'Türkiye'nin Güçlü Ve Büyük Türkiye İstikametindeki Yürüyüşünü Engellemek İstiyorlar'
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: '(CHP) Projelerini anlatmaktan ziyade, Türkiye'nin güçlü ve büyük Türkiye istikametindeki yürüyüşünü engellemek isteyen bir tarz içerisindeler. 23 Haziran seçimlerini bir şekilde fırsat bilerek, AK Parti'yi, Tayyip Erdoğan'ı geriletmek için bunu kullanmaya niyet ediyorlar' '(Ekrem İmamoğlu'na) Perde arkasında bazı terör gruplarının da desteği vardır. PKK'nın çok önemli 2 ismi, Duran Kalkan ve Bese Hozat açıkça mikrofonlarda diyorlar ki, 'Biz bu seçimlerde demokratik güçler olarak iş birliği yapıyoruz. İstanbul'da AK Parti faşizmine karşı CHP'nin adayı İmamoğlu'nu destekliyoruz'' 'CHP'nin adayı, PKK'nın ve FETÖ'nün desteğini istemiyorsa, 'Bizim onlarla işimiz yok' diyorsa açıkça kalksın desin ki, 'PKK da FETÖ de terör örgütleridir, lanetli örgütlerdir. Bizim bunlarla alakamız yoktur. Onların hiçbir şekilde desteğine ihtiyacımız yoktur. Bunları istemiyoruz.' desin'
Cuma namazını Beykoz Paşabahçe Camisi'nde kılan Kurtulmuş, cami çıkışında vatandaşın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Vatandaşla öz çekim yapan Kurtulmuş, cami karşısına kurulan limonata standına da uğrayarak camiden çıkan vatandaşlara ikramda bulundu.
Daha sonra ilçe esnafını ziyaret eden Kurtulmuş, dükkanlardaki müşterilerle ve esnafla tek tek selamlaştı, 23 Haziran’da desteklerini ve dualarını beklediğini söyledi. Kurtulmuş, çocuklarla da yakından ilgilenerek onlarla fotoğraf çektirdi.
- "İstanbul halkı ne derse baş göz üstüne"
Kurtulmuş, İskele Kafe'de gençlerle bir araya gelerek, 23 Haziran'da seçime gidileceğini hatırlattı.
Gençlere yenileme seçimiyle neden karşı karşıya kalındığını anlatan Kurtulmuş, dünyanın her yerinde seçimin sadece seçim günü oy vermekten ibaret olmadığını söyledi.
Kurtulmuş, dünyada seçimlerin yenilenmesine dair birçok örnek olduğunu dile getirerek, "ABD'de benim hatırladığım 7-8 devlet başkanlığı seçiminde oylar yeniden sayılmıştı. En son Trump'ın başkan seçildiği seçimde, 3 eyalette sandıklarda sayılan oylar birtakım şaibeler iddiası dolayısıyla yeniden sayıldı. Seçimlerin yenilenmesi, eğer şaibe varsa, yeniden sayımla şaibe ortadan kalkmadıysa gerçekten demokrasinin bir parçasıdır ve dünyanın her demokratik ülkesinde görülen bir durumdur." değerlendirmesinde bulundu.
Pazar günü Belçika'nın 2 kentinde 2018 yılında yapılan belediye seçimlerinin yeniden yapılacağını aktaran Kurtulmuş, "Dolayısıyla, demokrasinin bir gereği olarak hem yeniden sayılma hem seçimlerin tekrarı demokratik itiraz süreçlerinin tabii sonucudur. Bazı ülkelerde anayasa mahkemesi, bazı ülkelerde yüksek mahkemeler, bizde ise yine bir yüksek mahkeme niteliğinde olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) buna karar vermiştir. Bizim almadığımız bir tek oyda gözümüz yoktur ama kusura bakmayın, aldığımız bir tek oya da başkasının göz dikmesine müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bu seçim yenilenecek. İstanbul halkı ne derse baş göz üstüne, bunu kabul edeceğiz." diye konuştu.
