Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 8 Mart'a Özel Koruyucu Aile Yemeği
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan: 'Bakım ve eğitim masrafları devlet tarafından karşılanan bu çocuklarımıza açacağınız şey sadece gönülleriniz' 'Bir insana, içinde bayram sabahlarının, yaz tatillerinin, karne günü kutlamalarının birlikte geçirildiği bir çocukluğu hediye etmekten daha anlamlı ne olabilir?' '2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuklarımızın sayısı sadece 515 iken, 2019 Şubat ayı itibarıyla 5 bin 360 aile yanında tam 6 bin 556 çocuğumuz bulunmaktadır. Bu çocuklarımız içinde 688'i engellidir'
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Bakım ve eğitim masrafları devlet tarafından karşılanan bu çocuklarımıza açacağınız şey sadece gönülleriniz. Bir insana, içinde bayram sabahlarının, yaz tatillerinin, karne günü kutlamalarının birlikte geçirildiği bir çocukluğu hediye etmekten daha anlamlı ne olabilir?" dedi.
Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında koruyucu aileler, devlet koruması altında büyüyen çocuklar, iş insanları, sanatçılar ve gazetecilere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kış Bahçesi'nde yemek verdi.
Burada konuşan Emine Erdoğan, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, "Bu hafta her salonda kadınların sorunları konuşuluyor. İnanıyorum ki onlarca yıl da konuşulmaya devam edecek. Ben de bu sefer istedim ki bu anlamlı günde merhametin, vicdanın, fedakarlığın yuvalandığı yürekleri misafir edelim. Merhameti kalplerinin içine bir astar gibi geçirmiş koruyucu ailelerimiz ile tanışalım, gösterdikleri yüce gönüllülük için onları da tebrik edelim." ifadesini kullandı.
Bir şekilde ailelerinden uzak düşmüş çocuklara yuva olan koruyucu ailelerde, babalık yapan beyefendilerin de hakkının ödenemeyeceğini vurgulayan Emine Erdoğan, "Ama biliyoruz ki bu süreç, kadınların kabulü ve içinden taşan şefkati paylaşmak istemesiyle başlıyor. Bu nedenle, koruyucu aile sisteminin temel zemininin kadınların yürekleri olduğunu düşünüyorum. Bu yüce gönüllülüğü gösteren tüm kadınlarımıza ve baba şefkatiyle kanadı kırık yavrularımızı himaye eden tüm beyefendilere insanlık adına teşekkürlerimi sunuyorum." diye konuştu.
Koruyucu aileliğin önemine dikkati çeken Emine Erdoğan, "Ne mutlu ki bugün ülkemizde aileler akşam evlerine çekildiğinde, tam 5 bin 360 evin penceresinden, mahyalardan parlar gibi sımsıcak bir ışık sızıyor. Şefkatin, fedakarlığın ışığı..." dedi.
İnsanın insana emanet olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, paylaşmanın kendine has bir bereketi olduğunu, yardımlaşmadan doğan iyiliğin ruhumuzda adeta detoks etkisi yaptığını söyledi.
Sosyal sorumluluk denilen yardımlaşma metodunun, yaşam kültürünün özünü oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, "Eytam Nezareti, Darüşşafaka, Darülaceze gibi kurumlar yetimin, kimsesizlerin hamisi kurumlardır. Bugün de devletimizin kolları, kimsesiz yavrularımızı sarıp sarmalamak için sonuna kadar açıktır. Çağın şartlarını dikkate alarak modern metodlar geliştirmektedir. Eskiden olduğu gibi birçok çocuğun aynı odada yaşamak zorunda olduğu çocuk yurtları ortadan kalkmıştır. Sevgi evleri, çocuklarımız için sıcak yuvalar olmuştur. Bunun bir adım ötesinde ise koruyucu aileler bulunmaktadır." açıklamasında bulundu.
- "Bu çocuklarımızın 688'i engelli"
Gönül Elçileri projesi kapsamında yaygınlaştırılan koruyucu aileliğin, milletin yüreğinde büyük karşılık bulmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuklarımızın sayısı sadece 515 iken, 2019 Şubat ayı itibarıyla 5 bin 360 aile yanında tam 6 bin 556 çocuğumuz bulunmaktadır. Bu çocuklarımız içinde 688'i engellidir. Bunların arasında yüzde 100 ağır engelli çocuklarımızın olduğunu da biliyorum. Böyle yavrularımıza kol kanat geren ailelere ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Rabb'im onlardan razı olsun."
Geçmişte, devlet koruması altındaki çocuklarla ilgili toplumda bazı olumsuz algıların olduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, onların genelde hayata 1-0 yenik başlamış, mağlubiyetten başka gerçeklik tanımamış insanlar olarak lanse edildiğini, ancak gerçeğin böyle olmadığını dile getirdi.
