Duygu'nun ailesinin avukatından çarpıcı açıklama!
Gaziantep’te, erkek arkadaşının 4'üncü katındaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybettiği öne sürülen Duygu Delen'in (17) ailesinin avukatı Göksel Öztürkmen, "Burada bir kadın cinayetinin yanı sıra bir çocuk cinayeti de var. Burada çocuğa karşı şiddet var. Çocuğa karşı gerçekleştirilen eylem söz konusu. Bunun gözden kaçırılmaması gerektiğini, olayın çocuk boyutu olduğunu düşünüyoruz" dedi.
13 Ağustos günü yaşanan olayda, Duygu Delen erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın (20) Batıkent Mahallesi'nde 5 katlı bir apartmanın 4'nci katındaki evinin penceresinden henüz bilinmeyen bir nedenle düştü. Delen, olay yerinde hayatını kaybederken, polis Mehmet Kaplan'ı gözaltına aldı. Sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Kaplan, 'cinsel istismar ve kasten öldürme' suçlarından tutuklandı. Duygu Delen ise ailesinin ve arkadaşlarının gözyaşları arasında toprağa verildi.
'BİR ÇOCUĞU ANNE BABASIYLA TEHDİT ETME SÖZ KONUSU'
Savcılık tarafından dosyaya erişim kısıtlaması getirilen soruşturma sürerken Duygu Delen'in ailenin avukatı Göksel Öztürkmen, olayın kadın cinayetinin yanı sıra çocuk cinayeti olarak da ele alınması gerektiğini söyledi. Avukat Delen, 'Aile perişan durumda. Bakmaya kıyamadığınız evladınız, çocuğunuz menfur bir cinayete kurban gidiyor. Klasikleşen, 'öldür sonra belli imkanları da kullanarak işin kenarından sıyrıl, kaç.' İnşallah biz buna müsaade etmeyeceğiz. Gerek ben gerek diğer avukatların tek amacı bu. Duygu'nun ölümü, kamuoyunda kadın cinayeti olarak lanse edildi. Burada gözden kaçırılan bir nokta var. Burada kadın cinayeti var ancak öte taraftan 15-18 yaş arasında bir çocuk cinayeti de var. Burada çocuğa karşı bir şiddet var. Burada çocuğa karşı gerçekleştirilen bir eylem söz konusu. Bunun gözden kaçırılmamasını istiyoruz, olayın çocuk boyutu olduğunu düşünüyoruz. Çocuk demek nedir? Akli melekeleri yerine gelmemiş, kolay şekilde kandırılabilir, en ufak baskıda korkabilir, özellikle ebeveynleri konusunda tehdit edildiğinde, işte; 'Şu dediğimi yapmazsan babana bunu yaparım, şu dediğimi yapmazsan annene bunu yaparım' gibi korkutarak baskı altına almak, çocuklarda çok fazla gördüğümüz bir olay. Bir çocuğu en değer verdikleri anne- baba ile tehdit etme söz konusu' dedi.
'ADLİ TIP RAPORU'NU ALAMADIK'
Kısıtlılık kararı nedeniyle Adli Tıp Raporu'nu henüz alamadıklarını kaydeden Öztürkmen, 'Dosyada kısıtlılık var. İfadelerle ilgili olarak ulaşabildiğimiz, kısıtlılık kararı gelmeden önce, evraklar var. Kanuni hakkımız olmasına rağmen kısıtlama kararı olsa dahi, otopsi raporunun tarafımıza verilmesi lazımdı. Diğer meslektaşlarım otopsi raporunu almak için adliyede çalışmaya başladılar. Şu anda belge henüz elimize gelmedi. Ailenin bağımsız bir hekimi de bizim görevlendireceğimiz bir hekim arkadaşımız da otopsiye müdahil olsun istedik. Bunu kabul ettirdik. Hekim arkadaşımız otopsi sürecine müdahil oldu. Buna rağmen otopsi raporunun bir nüshası hekim arkadaşımıza verilmedi. Bu çocuğun daha önce karıştığı bir olayın karartıldığına dair vahim iddialar var. Ailenin bu yönde korkuları vardı. Bir nebze olsun bu korkuları giderdiğimizi düşünüyorum. Ama halen otopsi raporunu, kanuni hakkımız olmasına rağmen görmedik. Soruşturmanın selameti açısından dosyanın detayına girmek istemiyorum' diye konuştu. Avukat Göksel Öztürkmen, Duygu Delen'in arkadaşlarının ifadelerine başvurulduğu yönünde duyumlar aldıklarını da kaydetti.
