Dünyanın Tek Demir Kilise'si Depreme Karşı Güçlendirildi
Bulgar Ortodokslar için tarihi bir öneme sahip olan kilise 7 yıldır süren restorasyonun ardından depreme dayanıklı hale getirildi. 122 yıldır ayakta olan kilise hem Türkiye’deki hem Bulgaristan’daki Bulgarların en büyük sembollerinden biri olmaya devam ediyor.

"Yüz, yüz yirmi yıl ayaktaydı yüz elli yıl da ayakta"
122 yıllık tarihi binanın restore çalışmaları, Ayasofya, Galata Mevlevihanesi gibi tarihi mekanlarının restorasyonlarında bulunan Mimar Fikriye Bulunmaz tarafından tamamlandı. Bulunmaz’ın yedi senede tamamladığı Bulgar Kilisesi restorasyonu ise onu dünyaya tanıttı. Fikriye Bulunmaz Türkiye’nin dünya çapında tanınmış en önemli yüksek mimarlarından birisi olarak biliniyor. Restorasyon hakkında bilgi veren Fikriye Bulunmaz,“İlk başta dışarıdaki cephe kaplamaları söküldü, kolonlar değişti değişen kolonlar yüzlük parterlerden oluşmuştu eskileri, daha geniş yüz elli parterlerden yaptık.Yeni deprem yönetmeliğine göre deprem kirişleri ilave ettik, bütün kaplamalar söküldü kırık olan yerler onarıldı. Cephedeki döküm süsleme parçaları temizlendi, kaybolan ara parçalar vardı onlar orijinaline uygun olarak yeniden döküldü. Uygulama hepsi zordu söktüğümüz parçalar çok ağır üç yüz, dört yüz kiloydu, cephede görülen ana kolonlar ise altı yüz kiloydu, iş güvenliği açısından çok dikkat etmemiz gerekiyordu. Burası bizim ülkemizin bir eseri her ne kadar kilise de olsa bizim kültür varlığımız tabi ki de restore edecektik. Avizeler tamamen söküldü orijinaline uygun olarak yeniden yapıldı mevcutlar yapıldı eksik olan kısımlara da aynı özellikte aplikler yapıldı. Çepeçevre bir deprem kirişi ilave ettik. Yüz, yüz yirmi yıl ayaktaydı yüz elli yıl da ayakta durur diye düşünüyoruz daha fazlada durabilir. Bodrum kat vardı ama kullanılmayan bir alandı onun yalıtımını yaparak galeri haline getirdik şuan daimi ve geçici sergiler orada açılıyor” dedi.
"Bulgarlar için çok gurur verici bir yer oldu"
Küçüklüğünün bu kilisede geçtiğini söyleyen Alexander Masev ise konuşmasını şöyle sürdürdü: “İstanbul’da yaşayan Bulgar Cemaatinin bir üyesiyim aynı zamanda Stevi Stefan Kilise’sinde görevliyim. Küçüklüğüm burada geçti hemen hemen hayatımın büyük bir kısmı burada geçti denilebilir. Restorasyondan önce burası bayağı bir dökük haldeydi. Fikriye Hanım’ın büyük katkılarıyla çok güzel bir restorasyon geçirdi kilise. Restorasyondan sonra tabi ki hepimiz için burada yaşayan Bulgarlar için Bulgaristan’daki Bulgarlar içinde çok gurur verici bir yer oldu. Çünkü Bulgar kiliselerine baktığınız zaman ilk kurulan kiliselerinden biri, özel Bulgar Patrikhanesi kurulduktan sonra ilk kurulan kiliselerden birisi aynı zamanda dünyada demirden olan tek Ortodoks kilisesi olduğu için bizim için gurur verici tabi, restorasyonu da çok güzel oldu biz çok mutluyuz. Bize her gelen turist şunu söylüyor muhteşem bir kilise olmuş, muhteşem restorasyon olmuş diyorlar bu yüzden de biz çok mutluyuz çok gururluyuz. Aynı zamanda ibadetlerimiz sırasında da eskisine nazaran daha huşu içerisindeyiz diyebilirim” dedi.
