3 Yaş Altı Çocuklarda İnatçı İshal Çölyak Belirtisi Olabilir

Arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllardaki gluten benzeri proteinlerine karşı intolerans ile kendini belli eden bir ince bağırsak hastalığı olan çölyak konusunda bilgiler veren Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Dr. Şule Turan Akyol, iştahsızlık, kronik inatçı ishal, kronik kabızlık, tekrarlayan karın ağrısı, kusma, kısa boy, tedaviye yanıtsız demir eksikliği anemisi gibi şikâyetleri olan 3 yaş altı çocukların çölyak açısından kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.

3 Yaş Altı Çocuklarda İnatçı İshal Çölyak Belirtisi Olabilir
Çölyak hastalığı, bir diğer adı ile gluten enteropatisi, genetik olarak yatkın bireylerde ortaya çıkan bir hastalık olarak biliniyor. Bilinen en eski tarım toplumu yerleşkesi olan Konya Çatalhöyük’deki kalıntılarda çölyak ile ilişkili bulgulara rastlandığını söyleyen VM Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Dr. Şule Turan Akyol, hastalığın bugünkü bilinen şeklinin ise 1800’lü yıllarda tanımlandığını söyledi.

Çölyak’ın Türkiye’de görülme sıklığının 212’de 1 olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Şule Turan Akyol, “Tarama çalışmaları ile çölyak hastalığı sıklığının dünyada giderek arttığını göstermektedir. Hastalık çocukları ve erişkinleri yaşam boyu etkilemekte ve her yaşta ortaya çıkabilmektedir” dedi.



3 yaş altındaki çocukta büyüme geriliği varsa dikkat

Çölyak hastalığının klasik bulgularının kronik ishal, karında şişlik ve büyüme geriliği olduğunu belirten Uzm. Dr. Şule Turan Akyol, “Sindirim sistemi ile ilgili bulgular özellikle 3 yaş altı çocuklarda belirgindir. Ancak sindirim sistemi dışı bulgularla da seyredebilir. Demir eksikliği anemisi, saçlarda dökülme, artrit, eklem ağrısı, karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma, boy kısalığı, yorgunluk, kilo kaybı bu bulgulardan bazılarıdır” ifadelerini kullandı.

İştahsızlık, kronik inatçı ishal, kronik kabızlık, tekrarlayan karın ağrısı, kusma, dişlerde mine hipoplazisi, kısa boy, puberte gecikmesi, tedaviye yanıtsız demir eksikliği anemisi, osteoporoz durumlarında çölyak hastalığının araştırılması gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Akyol, “Çölyak hastalığı tanısı konmuş hastaların 1. derece yakınları, otoimmun tiroidit, tip 1 diyabet, down sendromu, turner sendromu, willams sendromu, seçici Ig A eksikliği tanısı almış hastalar çölyak hastalığı açısından değerlendirilmelidir” diye konuştu.

Çölyak hastalığı düşünülen hastalarda ilk aşamada serolojik testler yapılarak pozitif antikor aranması gerektiğini işaret eden Uzm. Dr. Akyol, “Bu testler tarama için en uygun yöntemdir. Kesin tanı ince bağırsak biyopsisi ile konulur” dedi.



Ömür boyu glütensiz diyet şart

Uzm. Dr. Şule Turan Akyol, Çölyak hastalığının tedavisi ile ilgili ise şu bilgileri aktardı:

“Tedavisi ömür boyu uygulanması gereken glutensiz diyettir. Henüz alternatif bir tedavi bulunmamaktadır. Gluten içermeyen başlıca tahıllar mısır ve pirinçtir. Diyetteki ana tahıl grubunu bunlar oluşturur. Glutenden arındırılmış buğday unu ve bu undan yapılan ürünler de çölyak hastalarının diyetinde yer almaktadır. Glutensiz diyet ve yiyeceklerin hazırlanması sırasında ya da kullanılan her türlü kişisel bakım ürününün gluten ile kontaminasyon olasılıklarının tüm ayrıntıları ile bilinmesi ve hastalar ile onlara bakmakla yükümlü yakınlarının bu konuda eğitimi de tedavi sürecinin çok önemli bir bölümüdür.”

Uzm. Dr. Akyol, doğru tanı konulmuş ve uygun diyet ile tedavisi düzenlenmiş Çölyak hastalarının tamamen sağlıklı bir hayat sürebileceğini belirterek açıklamalarını sonlandırdı.
Kaynak: İHA