Profesyonel Turist Rehberleri Geleceğin NEVÜ'lü Rehberleriyle Buluştu
Ülkenin önemli turist rehberleri Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği tarafından düzenlenen panelde, geleceğin rehberleri olan öğrencilerle buluştu.
NEVÜ Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği 3. sınıf öğrencileri tarafından ‘Turizm Rehberliği: Beklentiler, Sorunlar ve Çıktılar’ konulu panel düzenlendi.
NEVÜ Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Duygu Eren, Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yılmaz, akademisyenlerin, öğrenci ve sektör temsilcilerinin hazır bulunduğu NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen panele, ülkenin önemli Profesyonel Turist Rehberleri Akın Aykurt, Orhan Yibar ve Sanem Taşel davetli konuşmacı olarak katıldı.
NEVÜ Turizm Fakültesi Türkiye’de İlklere Öncü Oldu
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panelin açılışında konuşan Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Duygu Eren, Türkiye’nin ilk kurulan Turizm Fakültelerinden NEVÜ Turizm Fakültesi olarak birçok konuda ilklere öncülük ettiklerini söyledi.
Eren, “1984 yılında eğitim-öğretim hayatına başlayan fakültemiz, Türkiye’deki 4 yıllık lisans düzeyinde eğitim veren turizm kurumlarından birisi olmuş ve konuda öncülüğü başlatmıştır. Aynı zamanda 1997 yılında ‘Turizm Rehberliği’ alanında lisans düzeyinde ilk eğitim veren fakültemiz, 2009 yılında hem ‘Turizm İşletmeciliği’ ve ‘Turizm Rehberliği’ hem de ‘Gastronomi ve Mutfak Sanatları’ alanında yine ilk fakülte düzeyinde eğitim veren ilk kurumlardan birisi olmuştur. Yine Turizm Fakültemiz bünyesinde 2018 yılında ‘Turizm Araştırmaları Enstitüsü’ kurularak yine Türkiye’de bir ilke imza atarak, turizm eğitimi alanında bir öncülüğü başlatmıştır.
Diğer taraftan geç günlerde ‘Turizm İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği’ alanında çok ciddi bir değerlendirme sürecinden geçtik ve Türkiye’de akredite olmuş ilk iki bölüm unvanını kazandık. Dolayısıyla bütün bunlar bizim aslında Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi olarak Türkiye’deki öncülüğümüzün ve ilklerimizin göstergesidir. Tabi ki bu öncülükler ve başarılarımız aynı zamanda bizlere çok büyük görev ve sorumluluklarda yüklüyor. Bu yükümlülükler hocalar olarak hem bizlere hem de öğrenciler olarak sizlere düşüyor. Turizm Rehberliği üçüncü sınıf öğrencilerimizin bugün bu sürece uygun bir faaliyeti gerçekleştiriyor olması ve üstlerine düşen görevleri yerine getirmeye başlamaları bizler için şimdiden gurur verici. Bu vesileyle bu panelin düzenleyen, emeği geçen ve değerli konuşmacılarımız ile siz değerli katılımcılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Eren’in açılış konuşmasından sonra NEVÜ Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yılmaz’ın başkanlığını yaptığı panele geçildi.
Aykurt: Kapadokya’yı Kapadokya Olarak Ayakta Tutalım
Panele konuşmacı olarak katılan Profesyonel Turist Rehberi Akın Aykurt, Kapadokya bölgesini ziyarete gelen yabancı turistlerin bölgenin sahip olduğu tarihi kültürel zenginliklerinin yanı sıra milyonlarca yılda oluşan oluşumlarını gezip görmek için geldiklerine dikkat çekerek Kapadokya’nın kültürünün ve sahip olduğu değerlerinin iyi korunması gerektiğine vurgu yaptı.
