Boyner'den Perakendede 'İlgi Çağı' Vurgusu
Boyner Grup Üst Yöneticisi Cem Boyner: 'Bilgi ve data tonla, her yerde var. Marifet aslında onu hem okuyabilmek hem anlamlandırabilmekte. Galiba çağımız artık ilgi çağı' ' Bütün icatlar ve yeni fikirler itirazla başlar'
Boyner Grup Üst Yöneticisi (CEO) Cem Boyner, "big data"nın çok fazla abartılmaması gerektiğine dikkati çekerek, "Bilgi ve data tonla, her yerde var. Marifet aslında onu hem okuyabilmek hem anlamlandırabilmekte. Galiba çağımız artık ilgi çağı." dedi.
Boyner, Fortune Türkiye tarafından düzenlenen "40 Yaş Altı 40 Yönetici Ödül Töreni"nin açılışında yaptığı konuşmada, inovasyonun özgür düşünebilen, birey olmayı hedefleyen, sürüden ayrı durmaktan korkmayan kişi ve ekiplerden çıktığını söyledi.
Yeniliklerin Boyner Grup'un iş yapış biçimi kültürü haline geldiğini belirten Cem Boyner, geliştirdikleri Hopi'nin de bu kapsamda ele alınması gerektiğine dikkati çekti.
Bütün icatların ve yeni fikirlerin itirazla başladığını vurgulayan Boyner, "Daha iyi bir mum yapmak için ampülü bulmadılar, mumu reddederek ampulü buldular. İşte böyle yavaş yavaş gelişmelerle iyi bir yere varılmaz. Gerçekten farklı sorular sorarak, itiraz ederek başlar. Bu itiraz kültürü, toplumumuzda pek yoksa o zaman üzerimizdeki yükün 2 misli büyük olduğuna Allah aşkına hep hatırlayın." ifadelerini kullandı.
Boyner, iş yapma sürecinde sabrın önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Suyu kaynatırsın 90 dere olur, 95 derece olur, 98,99... Ama hiçbir işi yaramaz, hatta elinizi yakar ancak 100 derece olduğu zaman işte o buhar gücü lokomotifi kaldırır. Ancak 100 dereceye kadar 10 para etmez o suyu ısıtmanız. İşte tam orada da meşhur Türkiye'deki o söz gelir, 'Ya çok da şey etmemek lazım, ya çok da zorlamayalım, elimiz yüzümüz yandı bak bu kadar eziyet de çektik.' İşte o 1 derece santigrat bütün koyduğunuz eforun çöpe gitmesiyle lokomotifi kaldıracak kadar, binayı kaldıracak kadar büyük gücü bir gemiyi yürütecek kadar gücü ortaya koymak arasındaki farktır. Bu cesaret istiyor, sabır istiyor, bu da gerçekten 'çok da şey yapma' kültüne takılmamayı gerektiriyor."
Perakende sektörüne çok genç yaşlarda başladığını dile getiren Boyner, kendinin tutkusunun müşteri biriktirmek olduğunu ve bugüne kadar da hep müşteri biriktirdiğini söyledi.
- "Marifet aslında bilgiyi anlamlandırabilmekte"
Cem Boyner, bugün artık televizyona ve gazeteye reklam verelim, müşteriyi bekleyelim algısının işe yaramadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Şimdi artık kişiselleştirme çok önemli bir noktada. Biz gerçekten tek tek 'Cem ne yapar, Cem'in profilleri nedir, genelde alışverişten önce nereye gider, oradan çıkınca nereye gider? Alışverişini hangi gün yapar, çarşamba günü refleksi nedir, cuması nedir' gibi bilgilerle ilgilenmeliyiz ki alakalı bir teklif yapalım Cem'e. Biz aslında kendimizi hızlıca ortalama işlerden kişisel işlere atmaya çalışıyoruz."
