Türkiye Barolar Birliği İle Türkiye Adalet Akademisi Arasında Eğitim İş Birliği Protokolü İmzalandı
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu: 'İlk kez avukatları yani savunmayı temsil eden en üst kurum Türkiye Barolar Birliği ile hakim ve savcıların esas olarak adaylık eğitimi ve sonrasında meslek içi eğitiminden sorumlu olan Türkiye Adalet Akademisi, eğitim konusunda bir iş birliği protokolüyle bir araya geliyor' Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir: 'Bu protokolle Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye Barolar Birliği olarak ortak eğitimler yapmak suretiyle avukatların, hakim, savcıların bir araya geldiği ve adalet konuştukları, hukuk konuştukları, kanunları tartıştıkları, uygulamayı tartıştıkları eğitim programları düzenlemek istiyoruz'.
Türkiye Barolar Birliği ile Türkiye Adalet Akademisi arasında eğitim iş birliği protokolü imzalandı.
Barolar Birliğindeki imza töreninde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Adalet Akademisiyle yakın bir ilişki içinde olduklarını, Akademi yeniden kurulduğundan bu yana özellikle Başkan Muhittin Özdemir'in getirdiği yepyeni vizyonun ilişkilerin her geçen gün daha da nitelikli bir iş birliğine dönüşmesine vesile olduğunu söyledi.
Bugün atacakları imzanın tarihi olacağını belirten Feyzioğlu, "İlk kez avukatları yani savunmayı temsil eden en üst kurum Türkiye Barolar Birliği ile hakim ve savcıların esas olarak adaylık eğitimi ve sonrasında meslek içi eğitiminden sorumlu olan Türkiye Adalet Akademisi, eğitim konusunda bir iş birliği protokolüyle bir araya geliyor." diye konuştu.
Bunun iki kurumun da arzu ettiği, aynı fakülteden çıkan iddia ve savunma makamlarının iletişim sorununu çözmeye yönelik bir adım olduğunu anlatan Feyzioğlu, "Savunma olmadan yargılama olmaz. Hakime ne kadar ihtiyaç duyuyorsak savunmada avukata, avukata ne kadar ihtiyaç duyuyorsak ceza yargılamasında iddiayı temsilen savcıya ihtiyacımız var. Çağdaş muhakeme 3 ayak üzerine, iddia, savunma ve senteze ulaşacak hakim üzerine kurulu." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'deki mevzuatın çağdaş ülkelerle kıyaslandığında bir eksiğinin bulunmadığını ancak uygulamada sorun yaşandığını dile getiren Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Uygulamamız, hakimin savcının ve avukatın, iddia edenin, savunanın ve yargılayanın kolektif bir yargılama faaliyeti yürüttüğünü içselleştiremiyor. Bu noktada yargılamada sorumlu olan hakimlerimizin de kendini eğitmesine ihtiyaç var, iddia edenin de savunanın da ihtiyaç var. Yani o makamlarda oturan herkes, 'Ben niye buradayım, hangi temel amaca hizmet etmek için burada oturuyorum ve iş birliği yapmazsam, fikirleri tartıştırmazsam maddi gerçeğe ulaşamam'ı içselleştirmesi lazım."
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin önemli, iddialı bir belge olduğunu, ilk adımlarının birinci pakette atılmaya başlandığını aktaran Feyzioğlu, "Bütün o belgenin özünde, temelinde aslında bizim şurada imzayı atma gerekçemiz vardır. Bu ülkenin hakimi, savcısı, avukatı, maddi gerçeğe ulaşmak, hukuk kurallarını doğru uygulamak, bu ülkeyi el birliğiyle daha da özgürleştirmek, özgürlükleri güvence altına almak ve suçlu ile suçsuzu, haklıyla haksızı birbirinden ayırmak için eğitim kalitesini yükseltmek zorundadır. İşte o kararlılığın sonucu olarak imzaları atıyoruz." dedi.
- "Güçlü adalet sistemi için olmazsa olmaz"
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir de önemli bir iş birliğinin somutlaştığı bir protokol imza töreni için bir araya geldiklerini söyledi.
Nitelikli, iyi koşullarda hukuk eğitimi almış, bu eğitimin devamında da mesleğini çok iyi yapan hakimler, savcılar ve avukatları güçlü bir adalet sisteminin olmazsa olmazı şeklinde nitelendiren Özdemir, "Türkiye'de de adalet alanında olmazsa olmaz olan hakim, savcı ve avukat üçgeninin bozulmaması ve birlikte adalet üretiyor olması çok önemlidir. Çünkü bunlardan birinin kalitesinin eksikliği, yargının kalitesiz olarak, adaletin kalitesiz olarak ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir." diye konuştu.
Hakim, savcı ve avukatların nitelikli eğitim almalarının önemini vurgulayan Özdemir, bu eğitim verilirken de sağlıklı bir duruşma sisteminde iletişim kurulmasına, hak ve taleplerin dinleniyor olmasına ve nitelikli bir yargılama faaliyetinin sürdürülebilmesi için de ortak bakış açısı geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Hakim, savcı ve avukatlar olarak hukuk alanında birlikte çalıştıklarını dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:
"Biz birbirinin halinden anlayan, aynı ortak eğitimi alan ve ortak paydada çalışma kültürünü geliştiren anlayışla bu 3 meslek grubunun hizmet vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizler bu protokolle beraber Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye Barolar Birliği olarak ortak eğitimler yapmak suretiyle avukatların, hakim, savcıların bir araya geldiği ve adalet konuştukları, hukuk konuştukları, kanunları tartıştıkları, uygulamayı tartıştıkları eğitim programları düzenlemek istiyoruz. Önümüzdeki günlerde inşallah bu programları düzenlemeye başlayacağız ve gerçekten adalet camiasına örnek, nitelikli programlar olacak."