- "Merhameti yürürlüğe koymalıyız"
Hayatın, herkesin kalbini mutlaka bir kere burktuğunu anlatan Emine Erdoğan, "Ama bu, çocuklarımızın baştan sona mutsuz bir hayat geçirecekleri anlamına gelmez. Biliyoruz ki bugün devletimizin kanatları altında yetişmiş nice başarılı doktor, öğretmen, hukukçu, sanatçı ve sporcumuz var. Hepsi mutlu ve hayata değer katan insanlar. O nedenle acımayı tedavülden kaldırıp, dar zamanların merhemi olan merhameti yürürlüğe koymalıyız." diye konuştu.
Şu anda devletin himayesinde güven içinde yaşayan, ama sıcak aile ortamına hasret çocukların olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız büyük bir titizlik içinde onları sıcak yuvalarla buluşturma gayreti içinde. İnanıyorum ki toplumumuzda bu çağrıya cevap verecek nice güzel gönüllü insan var. Bakım ve eğitim masrafları devlet tarafından karşılanan bu çocuklarımıza açacağınız şey sadece gönülleriniz. Bir insana, içinde bayram sabahlarının, yaz tatillerinin, karne günü kutlamalarının birlikte geçirildiği bir çocukluğu hediye etmekten daha anlamlı ne olabilir?"
Dünyanın 7 büyük harikasının olduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, "Ben, 8. harikanın, bir insana, dönüp baktığında tebessüm edeceği bir çocukluk inşa etmek olduğunu düşünüyorum. Bundan daha iyi bir eser olabileceğine de inanmıyorum. Sizleri de bu eserin sanatçıları olmaya davet ediyorum." dedi.
- "Atacağınız en küçük adım, toplumda dalga dalga yayılacaktır"
Koruyucu ailelere de yaşadıkları deneyimlerin çevreleriyle paylaşılmasının ihtiyaç olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Lütfen eşinize, dostunuza, komşularınıza, sahip çıktığınız çocukların şen kahkahalarının evinizdeki bereketi nasıl artırdığını, gönülleri yıkayıp pirüpak yaptığını anlatın. Anlatın ki bu iyilik hareketi toplumda daha çok karşılık bulsun. Yürekleri iyilikle taşan insanlar hiçbir şey yapamasalar da bir haftasonunu sevgi evlerine ayırıp evlatlarımızı sevindirebilirler. Onların hayat yolculuğunda bir fener olabilirler. Aramızda çok kıymetli sanatçılarımız var. Onlar toplumda rol modellerimiz. İnanıyorum ki sizlerin koruyucu ailelik konusunda atacağınız en küçük adım, toplumda dalga dalga yayılacaktır."
Bir çatı altında yaşamak ve birbirimize aile demek için kan bağının şart olmadığının altını çizen Emine Erdoğan, "Aynı anne-babadan olmasa da hepimiz hayatın karnından karındaşız. Kendi aile bireylerimizin olduğu kadar komşularımızın, tüm çocukların, engelli bireylerin, yaşlıların, şehit ailelerinin de velileri, hamileriyiz." ifadesini kullandı.
Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle böylesine ulvi bir konu etrafında bir araya gelmeyi çok anlamlı bulduğunu belirten Emine Erdoğan, kadınların fıtratları gereği bulundukları her yeri bahara çevirebildiğini, kadınların el attığı her şartın iyileşebildiğini vurguladı.
Sivil toplum kuruluşlarında, kadınların çoğunlukta olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadınlar, toplumun dertlerine derman olmayı kendilerine vazife addetmiştir. Kadınların sosyal sorumluluk projelerine kattığı yüksek yaşam enerjisi, toplumsal gelişimimizin yegane garantisidir. Koruyucu aile projesine katılarak evlerinin kapılarını çocuklarımıza açan, sevgi evlerinde evlatlarımıza gönüllü annelik yapan tüm kadınlarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum. Sizler birer kahramansınız ve iyi ki varsınız. Evlatlarımıza da güzel gelecekler diliyorum. Onları gelecekte vatana millete hayırlı evlatlar olarak görmeyi umut ediyorum."
Yemekte, koruyucu aile yanında büyümüş İrem Başak Bilgin de yaşadıklarını ve koruyucu ailesinin kendisine kattıklarını anlattı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un da bir konuşma yaptığı programda, koruyucu aileler ve devlet koruması altında yetişmiş gençler söz alarak, tecrübelerini davetlilerle paylaştı.
