Dünya Sağlık Örgütü yanıldı, Fahrettin Koca yanılmadı! Tekrar başlıyor
Dünya Sağlık Örgütü hidroksiklorokin ilacının koronavirüs tedavisinde kullanılmasını askıya almıştı. Bu karara ilk itiraz eden ülkelerden biri Türkiye olurken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilacın olumlu etki gösterdiğini ve kullanılmaya devam edileceğini söylemişti. Türkiye'nin itirazı sonuç verirken örgüt, ilacın kullanımına tekrar başlanacağını açıkladı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başladığı tarihten itibaren pek çok tartışmalı karara imza atan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 22 Mayıs'ta Lancet'te yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına dayanarak Kovid-19 tedavisinde hidroksiklorokin denemesinin askıya alındığını açıklamıştı. Dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olarak bilinen ve 200 yıllık geçmişi olan Lancet'te yayınlanan araştırmada, Kovid-19 hastalarında hidroksiklorokin kullanımının kalp krizine yol açarak ölümlere neden olduğu iddia edilmişti. Çalışmaya ilk itiraz eden ülkelerden biri Türkiye oldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ilacın olumlu etki gösterdiğini ve kullanılmaya devam edileceğini açıklamıştı.
Çalışmadaki hasta verilerinin çelişkili olduğunun dikkatlerini çekmesi üzerine itirazda bulunduklarını anlatan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, "Makalede, 15 Mart'ta Türkiye'den 349 hastanın dahil edildiği yazıyordu. Oysa o tarihte Türkiye'deki Kovid-19 vaka sayısı sadece 18'di. Lancet'in de yayını geri çekmesi gerekir" dedi.
Makalede sadece Türkiye ve Avustralya değil, Meksika, Afrika, İngiltere, Kanada, hatta ABD'nin hasta verilerinin de hatalı olduğu dikkat çekiyor. Örneğin Avustralya için Lancet çalışmasına dahil edilen 73 Kovid-19 ölüm sayısının, ulusal olarak kaydedilen toplam ölüm sayısını da aştığı belirtiliyor. Kayıtların, Avustralya'da 21 Nisan'a kadar toplam 67 Kovid-19 ölümü gösterdiği belirtiliyor. 6 kıtadan 671 hastane tarafından izlenen 96 bin 32 hastanın verilerine dayandırılan makaleye, bilim dünyasından itiraz mektupları yağdı. Çünkü kullanılan hasta verilerinin doğru olmadığı ortaya çıktı. 28 Mayıs'ta, dünyanın dört bir yanındaki araştırma kurumlarından 180'den fazla imzacı, dergiye açık bir mektup göndererek çalışmada kullanılan veriler ve analizleriyle ilgili birçok soru işaretini dile getirdi. Türkiye'den ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Dr. Alpay Medetalioğlu ve Dr. Kasımcan Meral imzası ile kaleme alınan açık mektup ile verilerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Demirören Haber Ajansı'na konuşan İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, "15 Mart'ta 349 hasta dahil edildiğini yazmışlar, o tarihte Kovid-19 hasta sayısı sadece 18'di. Aynı şekilde pek çok kıtadaki ülke verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı" dedi.
"Verilerin gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı"
Prof. Dr. Tükek, "Bizim açık uyarımızdan sonra Avustralya ve İngiltere'den de benzer itirazlar olduğunu gördük. Oralardan kullanılan bazı hasta verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Tüm bunlar makaleyi geri çektirecek güçte itirazlar" diye konuştu. Öte yandan Sağlık Bakanı Dr. Fahretttin Koca da ilaçla ilgili tartışmalar üzerine, Çarşamba günkü basın toplantısında, Türkiye'deki uygulamalarda ilacın Kovid hastalarında çok olumlu etkilerinin gözlendiğini, tedavi protokolünden çıkarılmayacağını açıkladı.
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, Lancet'teki makalenin sıtma ilacı ile özellikle bazı antibiyotik ilaçlar kombine verildiğinde ölümcül olabileceği iddiasını değerlendirerek "DSÖ bu makaleden sonra çalışmaları durdurma kararı aldı. Ona istinaden de birçok ülkede bu ilacı bırakan ve tedaviden uzaklaştıran görüşler ortaya çıktı. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nden bir grup, geçtiğimiz hafta bir hidroksiklorokin'le ilgili bir çalışma için bizimle irtibata geçti. Biz de onlara bu makalenin sorunlu olduğunu, özellikle Türkiye'ye dair verilerin doğru olmadığını ilettik. Gerçekten baktığınız zaman alt analizlere, Türkiye'den Mart'ın 15'ine kadar 349 hastanın bu çalışmada yer aldığı belirtiliyor. o tarihte 18 hastamız var, bu sayıyı nereden uydurdular Bunun üzerine biz de bir itiraz metni kaleme alarak durumu sorguladık. Oxford grubu da bununla çok yakınen ilgilendi. Dergi ve makale yazarlarına yönelik yayınladıkları açık mektupta bizim itirazımızı da dile getirdiler" dedi.
