Türk Eğitim-Sen'den Sözleşmeli Öğretmenlerin Eylemine Destek

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu tayin hakkı tanınması için 26 Temmuz Cuma günü Ankara’da eylem yapacağını açıklayarak, Türk Eğitim-Sen olarak bu eyleme destek olacaklarını duyurdu.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Ağustos ayında eş durumu tayin hakkı tanınması için sözleşmeli öğretmenlerin yapacağı eyleme eşleri, çocukları, anne, babaları ile birlikte katılacağını bildirerek, “3+1 düzenlemesi, 2023 eğitim vizyon belgesinin açıklandığı toplantıda bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından müjdelendi. Milli Eğitim Bakanlığı da Öğretmenlik Meslek Kanunu ile bunun hayata geçirileceğini ifade etti.

Ancak meslek kanununu beklersek iş işten geçmiş olacaktı. Çünkü 2016 yılında atanan arkadaşlarımızın 3 yılı bu yıl doluyordu. Dolayısıyla arkadaşlarımız, bu düzenlemeden faydalanamayacaktı. Türk Eğitim-Sen olarak ‘Torba Kanuna bir madde ekleyelim ve 2016 yılında atanan sözleşmeli öğretmenlerimizin 3+1 düzenlenmesinden faydalanmasını sağlayalım’ önerisi getirdik. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve MEB bürokratları bu öneriye sahip çıktı ve Torba Kanuna bu madde eklendi. Tabii şöyle bir durum var; 2016 yılında atanan arkadaşlarımız birtakım güvenlik soruşturmalarından dolayı Ekim ayında göreve başladı.

Dolayısıyla 2016 yılında göreve başlayan sözleşmeli öğretmenler 3 yılını Ekim ayında dolduracak olmalarından dolayı Ağustos ayında gerçekleştirilecek olan mazeret tayinlerine başvurma hakkına sahip değiller. Türk Eğitim-Sen olarak diyoruz ki ırmağı geçtik, derede boğulmayalım. Milli Eğitim Bakanlığı bir düzenleme yaparak, 2016 yılında KHK ile atanan ve 3 yılını dolduran arkadaşlarımıza Ağustos döneminde eş durumundan tayin hakkı versin. Sözleşmeli öğretmenlerin aileleri parçalanmış durumda. Sözleşmeli öğretmenler büyük dram yaşıyorlar. Bu taleple 26 Temmuz Cuma günü sözleşmeli öğretmenler Ankara’da buluşacak. Türk Eğitim-Sen olarak onların eylemine destek vereceğiz, seslerine ses olacağız” dedi.

Öğrencilerde cep telefonu bağımlılığı ile ilgili açıklamalarda da bulunan Geylan, Milli Eğitim Bakanlığının cep telefonu kullanımı ile ilgili düzenleme getirmesini istedi. Okullardaki cep telefonu kullanımının öğrencilerin derslere konsantrasyonunu olumsuz etkilediğini söyleyen Geylan, konuyla ilgili İsmet Yılmaz döneminde 2018 yılında bir genelge yayınlandığını, bu genelgenin okullarda güvenlik önemlerinin alınmasına ilişkin maddesinde “Derslik, laboratuvar vb. eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü alanlarda iletişim araçlarının kullanılmasına izin verilmemesi ve gerekli tedbirlerin alınması” ifadesine yer verildiğini belirtti.

Bir başka yönetmelikte de uyarı cezası gerektiren davranışlar arasında derslerde cep telefonunu açık bulundurmak olduğunun belirtildiğini kaydeden Geylan, “Yine aynı şekilde yayınlanan yönetmelik ile kınama gerektiren davranışlar sıralandığında, ‘Okul içinde izinsiz ses ve görüntü kaydetmenin’ bu kapsamda olduğu ifade edilmiştir. Bu noktada yapılması gereken öğretmenlerin ve idarenin inisiyatifine bırakılmadan bir düzenleme yapılması ve bütün okullarımızda uygulama birliği sağlanmasıdır” dedi.

Ceza kanunlarında izinsiz ses ve görüntü kaydı alınmasının suç olduğunu vurgulayan Geylan, “Bunun suç olduğunu bilmeyen çocuklarımız var. Şöyle bir öneri getiriyoruz; çocuklarımız okula girerken cep telefonlarını bir kutuya koyarak kilitlesin. Öğrenciler, güvenli bir yerde muhafaza edilen cep telefonlarını okul çıkışı alsın. Bazı ailelerimiz özellikle büyükşehirlerde güvenlik nedeniyle endişe duymakta ve ‘Çocuğumla her zaman iletişim kurmak zorundayım’ demektedir. Ancak bu kaygıya gerek yoktur. Zira çocuğun okula geç kalması ya da devamsızlık durumunda e-okul üzerinden SMS yoluyla ailelere bilgilendirme mesajı gelmektedir. Yani çocuk okulda olduğu süre içerisinde ailelerin endişe duyacağı bir durum söz konusu değildir” diye konuştu.

Kaynak: İHA