I. Ulusal Sosyal Bilimler Sempozyumu Başladı
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu: 'Yeni Zelanda'da katliam yapan Brenton Tarrant'ın silahları üzerindeki 45 ismi analiz ettiğimizde, beşinin Endülüs Emevileri, 40'ının Türklerle mücadelenin Hristiyan tarihindeki önemli simgeleri olduğunu ortaya çıkarıyoruz. Hep şu denir. İslam'ın sancaktarı Türklerdir. Bu acı hadise bir kez daha göstermiştir'
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, "Yeni Zelanda'da katliam yapan Brenton Tarrant'ın silahları üzerindeki 45 ismi analiz ettiğimizde, beşinin Endülüs Emevileri, 40'ının Türklerle mücadelenin Hristiyan tarihindeki önemli simgeleri olduğunu ortaya çıkarıyoruz. Hep şu denir. İslam'ın sancaktarı Türklerdir. Bu acı hadise bir kez daha göstermiştir." dedi.
"Sosyal Bilimin Geleceği" temalı Liselerarası I. Ulusal Sosyal Bilimler Sempozyumu, İstanbul Erkek Lisesi'nde başladı.
Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Afyoncu, insan yetiştirmenin kolay bir iş olmadığını ifade ederek, "Zaman zaman iyi yetişmiş devlet adamlarına, bürokratlara sahip olsak da bir türlü bunu sağlayıp, eğitim sistemine oturtamadık. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Cumhuriyet'te bunu sağlayamadık. Zaman zaman eğitim düzgün gitti, zaman zaman da gitmedi." diye konuştu.
Afyoncu, Türkiye'nin toplumsal dönüşümünün ilginç olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"28 Şubat sürecinde, Türkiye'de çok büyük tahribatlar oluştu. Sosyal bilimler büyük tahribata uğradı. Sözel ve sayısal olarak Türkiye'yi ikiye bölüp, bir bölümden diğer bölüme geçmek yasaklanınca, sosyal bilimlere insan akışı kapandı.'Sosyal bilimcilerin avantajı nedir?' diye sorarsanız, başkasının hobi diye okuduğu kitabı siz mesleğiniz icabı okuyorsunuz. Bir doktorun eve gelip ameliyat yapma şansı yok, mühendisin bir gemi yapma şansı olmaz iken bir tarihçi eve gelip araştırmasını yapabiliyor. Hayatınızın tamamı mesleğinizle iç içe oluyor ve sıkılma şansınız olmuyor."
Prof. Dr. Afyoncu, milletlerin tarihini bilmenin önemine değinerek, "Karşınızdaki milletleri tanıma açısından tarihini bilmek gerekir. Biz herkesi kendimiz gibi bildiğimiz için rahat inanan bir toplumuz ama bu doğru bir şey değil. Bakış açınız ona göre olması lazım." ifadelerini kullandı.
Yeni Zelanda'daki terör saldırısını gerçekleştiren teröristin tarih boyunca Müslümanlarla mücadele eden Hristiyan komutanlar ile bugünlerde terör eylemleri düzenleyenlerin isimlerini silahına yazdığını dile getiren Afyoncu, şunları anlattı:
"Yeni Zelanda'da katliam yapan Brenton Tarrant'ın silahları üzerindeki 45 ismi analiz ettiğimizde, beşinin Endülüs Emevileri, 40'ının ise Türklerle mücadelenin Hristiyan tarihindeki önemli simgeleri olduğunu ortaya çıkarıyoruz. Hep şu denir. İslam'ın sancaktarı Türklerdir. Bu acı hadise bir kez daha göstermiştir. Silahın üzerindeki 40 isim Türklerle ilgilidir ve maalesef Batı'nın nefretinin ve korkusunun sebebinin de tarihinde yaşayan bu kültürel kodlar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bütün devlet adamlarına, bürokratlara, özellikle son 200 yıllık tarihin okutulması gerektiği kanaatindeyim."
Konuşmanın ardından Afyoncu'ya, İstanbul Erkek Lisesi Müdürü Fatih Güldal plaket takdim etti.
Sempozyum yarın da çalıştaylarla devam edecek.
Kaynak: AA
"Sosyal Bilimin Geleceği" temalı Liselerarası I. Ulusal Sosyal Bilimler Sempozyumu, İstanbul Erkek Lisesi'nde başladı.
Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Afyoncu, insan yetiştirmenin kolay bir iş olmadığını ifade ederek, "Zaman zaman iyi yetişmiş devlet adamlarına, bürokratlara sahip olsak da bir türlü bunu sağlayıp, eğitim sistemine oturtamadık. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Cumhuriyet'te bunu sağlayamadık. Zaman zaman eğitim düzgün gitti, zaman zaman da gitmedi." diye konuştu.
Afyoncu, Türkiye'nin toplumsal dönüşümünün ilginç olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"28 Şubat sürecinde, Türkiye'de çok büyük tahribatlar oluştu. Sosyal bilimler büyük tahribata uğradı. Sözel ve sayısal olarak Türkiye'yi ikiye bölüp, bir bölümden diğer bölüme geçmek yasaklanınca, sosyal bilimlere insan akışı kapandı.'Sosyal bilimcilerin avantajı nedir?' diye sorarsanız, başkasının hobi diye okuduğu kitabı siz mesleğiniz icabı okuyorsunuz. Bir doktorun eve gelip ameliyat yapma şansı yok, mühendisin bir gemi yapma şansı olmaz iken bir tarihçi eve gelip araştırmasını yapabiliyor. Hayatınızın tamamı mesleğinizle iç içe oluyor ve sıkılma şansınız olmuyor."
Prof. Dr. Afyoncu, milletlerin tarihini bilmenin önemine değinerek, "Karşınızdaki milletleri tanıma açısından tarihini bilmek gerekir. Biz herkesi kendimiz gibi bildiğimiz için rahat inanan bir toplumuz ama bu doğru bir şey değil. Bakış açınız ona göre olması lazım." ifadelerini kullandı.
Yeni Zelanda'daki terör saldırısını gerçekleştiren teröristin tarih boyunca Müslümanlarla mücadele eden Hristiyan komutanlar ile bugünlerde terör eylemleri düzenleyenlerin isimlerini silahına yazdığını dile getiren Afyoncu, şunları anlattı:
"Yeni Zelanda'da katliam yapan Brenton Tarrant'ın silahları üzerindeki 45 ismi analiz ettiğimizde, beşinin Endülüs Emevileri, 40'ının ise Türklerle mücadelenin Hristiyan tarihindeki önemli simgeleri olduğunu ortaya çıkarıyoruz. Hep şu denir. İslam'ın sancaktarı Türklerdir. Bu acı hadise bir kez daha göstermiştir. Silahın üzerindeki 40 isim Türklerle ilgilidir ve maalesef Batı'nın nefretinin ve korkusunun sebebinin de tarihinde yaşayan bu kültürel kodlar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bütün devlet adamlarına, bürokratlara, özellikle son 200 yıllık tarihin okutulması gerektiği kanaatindeyim."
Konuşmanın ardından Afyoncu'ya, İstanbul Erkek Lisesi Müdürü Fatih Güldal plaket takdim etti.
Sempozyum yarın da çalıştaylarla devam edecek.