Aykurt, “Bizim mesleğimiz eski mesleklerden bir tanesi ve bizim mesleğimiz Helenisitlik döneminde başlar. Turizm bildiğiniz üzere, İskender’in dünyanın yarısını fethetmesinden sonra Makedonyalı elitlerin ve entelektüellerin İskender’in fethettiği İskenderiye’yi merak ederek oraya turistlik amaçla gitmeleriyle başlamıştır. Dolayısıyla rehbere ihtiyaç o dönemlerde ortaya çıkmıştır. O dönemlerde iki değişik tür rehberlikten bahsedilir. Bunlardan birisi ‘Gezdiren adam’ diğeri de ‘Anlatan adam’. Benim de sizlere ilk tavsiyem ‘Gezdiren mi’ olacaksınız ‘Anlatan’ mı olacaksınız şimdiden kararınızı verin. Rehberliğin çok derin bir felsefesi var ve bana göre dünyanın en güzel mesleği. Sizlerde böyle köklü ve güzel bir üniversitede eğitim-öğretim görmenizden dolayı çok şanslısınız. Bunun değerini bilin ve hocanıza gereken ilgiyi gösterin.
Benim önemli bulduğum diğer ikinci konu ise, bizim meslek iki sermaye üzerinde yükselir. Birincisi sizin hem entelektüel, hem de fiziksel sermayeniz. Ne kadar entelektüel olursanız olun sağlığınız buna el vermez ise görevinizi sağlıklı yapamazsınız. Rehberliğin yaş sınırı yoktur ama sağlığınız yerinde olmaz ise bu meslekte özellikle özel sektörde yer bulamazsınız. Özellikle sigara içenleriniz var ise bunu mutlaka ve mutlaka terk edin. Bizim diğer sermayemiz ise gezdirdiğimiz yerlerdir. Türkiye maalesef birçok açıdan inanılmaz hızla değişen bir ülke. 1988 yılında ilk defa Kapadokya’ya geldiğim zaman en güzel fotoğraf şansı eşek üzerinde gezen yerli halktı. Şu anda bölgede alternatifler çoğaldı. Buraya gelen insanlar kendi ülkesinin bir kopyasını görmek için değil, sizin öz kültürünüzü görmek için geliyor. Bu nedenle çevre bilinci, tarihi doku bilinci, geleneksel mutfak bilinci Kapadokya’yı Kapadokya olarak ayakta tutmaktadır. Kişisel olarak benim yanlış bulduğum diğer bir şey ise; Kapadokya’nın yağan karıyla, yağmuru ve rüzgarıyla bir aşınma süreci var ve bu milyonlarca yılda oluşmuştur. Siz buralarda ATV’ler sürerseniz, o dişli lastikler 100 yıllık yıpranmayı 1 yılda yapacaktır ve zararı büyük olacaktır. Kapadokya’nın Kapadokya olarak kalabilmesi için bunlar uygun şeyler değil. Bu bölgenin yapısına en uygunu at veya eşeklerdir.
Bizim mesleğe ilk başladığımız zamanlarda bilgilendirici kitaplar bulmak çok zordu ve yurt dışından gelen turistlerden yalvar yakarak parayla almak için mücadele ederdik. Şimdi sizler çok şanslısınız. Çünkü şimdi o teknoloji var ve bir tuşa basarak o kitabı cebinize indirebilirsiniz. En önemlisi ise bilgilerinizi doğru ve güvenir kaynaklardan edinin. En tecrübesiz iken daha korkmayın çünkü sizlerin en güçlü silahınız bu işi amatörce de olsa severek yapmanız olacaktır. Sizlerin önceliğiniz özellikle bu ülkeyi sevmeniz ve bu mesleği severek yapmanız gerekiyor. Hakikaten bu ülkeyi ve mesleği severseniz hiç endişe etmeyin. O zaman hem doğru hem de güvenilir bir rehber olursunuz. İyi acenteler o zaman sizi daha çok arayacak ve daha çok paralar teklif edeceklerdir” diye tavsiyelerde bulundu.
