Efeler Ziraat Odasi Baskani Kendirlioglu; 'Aydin Çiftçisi Kuru Tarimda Zorluk Yasar'

2022 sulama sezonunda yasanmasi muhtemel kuraklik ile birlikte en kötü senaryoya göre Aydin Valiligi ve tarim paydaslari ile hazirlanan tedbir kararlari hakkinda degerlendirmelerde bulunan Aydin Ziraat Odalari Il Koordinasyon Baskani ve Efeler Ziraat Odasi Baskani Mehmet Kendirlioglu, en kötü senaryonun gerçeklesmemesinin temennisi içinde olduklarini ve çiftçilerin yüzde 50 kuru tarima yönlendirilmesinde çiftçilerin zorlanacagina dikkat çekerek “Aydin, baraj ve nehirlere bagimli sulu tarim yapan bir il ve Aydin çiftçisi de kuru tarima alisik degil” dedi.

Efeler Ziraat Odasi Baskani Kendirlioglu; 'Aydin Çiftçisi Kuru Tarimda Zorluk Yasar'


Ülkenin önemli tarim kentlerinden olan Aydin’da geçtigimiz sulama sezonunda yasanan tarimsal kurakligin ardindan tedbirler alinmaya devam ediyor. Aydin Valiligi ve tarim paydaslarinin ortak çalismasi sonucu 2022 yili sulama sezonunda en kötü senaryoya göre alinan kararlar, Aydin çiftçisini endiselendirmeye basladi.

Alinan karar kapsaminda tarimsal kuraklik beklenenin altinda olursa üreticilerin arazilerinin yarisina su verilecek diger yarisinda ise kuru tarim uygulamasi gerçeklestirilecek.

Alinan kararin en kötü senaryoya göre gelistirilen bir tedbir oldugunu ifade eden Aydin Ziraat Odalari Il Koordinasyon Baskani ve Efeler Ziraat Odasi Baskani Mehmet Kendirlioglu, “Ziraat odalari çiftçilerimizin temsilcileri. Biz çiftçilerimizden aldigimiz bilgiler neticesinde tarim paydaslari ile yaptigimiz görüsmelerin sonucunda en kötü senaryoya göre yani yagmurun az olma, barajlardaki suyun en az olma ihtimaline karsi böyle bir tedbir gelistirildi. Bu çok kötü bir senaryo. Bu senaryoya göre gerçekten Aydin’da tarim yapmanin çok zor oldugunu biliyoruz. Çünkü Aydin çiftçisi kuru tarima alisik bir üretici degil. Biz kuru tarim yapan bir il degiliz. Barajlara ve nehirlere bagimli bir sekilde tarim yapiyoruz. Biz tarihten bu yana sulu tarim yapan bir iliz. Kuru tarima geçmek bizi, Aydin tarimini ve ekonomisini çok büyük sikintilara sevk etmesi demektir. Biz bunu hiç bir zaman istemiyoruz” dedi.



“Bir damla bile çok degerli”

Yagis sezonuna girildigini ve su ana kadar yagan yagislarin sevindirici oldugunu ifade eden Kendirlioglu; “Önümüzde yagisli bir sezon var. Özellikle Aralik aylarinda baslayip Mart’a kadar devam eden bir süreç var. Aralik ayinda da yagmurlarimiz oldu. Ancak bu yagmurlar henüz, tarimsal kurakliktan kurtulduk, önümüzdeki sezon çok rahat bir sulu tarim yapabiliriz anlamina gelmiyor. Ama sevindirici tabi. Çünkü bizim için bir damla bile çok degerli. Yagislar için su an bir sey söylemek çok erken. Daha yagis sezonunun basindayiz. Bizi sevindiren taraf yagmurlarin yaklasik 10 gündür sürmesi. Temennimiz yine bu yagislarin Ocak ve Subat ayinda da devam ederek en kötü ihtimalle olan o yüzde 50’lik senaryoyu geçen seneki gibi 2 kat su seklinde dönüstürebilmek. Daha günü kurtarmis degiliz ama su an sadece topraklarimizin yagmur ile ilgili bir sikintisi kalmadi. Dereler akima geçti. Insallah daha iyi olur diye bekliyoruz. Eger yagislar bu sekilde devam ederse bu en kötü senaryo dedigimiz arazilerin yarisi sulu tarima diger yarisi kuru tarima seklindeki degerlendirmeden de kurtulmus oluruz” dedi.



