Esed rejimi Suriye'de 216 kez kimyasal silah kullandı
Esed rejimi, 8'nci yılını dolduran iç savaşta 216 kez kimyasal silaha başvurdu.
Suriye'de Beşşar Esed rejiminin Han Şeyhun'da sarin gazıyla 100'den fazla sivili katletmesinin üzerinden iki, Duma'da 78 sivili aynı silahla öldürmesinin üzerinden bir sene geçti. Uluslararası kuruluşlar rejimi katliamdan sorumlu tutmuş olsa da henüz yargı süreci işletilmedi.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Beşşar Esed rejimi, 8 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta 216 kez kimyasal silaha başvurdu.
Rejim, ilk büyük kimyasal silah ile katliamını 21 Ağustos 2013'te başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yaptı. Bin 400'ün üzerinde sivilin öldüğü katliam, uluslararası camianın gündemine oturdu.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, daha önce Suriye'deki kırmızı çizgisini kimyasal silah kullanımı olarak açıklamış olsa da ABD ve Rusya, alternatif bir çözümde uzlaştı.
Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütüne (KSYÖ) devredilen süreçte, rejimin tüm kimyasal stokunu imha etmesi istendi. KSYÖ, 19 Ağustos 2014'te bu sürecin tamamlandığını duyurdu.
AA'nın bilgi aldığı yerel kaynaklar, bu tarihten sonra da rejimin zehirli kimyasal gazlar ile saldırı düzenlemeye devam ettiği yönünde bilgiler paylaşmıştı.
Bu gerçek, 4 Nisan 2017'de Han Şeyhun'daki felaketle gün yüzüne çıktı.
4 Nisan 2017'de rejimin hala kimyasal silah bulundurduğu anlaşıldı
100'den fazla sivilin öldüğü, 500'den fazla sivilin gazdan etkilenerek yaralandığı 4 Nisan 2017'deki katliam, KSYÖ'nün imha ettiği stokun Esed'in bildirdiği envanterle sınırlı kaldığını gösterdi.
5 Nisan'da Han Şeyhun'a giren AA ekibi, beldede hiçbir askeri noktanın ya da deponun olmadığını, bombanın düştüğü noktada yalnızca hububat silolarının bulunduğunu görüntüledi.
7 Nisan'da ABD, rejimin, kimyasal bombalarını taşıyan uçaklarının havalandığı Şayrat Hava Üssü'nü füzelerle vurarak sınırlı bir müdahalede bulundu.
Kurbanlardan alınan kan ve idrar numunelerini inceleyen KSYÖ, 19 Nisan 2017'de olayda sarin gazı tespit ettiklerini açıkladı.
AA, Haziran 2017'de kimyasal silah katliamına ilişkin tanık ifadeleri ve görsellerin yer aldığı dosyayı, KSYÖ, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu ve Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) teslim etti.
Birleşmiş Milletler ile KSYÖ ortak soruşturma misyonu (JIM), 26 Ekim 2017'de rejimi, Han Şeyhun katliamından sorumlu tuttu. 27 Ekim'de ilgili raporunu BMGK'ye sundu.
Ancak Rusya, 16 Kasım 2017'deki oturumda, JIM'in görev süresini uzatacak BMGK kararını veto etti. Böylece 17 Kasım 2017'de mekanizma araştırmalarını durdurmak zorunda kaldı.
JIM'in kararı, tek başına katliamın sorumlularının UCM'de yargılanmasına yetmediği için rejime henüz herhangi bir yaptırım uygulanmadı.
UCM yolu tıkandı
Rejim, Han Şeyhun'dan sonra 14 kez daha kimyasal silah saldırısı düzenledi. Rejimin kimyasal silah saldırılarının sonuncusu, 7 Nisan 2018'de Şam'ın Duma ilçesinde yapıldı. Saldırıda 78 sivil hayatını kaybetti.
KSYÖ, 1 Mart 2019'da Duma'da kimyasal silah kullanıldığını teyit etti. 27 Haziran 2018'de örgüte kimyasal silah saldırılarının kim tarafından yapıldığını da tespit etme yetkisi verildi ancak KSYÖ, araştırma ekibini Duma'ya bu karardan önce göndermişti.
