Yabancıların Gözüyle Türkiye - Vefa Duyduğu Türklere Şifa Oluyor
Somali asıllı doktor Muhammed Ahmed, Türk insanına duyduğu sevgi ve iki ülke arasındaki tarihi, kültürel bağlar nedeniyle tıp eğitimi için Türkiye'yi tercih etti Doğduğu mahalledeki su kuyusunun bile Osmanlılardan kalma olduğunu vurgulayan Ahmed, gönül borcunu Ankara'daki hastalara şifa dağıtarak ödüyor Muhammed Ahmed: 'Müslüman bir ülke deyince akla zayıf, ekonomi anlamında güçsüz bir ülke geliyor ama Türkiye öyle değil. Türkiye iş gücü ve ekonomi anlamında çok güçlü bir ülke ve sağlık, eğitim, ilaç üretimi ve sanayi sektöründe de çok başarılı. Dünyada sayılı ülkelerden biri haline geliyor' 'Somali, yıllarca Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında kaldığı için, eskiden gelen o sevgi hala devam ediyor'
AYBÜKE İNAL - Somali asıllı doktor Muhammed Ahmed, tıp eğitimi almak için 7 sene önce geldiği Türkiye'de yaşamını sürdürüyor.
Somali'den Türkiye'ye 2013 yılında gelen ve Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden iki sene önce mezun olan Muhammed Ahmed, Ankara'da özel bir hastanede görev yapıyor.
Ahmed, iki ülke arasında Osmanlı dönemine dayanan tarihi bağlar dolayısıyla Türkiye'ye büyük sevgi besliyor.
Daha uzun yıllar çok sevdiği Türkiye'de yaşamak isteyen Ahmed, burada uzmanlığını alarak kalp damar cerrahı olmak istiyor.
Ahmed, Somali'den Ankara'ya gelme hikayesini ve Türkiye sevgisini AA muhabirine anlattı.
Türkiye'de yüksek tahsilini sürdürme hayalinin 2009'da oluştuğunu belirten Ahmed, 2013'te girdiği sınav sonucu Akdeniz Üniversitesini kazanarak Antalya'ya geldiğini söyledi.
Bir sene Antalya'da Türkçe eğitimi aldığını, ilk dönemlerde Türkçe öğrenmenin zor olduğunu ancak kısa sürede insanlarla iletişim kurarak Türkçeyi konuşur hale geldiğini belirten Ahmed, Türkiye'ye gelmek istemesinin ilk sebebinin aldığı tavsiyeler ve Somali ile Türkiye'deki yaşam tarzlarının benzemesi olduğunu aktardı.
- "Yaşanacak güzel bir ülke"
Türkiye'de yaşayan insanların çok misafirperver olduğuna işaret eden Ahmed, "Burada özellikle yabancılara karşı sorun olmadığı gibi bir imaj var. O yüzden tabii ki burası çok cazip geliyor, yaşanacak güzel bir ülke." dedi.
Ahmed, Türkiye'ye ilk geldiğinde İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğinde Akdeniz Üniversitesinde çalışan İlhami Şeker'in kendisini karşıladığını ifade ederek, "İlhami Bey çay ikram etti. Ben anladım ki Türkiye'de hikaye, 'beraber çay içelim mi?' den başlıyor ve gerçekten yerleşmeme kadar yardımcı oldu. Daha sonra birlikte Türk kahvesi içtik ve kırk yıl hatıra gibi kaldı. Öyle bir atasözü var. Hala hocayla görüşüyoruz. Türkiye'de insanlar birbiriyle daha yakından ilgileniyor. Bu, diğer ülkelerde görülmeyen bir durum." diye konuştu.
Türkiye'nin parlayan bir Müslüman ülke olduğunu vurgulayan Ahmed, burada ekonomi, eğitim ve sağlık anlamında büyük adımlar atıldığını dile getirdi.
Ahmed, Türkiye'nin İslam dünyasına hitap eden bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Müslüman bir ülke deyince akla zayıf, ekonomi anlamında güçsüz bir ülke geliyor ama Türkiye öyle değil. Türkiye iş gücü ve ekonomi anlamında çok güçlü bir ülke ve sağlık, eğitim, ilaç üretimi ve sanayi sektöründe de çok başarılı. Dünyada sayılı ülkelerden biri haline geliyor." ifadelerini kullandı.
Ahmed, Türkiye'nin doğal güzellikler açısından da zengin olduğuna değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Mesela İstanbul, farklı ülkelerin sahip olduğu o güzellikleri içinde bir arada toplayan bir şehir. Hem deniz hem doğal güzellikleri... Türkiye de İstanbul gibi bir ülke denilebilir. Türkler, yüzlerce yıl dünyanın üçte birine hükmeden Osmanlı İmparatorluğu'nun torunları ve çok büyük bir medeniyete, zenginliğe sahip. Bu da aramızdaki bağı kuvvetlendiriyor."
- "Bu da sevgimizi besliyor"
Muhammed Ahmed, iki ülke arasında bir bağ olduğunu, başta yemekleri olmak üzere birçok özelliğin benzerlik gösterdiğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Somali, yıllarca Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında kaldığı için, eskiden gelen o sevgi hala devam ediyor. Benim mahallemde yüzlerce sene önce Osmanlı'nın yaptığı su kuyusundan hala su içiliyor. Bu da sevgimizi besliyor. Dağlardan şehre kolayca su geliyor. Bu, mühendislik anlamında çok önemli bir formül. Osmanlı İmparatorluğu'ndan sonra İngiliz sömürgesi altında kaldık ama İngilizlerin yaptığı pek bir şey yok. Mesela Osmanlı'da camiler, su kuyuları inşa edildi. Bunlar hala sosyal anlamda çok önemli şeyler."
