Güney Sudan'da Barış Anlaşmasının Önündeki Tehdit Finansman Eksikliği
Güney Sudanlı yetkililer, 2018'de imzalanan barış anlaşmasının ardından yaşanan finansman sorununu geçiş süreci öncesi büyük bir tehdit olarak görüyor Güney Sudan Kabine İşleri Bakanı Martin Elia Lomoro:'Barış anlaşmasını uygulama komiteleri ve güvenlik düzenlemeleri gibi geçiş öncesi maddelerin uygulanmasında harcanmak üzere için 114 milyon dolarlık bütçe hazırladık'.
ATEM SİMON MABİOR AJAANG - Güney Sudanlı taraflar arasında Eylül 2018'de imzalanan barış anlaşmasında öngörülen geçiş öncesi dönemin sona ermesine üç ay kala anlaşmanın geleceğiyle ilgili yetkilileri en çok düşündüren konu finansman eksikliği.
Güney Sudan hükümeti ile muhalifler, Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gözetiminde alınan ateşkes kararının ardından Eylül 2018'de barış anlaşması imzaladı.
Sudan ve Uganda'nın garantör olduğu anlaşmada tüm yabancı silahlı grupların ülkeden ayrılması, ortak güçlerin eğitilmesi, bağımsız bir sınır komisyonu oluşturulması ve eyalet sınırlarının belirlenmesi için 8 aylık bir "geçiş öncesi dönem" öngörüldü. Bunu takip edecek süreçte de 3 yıl boyunca geçici hükümetin görev yapması benimsendi.
Anlaşmanın imzalanmasının üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Uluslararası toplum, hükümet ve muhalefetten uygulama konusunda irade göstermelerini bekliyor. Ancak tarafların daha önce defalarca barış ve ateşkes anlaşması imzalayıp ardından yeniden çatışma ortamına dönmesi nedeniyle bu anlaşmanın da çökmesinden korkuluyor.
Ayrıca bölgesel ve uluslararası ortakların finansman sağlamadığına dikkati çeken yetkililer, bu durumun ateşkes kurallarının etkinleştirilmesini engellediğini, ortak güçlerin toplanması ve eğitilmesi, geçici anayasanın yazılması, ulusal güvenlik yasalarının değiştirilmesini sekteye uğrattığını belirtiyor.
- "114 milyon dolarlık bütçe hazırladık"
Güney Sudan Kabine İşleri Bakanı Martin Elia Lomoro, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Barış anlaşmasını uygulama komiteleri ve güvenlik düzenlemeleri gibi geçiş öncesi maddelerin hayat geçirilmesinde harcanmak üzere için 114 milyon dolarlık bütçe hazırladık." dedi.
Bakan Lomorro, bağışçı ülkeleri, maliyet açısından yüksek olan çadır, gıda maddesi ve ilaç gibi konularda mali veya ayni yardım sağlayarak anlaşmayı desteklemeye çağırdı.
Muhalefet liderlerinden, Stratejik Savunma ve Güvenlik İnceleme Komitesi Başkanı Angelina Teny de hükümet yetkililerine, anlaşma gereğince güvenlik düzenlemelerinin uygulanması için fon sağlama, geçiş sürecinden önce ortak güçlerin eğitimine başlama ve mayıs ayında ulusal birlik hükümetinin kurulması çağrısında bulundu.
Teny, Güney Sudan Ortak Savunma Konseyi'nin geçiş öncesi güvenlik düzenlemeleri, askerlerin toplanması, eğitimleri ve ağır silahların toplanması da dahil 59 milyon dolara ihtiyacı olduğunu söyledi.
Anlaşma gereğince, Güney Sudan ordusunun çekirdeğini oluşturacak güçlerin eğitimini Sudan ve Uganda üstlenecek. Ayrıca güçler, geçiş hükümeti üyelerini korumak için başkent Cuba'da geçiş süreci boyunca konuşlandırılacak.
Muhalefet partilerinin oluşturduğu koalisyonun üyelerinden Dinai Şekur ise hükümetin barış anlaşması için dış destek beklememesini ve Güney Sudan'da barışı sağlayacak gerekli koşullar için öncelikle kendi kaynaklarını kullanması gerektiğini ifade etti.
Yetkililer, geçiş öncesi dönemde finansman eksikliğinin, somut adımlar atılamayan barış anlaşmasının ve geçici hükümetin kurulmasının önünde çok büyük bir tehdit olarak görüyor.
- Güney Sudan'daki iç savaş süreci
Sudan'dan 2011'de ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit'in 16 Aralık 2013'te yardımcısı Riek Machar'ı "darbe teşebbüsü" iddiasıyla görevden almasının ardından iç savaşa sürüklenmişti.
IGAD gözetiminde yürütülen barış görüşmeleri sonucu, 17 Ağustos 2015'te taraflar arasında anlaşmaya varılsa da başkent Cuba'da 8 Temmuz 2016'da çatışmalar yeniden patlak vermişti.