Rejim güçleri, Duma'yı kimyasal saldırının ardından zorunlu tahliyelerle boşaltmış ve ele geçirmişti. Askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeki Han Şeyhun, halen şiddetli saldırılara maruz kalıyor.
Kaynak: AA
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Beşşar Esed rejimi, 8 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta 216 kez kimyasal silaha başvurdu.
Rejim, ilk büyük kimyasal silah ile katliamını 21 Ağustos 2013'te başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yaptı. Bin 400'ün üzerinde sivilin öldüğü katliam, uluslararası camianın gündemine oturdu.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, daha önce Suriye'deki kırmızı çizgisini kimyasal silah kullanımı olarak açıklamış olsa da ABD ve Rusya, alternatif bir çözümde uzlaştı.
Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütüne (KSYÖ) devredilen süreçte, rejimin tüm kimyasal stokunu imha etmesi istendi. KSYÖ, 19 Ağustos 2014'te bu sürecin tamamlandığını duyurdu.
AA'nın bilgi aldığı yerel kaynaklar, bu tarihten sonra da rejimin zehirli kimyasal gazlar ile saldırı düzenlemeye devam ettiği yönünde bilgiler paylaşmıştı.
Bu gerçek, 4 Nisan 2017'de Han Şeyhun'daki felaketle gün yüzüne çıktı.
4 Nisan 2017'de rejimin hala kimyasal silah bulundurduğu anlaşıldı
100'den fazla sivilin öldüğü, 500'den fazla sivilin gazdan etkilenerek yaralandığı 4 Nisan 2017'deki katliam, KSYÖ'nün imha ettiği stokun Esed'in bildirdiği envanterle sınırlı kaldığını gösterdi.
5 Nisan'da Han Şeyhun'a giren AA ekibi, beldede hiçbir askeri noktanın ya da deponun olmadığını, bombanın düştüğü noktada yalnızca hububat silolarının bulunduğunu görüntüledi.
7 Nisan'da ABD, rejimin, kimyasal bombalarını taşıyan uçaklarının havalandığı Şayrat Hava Üssü'nü füzelerle vurarak sınırlı bir müdahalede bulundu.
Kurbanlardan alınan kan ve idrar numunelerini inceleyen KSYÖ, 19 Nisan 2017'de olayda sarin gazı tespit ettiklerini açıkladı.
AA, Haziran 2017'de kimyasal silah katliamına ilişkin tanık ifadeleri ve görsellerin yer aldığı dosyayı, KSYÖ, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu ve Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) teslim etti.
Birleşmiş Milletler ile KSYÖ ortak soruşturma misyonu (JIM), 26 Ekim 2017'de rejimi, Han Şeyhun katliamından sorumlu tuttu. 27 Ekim'de ilgili raporunu BMGK'ye sundu.
Ancak Rusya, 16 Kasım 2017'deki oturumda, JIM'in görev süresini uzatacak BMGK kararını veto etti. Böylece 17 Kasım 2017'de mekanizma araştırmalarını durdurmak zorunda kaldı.
JIM'in kararı, tek başına katliamın sorumlularının UCM'de yargılanmasına yetmediği için rejime henüz herhangi bir yaptırım uygulanmadı.
UCM yolu tıkandı
Rejim, Han Şeyhun'dan sonra 14 kez daha kimyasal silah saldırısı düzenledi. Rejimin kimyasal silah saldırılarının sonuncusu, 7 Nisan 2018'de Şam'ın Duma ilçesinde yapıldı. Saldırıda 78 sivil hayatını kaybetti.
KSYÖ, 1 Mart 2019'da Duma'da kimyasal silah kullanıldığını teyit etti. 27 Haziran 2018'de örgüte kimyasal silah saldırılarının kim tarafından yapıldığını da tespit etme yetkisi verildi ancak KSYÖ, araştırma ekibini Duma'ya bu karardan önce göndermişti.
Rejim güçleri, Duma'yı kimyasal saldırının ardından zorunlu tahliyelerle boşaltmış ve ele geçirmişti. Askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeki Han Şeyhun, halen şiddetli saldırılara maruz kalıyor.