Yibar: Gezerek Öğrenmek ve Araştırmak Sizleri İyi Bir Rehber Yapacaktır
Panele konuşmacı olarak katılan Profesyonel Turist Rehberi Orhan Yibar, “Bizim mesleğimizin en büyük olayı heyecandır ve heyecanınızı hiçbir zaman kaybetmeyin. Bütün işlerde bu böyledir ama bizdeki heyecan daha fazladır. Çünkü bizler her otobüse bindiğimizde yeni insanlar ve yeni yüzlerle karşılaşıyoruz. Mutlaka bilgi deryası sizleri hep ileriye doğru yönlendirecektir, okumanın ve öğrenmenin sonu yoktur. Sizlere tavsiyem her zaman not tutmayı edinin ve bilgi hazinenizi yenileyerek genişletin. Ben her zaman misafirlerimize gezdirirken de bu tavsiyede bulunuyorum. Müşteriyi de bilinçlendirmek ve gezdirebile hale getirebilmek rehberin görevidir. Turist yurt dışından geldiğinde veya bir ülkeden başka bir ülkeye geçtiğinde en büyük merakı yeni insan yüzleri ve o ülkenin her şeyi tanımaktır. Bizim ilk rehberliğe başladığımızda özelliklerde İngiliz turistler ‘Turkey’ dediğimizde hemen bizlere gülmeye başlarlardı. Ve biz yıllarca bunun ezikliğini yaşadık. Çünkü ‘Turkey’in anlamı hindi. Milliyetçi olarak ilk önce bunun mücadelesini vererek kazandık ve artık söylemlerden, broşürlerden, kataloglardan bunu sildirdik. Artık ‘Türkiye’yi kullanıyoruz. Milliyetçilik çok önemli, milliyetçiliğinize ve özünüze sahip çıkmak çok önemlidir. Anayasamızın değiştirilmeyecek dört maddesi vardır, işte turist rehberliğinde de değiştirilmeyecek maddelerin başında yabancı dil geliyor. Siz turist rehberisiniz ve öncelikle ülkenizi yurt dışında doğru bir şekilde tanıtmanız çok önemli. Rehberlikte gittiğiniz ülkelerin ve bölgelerin çok değişik tarihi ve turistlik zenginliklerinin yanı sıra yeme-içme, örf ve adetlerini göreceksiniz. Sizlere tavsiyem gelişen dünyada bilgilerinizi sadece dergi ve klasik kitaplardan değil derin kitaplardan edinin. Bir rehber olarak bir sanatçı ruhuna sahip olmakta çok önemli. Çünkü sorumluluğunuz dahilinde bulunan turistlere yeri geldiğinde bir tiyatrocu, bir sanatçı veya bir komedyen olarak güler yüzlülüğünüzü göstermeniz gerekiyor. Rehberlik mesleği bana göre çok paha biçilemez mesleklerden. Düzenli yaşamınıza çok dikkat etmenizi tavsiye ederim. Özellikle dinç ve enerjik olun. Ancak bunu enerji içecekleri veya haplarla değil, sağlığınıza dikkat ederek yerine getirin. Sizlere diğer bir tavsiyem ise, devamlı okumak, yürümek, araştırmak ve kendinizi sürekli geliştirmenizdir. Bu şekilde gezerek öğrenmek ve araştırmak sizleri iyi bir rehber yapacaktır. Zamanı en iyi ve şekilde değerlendirmek, sevgi, saygı, güler yüz ve sağlık en başta sizler için çok önemli gereksinimlerdir” dedi.
Taşel: Ülkesini Tanıtan ve Kültürünü Gösteren Rehberdir
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümünden 2005 yılında mezun olan Profesyonel Turist Rehberi Sanem Taşel ise konuşmasına, kendisini yetiştiren hocalarına teşekkür ederek başladı.