Lancet'te yayınlanan makalenin verilerinin güvenilirliğinin kesinlikle sorgulanması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Tükek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada da büyük ses getirdi. Çünkü gerçekten hidroksiklorokin'in, bizim gibi erken dönemde kullanıldığında fayda sağlayacağını düşünen birçok hekim grubu vardı. Yine aynı yazar grubu, bir ay kadar önce de yüksek tansiyon hastalarının kullandığı ilaçların Kovid-19'daki potansiyel zararlı etkileri konusunda da bir makale yayınlamıştı. Bu da yine dünyanın en saygın tıp dergilerinden New England Journal of Medicine (NEJM) yayınlanmıştı. Oradaki verileri de bizim çalışmalarımızla çelişiyordu ve ona da bir mektup yazarak itirazda bulunmuştuk. Sonuçta, elde edilen verilerin de güvenliği tartışmalı oluyor. Bunlar çok ciddi itirazlar ve kesinlikle makale geri çekilecek diye düşünüyorum. Ne kadar güzel yazılmış bir çalıma olursa olsun, sahte verilerle yapıldığı için bir anlamı kalmıyor. Biz bu ilacın çok faydasını gördük klinikte. Bakanlığın da ilacı tedavi protokolünden çıkaracağını sanmıyorum. Belki doz ayarlaması yeniden yapılabilir."
Öte yandan makaleye konu edilen hasta verilerinin sadece 'Surgisphere' adlı bir şirketin veri tabanına dayandığı, bu şirketin de dünyanın en büyük ve en hızlı hastane veri tabanlarından birini işlettiği iddia edilse de Surgisphare hakkındaki bilgiler de şaibeli bulunuyor. Surgisphere çalışanlarının birçoğunun bilimsel geçmişe sahip olmadığı, şirketin sahibi olarak görünen ve Lancet makalesinin yazarlarından biri olan Dr. Sapan Desai'nin ise 2019'da Illinois'de üç kez malpraktis suçlamasıyla ile dava edildiği ve davanın halen sürdüğü belirtiliyor. Ayrıca Dr. Desai'inin son 5 yıldır yayınlanan 39 tıbbi makalesinden son iki Kovid-19 makalesi hariç hiçbirisinde, Surgisphere veritabanını kullanmadığı dikkat çekiyor. Bu da makalenin yazarı hakkında 'Surgisphere'in kurucusu neden gerçek zamanlı en büyük hasta verilerine erişebilirken bunu Kovid haricindeki hiçbir yayınında kullanmadı sorularını akla getiriyor.
Öte yandan DSÖ'nün kararı sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Koca, Türkiye'de hastanelerden toplanan 1811 veride bu ilaçla ilgili kalıcı bir sorunun olmadığının görüldüğünü anlatıp, "Diğer hastanelerimizdeki vakaları da analiz ediyoruz. Önümüzdeki günler daha net söylemiş oluruz. Bu anlamda ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını ve daha emniyetli ve güvenilir olduğunu, erken dönemde farklı olarak uyguladığımızı ve sonuç aldığımızı söylemek istiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu da bu anlamda bir değişiklik yapmadı." ifadelerini kullanmıştı.
Çalışmadaki hasta verilerinin çelişkili olduğunun dikkatlerini çekmesi üzerine itirazda bulunduklarını anlatan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, "Makalede, 15 Mart'ta Türkiye'den 349 hastanın dahil edildiği yazıyordu. Oysa o tarihte Türkiye'deki Kovid-19 vaka sayısı sadece 18'di. Lancet'in de yayını geri çekmesi gerekir" dedi.
Makalede sadece Türkiye ve Avustralya değil, Meksika, Afrika, İngiltere, Kanada, hatta ABD'nin hasta verilerinin de hatalı olduğu dikkat çekiyor. Örneğin Avustralya için Lancet çalışmasına dahil edilen 73 Kovid-19 ölüm sayısının, ulusal olarak kaydedilen toplam ölüm sayısını da aştığı belirtiliyor. Kayıtların, Avustralya'da 21 Nisan'a kadar toplam 67 Kovid-19 ölümü gösterdiği belirtiliyor. 6 kıtadan 671 hastane tarafından izlenen 96 bin 32 hastanın verilerine dayandırılan makaleye, bilim dünyasından itiraz mektupları yağdı. Çünkü kullanılan hasta verilerinin doğru olmadığı ortaya çıktı. 28 Mayıs'ta, dünyanın dört bir yanındaki araştırma kurumlarından 180'den fazla imzacı, dergiye açık bir mektup göndererek çalışmada kullanılan veriler ve analizleriyle ilgili birçok soru işaretini dile getirdi. Türkiye'den ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Dr. Alpay Medetalioğlu ve Dr. Kasımcan Meral imzası ile kaleme alınan açık mektup ile verilerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Demirören Haber Ajansı'na konuşan İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, "15 Mart'ta 349 hasta dahil edildiğini yazmışlar, o tarihte Kovid-19 hasta sayısı sadece 18'di. Aynı şekilde pek çok kıtadaki ülke verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı" dedi.
