Meme Silikonu Operasyonlarında Kanser Riski

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Avcı, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinin (FDA) silikon implant kullanılarak meme estetiği yapılan 660 kadında lenf kanserinin görüldüğünü ve bu hastalardan 9’unun hayatını kaybettiğini açıkladığını belirterek, "Korkulacak bir durum yok ama hastalığın belirtileri açısından dikkatli olmak lazım” dedi.

Meme Silikonu Operasyonlarında Kanser Riski
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Avcı, meme estetiği ve kanser hakkında uyarılarda bulundu. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) meme silikon implant kullanılarak yapılan meme estetik ameliyatlarından sonra nadir tip anaplastik dev hücreli lenfoma görüldüğünü açıkladığını belirten Dr. Avcı, "FDA’nın verilerine göre meme estetiği operasyonlarında implant konulmuş 660 kadında bu kanser türü görüldü.

Kanserin tespit edildiği kadınlardan 9’unun yaşamını yitirdiği bildirildi” dedi.



Pürtüklü yüzeyli implantlarda görülüyor

Türkiye’de meme estetiği operasyonlarının yaygın olarak yapıldığını ancak çok da panik olacak bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden Dr. Avcı, “Dünyada her 8 kadından biri ömür boyunca meme kanserine yakalanma ihtimali taşıyor. Bu hastalık bir meme kanseri değil, memede görülen bir lenf kanseridir. Lenf kanseri görülen kadınlarda pürtüklü yüzeyli implantın daha sık kullanıldığı görülmüş. Yeni Zelanda ve Avustralya’da pürüzlü yüzeyli implantlar kullanılarak yapılan 1000-10 bin kadında bir bu tür lenf kanserinin görüldüğü bildirildi” diye konuştu.

Kanserin memeye yerleştirilen implant ile implantı çevreleyen nedbe dokusu arasında geliştiğini kaydeden Dr. Avcı, hastalığın bu bölgede ani sıvı birikmesiyle kendisini gösterdiğini söyledi.

Dr. Avcı, memede büyüme, meme derisindeki bir takım değişiklikler, memede asimetri, koltukaltı veya köprücük kemiği üzerindeki lenf bezlerinde büyümenin hastalığın belirtileri arasında yer aldığını belirtti.

Bu belirtilerden birinin görülmesi durumunda doktora başvurulması gerektiğine dikkat çeken Dr. Avcı, “Hastalığın tanısında kanserin ortaya çıktığı bölgeden sıvı örneği alınıp patoloji laboratuvarına gönderilmesi gerekiyor. Bu aşamada lenfopatik hücrelerin üzerinde taşıdıkları CD 30 denilen bir proteini aramak gerekiyor. Tanı konulduktan sonra en önemli tedavi cerrahidir. Ameliyatta hem implantın hem de implantı çevreleyen kapsül dokusunun tamamen çıkartılması gerekiyor. Operasyon hastaların büyük bölümünde şifa sağlayabilmektedir. Dokuya yayılım varsa, kemoterapi veya kemoterapi artı radyoterapi tedavileri gerekebilmektedir” dedi.

Kaynak: İHA