'Nükleer Fizik Alanında Ülkeme Faydalı Olmak İstiyorum'
Dünya ve Avrupa Fizik Olimpiyatları'nda altın madalya kazanan Türkiye Fizik Olimpiyat takımı üyesi Abdurrahman Hadi Ertürk: 'Nükleer Fizik alanında çalışma yapmak istiyorum. Bu alanda yapacağım çalışmalarla ülkeme faydalı olmak istiyorum' 'Dünyanın nasıl modellendiğini görmek ilgimi çekti. Farklı sorulara bakmak, dünyayı düşünmek, gerçek dünyayı anlatabilecek şekilde denklemlere dökmek, model kurmak ilgimi çekiyor' Abdurrahman Hadi Ertürk'ün babası Mehmet Ertürk: 'Küçüklüğünden beri bilime merakı olduğunu biliyorduk. Heyecanını ve hevesini hiç kaybetmedi'
BİLAL ACAR - Dünya ve Avrupa Fizik Olimpiyatları'nda altın madalya kazanan Türkiye Fizik Olimpiyat takımı üyesi Abdurrahman Hadi Ertürk, "Nükleer Fizik alanında çalışma yapmak istiyorum. Bu alanda yapacağım çalışmalarla ülkeme faydalı olmak istiyorum." dedi.
Fizik alanında gösterdiği başarıyla ulusal yarışmalarda ödül alan Ertürk, ilk kez katıldığı Dünya ve Avrupa Uluslararası Fizik Olimpiyatları'nda Türkiye'ye altın madalya kazandıran ekipte yer aldı.
Ertürk, uluslararası ilk başarısını Letonya'nın başkenti Riga'da 31 Mayıs-4 Haziran arasında düzenlenen ve 35 ülkenin katıldığı Avrupa Fizik Olimpiyatları'nda elde ederken, 7-15 Temmuz'daki 50'nci Dünya Fizik Olimpiyatları'nda da Türkiye'yi temsil etti.
78 ülkeden 251 öğrencinin katıldığı 50'nci Dünya Fizik Olimpiyatları'nda da altın madalya alarak büyük bir başarıya imza atan Ertürk, fizik alanında kendi döneminin en parlak gençleri arasına girdi.
Ertürk, AA muhabirine fizik alanına duyduğu ilgiyi ve gelecek planlarını anlattı. Çocukken arkeolojiye merakı olduğunu, yeni keşifler yapmayı sevdiğini kaydeden Ertürk, matematik dersinde de iyi olduğunu ve bunun genel olarak bir fizik sevgisine dönüştüğünü söyledi.
"Dünyanın nasıl modellendiğini görmek ilgimi çekti. Farklı sorulara bakmak, dünyayı düşünmek, gerçek dünyayı anlatabilecek şekilde denklemlere dökmek, model kurmak ilgimi çekiyor." diyen Ertürk, fiziğe ilgisinin 10'uncu sınıfta başladığını, bunun kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü anlattı.
Ertürk, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Michigan Üniversitesi fizik bölümünden burslu üniversite kabulü aldığını belirterek, "Nükleer fizik alanında çalışmayı düşünüyorum. Bu alanda yapacağım çalışmalarla ülkeme faydalı olmak istiyorum. Nükleer fiziğin 21'inci yüzyılda öneminin daha da artacağını düşünüyorum. Üniversite seçimimde özellikle nükleer fiziğe olan bu ilgimin de etkisi oldu." diye konuştu.
Sanatın başarısında katkısı olduğuna işaret eden Ertürk, "Resim ve müziğe ilgi duyuyorum. Bunun gibi hobilerimi de geliştirmeyi düşünüyorum." dedi.
Abdurrahman Hadi Ertürk'ün babası Mehmet Ertürk ise oğlunun fizik alanında dünyanın en iyi üniversitesi olarak kabul edilen Michigan Üniversitesi'nden burslu kabul aldığını ve bununla gurur duyduklarını ifade etti.
Oğlunun, küçüklüğünden beri ilgi alanları, odaklanması, motivasyonu açısından diğer çocuklara göre çok farklı yaklaşımlara sahip olduğunu söyleyen Mehmet Ertürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küçüklüğünden beri bilime merakı olduğunu biliyorduk. Heyecanını ve hevesini hiç kaybetmedi.6-7 yaşlarında ne olacağını sorduğumuzda hep 'bilim adamı olacağım' diyordu. Sonraki yıllarda da bilime ilgisi artarak devam etti. TUBİTAK'ın bilim dergilerini incelemeye, internetten bilim ile ilgili programlar izlemeye hep devam etti. Onun bu alana yeteneği olduğunu bildiğimiz için biz de onu olimpiyatlara hazırlanması için teşvik ettik."