Merve, Muhammet ve Büşra Başoğlu tarafından gerçekleştirilen yan flüt ve piyano dinletisinin ardından sanatçılar Şükriye Tutkun, Bengü ve Nil Karaibrahimgil de birer şarkı seslendirdi.
Program da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan kısa video gösterimi de yapıldı.
Yemeğe, Hülya Koçyiğit, Burak Kut, Mustafa Sandal, Tolgahan Sayışman, Turgay Tanülkü, Burcu Altın, Demir Saygı ve Leya Kırşan gibi isimler de katıldı.
Kaynak: AA
Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında koruyucu aileler, devlet koruması altında büyüyen çocuklar, iş insanları, sanatçılar ve gazetecilere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kış Bahçesi'nde yemek verdi.
Burada konuşan Emine Erdoğan, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, "Bu hafta her salonda kadınların sorunları konuşuluyor. İnanıyorum ki onlarca yıl da konuşulmaya devam edecek. Ben de bu sefer istedim ki bu anlamlı günde merhametin, vicdanın, fedakarlığın yuvalandığı yürekleri misafir edelim. Merhameti kalplerinin içine bir astar gibi geçirmiş koruyucu ailelerimiz ile tanışalım, gösterdikleri yüce gönüllülük için onları da tebrik edelim." ifadesini kullandı.
Bir şekilde ailelerinden uzak düşmüş çocuklara yuva olan koruyucu ailelerde, babalık yapan beyefendilerin de hakkının ödenemeyeceğini vurgulayan Emine Erdoğan, "Ama biliyoruz ki bu süreç, kadınların kabulü ve içinden taşan şefkati paylaşmak istemesiyle başlıyor. Bu nedenle, koruyucu aile sisteminin temel zemininin kadınların yürekleri olduğunu düşünüyorum. Bu yüce gönüllülüğü gösteren tüm kadınlarımıza ve baba şefkatiyle kanadı kırık yavrularımızı himaye eden tüm beyefendilere insanlık adına teşekkürlerimi sunuyorum." diye konuştu.
Koruyucu aileliğin önemine dikkati çeken Emine Erdoğan, "Ne mutlu ki bugün ülkemizde aileler akşam evlerine çekildiğinde, tam 5 bin 360 evin penceresinden, mahyalardan parlar gibi sımsıcak bir ışık sızıyor. Şefkatin, fedakarlığın ışığı..." dedi.
İnsanın insana emanet olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, paylaşmanın kendine has bir bereketi olduğunu, yardımlaşmadan doğan iyiliğin ruhumuzda adeta detoks etkisi yaptığını söyledi.
Sosyal sorumluluk denilen yardımlaşma metodunun, yaşam kültürünün özünü oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, "Eytam Nezareti, Darüşşafaka, Darülaceze gibi kurumlar yetimin, kimsesizlerin hamisi kurumlardır. Bugün de devletimizin kolları, kimsesiz yavrularımızı sarıp sarmalamak için sonuna kadar açıktır. Çağın şartlarını dikkate alarak modern metodlar geliştirmektedir. Eskiden olduğu gibi birçok çocuğun aynı odada yaşamak zorunda olduğu çocuk yurtları ortadan kalkmıştır. Sevgi evleri, çocuklarımız için sıcak yuvalar olmuştur. Bunun bir adım ötesinde ise koruyucu aileler bulunmaktadır." açıklamasında bulundu.
- "Bu çocuklarımızın 688'i engelli"
Gönül Elçileri projesi kapsamında yaygınlaştırılan koruyucu aileliğin, milletin yüreğinde büyük karşılık bulmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuklarımızın sayısı sadece 515 iken, 2019 Şubat ayı itibarıyla 5 bin 360 aile yanında tam 6 bin 556 çocuğumuz bulunmaktadır. Bu çocuklarımız içinde 688'i engellidir. Bunların arasında yüzde 100 ağır engelli çocuklarımızın olduğunu da biliyorum. Böyle yavrularımıza kol kanat geren ailelere ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Rabb'im onlardan razı olsun."
Geçmişte, devlet koruması altındaki çocuklarla ilgili toplumda bazı olumsuz algıların olduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, onların genelde hayata 1-0 yenik başlamış, mağlubiyetten başka gerçeklik tanımamış insanlar olarak lanse edildiğini, ancak gerçeğin böyle olmadığını dile getirdi.
- "Merhameti yürürlüğe koymalıyız"
Hayatın, herkesin kalbini mutlaka bir kere burktuğunu anlatan Emine Erdoğan, "Ama bu, çocuklarımızın baştan sona mutsuz bir hayat geçirecekleri anlamına gelmez. Biliyoruz ki bugün devletimizin kanatları altında yetişmiş nice başarılı doktor, öğretmen, hukukçu, sanatçı ve sporcumuz var. Hepsi mutlu ve hayata değer katan insanlar. O nedenle acımayı tedavülden kaldırıp, dar zamanların merhemi olan merhameti yürürlüğe koymalıyız." diye konuştu.