Taşel, “Rehberlik bence çok keyifli bir meslek. Çünkü her daim geziyor, hem de para kazanıyorsunuz. Bir bakıma öyle ama bu mesleğin zorlukları da var. Bunun pozitif tarafına bakacak olursak; dünyanın her tarafında sizin çok sıklıkla iletişim kurabileceğiniz ya da gittiğinizde sizleri sıcaklıkla kucaklayacak değişik insanlarla karşılaşıyorsunuz. Rehberlik bana göre öncelikle insanları sevmekle başlıyor. Çünkü hep insanlarla iç içeceksiniz ve insana hizmet ediyorsunuz. Bu anlamda da insanlarla tanışmak sizlere o kadar katkılar sağlıyor ki, sadece siz okuyarak bir şeyler öğrenmiş olmuyorsunuz onların sizlere öğrettikleriyle de kendi gelişiminizi tamamlıyorsunuz. Bizim mesleğimizde bilgi çok önemli ama sadece bilgi de yeterli değil. Bana göre insan ilişkileri kurabilmekte çok önemli. Çünkü bazen öyle insanlar ile tanışıyorsunuz ki, sizin bilginizden çok daha fazla bilgiye sahip. Rehberlik bence sizi her daim geliştiren meslek olup, hiçbir zaman yerinizde saymanıza müsaade etmeyen bir meslek.
Rehberlik bana göre bir nevi de beyin fırtınası. Çünkü siz geçmiş tarihi konuşuyorsunuz ve tarih konuştuğunuz için bilgilerinizin hiçbiri yüzde yüz net bilgiler değildir. Karşınızdaki kişilerle de bir nevi beyin fırtınası da yapıyorsunuz ve sizlere çok öğretici şeylerde verebiliyorlar. Buda sizin kendinizi geliştirmenizde ve geniş bir perspektife sahip olmanızda çok etkili oluyor.
Diğer taraftan siz ülkenizi doğru tanıtırsanız, o insanlarda sizin yaptığınız misyonu üstlenecekler ve onlarda kendi çevrelerinden insanları ülkenize getirecektir. Ülkemizi tanımak için çok büyük paralar harcıyoruz aslında en güzel tanıtımı buraya gelen ziyaretçiler yapıyor. Siz onlara doğru iletişimi kurarsanız, doğru bilgileri verebilirseniz ve doğru yönlendirebilirseniz onlar sizin güzel tanıtımınızı yapar. Burada da gerçekten rehbere büyük işler düşüyor. Evet, seyahat acentesi turu satıyor ama bire bir muhatap olan, ülkesini tanıtan ve kültürünü gösteren burada rehberdir. Bu yüzden rehber ülkenin gidişatı içerisinde de bir lokomotif görevi görmektedir” diye konuştu.
Panel, panelistlerin katılımcıların sorularını cevaplamalarının ardından kendilerine ve destek verenlere plaket takdimi ile sona erdi.
Kaynak: İHA
NEVÜ Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Duygu Eren, Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yılmaz, akademisyenlerin, öğrenci ve sektör temsilcilerinin hazır bulunduğu NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen panele, ülkenin önemli Profesyonel Turist Rehberleri Akın Aykurt, Orhan Yibar ve Sanem Taşel davetli konuşmacı olarak katıldı.
NEVÜ Turizm Fakültesi Türkiye’de İlklere Öncü Oldu
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panelin açılışında konuşan Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Duygu Eren, Türkiye’nin ilk kurulan Turizm Fakültelerinden NEVÜ Turizm Fakültesi olarak birçok konuda ilklere öncülük ettiklerini söyledi.
Eren, “1984 yılında eğitim-öğretim hayatına başlayan fakültemiz, Türkiye’deki 4 yıllık lisans düzeyinde eğitim veren turizm kurumlarından birisi olmuş ve konuda öncülüğü başlatmıştır. Aynı zamanda 1997 yılında ‘Turizm Rehberliği’ alanında lisans düzeyinde ilk eğitim veren fakültemiz, 2009 yılında hem ‘Turizm İşletmeciliği’ ve ‘Turizm Rehberliği’ hem de ‘Gastronomi ve Mutfak Sanatları’ alanında yine ilk fakülte düzeyinde eğitim veren ilk kurumlardan birisi olmuştur. Yine Turizm Fakültemiz bünyesinde 2018 yılında ‘Turizm Araştırmaları Enstitüsü’ kurularak yine Türkiye’de bir ilke imza atarak, turizm eğitimi alanında bir öncülüğü başlatmıştır.