Mehmet Ertürk, oğlunun olimpiyatlara bireysel çabasıyla hazırlandığını ve sevdiği bir alan olduğu için de iyi çalıştığını kaydetti.
Anne Ayşe Ertürk de oğlunun olimpiyatlara çok çalışarak hazırlandığını ve bu başarıyı hak ettiğini belirterek, eğitimini yurt dışında tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönüp burada bilimsel çalışmalarına devam etmesini ve ülkesine katkı sağlamasını ümit ettiklerini dile getirdi.
Kaynak: AA
Fizik alanında gösterdiği başarıyla ulusal yarışmalarda ödül alan Ertürk, ilk kez katıldığı Dünya ve Avrupa Uluslararası Fizik Olimpiyatları'nda Türkiye'ye altın madalya kazandıran ekipte yer aldı.
Ertürk, uluslararası ilk başarısını Letonya'nın başkenti Riga'da 31 Mayıs-4 Haziran arasında düzenlenen ve 35 ülkenin katıldığı Avrupa Fizik Olimpiyatları'nda elde ederken, 7-15 Temmuz'daki 50'nci Dünya Fizik Olimpiyatları'nda da Türkiye'yi temsil etti.
78 ülkeden 251 öğrencinin katıldığı 50'nci Dünya Fizik Olimpiyatları'nda da altın madalya alarak büyük bir başarıya imza atan Ertürk, fizik alanında kendi döneminin en parlak gençleri arasına girdi.
Ertürk, AA muhabirine fizik alanına duyduğu ilgiyi ve gelecek planlarını anlattı. Çocukken arkeolojiye merakı olduğunu, yeni keşifler yapmayı sevdiğini kaydeden Ertürk, matematik dersinde de iyi olduğunu ve bunun genel olarak bir fizik sevgisine dönüştüğünü söyledi.
"Dünyanın nasıl modellendiğini görmek ilgimi çekti. Farklı sorulara bakmak, dünyayı düşünmek, gerçek dünyayı anlatabilecek şekilde denklemlere dökmek, model kurmak ilgimi çekiyor." diyen Ertürk, fiziğe ilgisinin 10'uncu sınıfta başladığını, bunun kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü anlattı.
Ertürk, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Michigan Üniversitesi fizik bölümünden burslu üniversite kabulü aldığını belirterek, "Nükleer fizik alanında çalışmayı düşünüyorum. Bu alanda yapacağım çalışmalarla ülkeme faydalı olmak istiyorum. Nükleer fiziğin 21'inci yüzyılda öneminin daha da artacağını düşünüyorum. Üniversite seçimimde özellikle nükleer fiziğe olan bu ilgimin de etkisi oldu." diye konuştu.
Sanatın başarısında katkısı olduğuna işaret eden Ertürk, "Resim ve müziğe ilgi duyuyorum. Bunun gibi hobilerimi de geliştirmeyi düşünüyorum." dedi.
Abdurrahman Hadi Ertürk'ün babası Mehmet Ertürk ise oğlunun fizik alanında dünyanın en iyi üniversitesi olarak kabul edilen Michigan Üniversitesi'nden burslu kabul aldığını ve bununla gurur duyduklarını ifade etti.
Oğlunun, küçüklüğünden beri ilgi alanları, odaklanması, motivasyonu açısından diğer çocuklara göre çok farklı yaklaşımlara sahip olduğunu söyleyen Mehmet Ertürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küçüklüğünden beri bilime merakı olduğunu biliyorduk. Heyecanını ve hevesini hiç kaybetmedi.6-7 yaşlarında ne olacağını sorduğumuzda hep 'bilim adamı olacağım' diyordu. Sonraki yıllarda da bilime ilgisi artarak devam etti. TUBİTAK'ın bilim dergilerini incelemeye, internetten bilim ile ilgili programlar izlemeye hep devam etti. Onun bu alana yeteneği olduğunu bildiğimiz için biz de onu olimpiyatlara hazırlanması için teşvik ettik."
Mehmet Ertürk, oğlunun olimpiyatlara bireysel çabasıyla hazırlandığını ve sevdiği bir alan olduğu için de iyi çalıştığını kaydetti.
Anne Ayşe Ertürk de oğlunun olimpiyatlara çok çalışarak hazırlandığını ve bu başarıyı hak ettiğini belirterek, eğitimini yurt dışında tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönüp burada bilimsel çalışmalarına devam etmesini ve ülkesine katkı sağlamasını ümit ettiklerini dile getirdi.