GAÜN İki Önemli Kongreye Ev Sahipliği Yapıyor
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü ve İKSAT işbirliğiyle düzenlenen “III. Uluslararası Avrasya Multidisipliner Çalışmaları Kongresi’’ ile ’’III. Uluslararası Küreselleşme ve Uluslararası İlişkiler Kongresi’’ açılış töreni GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleştirildi.
Kongrenin açılış töreninde konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, Gaziantep Üniversitesi’nin proaktif davranan, bölgesinde jeostratejik olarak da önemini her zaman tarihe iz bırakacak şekilde koruyan bir üniversite olduklarını söyledi.
Coğrafyamızın aynı zamanda avantaj ve dezavantajlarımızı belirlediğini söyleyen Prof. Dr. Gür, “Suriye sınırında olmamız ve dünya savaşlarının hep Ortadoğu da cereyan ediyor olması bizi biraz daha uyanık olmaya yöneltiyor” dedi.
“Birarada çalışma kültürü geliştirmeliyiz”
Prof. Dr. Gür konuşmasında, “Bir taraftan ilim alanında gelişirken multidisipliner ortak çalışma alanları oluşturmamız önemli. Farklı alanlarda düşüncelerimizi birleştirerek yeni modellemeler geliştirebiliriz. Son zamanların güncel meseleleri olan genetikle bio mühendisliğin bir arada çalışıyor olması özellikle sağlık sektöründe görüntülenme sistemlerinin ve aynı zamanda tanı araçlarının giderek dijitalleşmesi elektronik ve bilgisayar mühendisliğine, öbür taraftan tarımdaki endüstri 4.0’a giderken yeni seri üretimlerde ve toprak ıslahında dijital modernize sistemlerin kullanılıyor olması doğal olarak birlikte çalışmayı gerektiriyor. Tek başımıza yapacak olduğumuz araştırmaları eğer birlikte yapabilirsek çok daha verimli sonuçlar elde edebiliriz. Bu açıdan multidisipliner çalışmalar ortak sonuçlar çıkarmak kaydıyla anlamlı ancak birbirinden tamamen bağımsız, kimin ne söylediğinin hiç anlamı olmayan ve herkesin kendi kafasından çıkan fikri sadece dayattığı bir ortam hiçbir zaman da anlamlı olmayacaktır. Mümkün olduğu kadar bir arada çalışma kültürü geliştirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“Yükselen bir doğu medeniyeti var”
Konuşmasının devamında gençlere seslenen Prof. Dr. Gür, “Dijital, iletişim çağında, Endüstri 5.0’a giden yolda çok hızlı bir şekilde iletişim kurabiliyor ve dünya küçüldü diyoruz. Bize bunu dayatanlar, küreselleşme diyenler nasıl olduysa kendi düşüncelerinden vazgeçti. Dünyada herkes eşit anlamda üretim yapmalı ve bu üretimin karşılığında da değer kazanmalı diyen özelikle Amerika başta olmak üzere nasıl oluyor da son birkaç yıl içerisinde alanını küçülterek, ötekileştirerek, sınırlar koyarak küçülme yoluna gidiyor. Ulus devletleri yok eden bir yapı şuanda ulus devletler kuruyor. Peki neden? Çünkü onların hayalindeki globalizasyon kendi emir erleri olarak kullanacakları küçük bir dünya oluşturmak ve o köyün muhtarı da kendileri olmak istiyorlardı ama istedikleri olmadı. Yükselen bir doğu medeniyeti var artık. Hindistan, Çin, Endonezyasıyla özellikle Asya’da, Orta Asya da ve Ortadoğu da Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapıyla büyük bir gelişmesi var. İstedikleri modelleme gelişmeyince kendi kurdukları kuralları çok rahat yıkabiliyorlar” ifadelerine yer verdi.