Ahmed, profesör olduktan sonra ülkesine dönmeyi planladığını ancak Türkiye'ye de sık sık gelmek istediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Güzel sohbetlerin, muhabbetlerin hep devam etmesini istiyorum. Türkiye'de birçok arkadaş edindim. Türkiye güzel bir ülke. Dünyada yapabileceğim en iyi şey iyi insan kazanmaktır. Bunu da Türkiye'de gördüm, Türkiye'de iyi insanlar kazandım."
Kaynak: AA
Somali'den Türkiye'ye 2013 yılında gelen ve Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden iki sene önce mezun olan Muhammed Ahmed, Ankara'da özel bir hastanede görev yapıyor.
Ahmed, iki ülke arasında Osmanlı dönemine dayanan tarihi bağlar dolayısıyla Türkiye'ye büyük sevgi besliyor.
Daha uzun yıllar çok sevdiği Türkiye'de yaşamak isteyen Ahmed, burada uzmanlığını alarak kalp damar cerrahı olmak istiyor.
Ahmed, Somali'den Ankara'ya gelme hikayesini ve Türkiye sevgisini AA muhabirine anlattı.
Türkiye'de yüksek tahsilini sürdürme hayalinin 2009'da oluştuğunu belirten Ahmed, 2013'te girdiği sınav sonucu Akdeniz Üniversitesini kazanarak Antalya'ya geldiğini söyledi.
Bir sene Antalya'da Türkçe eğitimi aldığını, ilk dönemlerde Türkçe öğrenmenin zor olduğunu ancak kısa sürede insanlarla iletişim kurarak Türkçeyi konuşur hale geldiğini belirten Ahmed, Türkiye'ye gelmek istemesinin ilk sebebinin aldığı tavsiyeler ve Somali ile Türkiye'deki yaşam tarzlarının benzemesi olduğunu aktardı.
- "Yaşanacak güzel bir ülke"
Türkiye'de yaşayan insanların çok misafirperver olduğuna işaret eden Ahmed, "Burada özellikle yabancılara karşı sorun olmadığı gibi bir imaj var. O yüzden tabii ki burası çok cazip geliyor, yaşanacak güzel bir ülke." dedi.
Ahmed, Türkiye'ye ilk geldiğinde İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğinde Akdeniz Üniversitesinde çalışan İlhami Şeker'in kendisini karşıladığını ifade ederek, "İlhami Bey çay ikram etti. Ben anladım ki Türkiye'de hikaye, 'beraber çay içelim mi?' den başlıyor ve gerçekten yerleşmeme kadar yardımcı oldu. Daha sonra birlikte Türk kahvesi içtik ve kırk yıl hatıra gibi kaldı. Öyle bir atasözü var. Hala hocayla görüşüyoruz. Türkiye'de insanlar birbiriyle daha yakından ilgileniyor. Bu, diğer ülkelerde görülmeyen bir durum." diye konuştu.
Türkiye'nin parlayan bir Müslüman ülke olduğunu vurgulayan Ahmed, burada ekonomi, eğitim ve sağlık anlamında büyük adımlar atıldığını dile getirdi.
Ahmed, Türkiye'nin İslam dünyasına hitap eden bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Müslüman bir ülke deyince akla zayıf, ekonomi anlamında güçsüz bir ülke geliyor ama Türkiye öyle değil. Türkiye iş gücü ve ekonomi anlamında çok güçlü bir ülke ve sağlık, eğitim, ilaç üretimi ve sanayi sektöründe de çok başarılı. Dünyada sayılı ülkelerden biri haline geliyor." ifadelerini kullandı.
Ahmed, Türkiye'nin doğal güzellikler açısından da zengin olduğuna değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Mesela İstanbul, farklı ülkelerin sahip olduğu o güzellikleri içinde bir arada toplayan bir şehir. Hem deniz hem doğal güzellikleri... Türkiye de İstanbul gibi bir ülke denilebilir. Türkler, yüzlerce yıl dünyanın üçte birine hükmeden Osmanlı İmparatorluğu'nun torunları ve çok büyük bir medeniyete, zenginliğe sahip. Bu da aramızdaki bağı kuvvetlendiriyor."
- "Bu da sevgimizi besliyor"
Muhammed Ahmed, iki ülke arasında bir bağ olduğunu, başta yemekleri olmak üzere birçok özelliğin benzerlik gösterdiğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Somali, yıllarca Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında kaldığı için, eskiden gelen o sevgi hala devam ediyor. Benim mahallemde yüzlerce sene önce Osmanlı'nın yaptığı su kuyusundan hala su içiliyor. Bu da sevgimizi besliyor. Dağlardan şehre kolayca su geliyor. Bu, mühendislik anlamında çok önemli bir formül. Osmanlı İmparatorluğu'ndan sonra İngiliz sömürgesi altında kaldık ama İngilizlerin yaptığı pek bir şey yok. Mesela Osmanlı'da camiler, su kuyuları inşa edildi. Bunlar hala sosyal anlamda çok önemli şeyler."
Ahmed, profesör olduktan sonra ülkesine dönmeyi planladığını ancak Türkiye'ye de sık sık gelmek istediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Güzel sohbetlerin, muhabbetlerin hep devam etmesini istiyorum. Türkiye'de birçok arkadaş edindim. Türkiye güzel bir ülke. Dünyada yapabileceğim en iyi şey iyi insan kazanmaktır. Bunu da Türkiye'de gördüm, Türkiye'de iyi insanlar kazandım."