'BİR ÇOCUĞU ANNE BABASIYLA TEHDİT ETME SÖZ KONUSU'
Savcılık tarafından dosyaya erişim kısıtlaması getirilen soruşturma sürerken Duygu Delen'in ailenin avukatı Göksel Öztürkmen, olayın kadın cinayetinin yanı sıra çocuk cinayeti olarak da ele alınması gerektiğini söyledi. Avukat Delen, 'Aile perişan durumda. Bakmaya kıyamadığınız evladınız, çocuğunuz menfur bir cinayete kurban gidiyor. Klasikleşen, 'öldür sonra belli imkanları da kullanarak işin kenarından sıyrıl, kaç.' İnşallah biz buna müsaade etmeyeceğiz. Gerek ben gerek diğer avukatların tek amacı bu. Duygu'nun ölümü, kamuoyunda kadın cinayeti olarak lanse edildi. Burada gözden kaçırılan bir nokta var. Burada kadın cinayeti var ancak öte taraftan 15-18 yaş arasında bir çocuk cinayeti de var. Burada çocuğa karşı bir şiddet var. Burada çocuğa karşı gerçekleştirilen bir eylem söz konusu. Bunun gözden kaçırılmamasını istiyoruz, olayın çocuk boyutu olduğunu düşünüyoruz. Çocuk demek nedir? Akli melekeleri yerine gelmemiş, kolay şekilde kandırılabilir, en ufak baskıda korkabilir, özellikle ebeveynleri konusunda tehdit edildiğinde, işte; 'Şu dediğimi yapmazsan babana bunu yaparım, şu dediğimi yapmazsan annene bunu yaparım' gibi korkutarak baskı altına almak, çocuklarda çok fazla gördüğümüz bir olay. Bir çocuğu en değer verdikleri anne- baba ile tehdit etme söz konusu' dedi.
'ADLİ TIP RAPORU'NU ALAMADIK'
Kısıtlılık kararı nedeniyle Adli Tıp Raporu'nu henüz alamadıklarını kaydeden Öztürkmen, 'Dosyada kısıtlılık var. İfadelerle ilgili olarak ulaşabildiğimiz, kısıtlılık kararı gelmeden önce, evraklar var. Kanuni hakkımız olmasına rağmen kısıtlama kararı olsa dahi, otopsi raporunun tarafımıza verilmesi lazımdı. Diğer meslektaşlarım otopsi raporunu almak için adliyede çalışmaya başladılar. Şu anda belge henüz elimize gelmedi. Ailenin bağımsız bir hekimi de bizim görevlendireceğimiz bir hekim arkadaşımız da otopsiye müdahil olsun istedik. Bunu kabul ettirdik. Hekim arkadaşımız otopsi sürecine müdahil oldu. Buna rağmen otopsi raporunun bir nüshası hekim arkadaşımıza verilmedi. Bu çocuğun daha önce karıştığı bir olayın karartıldığına dair vahim iddialar var. Ailenin bu yönde korkuları vardı. Bir nebze olsun bu korkuları giderdiğimizi düşünüyorum. Ama halen otopsi raporunu, kanuni hakkımız olmasına rağmen görmedik. Soruşturmanın selameti açısından dosyanın detayına girmek istemiyorum' diye konuştu. Avukat Göksel Öztürkmen, Duygu Delen'in arkadaşlarının ifadelerine başvurulduğu yönünde duyumlar aldıklarını da kaydetti.