İş Yaşamında Erkekler Kâra, Kadınlar İtibara Önem Veriyor
Yaşar Üniversitesinde düzenlenen ‘Kadın Girişimciliği’ panelinde konuşan Yaşar Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, Türkiye’de son 10 yılda kadın girişimci sayısında yaşanan önemli artışa dikkat çekti. Ülkemizde kadın girişimcilerin, kârdan çok sosyal itibara önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Pırnar, “Türkiye’de 2006-2008 yılları arasında her 100 kadından yaklaşık 3’ü girişimci olurken, bu sayı 2013-2016 yılları arasında yaklaşık 9’a yükseldi. Ancak dünyaya baktığımızda, kadın girişimci sayısında 65 ülke arasında sondan 5’inciyiz. Bu konuda almamız gereken daha çok yol var” dedi.
Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği (LİYAKAT) Girişim Okulu, Yaşar Üniversitesi Kariyer ve Mezunlar Merkezi ile Yaşar Üniversitesi İşletme Bölümünün katkılarıyla ‘kadın girişimciliği’ teması ile Selçuk Yaşar Kampüsünde panel gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Akademisyen ve LİYAKAT Proje Komite Başkanı Doç. Dr. Engin Deniz Eriş’in üstlendiği panele LİYAKAT Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, Prof. Dr. İge Pırnar, Anaokulları Zinciri Kurucusu Eğitimci Dilek Soylu, Şef ve Yazar Selin Ekim, Tasarımcı ve Marka Sahibi Nur Karaata konuşmacı olarak katıldı.
Kadınlar risk almada daha temkinli
Türkiye’deki kadın girişimci profili hakkında bilgiler veren konuşan Yaşar Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, “Ülkemizde, girişimci iş kadınlarının yarısından fazlası ticaret sektöründe yer alıyor ve 30-39 yaş dilimi arasında bulunuyor. Yarısına yakını lise mezunu. Genellikle kentlerde yaşıyorlar. Kendine güvenli, cesaretli ve sabırlı yapıda olduklarını belirtiyorlar. İşlerini kurmadan önce erkeklere göre daha deneyimliler. İşlerini kurduktan sonra ise erkeklere göre o iş için haftada daha az zaman ayırıyorlar. Erkek girişimcilerle karşılaştırıldığında kârdan çok sosyal itibara önem veriyorlar. Risk almada erkek girişimcilere göre daha temkinliler” diye konuştu.
Hizmet sektöründe varlık gösteriyorlar
Türkiye’de işveren ve kendi hesabına çalışan kadınların çoğunlukla 1-4 kişinin çalıştığı mikro ölçekli işyerlerine sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Pırnar, kadınların daha çok hizmet sektöründe varlık gösterdiğine değindi. Pırnar, “Kadınlarımız, daha küçük ve daha rutin iş alanlarında iş kuruyorlar. Bir çalışmada bunun nedeninin çevresel engeller olduğu belirtilmiş. Erkek girişimciler genellikle imalat, ithalat, ileri teknoloji ve inşaat alanlarında; kadın girişimciler ise perakende ticaret ile sağlık, eğitim, turizm ve yiyecek-içecek gibi hizmet sektöründe yoğunlaşmış gözüküyor” bilgisini verdi.
“Başarı hiç bir zaman altın tepside sunulmuyor”
Erkek egemen iş yaşamında nasıl başarıya ulaştığını anlatan LİYAKAT Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, gençlere seslendi. İş yaşamının yanı sıra birçok sosyal sorumluluk projesinde liderlik yapan, özellikle de gençler, kadınlar, eğitim, çevre ve sağlık konularına yönelik projeler oluşturan Eskinazi, “Henüz üniversite öğrencisi iken girdiğim iş yerimde sekreterlik, ambar şefliği, fabrika müdürlüğü gibi çok farklı pozisyonlarda görev yaptım. Eczacılık fakültesi mezunu olmama rağmen sanayi sektörüne olan büyük tutkum her zaman ağır bastı ve bu yönde yol aldım. Elbette erkek egemen bir yaşamın içinde tökezlediğim de düştüğüm de oldu ama ben hep önüme bakarak ilerlemeyi tercih ettim. Buradan özellikle gençlere seslenmek isterim. Yaptığınız iş ne olursa olsun öncelikle severek yapmak ve o işi çok iyi öğrenmek lazım. Ben başarılı oldum çünkü işi en küçük detaylarına kadar öğrendim. Başarı insana hiçbir zaman altın tepside sunulmuyor. Hiçbir işi hor görmeden, aklınızla ilerlemek en doğru yol” dedi.
Nasıl başardılar?
Kendi markalarını geliştirmek için büyük emek harcayan Dilek Soylu, Selin Ekim ve Nur Karaata ise ilham veren başarı hikayelerini paylaştı. Kimi 10 yıllık bankacılık mesleğini geride bırakarak, kimi evini anaokuluna dönüştürerek kimi de aldığı üniversite eğitiminden uzaklaşıp bambaşka bir alana yönelerek adımlar atan başarılı girişimciler şunları söyledi:
“Ben de başta çok temkinliydim”
Anaokulları Zinciri Kurucusu Eğitimci Dilek Soylu:
“Eşimle birlikte bir anaokulu açmaya karar verdiğimizde ben de oldukça temkinli kadınlardan biriydim ama bir işe baş koyduktan sonra özgüveniniz de artıyor, daha başka başarılara imza atmak için hedefleriniz de büyüyor. Okulun açıldığı ilk gün yalnızca bir öğrencimiz vardı ancak sonrasında namımızı duyan geldi. Daha 1,5 yıllıkken İzmir Adliyesindeki anaokulundan teklif aldık ve okulu 4 yıl boyunca işlettik. Ancak eğitim alanında girişimci sayısının artması için teşviklerin de artırılması gerektiğini düşünüyorum. Maalesef bu konuda destek alamıyoruz.”
“Sil baştan eğitim”
Şef ve Yazar Selin Ekim:
“Daha önce bankacıydım. 10 yıl boyunca çalıştım. Ekonomik krizin olduğu bir zamanda korkmama ve riskli olduğunu bilmeme rağmen karar verdim ve işi bıraktım. Sonra yemek konusunda kendimi geliştirdim. Le Cordon Bleu ‘Diplôme de Cuisine’ ve Institut Paul Bocuse ‘Intensive Pastry’den mezun oldum. Şarap konusunda ayrı eğitim aldım. Sil baştan üniversite okumak gibiydi bu eğitimler. Fiziksel sebeplerden dolayı mutfak erkek egemen bir yer. Ama bu durum dünyada artık değişiyor. Dünyanın en iyi restoranlarının şefleri arasında kadınlar da oldukça fazla. 92 ülkede 400’den fazla şehre yolculuk ettim ve seyahatlerime devam ediyorum. Seyahat, gastronomi ve dünya mutfakları ile ilgili gazete ve dergilerde makaleler yazıyorum.”
“Özel ilgim sayesinde ilerledim”
Tasarımcı ve Marka Sahibi Nur Karaata:
“İç mimarlık lisansımın ardından London College of Fashion’da mayo ve iç giyim üzerine eğitim aldım. Mayolara her zaman özel bir ilgim vardı ve bu yolda ilerlemeye karar verdim. 10 yılı aşkın bir zamandır moda sektörünün içindeyim. En iyi ürünü en uygun fiyata satmak benim marka politikam oldu. Genç girişimcilere ise her zaman destek vermeye hazırım.”