"Verilerin gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı"
Prof. Dr. Tükek, "Bizim açık uyarımızdan sonra Avustralya ve İngiltere'den de benzer itirazlar olduğunu gördük. Oralardan kullanılan bazı hasta verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Tüm bunlar makaleyi geri çektirecek güçte itirazlar" diye konuştu. Öte yandan Sağlık Bakanı Dr. Fahretttin Koca da ilaçla ilgili tartışmalar üzerine, Çarşamba günkü basın toplantısında, Türkiye'deki uygulamalarda ilacın Kovid hastalarında çok olumlu etkilerinin gözlendiğini, tedavi protokolünden çıkarılmayacağını açıkladı.
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, Lancet'teki makalenin sıtma ilacı ile özellikle bazı antibiyotik ilaçlar kombine verildiğinde ölümcül olabileceği iddiasını değerlendirerek "DSÖ bu makaleden sonra çalışmaları durdurma kararı aldı. Ona istinaden de birçok ülkede bu ilacı bırakan ve tedaviden uzaklaştıran görüşler ortaya çıktı. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nden bir grup, geçtiğimiz hafta bir hidroksiklorokin'le ilgili bir çalışma için bizimle irtibata geçti. Biz de onlara bu makalenin sorunlu olduğunu, özellikle Türkiye'ye dair verilerin doğru olmadığını ilettik. Gerçekten baktığınız zaman alt analizlere, Türkiye'den Mart'ın 15'ine kadar 349 hastanın bu çalışmada yer aldığı belirtiliyor. o tarihte 18 hastamız var, bu sayıyı nereden uydurdular Bunun üzerine biz de bir itiraz metni kaleme alarak durumu sorguladık. Oxford grubu da bununla çok yakınen ilgilendi. Dergi ve makale yazarlarına yönelik yayınladıkları açık mektupta bizim itirazımızı da dile getirdiler" dedi.
Lancet'te yayınlanan makalenin verilerinin güvenilirliğinin kesinlikle sorgulanması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Tükek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada da büyük ses getirdi. Çünkü gerçekten hidroksiklorokin'in, bizim gibi erken dönemde kullanıldığında fayda sağlayacağını düşünen birçok hekim grubu vardı. Yine aynı yazar grubu, bir ay kadar önce de yüksek tansiyon hastalarının kullandığı ilaçların Kovid-19'daki potansiyel zararlı etkileri konusunda da bir makale yayınlamıştı. Bu da yine dünyanın en saygın tıp dergilerinden New England Journal of Medicine (NEJM) yayınlanmıştı. Oradaki verileri de bizim çalışmalarımızla çelişiyordu ve ona da bir mektup yazarak itirazda bulunmuştuk. Sonuçta, elde edilen verilerin de güvenliği tartışmalı oluyor. Bunlar çok ciddi itirazlar ve kesinlikle makale geri çekilecek diye düşünüyorum. Ne kadar güzel yazılmış bir çalıma olursa olsun, sahte verilerle yapıldığı için bir anlamı kalmıyor. Biz bu ilacın çok faydasını gördük klinikte. Bakanlığın da ilacı tedavi protokolünden çıkaracağını sanmıyorum. Belki doz ayarlaması yeniden yapılabilir."
Öte yandan makaleye konu edilen hasta verilerinin sadece 'Surgisphere' adlı bir şirketin veri tabanına dayandığı, bu şirketin de dünyanın en büyük ve en hızlı hastane veri tabanlarından birini işlettiği iddia edilse de Surgisphare hakkındaki bilgiler de şaibeli bulunuyor. Surgisphere çalışanlarının birçoğunun bilimsel geçmişe sahip olmadığı, şirketin sahibi olarak görünen ve Lancet makalesinin yazarlarından biri olan Dr. Sapan Desai'nin ise 2019'da Illinois'de üç kez malpraktis suçlamasıyla ile dava edildiği ve davanın halen sürdüğü belirtiliyor. Ayrıca Dr. Desai'inin son 5 yıldır yayınlanan 39 tıbbi makalesinden son iki Kovid-19 makalesi hariç hiçbirisinde, Surgisphere veritabanını kullanmadığı dikkat çekiyor. Bu da makalenin yazarı hakkında 'Surgisphere'in kurucusu neden gerçek zamanlı en büyük hasta verilerine erişebilirken bunu Kovid haricindeki hiçbir yayınında kullanmadı sorularını akla getiriyor.
Öte yandan DSÖ'nün kararı sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Koca, Türkiye'de hastanelerden toplanan 1811 veride bu ilaçla ilgili kalıcı bir sorunun olmadığının görüldüğünü anlatıp, "Diğer hastanelerimizdeki vakaları da analiz ediyoruz. Önümüzdeki günler daha net söylemiş oluruz. Bu anlamda ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını ve daha emniyetli ve güvenilir olduğunu, erken dönemde farklı olarak uyguladığımızı ve sonuç aldığımızı söylemek istiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu da bu anlamda bir değişiklik yapmadı." ifadelerini kullanmıştı.