'Yargıtay Yargı Etiği Hukuk Kliniği' Sertifika Töreni
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Yargıtay Yargı Etiği Hukuk Kliniği" sertifika törenine katıldı. Cirit, "Yargıtay insan haklarının gelişmesinde evrensel düzeyde katkı sağlamıştır" dedi.
Yargıtay Konferans Salonunda yapılan törene, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay Başsavcısı Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanvekilleri, Çiğdem Kırca, Muharrem Özen ve sertifika almaya hak kazanan öğrenciler katıldı.
Törende konuşan Cirit, Bangalor Etiği İlkelerine değinerek, "Bangalor Yargı Etiği İlkelerinin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesinden sonra, yargı mensuplarının uyması gereken ulusal etik davranış ilkelerinin oluşturulması evrensel bir gereklilik olarak dünyada kabul görmeye başlamıştır. Bangalor Yargı Etiği İlkelerinin önsözünde, ’Yargı etiğinde yüksek standartların teşvik ve muhafaza edilmesine yönelik temel sorumluluğun her bir ülkedeki yargı organına ait olduğu’ belirtilmiştir. Bu nedenle, etik ilkelerin belirlenmesi, içselleştirilmesi ve her kademedeki üye, hâkim, savcı ve personel tarafından uygulanması Yargıtay’ın sorumluluğu altındadır" diye konuştu.
"Yargıtay insan haklarının gelişmesinde evrensel düzeyde katkı sağlamıştır"
Bangalor Yargı Etiği İlkeleri kadar önemli bir diğer metinin de Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi olduğunu aktaran Cirit, "Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonu’nun 20-24 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 28. Oturumunda, ’Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi’ ile ’İstanbul Bildirgesi’nin Etkili Biçimde Uygulanması İçin Tedbirler’ kabul edilmiştir. 150 yıllık köklü bir kurum olan Yargıtay’ın uluslararası alanda gösterdiği bu müstesna başarı, dünyada Türk Yargıtay’ına duyulan güvenin de bir göstergesidir. Hükümetler arası toplantılarda ele alınmadan, tamamen yüksek hakimler tarafından geliştirilen bir insan hakları metni ilk kez Birleşmiş Milletler üye 192 devlet tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu sonuç aynı zamanda, Birleşmiş Milletlere üye devletlerin insan haklarına ve yargı bağımsızlığına verdikleri önemin de bir göstergesidir. Ayrıca, İstanbul Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletlerde kabul edilmesinin Yargıtay’ın insan haklarının gelişmesine evrensel düzeyde sağladığı çok önemli ve somut bir katkı olduğunu da belirtmek istiyorum" şeklinde konuştu.
"Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği çalışmalarına büyük önem veriyoruz"
Yargıtay’ın etik stratejisinin üç aşamadan oluştuğunu söyleyen Cirit, "Birincisi, Yargıtay’da çalışan herkesin etik eğitimini alması ve etik anlayışın iş süreçlerine yansıtılmasıdır. 2018 yılı içinde bu aşamayı tamamlamıştık. İkincisi, hukukçular ile yasama ve yürütme organının yargı etiği ilkeleri hakkında bilinç düzeyinin yükseltilmesidir. Üçüncüsü ise toplumun bu konuda eğitilmesidir. Etik değerler üzerinde yükselen ve halkın yüksek güven duyduğu bir yargı sistemi oluşturmanın ön koşulu, toplumda ’ortak bir yargı etiği bilinci’ oluşturulmasına bağlıdır. İşte bu nedenle ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği’ çalışmalarına büyük önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Hukuk ve adalet bilinci yüksek kurumlara, akademisyenlere ve hukuk öğrencilerine ihtiyacımız bulunmaktadır"
Yargıtay’ın gösterdiği çabanın amacına ulaşması için hukuk ve adalet bilinci yüksek kurumlara ve hukuk öğrencilerine ihtiyaçları olduklarını bildiren Cirit, "Yargıtay’ın gösterdiği bu olağanüstü çabanın amacına ulaşması için hukuk ve adalet bilinci yüksek kurumlara, akademisyenlere ve hukuk öğrencilerine ihtiyacımız bulunmaktadır. Yargıtay Etik İlkeleri’nin hukuk fakültelerinde temel bir kaynak olarak okutulması ve yargı etiği derslerinin verilmeye başlanması, etik ilkelerin yaygınlaşması ve kökleşmesi bakımından bir dönüm noktasıdır. ’Uygulamacı Yargı Etikçileri’nin yetişmesi için hukuk fakültelerini bizlere açan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Muharrem Özen’e ve TOBB ETÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Çiğdem Kırca’ya çok teşekkür ederim" dedi.
