Çin, Uygur Türkleri Yasa Tasarısı Nedeniyle ABD'ye Tepki Gösterdi
Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD Temsilciler Meclisinin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerine yönelik baskı politikası nedeniyle Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını kabul etmesine tepki gösterdi.
Şinhua'da yer alan habere göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, yaptığı açıklamada, ABD Temsilciler Meclisinin kabul ettiği yasa tasarısının uluslararası ilişkilerle ilgili genel kuralları ve uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğini öne sürerek, bunun aynı zamanda Çin'in içişlerine müdahale olduğunu iddia etti.
Hua, Sincan ile ilgili konuların, din, etnik köken ya da insan haklarıyla ilgili olmadığını, şiddet ve terörle mücadeleyle ilgili olduğunu savundu.
Çin hükümetinin ulusal egemenlik ve güvenliği koruma konusunda kararlı olduğunu ifade eden Hua, ABD'nin hatasını düzeltmesi ve Çin'in içişlerine karışmaması gerektiğini söyledi.
ABD Temsilciler Meclisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerine yönelik baskı politikalarından dolayı Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını kabul etmişti.
Geçen ay ABD Senatosunda kabul edilen tasarının farklı bir versiyonu olan tasarıda, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine, Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara uygulanan baskı ve şiddetten sorumlu olan bazı Çinli yetkililere yaptırım uygulanması çağrısı yapıldı.
Temsilciler Meclisi ve Senatodan geçen tasarıların birleştirilmesi ve imzalanması için Beyaz Saray'a gönderilmesi bekleniyor.
- Çin'in Uygur Türklerine yönelik politikası
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde "eğitim merkezi" adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, 11 Temmuz'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) raporunda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.
Kaynak: AA
Hua, Sincan ile ilgili konuların, din, etnik köken ya da insan haklarıyla ilgili olmadığını, şiddet ve terörle mücadeleyle ilgili olduğunu savundu.
Çin hükümetinin ulusal egemenlik ve güvenliği koruma konusunda kararlı olduğunu ifade eden Hua, ABD'nin hatasını düzeltmesi ve Çin'in içişlerine karışmaması gerektiğini söyledi.
ABD Temsilciler Meclisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerine yönelik baskı politikalarından dolayı Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını kabul etmişti.
Geçen ay ABD Senatosunda kabul edilen tasarının farklı bir versiyonu olan tasarıda, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine, Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara uygulanan baskı ve şiddetten sorumlu olan bazı Çinli yetkililere yaptırım uygulanması çağrısı yapıldı.
Temsilciler Meclisi ve Senatodan geçen tasarıların birleştirilmesi ve imzalanması için Beyaz Saray'a gönderilmesi bekleniyor.
- Çin'in Uygur Türklerine yönelik politikası
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde "eğitim merkezi" adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, 11 Temmuz'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) raporunda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.