Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ateş Açıklaması 'Bizim Milliyetçiliğimiz Irkçılığı Reddeder'
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş; Muş, Bingöl, Malatya ve Erzincan vilayetlerinde Ülkü Ocaklarının gerçekleştirdiği bir dizi programa katıldı.
Programların yanı sıra, MHP İl Başkanlıklarını, İl Ocakları ve valilikleri ziyaret eden Sinan Ateş bu illerdeki bazı ilköğretim okullarında öğrenim gören öğrencilere Ülkü Ocaklarının çocuklara yönelik çıkarmış olduğu ‘Çocuklar İçin Kutadgu Bilig ve Çocuklar İçin Dede Korkut’ kitaplarından hediye edip öğrencilerle sohbet etti.
Bölgede vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Genel Başkan Ateş beraberindeki heyetle Muş Ülkü Ocaklarının "Ülkede Dirlik, Ülküde Birlik Gecesi"ne, Bingöl Ülkü Ocaklarının "Gençlik Şöleni"ne, Malatya Ülkü Ocaklarının “Medya Siyaset İlişkisi ve Milliyetçilik" adlı konferansına katıldı.
"Bizim milliyetçiliğimiz ırkçılığı reddeder"
Türk milliyetçiliğini milli kimlik ve kültürü merkeze alan, insan olmaktan kaynaklı hak ve hukuka riayet eden bir milliyetçilik olarak tanımlayan Ateş şu ifadeleri kullandı:
“Milliyetçiliğimiz; millî kimlik ve kültürü merkeze alan, insan olmaktan kaynaklı hak ve hukuka riayet eden bir muhteviyatı haizdir. Türk milletine aidiyeti gururla taşıyan, Türk milletinin bir ferdi olmayı şerefle sahiplenen her kardeşimizi kucaklarız. Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi ‘Adımız bir, anımız bir, acımız bir. Biz büyük bir aileyiz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya; tek bilek tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz.’ Ancak bu vatana, bayrağa ve devlete ihanet edenler bilsinler ki vatanımızın sınırları ve millî kimliğimiz ile ilgili son sözümüzü Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Millî Mücadele’de söylemiştir” dedi.
"Et ve tırnak gibiyiz"
81 milyonun bir olduğunu ifade eden Ateş şu sözleri kaydetti:
“Bölünmez bir bütündür. Bizim için İstanbullu ne ise Hakkarili odur. Bingöllü ne ise Bursalı odur. Hepimiz aynı gövdenin dalları, aynı dalın yapraklarıyız. Et ve tırnak gibiyiz. Küsmek için bahane aramaz, kavga isteyenlere fırsat vermezsek; bozgunculara direnip bozuk ve bulanık niyetlere cephe alırsak, bölücülere yüz çevirip bölünme havarilerine tavır gösterirsek hiçbir güç bizi birbirimizden ayıramaz, karşımızda duramaz. Bir olursak, diri durursak, beraberliğimize sahip çıkarsak, bin yıllık kardeşliğimizi korkusuzca muhafaza edersek hiçbir zalim, hiçbir hain karşımıza çıkmaya cesaret edemez."
"Ülkücülük bir tercih, bir hayat tarzıdır"
Ülkücülüğün bir tercih, bir hayat tarzı olduğunu aktaran Ateş, “Ülkücülük; karanlık gecelere ışık, kararan kalplere nur, karanlık emellere sur olmak demektir. Ülkücü olmak; dert sahibi olmak demektir. Ülkücü olmak; din, dil, renk, mezhep veya meşrep fark etmeksizin Türk milletinin ferdi olmayı yüreğinde hisseden herkese yardım eli uzatmaktır. Ülkücü olmak; görülmüş bir rüya, kurulmuş bir hayal olduğu kadar beklenen kahraman olmak demektir. Bu bakımdan ifade etmek isterim ki; Ülkücü olmak yükte de pahada da ağır olmaktır. Ülkücü mazlumların duası, insanlığın içinde kıvrandığı buhranın ilacını formüle edendir. Hz. Mevlana’nın pergel metaforu ile ifade edecek olursak; bir ayağı tarih şuurunda ve Türk milletinin istikbalinde olan, diğer ayağıyla insanlık namına güzel ve hayırlı olan her şeyi araştıran, tanıyan ve bilmeye gayret eden insan ülkücüdür. Çok çalışacağız, alanımızda en iyiler olacağız. Okullarımızın parmakla gösterilen talebeleri olacağız. İlimde, fende, teknikte en ileri biz olacağız. Nobel Ödülü alan Aziz Sancar Ülkü Ocaklarından yetişmiş bir ağabeyimizdir. Ama şimdi bir Türk düşmanına bu ödülü vermek istiyorlar. Ne zaman Nobel’i biz adını Mevlana koyarak Farabi koyarak verirsek o zaman başarılı olduk demektir. Her ülküdaşım mutlaka Kur’an okumayı bilecek, en az 1 yabancı dil bilecek, 1 spor dalıyla uğraşacak, mutlaka satranç bilecek ve mutlaka bir müzik aleti çalacak. Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli diyor ki ‘Ülkücü gençler çift başlı Selçuklu Kartalı gibi olacaklar.’ Bu doğrultuda bir doğu, bir batı dili öğrenmelisiniz. Allah’ın izniyle Ülkücü gençlerde bunu yapacak zeka da kudret de vardır. Allah’ın izniyle bunu başaracaksınız. Türkiye’yi ilimde fende teknikte en ileri seviyeye taşıyıp tekrar cihanşümul bir devlete dönüştürecek olanlar sizlersiniz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Bölgede vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Genel Başkan Ateş beraberindeki heyetle Muş Ülkü Ocaklarının "Ülkede Dirlik, Ülküde Birlik Gecesi"ne, Bingöl Ülkü Ocaklarının "Gençlik Şöleni"ne, Malatya Ülkü Ocaklarının “Medya Siyaset İlişkisi ve Milliyetçilik" adlı konferansına katıldı.
