İsrail Polisi Mescid-İ Aksa'nın Rahmet Kapısı'na Zincir Vurdu
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi:'İşgal devletinin polisleri, dün, Mescidi Aksa'nın Rahmet Kapısı'na inen merdivenlerin başındaki kapıyı zincirleyerek kapattı'.
KUDÜS – Ürdün Vakıflar, Mukaddesat ve İslami İşler Bakanlığı'na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Mescid-i Aksa'nın 2003'ten bu yana giriş çıkışlara kapalı tutulan doğu surlarındaki Rahmet Kapısı'nın dün İsrail polisi tarafından zincirlendiğini duyurdu.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nden yapılan yazılı açıklamada, "İşgal devletinin polisleri, dün, Mescid-i Aksa'nın Rahmet Kapısı'na inen merdivenlerin başındaki kapıyı zincirleyerek kapattı." denildi.
Rahmet Kapısı'nın 2003’ten bu yana İsrail polisinin "saldırılarına" maruz kaldığına ve dünkü adımın sembolik bir anlam taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, "Mescid-i Aksa'nın asli ve ayrılmaz parçası olan Rahmet Kapısı'na yönelik bu bariz saldırı, işgal devletinin polislerinin 2003'ten bu yana gerçekleştirdiği saldırılar silsilesinin son halkasıdır." ifadelerine yer verildi.
İsrail yönetiminin Mescid-i Aksa'nın zaman ve mekân olarak mevcut statükosunu değiştirmeyi hedeflediği vurgulanan açıklamada, "İşte İsrail işgal polisi dün, kutsal mabedin dini, hukuki ve tarihi gerçekliğini değiştirmek için ve dünyadaki bir milyar 700 milyon Müslümanın inancını tamamen ihlal ederek açık bir kararlılıkla, Rahmet Kapısı ve Mescid-i Aksa ile Harem-i Şerif'e yönelik kötü niyetlerini açıkça ortaya koymak için kapıyı demir zincirlerle kapatmıştır." cümleleri kullanıldı.
Açıklamada ayrıca Mescid-i Aksa'nın 144 dönümlük arazisiyle sadece Müslümanlara ait olduğu ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın vesayetinde bulunduğu belirtilerek, Mescid-i Aksa'nın tamamının ya da bir kısmının statüsünün değiştirilmesine yönelik girişimlere karşı uyarıda bulunuldu.
İsrail makamlarından, Rahmet Kapısı'na vurulan zincirlerin derhal kaldırılması, İsrail polisinin Harem-i Şerif'e yönelik saldırılarının durdurulması ve Mescid-i Aksa'nın tarihi ve dini statükosuna saygı gösterilmesini isteyen Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ürdün Hâşimi Krallığı'nın Mescid-i Aksa'nın dini ve resmi tek sorumlusu olduğunun altını çizdi.
Rahmet Kapısı bölgesi, İsrail polis müfettişi tarafından 2003 yılında "terörist bir yapılanma" olduğu iddiasıyla kapatılmıştı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin tüm itirazlarına rağmen İsrail polisi, Rahmet Kapısı'nın kapatılması kararını her yıl yinelemiş ve dosyayı İsrail mahkemesine taşımıştı.
İsrail polisi "bu karara" istinaden, Rahmet Kapısı bölgesinin Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'ne bağlı İmar Komitesi tarafından restore edilmesine de izin vermiyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun da yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
Kaynak: AA
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nden yapılan yazılı açıklamada, "İşgal devletinin polisleri, dün, Mescid-i Aksa'nın Rahmet Kapısı'na inen merdivenlerin başındaki kapıyı zincirleyerek kapattı." denildi.
Rahmet Kapısı'nın 2003’ten bu yana İsrail polisinin "saldırılarına" maruz kaldığına ve dünkü adımın sembolik bir anlam taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, "Mescid-i Aksa'nın asli ve ayrılmaz parçası olan Rahmet Kapısı'na yönelik bu bariz saldırı, işgal devletinin polislerinin 2003'ten bu yana gerçekleştirdiği saldırılar silsilesinin son halkasıdır." ifadelerine yer verildi.
İsrail yönetiminin Mescid-i Aksa'nın zaman ve mekân olarak mevcut statükosunu değiştirmeyi hedeflediği vurgulanan açıklamada, "İşte İsrail işgal polisi dün, kutsal mabedin dini, hukuki ve tarihi gerçekliğini değiştirmek için ve dünyadaki bir milyar 700 milyon Müslümanın inancını tamamen ihlal ederek açık bir kararlılıkla, Rahmet Kapısı ve Mescid-i Aksa ile Harem-i Şerif'e yönelik kötü niyetlerini açıkça ortaya koymak için kapıyı demir zincirlerle kapatmıştır." cümleleri kullanıldı.
Açıklamada ayrıca Mescid-i Aksa'nın 144 dönümlük arazisiyle sadece Müslümanlara ait olduğu ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın vesayetinde bulunduğu belirtilerek, Mescid-i Aksa'nın tamamının ya da bir kısmının statüsünün değiştirilmesine yönelik girişimlere karşı uyarıda bulunuldu.
İsrail makamlarından, Rahmet Kapısı'na vurulan zincirlerin derhal kaldırılması, İsrail polisinin Harem-i Şerif'e yönelik saldırılarının durdurulması ve Mescid-i Aksa'nın tarihi ve dini statükosuna saygı gösterilmesini isteyen Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ürdün Hâşimi Krallığı'nın Mescid-i Aksa'nın dini ve resmi tek sorumlusu olduğunun altını çizdi.
Rahmet Kapısı bölgesi, İsrail polis müfettişi tarafından 2003 yılında "terörist bir yapılanma" olduğu iddiasıyla kapatılmıştı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin tüm itirazlarına rağmen İsrail polisi, Rahmet Kapısı'nın kapatılması kararını her yıl yinelemiş ve dosyayı İsrail mahkemesine taşımıştı.
İsrail polisi "bu karara" istinaden, Rahmet Kapısı bölgesinin Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'ne bağlı İmar Komitesi tarafından restore edilmesine de izin vermiyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun da yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.