10 Yıl Metal Yemek Borusu İle Yaşadı
Adana’da yaşayan 56 yaşındaki Abdurrahman Bulut, 10 yıl önce 6 ay ömür biçilmesine rağmen gerçekleştirilen başarılı bir tedavi ile sağlığına kavuştu. Bulut, kendisinden ümit kesildiği dönemde adı verilen ve bugün 10 yaşına gelen torunu ile hem hayatının en güzel günlerini yaşıyor, hem de kendisi gibi kanser hastalarına umut veriyor.
Abdurrahman Bulut, hem akciğer kanseri hem de yemek borusu kanseri teşhisi konulduğunda doktorların kendisine ancak 6 ay yaşayabileceğini söylediğini anımsatarak, “Artık yemek bile yiyemez olmuştum. Yemek borumun 3’te 2’si alınmıştı ve ameliyat sonrası ameliyat yerinde darlık ve fistül oluştu Yediğim her şey akciğerime kaçıyordu. Gıda alamadığımdan bir deri bir kemik kalmıştım” dedi.
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün başlattığı tedavi ile yemek borusuna çeşitli aralıklarla tam 9 kez metal stent takıldığını belirten Abdurrahman Bulut, bu sayede durumunun her geçen gün iyiye gittiğini söyledi.
Kanser hastalığında morali yüksek tutmanın birinci koşul olduğunu, bunun ilaçtan daha fazla etki ettiğine inandığını belirten Abdurrahman Bulut, “Hastalığıma teşhis konulduğunda evimizde cenaze havası var gibiydi. O yıllarda kızım bebek bekliyordu. Onun çocuğunu görüp göremeyeceğimi düşündüğümde gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Şimdi 10 yaşına geldi, onunla zaman geçirirken o kabus dolu günleri hatırlıyor, Allah’ıma binlerce kez şükrediyorum. ‘6 ay ömrün var’ dediler, 10 yıldır şükürler olsun ki yaşıyorum” dedi.
Bulut, hiç göremeyeceğini düşündüğü torununun, koşup oynadığına şahit olduğunu, şimdi düğününü de görmeyi umut ettiğini sözlerine ekledi.
Tedavisi boyunca eşinin yanından bir an olsun ayrılmayan Şadiye Bulut ise, “Eşimin yemek borusunun üçte ikisi alınmış, kalan üçte birlik bölümün ise yüzde 90’ı metal olmuştu. Doktorumuz güzel bir tedavi süreci yaşattı. Biz de onun önerilerini, verdiği ilaçları hiç aksatmadık. Son kontrole gittiğimizde ise bize artık metal yemek borularına ihtiyacının kalmadığını söyleyince dünyalar bizim oldu” diye konuştu.
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü de uyguladıkları tedavi ile ilgili bilgi verirken, Abdurrahman Bulut’un 9 -10 yıl önce Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi’nde kanser sebebiyle yemek borusunun yaklaşık 3’te 2’sinin alındığını ve mide ile birleştirildiğini, burada oluşan fistül nedeniyle tükettiği gıdaların akciğerine kaçması sonucu beslenemediğini ve buna bağlı olarak aşırı kilo kaybı yaşadığını belirterek, şunları söyledi:
“Hastanın tükettiği gıdaların akciğerine kaçmaması için stent takmamız gerekiyordu. Aslında stent takmak çok zor değildir ama hasta zor bir hastaydı, ayrıca enfeksiyonu vardı. İlk stendi 2011 başında taktık, sonrasında her yıl yeni bir stent takmak zorunda kaldık. Bu arada hastanın akciğerinde kaçan gıdalar sonucu kitleler oluşmuştu. Hastamıza toplam 9 tane stent taktık. İlerleyen zamanda hastanın yemek borusundaki fistül dediğimiz delikler iyileşti ve 7’sini çıkardık. Bir tanesi de eriyen stentti zaten onu çıkarmadık. Şu anda hastamız gayet iyi ve yedikleri de akciğerine kaçmıyor.”
Kaynak: İHA
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün başlattığı tedavi ile yemek borusuna çeşitli aralıklarla tam 9 kez metal stent takıldığını belirten Abdurrahman Bulut, bu sayede durumunun her geçen gün iyiye gittiğini söyledi.
Kanser hastalığında morali yüksek tutmanın birinci koşul olduğunu, bunun ilaçtan daha fazla etki ettiğine inandığını belirten Abdurrahman Bulut, “Hastalığıma teşhis konulduğunda evimizde cenaze havası var gibiydi. O yıllarda kızım bebek bekliyordu. Onun çocuğunu görüp göremeyeceğimi düşündüğümde gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Şimdi 10 yaşına geldi, onunla zaman geçirirken o kabus dolu günleri hatırlıyor, Allah’ıma binlerce kez şükrediyorum. ‘6 ay ömrün var’ dediler, 10 yıldır şükürler olsun ki yaşıyorum” dedi.
Bulut, hiç göremeyeceğini düşündüğü torununun, koşup oynadığına şahit olduğunu, şimdi düğününü de görmeyi umut ettiğini sözlerine ekledi.
Tedavisi boyunca eşinin yanından bir an olsun ayrılmayan Şadiye Bulut ise, “Eşimin yemek borusunun üçte ikisi alınmış, kalan üçte birlik bölümün ise yüzde 90’ı metal olmuştu. Doktorumuz güzel bir tedavi süreci yaşattı. Biz de onun önerilerini, verdiği ilaçları hiç aksatmadık. Son kontrole gittiğimizde ise bize artık metal yemek borularına ihtiyacının kalmadığını söyleyince dünyalar bizim oldu” diye konuştu.
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü de uyguladıkları tedavi ile ilgili bilgi verirken, Abdurrahman Bulut’un 9 -10 yıl önce Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi’nde kanser sebebiyle yemek borusunun yaklaşık 3’te 2’sinin alındığını ve mide ile birleştirildiğini, burada oluşan fistül nedeniyle tükettiği gıdaların akciğerine kaçması sonucu beslenemediğini ve buna bağlı olarak aşırı kilo kaybı yaşadığını belirterek, şunları söyledi:
“Hastanın tükettiği gıdaların akciğerine kaçmaması için stent takmamız gerekiyordu. Aslında stent takmak çok zor değildir ama hasta zor bir hastaydı, ayrıca enfeksiyonu vardı. İlk stendi 2011 başında taktık, sonrasında her yıl yeni bir stent takmak zorunda kaldık. Bu arada hastanın akciğerinde kaçan gıdalar sonucu kitleler oluşmuştu. Hastamıza toplam 9 tane stent taktık. İlerleyen zamanda hastanın yemek borusundaki fistül dediğimiz delikler iyileşti ve 7’sini çıkardık. Bir tanesi de eriyen stentti zaten onu çıkarmadık. Şu anda hastamız gayet iyi ve yedikleri de akciğerine kaçmıyor.”