Müşteri gruplarını daha da özelleştirerek segmentlere ayırmaya çalıştıklarından bahseden Boyner, “Segmentin manası ihtiyacı olan insanlara vereceğimizi verelim, ihtiyacı olmayanları da boşu boşuna rahatsız etmeyelim. Bu bölümlere ayırmak, süreçte o öyle bir noktaya geldi ki mikro segmentlerden 'segment of one'ye geldi yani bir kişinin bilgisi. Biz o kişileri tanımayız ama yapay zeka artık bunlara tek tek kişi ve profilleme bazında bakıyor." diye konuştu.
Boyner, "Genç bir anne 9 yaşında kızına 32 numara bir ayakkabı aldığında, anne bilmiyor ama o yaş grubunun 8,5 ay sonra 33 numara ayakkabı alacağını 'Hopi' biliyor hatta ayını bile biliyor nerdeyse. Aldığınız nemlendircinin kullanıyorsanız tüpünün 56 günde biteceğiniz biliyor. Dolayısıyla 50. günde size, 'Ayşe ister misin sana göndereyim yenisini, şu çeşitler de var senin cildin nemli cilt ya da kuru cilt.' diyebiliyor. Bizim artık 'segment of one' noktasında hizmet vermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Big data işinin çok fazla büyütülmemesi gerektiğine dile getiren Boyner, "Aslında bilgi ve data tonla, her yerde var. Marifet aslında onu hem okuyabilmek hem anlamlandırabilmekte. Galiba çağımız artık ilgi çağı. Benim mağazamın içerisine bir müşteri giriyor ve o sırada rakibimin cep telefonuna mesaj geliyor ve müşterim girdiği gibi geri gidiyor. Onun oradaki ilgisini yakalamak gerçekten her şeyin başında." değerlendirmesinde bulundu.
Fortune Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Şule Laleli ise Fortune Türkiye "40 Yaş Altı 40 Yönetici Listesi"nin 2011 yılından itibaren geleneksel olarak büyük bir titizlikle hazırladıklarını söyledi.
Fortune Amerika'nın 2009 yılından beri kendi belirlediği kriterlerle yayımladığı önemli liste çalışmalarından birinin "40 Yaş Altı 40 Yönetici Listesi" olduğunu belirten Laleli, "Fortune Türkiye olarak, biz Amerika'nın kriterlerine sadık kalmak kaydıyla Türkiye'deki iş dünyasının genç liderlerinden 1000'i aşkın kişiyi değerlendirerek şu ana kadar toplamda 500'e yakın ismin kalıcı başarılarını ödüllendirdik." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Boyner, Fortune Türkiye tarafından düzenlenen "40 Yaş Altı 40 Yönetici Ödül Töreni"nin açılışında yaptığı konuşmada, inovasyonun özgür düşünebilen, birey olmayı hedefleyen, sürüden ayrı durmaktan korkmayan kişi ve ekiplerden çıktığını söyledi.
Yeniliklerin Boyner Grup'un iş yapış biçimi kültürü haline geldiğini belirten Cem Boyner, geliştirdikleri Hopi'nin de bu kapsamda ele alınması gerektiğine dikkati çekti.
Bütün icatların ve yeni fikirlerin itirazla başladığını vurgulayan Boyner, "Daha iyi bir mum yapmak için ampülü bulmadılar, mumu reddederek ampulü buldular. İşte böyle yavaş yavaş gelişmelerle iyi bir yere varılmaz. Gerçekten farklı sorular sorarak, itiraz ederek başlar. Bu itiraz kültürü, toplumumuzda pek yoksa o zaman üzerimizdeki yükün 2 misli büyük olduğuna Allah aşkına hep hatırlayın." ifadelerini kullandı.
Boyner, iş yapma sürecinde sabrın önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Suyu kaynatırsın 90 dere olur, 95 derece olur, 98,99... Ama hiçbir işi yaramaz, hatta elinizi yakar ancak 100 derece olduğu zaman işte o buhar gücü lokomotifi kaldırır. Ancak 100 dereceye kadar 10 para etmez o suyu ısıtmanız. İşte tam orada da meşhur Türkiye'deki o söz gelir, 'Ya çok da şey etmemek lazım, ya çok da zorlamayalım, elimiz yüzümüz yandı bak bu kadar eziyet de çektik.' İşte o 1 derece santigrat bütün koyduğunuz eforun çöpe gitmesiyle lokomotifi kaldıracak kadar, binayı kaldıracak kadar büyük gücü bir gemiyi yürütecek kadar gücü ortaya koymak arasındaki farktır. Bu cesaret istiyor, sabır istiyor, bu da gerçekten 'çok da şey yapma' kültüne takılmamayı gerektiriyor."