Diğer taraftan geç günlerde ‘Turizm İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği’ alanında çok ciddi bir değerlendirme sürecinden geçtik ve Türkiye’de akredite olmuş ilk iki bölüm unvanını kazandık. Dolayısıyla bütün bunlar bizim aslında Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi olarak Türkiye’deki öncülüğümüzün ve ilklerimizin göstergesidir. Tabi ki bu öncülükler ve başarılarımız aynı zamanda bizlere çok büyük görev ve sorumluluklarda yüklüyor. Bu yükümlülükler hocalar olarak hem bizlere hem de öğrenciler olarak sizlere düşüyor. Turizm Rehberliği üçüncü sınıf öğrencilerimizin bugün bu sürece uygun bir faaliyeti gerçekleştiriyor olması ve üstlerine düşen görevleri yerine getirmeye başlamaları bizler için şimdiden gurur verici. Bu vesileyle bu panelin düzenleyen, emeği geçen ve değerli konuşmacılarımız ile siz değerli katılımcılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Eren’in açılış konuşmasından sonra NEVÜ Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yılmaz’ın başkanlığını yaptığı panele geçildi.
Aykurt: Kapadokya’yı Kapadokya Olarak Ayakta Tutalım
Panele konuşmacı olarak katılan Profesyonel Turist Rehberi Akın Aykurt, Kapadokya bölgesini ziyarete gelen yabancı turistlerin bölgenin sahip olduğu tarihi kültürel zenginliklerinin yanı sıra milyonlarca yılda oluşan oluşumlarını gezip görmek için geldiklerine dikkat çekerek Kapadokya’nın kültürünün ve sahip olduğu değerlerinin iyi korunması gerektiğine vurgu yaptı.
Aykurt, “Bizim mesleğimiz eski mesleklerden bir tanesi ve bizim mesleğimiz Helenisitlik döneminde başlar. Turizm bildiğiniz üzere, İskender’in dünyanın yarısını fethetmesinden sonra Makedonyalı elitlerin ve entelektüellerin İskender’in fethettiği İskenderiye’yi merak ederek oraya turistlik amaçla gitmeleriyle başlamıştır. Dolayısıyla rehbere ihtiyaç o dönemlerde ortaya çıkmıştır. O dönemlerde iki değişik tür rehberlikten bahsedilir. Bunlardan birisi ‘Gezdiren adam’ diğeri de ‘Anlatan adam’. Benim de sizlere ilk tavsiyem ‘Gezdiren mi’ olacaksınız ‘Anlatan’ mı olacaksınız şimdiden kararınızı verin. Rehberliğin çok derin bir felsefesi var ve bana göre dünyanın en güzel mesleği. Sizlerde böyle köklü ve güzel bir üniversitede eğitim-öğretim görmenizden dolayı çok şanslısınız. Bunun değerini bilin ve hocanıza gereken ilgiyi gösterin.
Benim önemli bulduğum diğer ikinci konu ise, bizim meslek iki sermaye üzerinde yükselir. Birincisi sizin hem entelektüel, hem de fiziksel sermayeniz. Ne kadar entelektüel olursanız olun sağlığınız buna el vermez ise görevinizi sağlıklı yapamazsınız. Rehberliğin yaş sınırı yoktur ama sağlığınız yerinde olmaz ise bu meslekte özellikle özel sektörde yer bulamazsınız. Özellikle sigara içenleriniz var ise bunu mutlaka ve mutlaka terk edin. Bizim diğer sermayemiz ise gezdirdiğimiz yerlerdir. Türkiye maalesef birçok açıdan inanılmaz hızla değişen bir ülke. 1988 yılında ilk defa Kapadokya’ya geldiğim zaman en güzel fotoğraf şansı eşek üzerinde gezen yerli halktı. Şu anda bölgede alternatifler çoğaldı. Buraya gelen insanlar kendi ülkesinin bir kopyasını görmek için değil, sizin öz kültürünüzü görmek için geliyor. Bu nedenle çevre bilinci, tarihi doku bilinci, geleneksel mutfak bilinci Kapadokya’yı Kapadokya olarak ayakta tutmaktadır. Kişisel olarak benim yanlış bulduğum diğer bir şey ise; Kapadokya’nın yağan karıyla, yağmuru ve rüzgarıyla bir aşınma süreci var ve bu milyonlarca yılda oluşmuştur. Siz buralarda ATV’ler sürerseniz, o dişli lastikler 100 yıllık yıpranmayı 1 yılda yapacaktır ve zararı büyük olacaktır. Kapadokya’nın Kapadokya olarak kalabilmesi için bunlar uygun şeyler değil. Bu bölgenin yapısına en uygunu at veya eşeklerdir.
