'Çaya Alternatif Ürün Olmaz'
RTEÜ Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Seyis: 'Bazıları çaya alternatif ürün geliştirmekten bahsediyor ama çaya alternatif ürün olmaz'
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Seyis, bazılarının çaya alternatif ürün geliştirmekten bahsettiğini ancak çaya alternatif ürün olamayacağını belirtti.
Seyis, yaptığı yazılı açıklamada, ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim tarafından başlatılan "Hayde Çaya Bakalım" kampanyasının çaya karşı yeni bir sahiplenme oluşumu olduğunu kaydederek, bundan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Türkiye'de çayın zorlukları aşarak ilerlediğini vurgulayan Seyis, "1970'li yıllarda 1 kilo çayın bir işçinin 3 günlük yevmiyesine bedel olduğu yıllardan bugün aileleriyle yaklaşık 1 milyon kişinin 835 bin dekar alanda çay üretip gelir elde ettikleri stratejik ürün aşamasına geldi. Bazıları çaya alternatif ürün geliştirmekten bahsediyor ama çaya alternatif ürün olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Seyis, tarım meseleleriyle ilgilenirken işin içine girip müstahsili anlamak gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Gübreleme konusunda çok fazla yanlış yapılıyor. Çaya atılması gereken azot miktarı dönüm başına 15 kilogram ama yüzde 25 azot içeren gübrelerden toplam 60 atılması gerekiyorken üreticilerimiz 200-300 kilogram kadar gübre atabiliyor. Bu durum toprak için çok önemli olan aktif asitliği ve alkali (Ph) değerinin olması gerekenin çok altına düşmesine sebep veriyor. Bu da bitkilerimizin yeterince beslenememesi demek."
Geçmişte set araları geniş olduğu için çay diplerine gübre atıldığını aktaran Seyis, "Bu en doğru yöntemdir. Şimdi ise gübre üstten ve fazla miktarda atılıyor. Bununla birlikte bahçe içerisinde gezildiği için toprak daha çok basılıyor ve gübreden bitkilerin alması gereken değerler de alınamıyor." ifadesini kullandı.
Seyis, çayın toplanma biçimi ve yabancı işçi sorununa da değinerek, şunları kaydetti:
"Gereken çay toplama biçiminin 2,5 yaprak olduğunu söylüyoruz ama 5-6 yaprak toplayanlar, çift makas atanlar var. Bu çok sıkıntılı ve çaya zarar veren bir durum. Bununla birlikte yabancı işçi sorunu var. Derin çay toplanıyor. Böylelikle bitkinin boyu zamanla kısalıyor. Bu da 5-7 santimetreye kadar uzayabilen ürünleri getiriyor. Yani çayımıza hem gübre verirken alttan hem de dibinden toplayarak baskı uyguluyoruz. Bu sebeple çay bitkisi kendisini korumaya alıyor, boyunu kısaltıyor, hatta tohuma kaçıyor. 'Hayde Çaya Bakalım' hareketi güzel bir oluşum. Yeniden çayımızı canlandıracağına yürekten inanıyorum."
Kaynak: AA
Seyis, yaptığı yazılı açıklamada, ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim tarafından başlatılan "Hayde Çaya Bakalım" kampanyasının çaya karşı yeni bir sahiplenme oluşumu olduğunu kaydederek, bundan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Türkiye'de çayın zorlukları aşarak ilerlediğini vurgulayan Seyis, "1970'li yıllarda 1 kilo çayın bir işçinin 3 günlük yevmiyesine bedel olduğu yıllardan bugün aileleriyle yaklaşık 1 milyon kişinin 835 bin dekar alanda çay üretip gelir elde ettikleri stratejik ürün aşamasına geldi. Bazıları çaya alternatif ürün geliştirmekten bahsediyor ama çaya alternatif ürün olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Seyis, tarım meseleleriyle ilgilenirken işin içine girip müstahsili anlamak gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Gübreleme konusunda çok fazla yanlış yapılıyor. Çaya atılması gereken azot miktarı dönüm başına 15 kilogram ama yüzde 25 azot içeren gübrelerden toplam 60 atılması gerekiyorken üreticilerimiz 200-300 kilogram kadar gübre atabiliyor. Bu durum toprak için çok önemli olan aktif asitliği ve alkali (Ph) değerinin olması gerekenin çok altına düşmesine sebep veriyor. Bu da bitkilerimizin yeterince beslenememesi demek."
Geçmişte set araları geniş olduğu için çay diplerine gübre atıldığını aktaran Seyis, "Bu en doğru yöntemdir. Şimdi ise gübre üstten ve fazla miktarda atılıyor. Bununla birlikte bahçe içerisinde gezildiği için toprak daha çok basılıyor ve gübreden bitkilerin alması gereken değerler de alınamıyor." ifadesini kullandı.
Seyis, çayın toplanma biçimi ve yabancı işçi sorununa da değinerek, şunları kaydetti:
"Gereken çay toplama biçiminin 2,5 yaprak olduğunu söylüyoruz ama 5-6 yaprak toplayanlar, çift makas atanlar var. Bu çok sıkıntılı ve çaya zarar veren bir durum. Bununla birlikte yabancı işçi sorunu var. Derin çay toplanıyor. Böylelikle bitkinin boyu zamanla kısalıyor. Bu da 5-7 santimetreye kadar uzayabilen ürünleri getiriyor. Yani çayımıza hem gübre verirken alttan hem de dibinden toplayarak baskı uyguluyoruz. Bu sebeple çay bitkisi kendisini korumaya alıyor, boyunu kısaltıyor, hatta tohuma kaçıyor. 'Hayde Çaya Bakalım' hareketi güzel bir oluşum. Yeniden çayımızı canlandıracağına yürekten inanıyorum."