“Suyun tasarrufuna gitmemiz gerekiyor”

Tarimsal kuraklik sorunlarinin yasanmamasi ve sikintilarin önüne geçebilmek adina vahsi sulamanin yapilmamasi gerektigini vurgulayan Kendirlioglu; “Söyle de bir durum var. Bizim bu sikintilardan uzaklasabilmemiz, sulu tarimin devam ettirilebilmesi için artik vahsi sulama yönteminden derhal vazgeçmemiz gerekiyor. Çünkü vahsi sulama suyun çok hovardaca kullanilmasi anlamina geliyor. Suyun tasarrufuna gitmemiz gerekiyor. Gerek Aydin ilimiz gerek ülkemiz çok su zengini bir il ve ülke degil. En az su ile en fazla tarim arazilerini ekonomik anlamda sulamamiz gerekiyor. Bu da basinçli su ve modern sulama teknikleri ile mümkün. Yagmurla, damlama gibi modern sulama tekniklerine geçmemiz gerekmektedir. Sonuç itibariyle mevcut suyu en iyi sekilde degerlendirerek sulu tarima devam etmek istiyoruz. Mevcut barajlarda biriken sular, arazilerin tamamini damlama sulama yaptigimizda yeter. O zaman bir sikinti çekmeyiz” dedi.



“Tedbirlere bugünden baslamaliyiz”

Modern sulama tekniklerine geçilebilmesi için hem devletin hem çiftçinin ortak bir paydada bulusmasi gerektigini de sözlerine ekleyen Kendirlioglu; “Tabi bu sisteme hemen geçmemiz mümkün degil. Çünkü bu sistemlerin dekarda belli bir maliyetleri var. Bu maliyetler ile birlikte çiftçimizin bir anda bu sisteme geçmesi mümkün görünmüyor. Bunun için gerek tarim kredileri gerek çiftçilerimize kredi saglayan kuruluslarin ya da Tarim Bakanligi’nin, DSI’nin devreye girmesi gerekiyor. Bu tekniklerin ülkemizde ve ilimizde uygulanabilmesi için ya hibe ya da uzun vadede kredi seklinde ancak olabilir. Biz buralara geçtigimizde biliyoruz ki bu su bize çok rahat yeter. Sonuç itibariyle de hem Aydin’in tarimsal anlamda ekonomisi, çiftçinin ekonomisi küçülmemis olur hem de sürdürülebilir bir tarim yapabiliriz. Bu tarimsal kurakligin bu sekilde devam edecegi ön görüldügüne göre ve yagislarin 50 yil öncesine dönmeyecegine göre biz bir an önce bununla ilgili tedbirler almaliyiz. Bu tedbirleri de hemen bugünden devreye sokmamiz gerekiyor. Suyu tasarruflu kullanmak için modern sulama tekniklerine bugünden baslamaliyiz. Bu konuda hem devletimize hem çiftçimize is düsüyor. Çünkü bu, ne devletin ne çiftçinin tek basina yapabilecegi bir sey. Ortaklasa, bir plan çerçevesinde karsilikli görüserek yapilmali. Çünkü saha da olan bizleriz sahada sikintilari bizler yasiyoruz. Bu konular ile ilgili neler yapilabilecegine dair hep beraber degerlendirmekte fayda var. Sadece masa basinda bir karar alarak bunu uygulayin demek çok hos olmuyor. Çünkü bu sahaya uymayabiliyor. Bununla ilgili tüm tarim tarim paydaslari bir araya gelerek, toplantilar yapilarak, bunu çok büyük sorunlar olmadan önüne geçebiliriz diye düsünüyorum” dedi.



“Çok çabuk unutuyoruz”

Olmayan suyun dagitilamayacagini ifade eden Kendirlioglu; “Uzmanlarin arastirmalari neticesinde bu kurakligin 2050 yillarina kadar araliklarla devam edecegi öngörülüyor. Yarin daha da kötü olmadan bugünden tedbir almakta fayda var. Çünkü biz, bir seyi çok çabuk unutuyoruz. Eger bu yil yagmurlarimiz bol, barajlarimiz dolu olur ise biliyorum ki bunu çok hizli unutacagiz. Yine tekrar kuraklik önümüze geldiginde de bu tür olaylari tekrar hatirlamis olacagiz. Çiftçilerimizin de bu konuda yapabilecegi bir sey yok. Bu en kötü senaryoya göre alinan bir tedbir. Çiftçilerimiz elbette arazilerinin tamamini sulayarak sulu tarim yapmak ister. Çünkü yüzde elli kuru tarim demek kendi ekonomilerinin de yüzde 50 küçülmesi demek. Tabi hiç bir çiftçimiz bunu istemez ama bunun baska bir çaresi yok. Çünkü su yok. Olmayan suyu dagitmak da mümkün olmadigina göre bu en kötü senaryonun gerçeklesmemesini temenni etmekten baska yapabilecegimiz bir sey yok” dedi.

Kaynak: İHA