Şu anda devletin himayesinde güven içinde yaşayan, ama sıcak aile ortamına hasret çocukların olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız büyük bir titizlik içinde onları sıcak yuvalarla buluşturma gayreti içinde. İnanıyorum ki toplumumuzda bu çağrıya cevap verecek nice güzel gönüllü insan var. Bakım ve eğitim masrafları devlet tarafından karşılanan bu çocuklarımıza açacağınız şey sadece gönülleriniz. Bir insana, içinde bayram sabahlarının, yaz tatillerinin, karne günü kutlamalarının birlikte geçirildiği bir çocukluğu hediye etmekten daha anlamlı ne olabilir?"
Dünyanın 7 büyük harikasının olduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, "Ben, 8. harikanın, bir insana, dönüp baktığında tebessüm edeceği bir çocukluk inşa etmek olduğunu düşünüyorum. Bundan daha iyi bir eser olabileceğine de inanmıyorum. Sizleri de bu eserin sanatçıları olmaya davet ediyorum." dedi.
- "Atacağınız en küçük adım, toplumda dalga dalga yayılacaktır"
Koruyucu ailelere de yaşadıkları deneyimlerin çevreleriyle paylaşılmasının ihtiyaç olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Lütfen eşinize, dostunuza, komşularınıza, sahip çıktığınız çocukların şen kahkahalarının evinizdeki bereketi nasıl artırdığını, gönülleri yıkayıp pirüpak yaptığını anlatın. Anlatın ki bu iyilik hareketi toplumda daha çok karşılık bulsun. Yürekleri iyilikle taşan insanlar hiçbir şey yapamasalar da bir haftasonunu sevgi evlerine ayırıp evlatlarımızı sevindirebilirler. Onların hayat yolculuğunda bir fener olabilirler. Aramızda çok kıymetli sanatçılarımız var. Onlar toplumda rol modellerimiz. İnanıyorum ki sizlerin koruyucu ailelik konusunda atacağınız en küçük adım, toplumda dalga dalga yayılacaktır."
Bir çatı altında yaşamak ve birbirimize aile demek için kan bağının şart olmadığının altını çizen Emine Erdoğan, "Aynı anne-babadan olmasa da hepimiz hayatın karnından karındaşız. Kendi aile bireylerimizin olduğu kadar komşularımızın, tüm çocukların, engelli bireylerin, yaşlıların, şehit ailelerinin de velileri, hamileriyiz." ifadesini kullandı.
Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle böylesine ulvi bir konu etrafında bir araya gelmeyi çok anlamlı bulduğunu belirten Emine Erdoğan, kadınların fıtratları gereği bulundukları her yeri bahara çevirebildiğini, kadınların el attığı her şartın iyileşebildiğini vurguladı.
Sivil toplum kuruluşlarında, kadınların çoğunlukta olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadınlar, toplumun dertlerine derman olmayı kendilerine vazife addetmiştir. Kadınların sosyal sorumluluk projelerine kattığı yüksek yaşam enerjisi, toplumsal gelişimimizin yegane garantisidir. Koruyucu aile projesine katılarak evlerinin kapılarını çocuklarımıza açan, sevgi evlerinde evlatlarımıza gönüllü annelik yapan tüm kadınlarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum. Sizler birer kahramansınız ve iyi ki varsınız. Evlatlarımıza da güzel gelecekler diliyorum. Onları gelecekte vatana millete hayırlı evlatlar olarak görmeyi umut ediyorum."
Yemekte, koruyucu aile yanında büyümüş İrem Başak Bilgin de yaşadıklarını ve koruyucu ailesinin kendisine kattıklarını anlattı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un da bir konuşma yaptığı programda, koruyucu aileler ve devlet koruması altında yetişmiş gençler söz alarak, tecrübelerini davetlilerle paylaştı.
Merve, Muhammet ve Büşra Başoğlu tarafından gerçekleştirilen yan flüt ve piyano dinletisinin ardından sanatçılar Şükriye Tutkun, Bengü ve Nil Karaibrahimgil de birer şarkı seslendirdi.
Program da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan kısa video gösterimi de yapıldı.
Yemeğe, Hülya Koçyiğit, Burak Kut, Mustafa Sandal, Tolgahan Sayışman, Turgay Tanülkü, Burcu Altın, Demir Saygı ve Leya Kırşan gibi isimler de katıldı.