Çöken Bina Davasında Mağdurlar Ve Tanıklar Dinlendi Açıklaması 'Zemin Yukarıya Doğru Sıçradı'
Kartal’da 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt Apartmanının çökmesine ilişkin görülen davada, binanın projesini oluşturan firari sanığın celse arasında ifade verdiği ve binanın yıkılmasında sorumluluğu olmadığını söylediği ortaya çıktı. Duruşma dinlenen mağdurlardan biri, olay günü yaşadıklarını anlatarak, “Asansörün gelmesini bekliyordum. Zeminin yukarıya doğru sıçradığını gördüm. Bina bir anda göçtü, bel kemiğim kırıldı ve 52 parça oldu” dedi.
Kartal’da 6 Şubat 2019 tarihinde 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt binasının çökmesine ilişkin binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ve inşaat teknikeri Arzu Baran’ın “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılandıkları davanın görülmesine devam edildi.
“Firari sanık celse arasında ifade verdi”
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Uğur Mısırlıoğlu, Arzu Baran katılırken, mağdurlar ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
Duruşmaya gelmeyen firari sanık Suzan Çayır’ın celse arasında ifade verdiği ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı öğrenildi.
Sanık Suzan Çayır’ın ifadesinde, “Hakkımda yakalama kararı olduğundan haberim vardı ancak yüksek tansiyon hastasıyım. Kolumda kırık ve çenemde problem vardır. Kalbimle ilgili sorunlarım var. Kartal’da yıkılan Yeşilyurt Apartmanının mimari proje tasarımcısıyım. Görevim, binanın mimari olarak tasarlanması, imar kanuna göre hazırlanarak belediyeye sunulmasıdır. Belediyede mimari proje ruhsat onay bölümünde onaylandıktan sonra yapı kontrol bölümüne geçer ve benim sorumluluğum orada biter. Yapı ruhsatımızda bizim imzamız olmaz. Projenin ruhsat alabilmesi için ben mimari kısmını hazırlarım. 4 proje müellifi olarak projemiz onaylandıktan sonra izin belgesi hazırlanır” dediği öğrenildi.
“Binanın yıkılmasında benim sorumluluğum yoktur”
Savunmasının devamında, “Benim sorumlu olduğum kısım, projenin imar kanununa uygun olup olmadığı hususudur. Benim proje müellifi olarak yapım aşamasında binanın yanına giderek projeye uygun mu değil mi, büyük yapılmış mı yapılmamış mı, kontrol yükümlülüğüm yoktur. Sanık Uğur Mısırlıoğlu teknik uygulama sorumlusu olduğu için binanın projeye uygun yapılıp yapılmadığını kontrol etmek onun sorumluluğundadır. İnşaatın başlaması için yapı ruhsatında onun imzası vardır. Sanık Uğur’un teknik uygulama sorumlusu olarak attığı imzanın benimle ilgisi yoktur. Dolayısıyla binanın yıkılmasıyla benim bir sorumluluğum yoktur” diyerek suçlamaları kabul etmediğini ve beraatini istediğini söyledi.
“Zemin yukarıya doğru sıçradı”
Duruşmada dinlenen mağdur Adem Alemdar olay tarihinde evde olduğunu söyleyerek, “Pencereden dışarı bakıp çocuğumun okuldan gelmesini bekliyordum. Çocuğumun geldiğini gördüm. Eşim mutfaktaydı, kızım binanın içine girdi. Asansörün gelmesini bekliyordum. Zeminin yukarıya doğru sıçradığını gördüm. Bina bir anda göçtü, bel kemiğim kırıldı ve 52 parça oldu. Eşim bu olay sonucunda vefat etti. Kızım asansörden yaralanmadan çıktı, oğlum da diğer odadaydı. O da yaralanmadı. 2000 yılından beri o binada oturuyorum. Binada o güne kadar çatlak yoktu. Olaydan 1 gün önce gece 03.00 sıralarında binada bir sarsıntı yaşadım. Yüksek bir sarsıntı değildi, internette deprem mi oldu diye baktım” diyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
“Saniye farkıyla kurtuldum”
Duruşmada Yeşilyurt Apartmanının müteahhiti Hikmet Yeşilyurt’un çocukları Mustafa Yeşilyurt ve Helim Yeşilyurt tanık olarak dinlendi. Tanıklar binanın yapımıyla alakalı herhangi bir bilgileri olmadığını söyledi.
Mustafa Yeşilyurt, , “Babam kendi işlerine bizi karıştırmazdı. Olay tarihinde ustayla birlikte depoyu boyuyorduk. Üst kattan çatırtı sesleri duydum, hızlı adımlarla dışarı çıkıp yolun karşısına geçtik. Geri dönüp baktığımızda bina yıkılmıştı. 10-15 saniye farkla kurtuldum” dedi.
