Şehit Babası Ekmek Teknesi Ayakkabı Boya Sandığını Bırakmayacak
Pençe Harekatı bölgesinde görev yapan ve yıldırım düşmesi sonucu 28 Kasım’da şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk’un ayakkabı boyacılığı yapan babası Ünlen Çabuk ilk kez konuştu. Sosyal medyada çekilen fotoğraf ile 30 yıllık ekmek teknesi ayakkabı boyama sandığı başında oğlunun şehadet haberini alan baba Ünlen Çabuk, evlatlarını yetiştirdiği ekmek teknesini bırakmayacağını söyledi.
Hakkari İl Jandarma Komutanlığına bağlı Davul Tepe Üs Bölgesi’ne 28 Kasım’da yıldırım düşmesi sonucu 2 askerin şehit, 13 asker yaralandığı olayda şehit olan Uzman Çavuş Bünyamin Çabuk’un (24) babası Ünlen Çabuk Adana’nın Kozan ilçesindeki evlerinde taziyeleri kabul ediyor.
Kozan Müftülüğünde görevli din görevlisi Ramazan Yaşar Erol ve Cafer Kurt taziyede tüm şehit ve gaziler için dua okurken, ülkenin birlik ve bütünlüğü için dua etti.
Bir kızı ve bir oğlu olduğunu aktaran ve iki çocuğunu da 30 yıldır ayakkabı boyacılığı yaptığı ekmek teknesi ile büyüttüğünü ifade eden Çabuk, taziye evinde başsağlığına gelenleri ağırlıyor.
"İŞİMDEN GURUR DUYUYORUM"
Baba Çabuk, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, “Biz yaptığımız işten gurur duyuyoruz. Halen de yapmayı düşüyorum. 30 yıldan beri bu işi yapıyorum. Bu işten emekli oldum. Gurur duyuyorum. Oğlum okudu uzman oldu. Kızım da üniversiteyi bitirdi atanması için oğlum dershaneye yazdırdı. Destek oluyordu. Biz memnunuz hayatımızdan. Biz devlete millete faydalı çocuklar yetiştirdik. Kimseye zararımız olmadı. Hayatımız bu şekil. Bu şekilde devam etmeyi düşüyorum” dedi.
"ŞEHİT AİLELERİ İLE AİLE OLDUK"
"Türkiye’deki şehit ailelerinden Allah razı olsun. Biz böyle beklemiyorduk" diyen baba Çabuk, “Türkiye’nin her tarafından geliyorlar. Kadirli’de 25 gün önce şehit olan askerimizin ailesi 2 çocuğu ile geldi. Şehit aileleri ile aile olmayı onları ziyaret etmeyi düşünüyorum” şeklinde konuştu.
"ARKADAŞLARI İÇİN CANINI VERİRDİ"
Şehit oğlunun Aralık ayında izne gelmeyi planladığını aktaran baba Çabuk, “2 çocuğum var. Büyük oğlum uzmandı. Kızım okudu. İki çocuk babasıydım. Kendim arabayla havaalanına götürdüm, Yüksekova’ya yolcu ettim. Aralık 14-15’te izne gelmeyi düşünüyordu. 24 gün izni vardı. Arkadaşlarımın bana ihtiyacı var diye izne de gelmedi. Sıhhiye uzmanıydı. Arkadaşlarına yardımı seven biriydi. Birinci kuleye yıldırım isabet etmesinin ardından çanta ile arkadaşlarına koşarken ikinci bir yıldırım onlara isabet ediyor. Allah’ın takdiri ilahisi. Arkadaşları için canını verirdi öyle bir insandı” diyerek oğlu ile son hatırasını aktardı.
(Beril Solmuşgül/İHA)
Kaynak: İHA
Kozan Müftülüğünde görevli din görevlisi Ramazan Yaşar Erol ve Cafer Kurt taziyede tüm şehit ve gaziler için dua okurken, ülkenin birlik ve bütünlüğü için dua etti.
Bir kızı ve bir oğlu olduğunu aktaran ve iki çocuğunu da 30 yıldır ayakkabı boyacılığı yaptığı ekmek teknesi ile büyüttüğünü ifade eden Çabuk, taziye evinde başsağlığına gelenleri ağırlıyor.
"İŞİMDEN GURUR DUYUYORUM"
Baba Çabuk, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, “Biz yaptığımız işten gurur duyuyoruz. Halen de yapmayı düşüyorum. 30 yıldan beri bu işi yapıyorum. Bu işten emekli oldum. Gurur duyuyorum. Oğlum okudu uzman oldu. Kızım da üniversiteyi bitirdi atanması için oğlum dershaneye yazdırdı. Destek oluyordu. Biz memnunuz hayatımızdan. Biz devlete millete faydalı çocuklar yetiştirdik. Kimseye zararımız olmadı. Hayatımız bu şekil. Bu şekilde devam etmeyi düşüyorum” dedi.
"ŞEHİT AİLELERİ İLE AİLE OLDUK"
"Türkiye’deki şehit ailelerinden Allah razı olsun. Biz böyle beklemiyorduk" diyen baba Çabuk, “Türkiye’nin her tarafından geliyorlar. Kadirli’de 25 gün önce şehit olan askerimizin ailesi 2 çocuğu ile geldi. Şehit aileleri ile aile olmayı onları ziyaret etmeyi düşünüyorum” şeklinde konuştu.
"ARKADAŞLARI İÇİN CANINI VERİRDİ"
Şehit oğlunun Aralık ayında izne gelmeyi planladığını aktaran baba Çabuk, “2 çocuğum var. Büyük oğlum uzmandı. Kızım okudu. İki çocuk babasıydım. Kendim arabayla havaalanına götürdüm, Yüksekova’ya yolcu ettim. Aralık 14-15’te izne gelmeyi düşünüyordu. 24 gün izni vardı. Arkadaşlarımın bana ihtiyacı var diye izne de gelmedi. Sıhhiye uzmanıydı. Arkadaşlarına yardımı seven biriydi. Birinci kuleye yıldırım isabet etmesinin ardından çanta ile arkadaşlarına koşarken ikinci bir yıldırım onlara isabet ediyor. Allah’ın takdiri ilahisi. Arkadaşları için canını verirdi öyle bir insandı” diyerek oğlu ile son hatırasını aktardı.
(Beril Solmuşgül/İHA)