"Bizim milliyetçiliğimiz ırkçılığı reddeder"
Türk milliyetçiliğini milli kimlik ve kültürü merkeze alan, insan olmaktan kaynaklı hak ve hukuka riayet eden bir milliyetçilik olarak tanımlayan Ateş şu ifadeleri kullandı:
“Milliyetçiliğimiz; millî kimlik ve kültürü merkeze alan, insan olmaktan kaynaklı hak ve hukuka riayet eden bir muhteviyatı haizdir. Türk milletine aidiyeti gururla taşıyan, Türk milletinin bir ferdi olmayı şerefle sahiplenen her kardeşimizi kucaklarız. Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi ‘Adımız bir, anımız bir, acımız bir. Biz büyük bir aileyiz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya; tek bilek tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz.’ Ancak bu vatana, bayrağa ve devlete ihanet edenler bilsinler ki vatanımızın sınırları ve millî kimliğimiz ile ilgili son sözümüzü Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Millî Mücadele’de söylemiştir” dedi.
"Et ve tırnak gibiyiz"
81 milyonun bir olduğunu ifade eden Ateş şu sözleri kaydetti:
“Bölünmez bir bütündür. Bizim için İstanbullu ne ise Hakkarili odur. Bingöllü ne ise Bursalı odur. Hepimiz aynı gövdenin dalları, aynı dalın yapraklarıyız. Et ve tırnak gibiyiz. Küsmek için bahane aramaz, kavga isteyenlere fırsat vermezsek; bozgunculara direnip bozuk ve bulanık niyetlere cephe alırsak, bölücülere yüz çevirip bölünme havarilerine tavır gösterirsek hiçbir güç bizi birbirimizden ayıramaz, karşımızda duramaz. Bir olursak, diri durursak, beraberliğimize sahip çıkarsak, bin yıllık kardeşliğimizi korkusuzca muhafaza edersek hiçbir zalim, hiçbir hain karşımıza çıkmaya cesaret edemez."
"Ülkücülük bir tercih, bir hayat tarzıdır"
Ülkücülüğün bir tercih, bir hayat tarzı olduğunu aktaran Ateş, “Ülkücülük; karanlık gecelere ışık, kararan kalplere nur, karanlık emellere sur olmak demektir. Ülkücü olmak; dert sahibi olmak demektir. Ülkücü olmak; din, dil, renk, mezhep veya meşrep fark etmeksizin Türk milletinin ferdi olmayı yüreğinde hisseden herkese yardım eli uzatmaktır. Ülkücü olmak; görülmüş bir rüya, kurulmuş bir hayal olduğu kadar beklenen kahraman olmak demektir. Bu bakımdan ifade etmek isterim ki; Ülkücü olmak yükte de pahada da ağır olmaktır. Ülkücü mazlumların duası, insanlığın içinde kıvrandığı buhranın ilacını formüle edendir. Hz. Mevlana’nın pergel metaforu ile ifade edecek olursak; bir ayağı tarih şuurunda ve Türk milletinin istikbalinde olan, diğer ayağıyla insanlık namına güzel ve hayırlı olan her şeyi araştıran, tanıyan ve bilmeye gayret eden insan ülkücüdür. Çok çalışacağız, alanımızda en iyiler olacağız. Okullarımızın parmakla gösterilen talebeleri olacağız. İlimde, fende, teknikte en ileri biz olacağız. Nobel Ödülü alan Aziz Sancar Ülkü Ocaklarından yetişmiş bir ağabeyimizdir. Ama şimdi bir Türk düşmanına bu ödülü vermek istiyorlar. Ne zaman Nobel’i biz adını Mevlana koyarak Farabi koyarak verirsek o zaman başarılı olduk demektir. Her ülküdaşım mutlaka Kur’an okumayı bilecek, en az 1 yabancı dil bilecek, 1 spor dalıyla uğraşacak, mutlaka satranç bilecek ve mutlaka bir müzik aleti çalacak. Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli diyor ki ‘Ülkücü gençler çift başlı Selçuklu Kartalı gibi olacaklar.’ Bu doğrultuda bir doğu, bir batı dili öğrenmelisiniz. Allah’ın izniyle Ülkücü gençlerde bunu yapacak zeka da kudret de vardır. Allah’ın izniyle bunu başaracaksınız. Türkiye’yi ilimde fende teknikte en ileri seviyeye taşıyıp tekrar cihanşümul bir devlete dönüştürecek olanlar sizlersiniz” diye konuştu.