“Medeniyetin kodlarını göbekli tepe’de görüyoruz”
“Tarihi belgelerimizi iyi okuyalım ve kendi genetik kodlarımızı, kendi medeniyetimizi, kültürümüzü yaşamamız ve ortaya koymamız lazım” diyen Prof. Dr. Gür, “Bu kültürü yaşamak da güçle, ekonomiyle ilintilidir. Güçlü bir ekonomiye, iyi bir insani ve milli birliğe kavuşmazsak her zaman hakim unsurlar bizi istila edecekler ve bir süre sonra övündüğümüz tarihimizle birlikte yok olacağız. Amerika şuanda dünyayı sömürüyor ve istediği kuralı koyuyor. Maç ortasında kural değiştiriyor. Böylesi bir dünyada olması gereken hukuki, demokratik kurallar içerisinde insan haklarının öncelendiği, her insanın saygın, din, dil, ırk, mezhep, meşrep ayrımı yapmadan mağdur ve mazlumların söz sahibi olduğu bir dünya oluşturmaktır. İşte bu yavaş yavaş şekillendiği için kurallar yeniden oturtuluyor. Bizde hep mihenk var. Normatif değer, hangi normatif değer? Batının koyduğu normatif değer mi? Batının medeniyet geleneği ne kadar süredir doğdu ki. Medeniyetin kodlarını şuanda Göbekli Tepe’de görüyoruz. Göbekli Tepe’nin 12 bin yıllık tarihi uzun yıllar gizlenmişti. İsteseler de istemeseler de İngiltere de Greenwich’de ve ya Peru’da medeniyet başlamadı. Medeniyetin başlama yeri Mezopotamya’dır ve aynı zamanda mümbit hilal dediğimiz Ortadoğu coğrafyasının kesişme noktasıdır” diyerek, bilginin güç olduğunu ekonomik gelişmişlik ve insani değerlerin ön plana çıkartıldığı büyük bir dünya ama sömüren değil, tam tersine eşit yaşam hakkı olan bir dünyayı hep birlikte inşa etmek gerektiğini söyledi.
10 ülkeden 10 bilim insanı bildiri sunacak
Gaziantep Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Erkmen, kongrenin açılış konuşmasında yurt dışından 10 ülkeden 10 bilim insanının bildirilerini sunacağını söyledi.
Prof. Dr. Erkmen, “Bu kongrelerde, farklı araştırmalara paylaşım ortamı sağlamaktan ve farklı araştırmacıları bir araya getirmekten mutluluk duyuyoruz. Kongremizde farklı araştırmalar yer alsa da oturumlarda benzer bilim alanlarını da bir araya getirerek, daha fazla tartışma ve irdeleme ortamı sağlamaya çalıştık. Kurulların ve hakemlerin incelemeleri sonucunda 522 sözlü bildiriden 386’sı kongremizde sunulmaya değer bulunmuş olup, toplam katılımcı sayısı ise 539 kişidir” diye konuştu.
Erkmen, kongreye katkılarından dolayı GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir’e, katılımcılara ve İKSAT ve TBMYO çalışanlarına da teşekkür etti.
Kongrenin açılış konuşmaları sonrasında Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Erkmen tarafından GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir’e kongre anısına Atatürk Plaketi takdim edildi.
Kaynak: İHA
Coğrafyamızın aynı zamanda avantaj ve dezavantajlarımızı belirlediğini söyleyen Prof. Dr. Gür, “Suriye sınırında olmamız ve dünya savaşlarının hep Ortadoğu da cereyan ediyor olması bizi biraz daha uyanık olmaya yöneltiyor” dedi.
“Birarada çalışma kültürü geliştirmeliyiz”
Prof. Dr. Gür konuşmasında, “Bir taraftan ilim alanında gelişirken multidisipliner ortak çalışma alanları oluşturmamız önemli. Farklı alanlarda düşüncelerimizi birleştirerek yeni modellemeler geliştirebiliriz. Son zamanların güncel meseleleri olan genetikle bio mühendisliğin bir arada çalışıyor olması özellikle sağlık sektöründe görüntülenme sistemlerinin ve aynı zamanda tanı araçlarının giderek dijitalleşmesi elektronik ve bilgisayar mühendisliğine, öbür taraftan tarımdaki endüstri 4.0’a giderken yeni seri üretimlerde ve toprak ıslahında dijital modernize sistemlerin kullanılıyor olması doğal olarak birlikte çalışmayı gerektiriyor. Tek başımıza yapacak olduğumuz araştırmaları eğer birlikte yapabilirsek çok daha verimli sonuçlar elde edebiliriz. Bu açıdan multidisipliner çalışmalar ortak sonuçlar çıkarmak kaydıyla anlamlı ancak birbirinden tamamen bağımsız, kimin ne söylediğinin hiç anlamı olmayan ve herkesin kendi kafasından çıkan fikri sadece dayattığı bir ortam hiçbir zaman da anlamlı olmayacaktır. Mümkün olduğu kadar bir arada çalışma kültürü geliştirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“Yükselen bir doğu medeniyeti var”
Konuşmasının devamında gençlere seslenen Prof. Dr. Gür, “Dijital, iletişim çağında, Endüstri 5.0’a giden yolda çok hızlı bir şekilde iletişim kurabiliyor ve dünya küçüldü diyoruz. Bize bunu dayatanlar, küreselleşme diyenler nasıl olduysa kendi düşüncelerinden vazgeçti. Dünyada herkes eşit anlamda üretim yapmalı ve bu üretimin karşılığında da değer kazanmalı diyen özelikle Amerika başta olmak üzere nasıl oluyor da son birkaç yıl içerisinde alanını küçülterek, ötekileştirerek, sınırlar koyarak küçülme yoluna gidiyor. Ulus devletleri yok eden bir yapı şuanda ulus devletler kuruyor. Peki neden? Çünkü onların hayalindeki globalizasyon kendi emir erleri olarak kullanacakları küçük bir dünya oluşturmak ve o köyün muhtarı da kendileri olmak istiyorlardı ama istedikleri olmadı. Yükselen bir doğu medeniyeti var artık. Hindistan, Çin, Endonezyasıyla özellikle Asya’da, Orta Asya da ve Ortadoğu da Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapıyla büyük bir gelişmesi var. İstedikleri modelleme gelişmeyince kendi kurdukları kuralları çok rahat yıkabiliyorlar” ifadelerine yer verdi.
