödülü" verildi.
Kaynak: AA