Açıklamaların ardından, Feyzioğlu ve Özdemir tarafından protokol imzalandı.
Kaynak: AA
Barolar Birliğindeki imza töreninde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Adalet Akademisiyle yakın bir ilişki içinde olduklarını, Akademi yeniden kurulduğundan bu yana özellikle Başkan Muhittin Özdemir'in getirdiği yepyeni vizyonun ilişkilerin her geçen gün daha da nitelikli bir iş birliğine dönüşmesine vesile olduğunu söyledi.
Bugün atacakları imzanın tarihi olacağını belirten Feyzioğlu, "İlk kez avukatları yani savunmayı temsil eden en üst kurum Türkiye Barolar Birliği ile hakim ve savcıların esas olarak adaylık eğitimi ve sonrasında meslek içi eğitiminden sorumlu olan Türkiye Adalet Akademisi, eğitim konusunda bir iş birliği protokolüyle bir araya geliyor." diye konuştu.
Bunun iki kurumun da arzu ettiği, aynı fakülteden çıkan iddia ve savunma makamlarının iletişim sorununu çözmeye yönelik bir adım olduğunu anlatan Feyzioğlu, "Savunma olmadan yargılama olmaz. Hakime ne kadar ihtiyaç duyuyorsak savunmada avukata, avukata ne kadar ihtiyaç duyuyorsak ceza yargılamasında iddiayı temsilen savcıya ihtiyacımız var. Çağdaş muhakeme 3 ayak üzerine, iddia, savunma ve senteze ulaşacak hakim üzerine kurulu." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'deki mevzuatın çağdaş ülkelerle kıyaslandığında bir eksiğinin bulunmadığını ancak uygulamada sorun yaşandığını dile getiren Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Uygulamamız, hakimin savcının ve avukatın, iddia edenin, savunanın ve yargılayanın kolektif bir yargılama faaliyeti yürüttüğünü içselleştiremiyor. Bu noktada yargılamada sorumlu olan hakimlerimizin de kendini eğitmesine ihtiyaç var, iddia edenin de savunanın da ihtiyaç var. Yani o makamlarda oturan herkes, 'Ben niye buradayım, hangi temel amaca hizmet etmek için burada oturuyorum ve iş birliği yapmazsam, fikirleri tartıştırmazsam maddi gerçeğe ulaşamam'ı içselleştirmesi lazım."
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin önemli, iddialı bir belge olduğunu, ilk adımlarının birinci pakette atılmaya başlandığını aktaran Feyzioğlu, "Bütün o belgenin özünde, temelinde aslında bizim şurada imzayı atma gerekçemiz vardır. Bu ülkenin hakimi, savcısı, avukatı, maddi gerçeğe ulaşmak, hukuk kurallarını doğru uygulamak, bu ülkeyi el birliğiyle daha da özgürleştirmek, özgürlükleri güvence altına almak ve suçlu ile suçsuzu, haklıyla haksızı birbirinden ayırmak için eğitim kalitesini yükseltmek zorundadır. İşte o kararlılığın sonucu olarak imzaları atıyoruz." dedi.
- "Güçlü adalet sistemi için olmazsa olmaz"
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir de önemli bir iş birliğinin somutlaştığı bir protokol imza töreni için bir araya geldiklerini söyledi.
Nitelikli, iyi koşullarda hukuk eğitimi almış, bu eğitimin devamında da mesleğini çok iyi yapan hakimler, savcılar ve avukatları güçlü bir adalet sisteminin olmazsa olmazı şeklinde nitelendiren Özdemir, "Türkiye'de de adalet alanında olmazsa olmaz olan hakim, savcı ve avukat üçgeninin bozulmaması ve birlikte adalet üretiyor olması çok önemlidir. Çünkü bunlardan birinin kalitesinin eksikliği, yargının kalitesiz olarak, adaletin kalitesiz olarak ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir." diye konuştu.
Hakim, savcı ve avukatların nitelikli eğitim almalarının önemini vurgulayan Özdemir, bu eğitim verilirken de sağlıklı bir duruşma sisteminde iletişim kurulmasına, hak ve taleplerin dinleniyor olmasına ve nitelikli bir yargılama faaliyetinin sürdürülebilmesi için de ortak bakış açısı geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Hakim, savcı ve avukatlar olarak hukuk alanında birlikte çalıştıklarını dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:
"Biz birbirinin halinden anlayan, aynı ortak eğitimi alan ve ortak paydada çalışma kültürünü geliştiren anlayışla bu 3 meslek grubunun hizmet vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizler bu protokolle beraber Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye Barolar Birliği olarak ortak eğitimler yapmak suretiyle avukatların, hakim, savcıların bir araya geldiği ve adalet konuştukları, hukuk konuştukları, kanunları tartıştıkları, uygulamayı tartıştıkları eğitim programları düzenlemek istiyoruz. Önümüzdeki günlerde inşallah bu programları düzenlemeye başlayacağız ve gerçekten adalet camiasına örnek, nitelikli programlar olacak."
Açıklamaların ardından, Feyzioğlu ve Özdemir tarafından protokol imzalandı.