“Medeniyetin kodlarını göbekli tepe’de görüyoruz”
“Tarihi belgelerimizi iyi okuyalım ve kendi genetik kodlarımızı, kendi medeniyetimizi, kültürümüzü yaşamamız ve ortaya koymamız lazım” diyen Prof. Dr. Gür, “Bu kültürü yaşamak da güçle, ekonomiyle ilintilidir. Güçlü bir ekonomiye, iyi bir insani ve milli birliğe kavuşmazsak her zaman hakim unsurlar bizi istila edecekler ve bir süre sonra övündüğümüz tarihimizle birlikte yok olacağız. Amerika şuanda dünyayı sömürüyor ve istediği kuralı koyuyor. Maç ortasında kural değiştiriyor. Böylesi bir dünyada olması gereken hukuki, demokratik kurallar içerisinde insan haklarının öncelendiği, her insanın saygın, din, dil, ırk, mezhep, meşrep ayrımı yapmadan mağdur ve mazlumların söz sahibi olduğu bir dünya oluşturmaktır. İşte bu yavaş yavaş şekillendiği için kurallar yeniden oturtuluyor. Bizde hep mihenk var. Normatif değer, hangi normatif değer? Batının koyduğu normatif değer mi? Batının medeniyet geleneği ne kadar süredir doğdu ki. Medeniyetin kodlarını şuanda Göbekli Tepe’de görüyoruz. Göbekli Tepe’nin 12 bin yıllık tarihi uzun yıllar gizlenmişti. İsteseler de istemeseler de İngiltere de Greenwich’de ve ya Peru’da medeniyet başlamadı. Medeniyetin başlama yeri Mezopotamya’dır ve aynı zamanda mümbit hilal dediğimiz Ortadoğu coğrafyasının kesişme noktasıdır” diyerek, bilginin güç olduğunu ekonomik gelişmişlik ve insani değerlerin ön plana çıkartıldığı büyük bir dünya ama sömüren değil, tam tersine eşit yaşam hakkı olan bir dünyayı hep birlikte inşa etmek gerektiğini söyledi.
10 ülkeden 10 bilim insanı bildiri sunacak
Gaziantep Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Erkmen, kongrenin açılış konuşmasında yurt dışından 10 ülkeden 10 bilim insanının bildirilerini sunacağını söyledi.
Prof. Dr. Erkmen, “Bu kongrelerde, farklı araştırmalara paylaşım ortamı sağlamaktan ve farklı araştırmacıları bir araya getirmekten mutluluk duyuyoruz. Kongremizde farklı araştırmalar yer alsa da oturumlarda benzer bilim alanlarını da bir araya getirerek, daha fazla tartışma ve irdeleme ortamı sağlamaya çalıştık. Kurulların ve hakemlerin incelemeleri sonucunda 522 sözlü bildiriden 386’sı kongremizde sunulmaya değer bulunmuş olup, toplam katılımcı sayısı ise 539 kişidir” diye konuştu.
Erkmen, kongreye katkılarından dolayı GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir’e, katılımcılara ve İKSAT ve TBMYO çalışanlarına da teşekkür etti.
Kongrenin açılış konuşmaları sonrasında Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Erkmen tarafından GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir’e kongre anısına Atatürk Plaketi takdim edildi.