Perakende sektörüne çok genç yaşlarda başladığını dile getiren Boyner, kendinin tutkusunun müşteri biriktirmek olduğunu ve bugüne kadar da hep müşteri biriktirdiğini söyledi.
- "Marifet aslında bilgiyi anlamlandırabilmekte"
Cem Boyner, bugün artık televizyona ve gazeteye reklam verelim, müşteriyi bekleyelim algısının işe yaramadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Şimdi artık kişiselleştirme çok önemli bir noktada. Biz gerçekten tek tek 'Cem ne yapar, Cem'in profilleri nedir, genelde alışverişten önce nereye gider, oradan çıkınca nereye gider? Alışverişini hangi gün yapar, çarşamba günü refleksi nedir, cuması nedir' gibi bilgilerle ilgilenmeliyiz ki alakalı bir teklif yapalım Cem'e. Biz aslında kendimizi hızlıca ortalama işlerden kişisel işlere atmaya çalışıyoruz."
Müşteri gruplarını daha da özelleştirerek segmentlere ayırmaya çalıştıklarından bahseden Boyner, “Segmentin manası ihtiyacı olan insanlara vereceğimizi verelim, ihtiyacı olmayanları da boşu boşuna rahatsız etmeyelim. Bu bölümlere ayırmak, süreçte o öyle bir noktaya geldi ki mikro segmentlerden 'segment of one'ye geldi yani bir kişinin bilgisi. Biz o kişileri tanımayız ama yapay zeka artık bunlara tek tek kişi ve profilleme bazında bakıyor." diye konuştu.
Boyner, "Genç bir anne 9 yaşında kızına 32 numara bir ayakkabı aldığında, anne bilmiyor ama o yaş grubunun 8,5 ay sonra 33 numara ayakkabı alacağını 'Hopi' biliyor hatta ayını bile biliyor nerdeyse. Aldığınız nemlendircinin kullanıyorsanız tüpünün 56 günde biteceğiniz biliyor. Dolayısıyla 50. günde size, 'Ayşe ister misin sana göndereyim yenisini, şu çeşitler de var senin cildin nemli cilt ya da kuru cilt.' diyebiliyor. Bizim artık 'segment of one' noktasında hizmet vermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Big data işinin çok fazla büyütülmemesi gerektiğine dile getiren Boyner, "Aslında bilgi ve data tonla, her yerde var. Marifet aslında onu hem okuyabilmek hem anlamlandırabilmekte. Galiba çağımız artık ilgi çağı. Benim mağazamın içerisine bir müşteri giriyor ve o sırada rakibimin cep telefonuna mesaj geliyor ve müşterim girdiği gibi geri gidiyor. Onun oradaki ilgisini yakalamak gerçekten her şeyin başında." değerlendirmesinde bulundu.
Fortune Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Şule Laleli ise Fortune Türkiye "40 Yaş Altı 40 Yönetici Listesi"nin 2011 yılından itibaren geleneksel olarak büyük bir titizlikle hazırladıklarını söyledi.
Fortune Amerika'nın 2009 yılından beri kendi belirlediği kriterlerle yayımladığı önemli liste çalışmalarından birinin "40 Yaş Altı 40 Yönetici Listesi" olduğunu belirten Laleli, "Fortune Türkiye olarak, biz Amerika'nın kriterlerine sadık kalmak kaydıyla Türkiye'deki iş dünyasının genç liderlerinden 1000'i aşkın kişiyi değerlendirerek şu ana kadar toplamda 500'e yakın ismin kalıcı başarılarını ödüllendirdik." ifadelerini kullandı.