Ardından Sudan'ın başkenti Hartum'da IGAD gözetiminde Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ve Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni himayesinde barış görüşmeleri başlamış, Mayardit ve Machar, Haziran 2018'de ateşkes kararı almıştı.
Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen 33. IGAD Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı'nda bir araya gelen Güney Sudanlı taraflar, uzun müzakerelerin sonunda Eylül 2018'de nihai barış anlaşmasını imzalamıştı.
Güney Sudan'daki iç savaş on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine, milyonlarca kişinin de evini terk etmesine neden oldu.
Kaynak: AA
Güney Sudan hükümeti ile muhalifler, Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gözetiminde alınan ateşkes kararının ardından Eylül 2018'de barış anlaşması imzaladı.
Sudan ve Uganda'nın garantör olduğu anlaşmada tüm yabancı silahlı grupların ülkeden ayrılması, ortak güçlerin eğitilmesi, bağımsız bir sınır komisyonu oluşturulması ve eyalet sınırlarının belirlenmesi için 8 aylık bir "geçiş öncesi dönem" öngörüldü. Bunu takip edecek süreçte de 3 yıl boyunca geçici hükümetin görev yapması benimsendi.
Anlaşmanın imzalanmasının üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Uluslararası toplum, hükümet ve muhalefetten uygulama konusunda irade göstermelerini bekliyor. Ancak tarafların daha önce defalarca barış ve ateşkes anlaşması imzalayıp ardından yeniden çatışma ortamına dönmesi nedeniyle bu anlaşmanın da çökmesinden korkuluyor.
Ayrıca bölgesel ve uluslararası ortakların finansman sağlamadığına dikkati çeken yetkililer, bu durumun ateşkes kurallarının etkinleştirilmesini engellediğini, ortak güçlerin toplanması ve eğitilmesi, geçici anayasanın yazılması, ulusal güvenlik yasalarının değiştirilmesini sekteye uğrattığını belirtiyor.
- "114 milyon dolarlık bütçe hazırladık"
Güney Sudan Kabine İşleri Bakanı Martin Elia Lomoro, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Barış anlaşmasını uygulama komiteleri ve güvenlik düzenlemeleri gibi geçiş öncesi maddelerin hayat geçirilmesinde harcanmak üzere için 114 milyon dolarlık bütçe hazırladık." dedi.
Bakan Lomorro, bağışçı ülkeleri, maliyet açısından yüksek olan çadır, gıda maddesi ve ilaç gibi konularda mali veya ayni yardım sağlayarak anlaşmayı desteklemeye çağırdı.
Muhalefet liderlerinden, Stratejik Savunma ve Güvenlik İnceleme Komitesi Başkanı Angelina Teny de hükümet yetkililerine, anlaşma gereğince güvenlik düzenlemelerinin uygulanması için fon sağlama, geçiş sürecinden önce ortak güçlerin eğitimine başlama ve mayıs ayında ulusal birlik hükümetinin kurulması çağrısında bulundu.
Teny, Güney Sudan Ortak Savunma Konseyi'nin geçiş öncesi güvenlik düzenlemeleri, askerlerin toplanması, eğitimleri ve ağır silahların toplanması da dahil 59 milyon dolara ihtiyacı olduğunu söyledi.
Anlaşma gereğince, Güney Sudan ordusunun çekirdeğini oluşturacak güçlerin eğitimini Sudan ve Uganda üstlenecek. Ayrıca güçler, geçiş hükümeti üyelerini korumak için başkent Cuba'da geçiş süreci boyunca konuşlandırılacak.
Muhalefet partilerinin oluşturduğu koalisyonun üyelerinden Dinai Şekur ise hükümetin barış anlaşması için dış destek beklememesini ve Güney Sudan'da barışı sağlayacak gerekli koşullar için öncelikle kendi kaynaklarını kullanması gerektiğini ifade etti.
Yetkililer, geçiş öncesi dönemde finansman eksikliğinin, somut adımlar atılamayan barış anlaşmasının ve geçici hükümetin kurulmasının önünde çok büyük bir tehdit olarak görüyor.
- Güney Sudan'daki iç savaş süreci
Sudan'dan 2011'de ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit'in 16 Aralık 2013'te yardımcısı Riek Machar'ı "darbe teşebbüsü" iddiasıyla görevden almasının ardından iç savaşa sürüklenmişti.
IGAD gözetiminde yürütülen barış görüşmeleri sonucu, 17 Ağustos 2015'te taraflar arasında anlaşmaya varılsa da başkent Cuba'da 8 Temmuz 2016'da çatışmalar yeniden patlak vermişti.
Ardından Sudan'ın başkenti Hartum'da IGAD gözetiminde Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ve Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni himayesinde barış görüşmeleri başlamış, Mayardit ve Machar, Haziran 2018'de ateşkes kararı almıştı.
Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen 33. IGAD Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı'nda bir araya gelen Güney Sudanlı taraflar, uzun müzakerelerin sonunda Eylül 2018'de nihai barış anlaşmasını imzalamıştı.
Güney Sudan'daki iç savaş on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine, milyonlarca kişinin de evini terk etmesine neden oldu.