Bizim mesleğe ilk başladığımız zamanlarda bilgilendirici kitaplar bulmak çok zordu ve yurt dışından gelen turistlerden yalvar yakarak parayla almak için mücadele ederdik. Şimdi sizler çok şanslısınız. Çünkü şimdi o teknoloji var ve bir tuşa basarak o kitabı cebinize indirebilirsiniz. En önemlisi ise bilgilerinizi doğru ve güvenir kaynaklardan edinin. En tecrübesiz iken daha korkmayın çünkü sizlerin en güçlü silahınız bu işi amatörce de olsa severek yapmanız olacaktır. Sizlerin önceliğiniz özellikle bu ülkeyi sevmeniz ve bu mesleği severek yapmanız gerekiyor. Hakikaten bu ülkeyi ve mesleği severseniz hiç endişe etmeyin. O zaman hem doğru hem de güvenilir bir rehber olursunuz. İyi acenteler o zaman sizi daha çok arayacak ve daha çok paralar teklif edeceklerdir” diye tavsiyelerde bulundu.
Yibar: Gezerek Öğrenmek ve Araştırmak Sizleri İyi Bir Rehber Yapacaktır
Panele konuşmacı olarak katılan Profesyonel Turist Rehberi Orhan Yibar, “Bizim mesleğimizin en büyük olayı heyecandır ve heyecanınızı hiçbir zaman kaybetmeyin. Bütün işlerde bu böyledir ama bizdeki heyecan daha fazladır. Çünkü bizler her otobüse bindiğimizde yeni insanlar ve yeni yüzlerle karşılaşıyoruz. Mutlaka bilgi deryası sizleri hep ileriye doğru yönlendirecektir, okumanın ve öğrenmenin sonu yoktur. Sizlere tavsiyem her zaman not tutmayı edinin ve bilgi hazinenizi yenileyerek genişletin. Ben her zaman misafirlerimize gezdirirken de bu tavsiyede bulunuyorum. Müşteriyi de bilinçlendirmek ve gezdirebile hale getirebilmek rehberin görevidir. Turist yurt dışından geldiğinde veya bir ülkeden başka bir ülkeye geçtiğinde en büyük merakı yeni insan yüzleri ve o ülkenin her şeyi tanımaktır. Bizim ilk rehberliğe başladığımızda özelliklerde İngiliz turistler ‘Turkey’ dediğimizde hemen bizlere gülmeye başlarlardı. Ve biz yıllarca bunun ezikliğini yaşadık. Çünkü ‘Turkey’in anlamı hindi. Milliyetçi olarak ilk önce bunun mücadelesini vererek kazandık ve artık söylemlerden, broşürlerden, kataloglardan bunu sildirdik. Artık ‘Türkiye’yi kullanıyoruz. Milliyetçilik çok önemli, milliyetçiliğinize ve özünüze sahip çıkmak çok önemlidir. Anayasamızın değiştirilmeyecek dört maddesi vardır, işte turist rehberliğinde de değiştirilmeyecek maddelerin başında yabancı dil geliyor. Siz turist rehberisiniz ve öncelikle ülkenizi yurt dışında doğru bir şekilde tanıtmanız çok önemli. Rehberlikte gittiğiniz ülkelerin ve bölgelerin çok değişik tarihi ve turistlik zenginliklerinin yanı sıra yeme-içme, örf ve adetlerini göreceksiniz. Sizlere tavsiyem gelişen dünyada bilgilerinizi sadece dergi ve klasik kitaplardan değil derin kitaplardan edinin. Bir rehber olarak bir sanatçı ruhuna sahip olmakta çok önemli. Çünkü sorumluluğunuz dahilinde bulunan turistlere yeri geldiğinde bir tiyatrocu, bir sanatçı veya bir komedyen olarak güler yüzlülüğünüzü göstermeniz gerekiyor. Rehberlik mesleği bana göre çok paha biçilemez mesleklerden. Düzenli yaşamınıza çok dikkat etmenizi tavsiye ederim. Özellikle dinç ve enerjik olun. Ancak bunu enerji içecekleri veya haplarla değil, sağlığınıza dikkat ederek yerine getirin. Sizlere diğer bir tavsiyem ise, devamlı okumak, yürümek, araştırmak ve kendinizi sürekli geliştirmenizdir. Bu şekilde gezerek öğrenmek ve araştırmak sizleri iyi bir rehber yapacaktır. Zamanı en iyi ve şekilde değerlendirmek, sevgi, saygı, güler yüz ve sağlık en başta sizler için çok önemli gereksinimlerdir” dedi.