- "Bazı terör gruplarının da desteği var"
Kurtulmuş, Ekrem İmamoğlu'nun sadece bir partinin adayı olmadığını, görünürde CHP, İYİ Parti ve HDP arasında iş birliği bulunduğunu ifade ederek, "Ama maalesef bir de perde arkasında bazı terör gruplarının da desteği vardır. Bunu biz söylemiyoruz. Televizyonlarda her akşam izliyorsunuz. PKK'nın çok önemli 2 ismi, Duran Kalkan ve Bese Hozat açıkça mikrofonlarda diyorlar ki, 'Biz bu seçimlerde demokratik güçler olarak iş birliği yapıyoruz. İstanbul'da AK Parti faşizmine karşı CHP'nin adayı İmamoğlu'nu destekliyoruz.' Ayrıca, FETÖ'nün en önemli medya isimlerinden olan Emre Uslu ABD'den yayın yapıyor ve 'Biz İstanbul'da cemaatçiler, PKK'lılar vesaire hep beraber demokratik bir ittifak olduğu için İmamoğlu'na destek oluyoruz.' diye kendileri söylüyorlar." ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'na seslenen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Biz de diyoruz ki, CHP'nin adayı, PKK'nın ve FETÖ'nün desteğini istemiyorsa, 'Bizim onlarla işimiz yok.' diyorsa açıkça kalksın desin ki, 'PKK da FETÖ de terör örgütleridir, lanetli örgütlerdir. Bizim bunlarla alakamız yoktur. Onların hiçbir şekilde desteğine ihtiyacımız yoktur. Bunları istemiyoruz.' desin. Dolayısıyla karşımızda Tayyip Erdoğan'a zarar verelim de AK Parti’yi geriletelim de nasıl olursa olsun diyen bir ittifak var. Projelerini anlatmaktan ziyade, Türkiye'nin güçlü ve büyük Türkiye istikametindeki yürüyüşünü engellemek isteyen bir tarz içerisindeler. 23 Haziran seçimlerini bir şekilde fırsat bilerek, AK Parti'yi, Tayyip Erdoğan'ı geriletmek için bunu kullanmaya niyet ediyorlar.
Ayrıca yurt dışından da çok ciddi destekler geldiğini biliyoruz, görüyoruz. 2 hafta evvel Avrupa Parlamentosu seçimleri vardı. İnanın ki Avrupa'daki ana akım medyayı takip ettiğinizde sanki Avrupa'daki seçim Avrupa Parlamentosu seçimi değil de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi. Allah aşkına Avrupalılar niçin İBB Başkanı seçimiyle ilgilenirler? Bu sorunun cevabı var mı?"
- "Herkesin oy vermesine gayret edeceğiz"
Bir dünya kenti olan İstanbul'da, ilçelerdeki hizmetlerin çok daha güçlü devam edebilmesi için ilçe, büyükşehir belediyesi ve merkezi hükümetin iş birliği ve yakın diyalog içerisinde çalışmasında büyük fayda olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, bu üçlü tamamlandığında vatandaşların çok daha güçlü bir hizmet aldıklarını ifade etti.
Gençlerden bu seçimin önemini arkadaşlarıyla paylaşmalarını rica eden Kurtulmuş, herkesin sandığa gelmesine ve oy vermesine gayret edeceklerini belirtti.
İstanbul'daki 1 milyon 700 bin seçmenin 31 Mayıs seçimlerinde seçime gitmediğine işaret eden Kurtulmuş, "Bu seçmenlerin oy kullanmalarını temin edeceğiz. Ayrıca 320 bin civarında geçersiz oy var, bunların yarısı da boş oy atmış. Sandığa gitmeyen ya da boş oy atan arkadaşlarımızın önemli bir kısmının normalde AK Parti seçmeni olduğunu biliyoruz. Bir şekilde kızmış. Bunlara bir ders vereyim diye oy vermeye gitmemiş ya da boş oy atmış. Sandığa gidip oy vermeyen her bir kardeşimizin aslında dolaylı olarak bu karşımızdaki ittifakı, içinde PKK'nın ve FETÖ'nün de olduğu bu ittifakın önünü açtığını, onlara destek olduğunu hatırlatmanızı istirham ediyoruz." şeklinde konuştu.
- "Karşılaştığı ilk zorlukta yüzündeki maskesi düştü"
Daha sonra soruları yanıtlayan Kurtulmuş, bir gencin, "Son dönemlerde Ordu Valisi ve Ekrem İmamoğlu arasında problem yaşandı. Sizden Ordulu olarak, bunu birinci ağızdan dinleyebilir miyiz?" talebi üzerine, şöyle konuştu:
"Meselenin aslı şudur: CHP heyeti Trabzon'dan geliyor ve Ordu Havaalanı'na gitmek istiyor. Ben bütün o görüntüleri izledim, ses kayıtlarını dinledim. Orada giderken de VIP'ten gitmeye çalışıyorlar. VIP kuralları içerisinde de şöyle bir şey var, refakatinde bir milletvekili yoksa VIP kullanamıyorsunuz. CHP'nin adayı 14 kişilik bir özel uçakla gidecek ve her uçağın bir manifestosu var. Bu manifestonun içerisinde bir tane bile VIP kullanma hakkı olan kimse yok. Bunun çok açık bir şekilde bilinmesi lazım. Sayın İmamoğlu nasıl bir profil olarak ortaya çıkarıldı? Sakin, rahat, kimseye kızmayan, herkese gülücükler dağıtan böyle bir proje. Biz siyasetçiyiz ne zor dönemlerle, baskılarla karşılaştık. Siyasetçinin, 'Sinirim bozuldu, çok yoruldum, ağzımdan çıkan cümlelerin yarısı çıktı yarısı çıkmadı.' diyor.