"Hakimlerin etik dışı davranışlarından yakınırken, yargı etiğinin gelişmesi için çaba göstermemek tutarlı sayılamaz"
Yargı etiğinin yaygınlaştırılması için hukuk fakültelerinin yanı sıra tüm barolara ve avukatlara görevler düştüğünü vurgulayan Cirit, "Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere, tüm barolarımıza ve avukatlara önemli görevler düşmektedir. Hakimlerin etik dışı davranışlarından yakınırken, yargı etiğinin gelişmesi için çaba göstermemek tutarlı sayılamaz. Bu nedenle, tüm barolarda yargı etiği kurulları ya da komisyonları oluşturulmalıdır. Hiç şüphe yok ki yargı etiğinin yaygınlaşması adaletin tüm sorunlarını çözmeye tek başına yeterli olmayabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki yargı etiğini hukuk kültürümüzün temeli yapmadığımız sürece, adalet hizmetlerinde arzulanan standartlara ulaşmamız da mümkün değildir. Avrupa’da hakimlik eğitiminin üçte birini oluşturan yargı etiğini, görmezden gelerek bir yere varamayız. Hukuk sisteminde yer alan tüm aktörlerin, en az Yargıtay kadar bu bilince sahip olması ve çaba göstermesi gerekir" ifadelerini kaydetti.
"Toplumun sorunlarına karşı yüksek duyarlılığınız, yargı sistemimizin ve geleceğimizin en önemli teminatlarından biri olacaktır"
Sertifika almaya hak kazanan öğrencileri tebrik eden Cirit, "Uzun ve başarılı bir çalışma sürecinden sonra, ilk eğitimlerinizi de vererek ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği Kolaylaştırıcısı’ olmaya hak kazandınız. Üstün gayret, fedakarlık ve çalışkanlığınızdan dolayı sizleri kutluyorum. Sosyal sorumluluk bilinciniz ve toplumun sorunlarına karşı yüksek duyarlılığınız, yargı sistemimizin ve geleceğimizin en önemli teminatlarından biri olacaktır" dedi.
İyi işleyen yargının, hukuk devleti olmanın temel koşulu olduğunun altını çizen Cirit, "İyi işleyen bir yargı sistemi, hukuk devleti olmanın temel koşullarından biridir. Demokrasi ve insan hakları gibi kavramlar dahi ancak iyi işleyen bir yargı sistemi sayesinde asıl işlevine kavuşabilir. Bu nedenle, ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği’ çalışmaları Yargıtay’ın yürüttüğü yargı reformu çalışmaları kapsamında çok önemli bir kilometre taşıdır" diye konuştu.
Tören, ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği’ programını başarıyla bitiren öğrencilerin sertifikasını almasıyla son buldu.
Kaynak: İHA
Törende konuşan Cirit, Bangalor Etiği İlkelerine değinerek, "Bangalor Yargı Etiği İlkelerinin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesinden sonra, yargı mensuplarının uyması gereken ulusal etik davranış ilkelerinin oluşturulması evrensel bir gereklilik olarak dünyada kabul görmeye başlamıştır. Bangalor Yargı Etiği İlkelerinin önsözünde, ’Yargı etiğinde yüksek standartların teşvik ve muhafaza edilmesine yönelik temel sorumluluğun her bir ülkedeki yargı organına ait olduğu’ belirtilmiştir. Bu nedenle, etik ilkelerin belirlenmesi, içselleştirilmesi ve her kademedeki üye, hâkim, savcı ve personel tarafından uygulanması Yargıtay’ın sorumluluğu altındadır" diye konuştu.
"Yargıtay insan haklarının gelişmesinde evrensel düzeyde katkı sağlamıştır"
Bangalor Yargı Etiği İlkeleri kadar önemli bir diğer metinin de Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi olduğunu aktaran Cirit, "Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonu’nun 20-24 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 28. Oturumunda, ’Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi’ ile ’İstanbul Bildirgesi’nin Etkili Biçimde Uygulanması İçin Tedbirler’ kabul edilmiştir. 150 yıllık köklü bir kurum olan Yargıtay’ın uluslararası alanda gösterdiği bu müstesna başarı, dünyada Türk Yargıtay’ına duyulan güvenin de bir göstergesidir. Hükümetler arası toplantılarda ele alınmadan, tamamen yüksek hakimler tarafından geliştirilen bir insan hakları metni ilk kez Birleşmiş Milletler üye 192 devlet tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu sonuç aynı zamanda, Birleşmiş Milletlere üye devletlerin insan haklarına ve yargı bağımsızlığına verdikleri önemin de bir göstergesidir. Ayrıca, İstanbul Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletlerde kabul edilmesinin Yargıtay’ın insan haklarının gelişmesine evrensel düzeyde sağladığı çok önemli ve somut bir katkı olduğunu da belirtmek istiyorum" şeklinde konuştu.
"Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği çalışmalarına büyük önem veriyoruz"
Yargıtay’ın etik stratejisinin üç aşamadan oluştuğunu söyleyen Cirit, "Birincisi, Yargıtay’da çalışan herkesin etik eğitimini alması ve etik anlayışın iş süreçlerine yansıtılmasıdır. 2018 yılı içinde bu aşamayı tamamlamıştık. İkincisi, hukukçular ile yasama ve yürütme organının yargı etiği ilkeleri hakkında bilinç düzeyinin yükseltilmesidir. Üçüncüsü ise toplumun bu konuda eğitilmesidir. Etik değerler üzerinde yükselen ve halkın yüksek güven duyduğu bir yargı sistemi oluşturmanın ön koşulu, toplumda ’ortak bir yargı etiği bilinci’ oluşturulmasına bağlıdır. İşte bu nedenle ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği’ çalışmalarına büyük önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Hukuk ve adalet bilinci yüksek kurumlara, akademisyenlere ve hukuk öğrencilerine ihtiyacımız bulunmaktadır"
Yargıtay’ın gösterdiği çabanın amacına ulaşması için hukuk ve adalet bilinci yüksek kurumlara ve hukuk öğrencilerine ihtiyaçları olduklarını bildiren Cirit, "Yargıtay’ın gösterdiği bu olağanüstü çabanın amacına ulaşması için hukuk ve adalet bilinci yüksek kurumlara, akademisyenlere ve hukuk öğrencilerine ihtiyacımız bulunmaktadır. Yargıtay Etik İlkeleri’nin hukuk fakültelerinde temel bir kaynak olarak okutulması ve yargı etiği derslerinin verilmeye başlanması, etik ilkelerin yaygınlaşması ve kökleşmesi bakımından bir dönüm noktasıdır. ’Uygulamacı Yargı Etikçileri’nin yetişmesi için hukuk fakültelerini bizlere açan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Muharrem Özen’e ve TOBB ETÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Çiğdem Kırca’ya çok teşekkür ederim" dedi.
"Hakimlerin etik dışı davranışlarından yakınırken, yargı etiğinin gelişmesi için çaba göstermemek tutarlı sayılamaz"
Yargı etiğinin yaygınlaştırılması için hukuk fakültelerinin yanı sıra tüm barolara ve avukatlara görevler düştüğünü vurgulayan Cirit, "Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere, tüm barolarımıza ve avukatlara önemli görevler düşmektedir. Hakimlerin etik dışı davranışlarından yakınırken, yargı etiğinin gelişmesi için çaba göstermemek tutarlı sayılamaz. Bu nedenle, tüm barolarda yargı etiği kurulları ya da komisyonları oluşturulmalıdır. Hiç şüphe yok ki yargı etiğinin yaygınlaşması adaletin tüm sorunlarını çözmeye tek başına yeterli olmayabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki yargı etiğini hukuk kültürümüzün temeli yapmadığımız sürece, adalet hizmetlerinde arzulanan standartlara ulaşmamız da mümkün değildir. Avrupa’da hakimlik eğitiminin üçte birini oluşturan yargı etiğini, görmezden gelerek bir yere varamayız. Hukuk sisteminde yer alan tüm aktörlerin, en az Yargıtay kadar bu bilince sahip olması ve çaba göstermesi gerekir" ifadelerini kaydetti.
"Toplumun sorunlarına karşı yüksek duyarlılığınız, yargı sistemimizin ve geleceğimizin en önemli teminatlarından biri olacaktır"
Sertifika almaya hak kazanan öğrencileri tebrik eden Cirit, "Uzun ve başarılı bir çalışma sürecinden sonra, ilk eğitimlerinizi de vererek ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği Kolaylaştırıcısı’ olmaya hak kazandınız. Üstün gayret, fedakarlık ve çalışkanlığınızdan dolayı sizleri kutluyorum. Sosyal sorumluluk bilinciniz ve toplumun sorunlarına karşı yüksek duyarlılığınız, yargı sistemimizin ve geleceğimizin en önemli teminatlarından biri olacaktır" dedi.
İyi işleyen yargının, hukuk devleti olmanın temel koşulu olduğunun altını çizen Cirit, "İyi işleyen bir yargı sistemi, hukuk devleti olmanın temel koşullarından biridir. Demokrasi ve insan hakları gibi kavramlar dahi ancak iyi işleyen bir yargı sistemi sayesinde asıl işlevine kavuşabilir. Bu nedenle, ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği’ çalışmaları Yargıtay’ın yürüttüğü yargı reformu çalışmaları kapsamında çok önemli bir kilometre taşıdır" diye konuştu.
Tören, ’Yargıtay Etik İlkeleri Hukuk Kliniği’ programını başarıyla bitiren öğrencilerin sertifikasını almasıyla son buldu.