Taşel: Ülkesini Tanıtan ve Kültürünü Gösteren Rehberdir
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümünden 2005 yılında mezun olan Profesyonel Turist Rehberi Sanem Taşel ise konuşmasına, kendisini yetiştiren hocalarına teşekkür ederek başladı.
Taşel, “Rehberlik bence çok keyifli bir meslek. Çünkü her daim geziyor, hem de para kazanıyorsunuz. Bir bakıma öyle ama bu mesleğin zorlukları da var. Bunun pozitif tarafına bakacak olursak; dünyanın her tarafında sizin çok sıklıkla iletişim kurabileceğiniz ya da gittiğinizde sizleri sıcaklıkla kucaklayacak değişik insanlarla karşılaşıyorsunuz. Rehberlik bana göre öncelikle insanları sevmekle başlıyor. Çünkü hep insanlarla iç içeceksiniz ve insana hizmet ediyorsunuz. Bu anlamda da insanlarla tanışmak sizlere o kadar katkılar sağlıyor ki, sadece siz okuyarak bir şeyler öğrenmiş olmuyorsunuz onların sizlere öğrettikleriyle de kendi gelişiminizi tamamlıyorsunuz. Bizim mesleğimizde bilgi çok önemli ama sadece bilgi de yeterli değil. Bana göre insan ilişkileri kurabilmekte çok önemli. Çünkü bazen öyle insanlar ile tanışıyorsunuz ki, sizin bilginizden çok daha fazla bilgiye sahip. Rehberlik bence sizi her daim geliştiren meslek olup, hiçbir zaman yerinizde saymanıza müsaade etmeyen bir meslek.
Rehberlik bana göre bir nevi de beyin fırtınası. Çünkü siz geçmiş tarihi konuşuyorsunuz ve tarih konuştuğunuz için bilgilerinizin hiçbiri yüzde yüz net bilgiler değildir. Karşınızdaki kişilerle de bir nevi beyin fırtınası da yapıyorsunuz ve sizlere çok öğretici şeylerde verebiliyorlar. Buda sizin kendinizi geliştirmenizde ve geniş bir perspektife sahip olmanızda çok etkili oluyor.
Diğer taraftan siz ülkenizi doğru tanıtırsanız, o insanlarda sizin yaptığınız misyonu üstlenecekler ve onlarda kendi çevrelerinden insanları ülkenize getirecektir. Ülkemizi tanımak için çok büyük paralar harcıyoruz aslında en güzel tanıtımı buraya gelen ziyaretçiler yapıyor. Siz onlara doğru iletişimi kurarsanız, doğru bilgileri verebilirseniz ve doğru yönlendirebilirseniz onlar sizin güzel tanıtımınızı yapar. Burada da gerçekten rehbere büyük işler düşüyor. Evet, seyahat acentesi turu satıyor ama bire bir muhatap olan, ülkesini tanıtan ve kültürünü gösteren burada rehberdir. Bu yüzden rehber ülkenin gidişatı içerisinde de bir lokomotif görevi görmektedir” diye konuştu.
Panel, panelistlerin katılımcıların sorularını cevaplamalarının ardından kendilerine ve destek verenlere plaket takdimi ile sona erdi.