Bir kere Sayın İmamoğlu, karşılaştığı ilk zorlukta yüzündeki maskesi düştü, sırları dökülmeye başladı. Olabilir insanız sinirlerimiz bozulur. Hiç kimseye hakaret etme hakkın yok. Valiye çok açık bir şekilde hakaret edilmiştir. Açık söyleyeyim, bu yansıyan hakaretlerin dışında başka hakaretler de var. Af edersiniz, 'Söyleyin valinize itlik etmiştir.' Ondan sonra, çocuk mu kandırıyorsun? 'Ben aslında basitlik etmiştir.' dedim ama itlik şeklinde çıktı. Kalk de ki, 'Sinirlerim bozuldu, kaldıramadım, tahammül edemedim, özür diliyorum.' Meseleyi büyüterek buradan mağduriyet oluşturmaya çalışıyor. Buradan mağduriyet çıkmaz, Valiye hakaret eden bir zihniyet çıkar. Devlete sıkıştığı yerde hakaret eden bir zihniyet çıkar. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Geç bile olsa bir özür kendisini kurtarır. Kriz de VIP krizi değildir, kriz devletin valisine hakarettir."
- "Saadet Partili kardeşlerimizin Binali Yıldırım'a oy vereceğine inanıyorum"
Numan Kurtulmuş, bir diğer gencin, "Zamanında farklı bir partide siyaset yapan birisi olarak, geçmişte siyaset yapmış olduğunuz partinin şu anki çizgisini nasıl görüyorsunuz.?" sorunu ise şöyle yanıtladı:
"İnsanların siyasette fikirleri farklı olabilir. Zaman içerisinde farklı yönelişler içerisinde olabilir. Ancak insanların siyasette genel bir çizgisi vardır. Ben geçmişte Saadet Partisi'nde bulundum. Biz gençlik yıllarımızdan itibaren büyük Türkiye ideali peşinde koştuk. Allah rahmet eylesin Erbakan Hoca bu ideallerin gerçekleşmesi için gayret sarf ediyordu. Şimdi bugün Allah ömür, güç, kuvvet versin Cumhurbaşkanımız bu ideallerin gerçekleşmesi için tabiri caizse dünyaya posta koyuyor. Bu kadar açık bir durum varken biz Tayyip Erdoğan'ı ve AK partiyi eleştireceğiz diye zıvanadan çıkan bazı şeyler yaparsak bunlar hoş şeyler olmaz. Hayatı CHP zihniyetiyle mücadeleyle geçmiş Erbakan Hocayı anma toplantısına siz eğer CHP Genel Başkanı'nı onur konuğu olarak getirirseniz, bu izah edilebilecek bir şey değildir. Siz Tayyip Erdoğan'a bir şey söyleyeceğiz diye Çamlıca'ya laf atmaya kalkarsanız, bunun altında kalırsınız. Önce Saadet Partisi seçmeni 'Ne yapıyorsun?' diye sana sorar.
Üst yönetim nasıl hareket ederse etsin, 23 Haziran'da İstanbul'da bir önceki seçimde bize oy vermeyen Saadet Partili kardeşlerimizin kahir ekseriyetinin karşımızdaki blok kazanmaması için yeniden güçlü büyük Türkiye idealine destek olmak için Binali Yıldırım'a oy vereceğine inanıyorum."
- "Oyunu bozacak bağımsız bir Türkiye istemiyorlar"
Kurtulmuş, "Muhalefet S-400 meselesine neden bu kadar itiraz ediyor?" sorusuna ilişkin, şu ifadeleri kullandı:
"S-400 meselesini tek başına bir mesele olarak görmeyin. Şu anda başımızda ne var? S-400 var. Doğu Akdeniz'de petrol arama meselesi var. İdlib'teki güvenli bölgeye olan tacizler var. PYD/PKK üzerinden Türkiye'nin güvenliğine yapılan tehditler var. Bunların hepsini üst üste koyduğumuzda mesele şudur, tarih boyunca dünyanın bütün kırılmaları bu coğrafyada olmuştur. Buraya bereketli hilal diyorlar.
Türkiye diyor ki S-400 özelinde bakarsak; 'Benim güvenlik şemsiyesine ihtiyacım var. Kendi hava sahamı korumam lazım. Patriotları Amerika'dan alalım. Verir misin?' Vermiyor. 'Peki, bunu almam lazım. Ruslarla anlaşacağım.' Hayır alamazsın diyor. Esas mesele, eğer Türkiye bu şekilde devam etsin birkaç yıl içerisinde kendi savunma şemsiyesini kurabilecek bir noktaya gelecek. İşte bu beylerin esas istemediği odur. Güçlü, büyük, kendi savunmasını kuran bir Türkiye istemiyorlar. Oyunu bozacak bağımsız bir Türkiye istemiyorlar. Mesele sadece S-400 değildir. Bize S-400 altından diyorlar ki, 'Buyruk altına girecek misin? Girmeyecek misin?'. Biz de diyoruz ki, 'Hayır girmeyeceğiz, seninle de aramız iyi olur ötekiyle de aramız iyi olur ama ne yapacağımıza kendimiz karar vereceğiz. Kendi güvenliğimizi kendimiz koruyacağız."