İstanbul'daki 66 Bin Binanın Risk Tespiti Yapıldı
Yıkım tehlikesi bulunan riskli yapıların tespiti, bunların yıktırılması ve yeniden yapılması amacıyla 2012'de çıkarılan kentsel dönüşüm yasası kapsamında İstanbul'da 66 bin binanın risk tespiti yapılırken, 325 bin hane halkı da evlerini kentsel dönüşüme dahil etti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen: '325 bin aslında normal ölçekte büyük bir rakam. Yaklaşık 1 milyon 250 bin nüfusa karşılık gelebilecek bir rakam. Anadolu kenti büyüklüğündeki bir yerin İstanbul'da bu kanun çerçevesinde kendi kendine dönüştüğünü görebiliyoruz' 'Genel olarak İstanbul'un yüzde 10'a yakınının kentsel dönüşüme girdiğini görüyoruz. Hem belediyeler eliyle hem bakanlık marifetiyle hem de vatandaşın kendisinin teşviklerle dönüştürdüğü projelerle biz daha işin başındayız. Yüzde 20'lerdeyiz desek abartı olmaz. Daha da hızlandırmamız gerekiyor' 'Şu anda insanların ekonomik kaygıların ötesinde, evlerinin, binalarının sağlamlığı, kendilerinin ve çocuklarının can güvenliğini düşünmeleri gereken bir zamandayız. Teşviklerden yararlanarak gerekiyorsa bedeline de katlanmak suretiyle binalarını kentsel dönüşüme soksunlar. Metrekare hesabından, TL hesabından uzaklaşıp gerçekten can güvenliğimiz için bu dönüşümü bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz'
İstanbul'daki kentsel dönüşümle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, 2012'de yürürlüğe giren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'la kentsel dönüşüm kapsamında riskli yapıların tanımı yapılarak bunların tespitinin nasıl olacağının belirlendiğini, bunun için de binin üzerinde kuruluşa lisans verildiğini söyledi.
Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren İstanbul'da yaklaşık 66 bin binanın risk yapı tespitinin tamamlandığını dile getiren Gürgen, şöyle devam etti:
"Bunun içinde 325 bine yakın bağımsız bölüm var. 2012'den bu yana 325 bin hane halkı kendi binasını dönüştürmek üzere lisanslı kuruluşlara müracaat edip tespitlerini yaptırdı ve bu binalar şu anda yıkım süreci içerisinde. 325 bin aslında normal ölçekte büyük bir rakam. Yaklaşık 1 milyon 250 bin nüfusa karşılık gelebilecek bir rakam. Anadolu kenti büyüklüğündeki bir yerin İstanbul'da bu kanun çerçevesinde kendi kendine dönüştüğünü görebiliyoruz. İstanbul'daki nüfusu, bina sayısı ve yapı stokunu düşündüğümüzde aslında daha katedecek çok yolumuz var.
Genel olarak baktığımızda İstanbul'un yüzde 10'a yakınının kentsel dönüşüme girdiğini görüyoruz. Sadece 2012'den bu yana dönüşüm projeleri yok. Belediye kanunları, imar planlarıyla da birçok dönüşüm projesi var. Hem belediyeler eliyle hem bakanlık marifetiyle hem de vatandaşın kendisinin teşviklerle dönüştürdüğü projelerle biz daha işin başındayız. Yüzde 20'lerdeyiz desek abartı olmaz. Daha da hızlandırmamız gerekiyor."
- Eyüpsultan'da kentsel dönüşüm ilk sırada
Vedad Gürgen, en son Kartal'da yaşanan olayla binaların güçlü olmadığının görüldüğünü belirterek, binaların yıpranması, demirlerin korozyona uğraması, yapım tekniklerinin yetersiz kalması ve uygun yapılmaması ile yalıtım açısından korunmamasının ciddi bir risk unsuru olduğunu vurguladı.
Bireysel dönüşümlerin yanında belediyelerle ortak yürütülen çalışmalarla kentsel dönüşüm projelerinin yapıldığını dile getiren Gürgen, "Hızlı bir dönüşüm süreci içerisindeyiz ama yeterli değil. Bunu daha da hızlandırmak istiyoruz. Bir an önce Türkiye'de özellikle İstanbul'da bu dönüşüm sürecini tamamlamak, insanları afet risklerinden uzak tutmak istiyoruz." dedi.
İstanbul'da kentsel dönüşümün yapıldığı ilçelerin başında Eyüpsultan'ın öne çıktığını, yine Kartal'da, Pendik'te de yoğun olarak çalışmalar gerçekleştirildiğini, Küçükçekmece'de de bireysel kentsel dönüşümün çok fazla olduğunu anlatan Gürgen, her ilçede dönüşüm projelerinin devam ettiğini vurguladı.
- "Herkes metrekare hesabı yapıyor"
Gürgen, Kartal'daki acı olayların tekrar yaşamaması için bu tür binalardan kurtulmak gerektiğine işaret ederek, vatandaşlara şu önerilerde bulundu:
"Şu anda insanların ekonomik kaygıların ötesinde, evlerinin, binalarının sağlamlığı, kendilerinin ve çocuklarının can güvenliğini düşünmeleri gereken bir zamandayız. 'Bizim dairemiz küçülüyor, borçlanmak zorunda kalıyoruz, imar artışı bekliyoruz, bu yüzden dönüşüme girmiyoruz.' diyenleri tekrar tekrar uyarıyoruz. Ekonomik külfete katlanmak gerekecekse ne olur herkes katlansın. Şu anda bakanlıkça destekli kira yardımı var. Kendi dönüşümünü yapanlara faiz destekli kredi kullandırtabiliyoruz. Harçlardan, döner sermaye ve noter ücretlerinden muaf oluyorlar. Bu teşviklerden de yararlanarak gerekiyorsa bedeline de katlanmak suretiyle binalarını kentsel dönüşüme soksunlar. Herkes oturup metrekare hesabı yapıyor. Artık bu metrekare hesaplarını bir tarafa koysunlar. 'İçinde yaşadığım ev 125 metrekare, müteahhit geldi bana 110 metrekare verdi' diyerek dönüştürmeyenler var. Metrekare hesabından, TL hesabından uzaklaşıp gerçekten can güvenliğimiz için bu dönüşümü bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz."
- "Şüpheli olanlar, kontrol ettirsin"
Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, daha önce Konya'da ve Diyarbakır'da yaşandığı gibi Kartal'daki binanın, bir deprem ya da sarsıntı olmadan kendi kendine yıkıldığını anlattı.
Kendi yükünü taşıyamayacak durumda olan binaları, en iyi içinde oturanların bileceğini dile getiren Gürgen, "Evinin hangi koşullarda olduğunu, kullanımlardan zarar görüp görmediğini, binasının çürüyüp çürümediğini en iyi kendileri bilir. Şüpheli olanlar, ne olur kontrol ettirsin. Bir an önce risk yapı tespitini yapıp dönüşümü gerçekleştirsinler." diye konuştu.