Sanıkların kusur durumuna ilişkin istenen bilirkişi raporunun beklenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Olayın geçmişi
Kartal’da 6 Şubat 2019 tarihinde Yeşilyurt Apartmanının çökmesi sonucu 21 kişi hayatını kaybetmiş, 14 kişi yaralanmıştı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ve inşaat teknikeri Arzu Keleş Baran hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan haklarında 15’er yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Kaynak: İHA
“Firari sanık celse arasında ifade verdi”
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Uğur Mısırlıoğlu, Arzu Baran katılırken, mağdurlar ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
Duruşmaya gelmeyen firari sanık Suzan Çayır’ın celse arasında ifade verdiği ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı öğrenildi.
Sanık Suzan Çayır’ın ifadesinde, “Hakkımda yakalama kararı olduğundan haberim vardı ancak yüksek tansiyon hastasıyım. Kolumda kırık ve çenemde problem vardır. Kalbimle ilgili sorunlarım var. Kartal’da yıkılan Yeşilyurt Apartmanının mimari proje tasarımcısıyım. Görevim, binanın mimari olarak tasarlanması, imar kanuna göre hazırlanarak belediyeye sunulmasıdır. Belediyede mimari proje ruhsat onay bölümünde onaylandıktan sonra yapı kontrol bölümüne geçer ve benim sorumluluğum orada biter. Yapı ruhsatımızda bizim imzamız olmaz. Projenin ruhsat alabilmesi için ben mimari kısmını hazırlarım. 4 proje müellifi olarak projemiz onaylandıktan sonra izin belgesi hazırlanır” dediği öğrenildi.
“Binanın yıkılmasında benim sorumluluğum yoktur”
Savunmasının devamında, “Benim sorumlu olduğum kısım, projenin imar kanununa uygun olup olmadığı hususudur. Benim proje müellifi olarak yapım aşamasında binanın yanına giderek projeye uygun mu değil mi, büyük yapılmış mı yapılmamış mı, kontrol yükümlülüğüm yoktur. Sanık Uğur Mısırlıoğlu teknik uygulama sorumlusu olduğu için binanın projeye uygun yapılıp yapılmadığını kontrol etmek onun sorumluluğundadır. İnşaatın başlaması için yapı ruhsatında onun imzası vardır. Sanık Uğur’un teknik uygulama sorumlusu olarak attığı imzanın benimle ilgisi yoktur. Dolayısıyla binanın yıkılmasıyla benim bir sorumluluğum yoktur” diyerek suçlamaları kabul etmediğini ve beraatini istediğini söyledi.
“Zemin yukarıya doğru sıçradı”
Duruşmada dinlenen mağdur Adem Alemdar olay tarihinde evde olduğunu söyleyerek, “Pencereden dışarı bakıp çocuğumun okuldan gelmesini bekliyordum. Çocuğumun geldiğini gördüm. Eşim mutfaktaydı, kızım binanın içine girdi. Asansörün gelmesini bekliyordum. Zeminin yukarıya doğru sıçradığını gördüm. Bina bir anda göçtü, bel kemiğim kırıldı ve 52 parça oldu. Eşim bu olay sonucunda vefat etti. Kızım asansörden yaralanmadan çıktı, oğlum da diğer odadaydı. O da yaralanmadı. 2000 yılından beri o binada oturuyorum. Binada o güne kadar çatlak yoktu. Olaydan 1 gün önce gece 03.00 sıralarında binada bir sarsıntı yaşadım. Yüksek bir sarsıntı değildi, internette deprem mi oldu diye baktım” diyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
“Saniye farkıyla kurtuldum”
Duruşmada Yeşilyurt Apartmanının müteahhiti Hikmet Yeşilyurt’un çocukları Mustafa Yeşilyurt ve Helim Yeşilyurt tanık olarak dinlendi. Tanıklar binanın yapımıyla alakalı herhangi bir bilgileri olmadığını söyledi.
Mustafa Yeşilyurt, , “Babam kendi işlerine bizi karıştırmazdı. Olay tarihinde ustayla birlikte depoyu boyuyorduk. Üst kattan çatırtı sesleri duydum, hızlı adımlarla dışarı çıkıp yolun karşısına geçtik. Geri dönüp baktığımızda bina yıkılmıştı. 10-15 saniye farkla kurtuldum” dedi.
Sanıkların kusur durumuna ilişkin istenen bilirkişi raporunun beklenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Olayın geçmişi
Kartal’da 6 Şubat 2019 tarihinde Yeşilyurt Apartmanının çökmesi sonucu 21 kişi hayatını kaybetmiş, 14 kişi yaralanmıştı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ve inşaat teknikeri Arzu Keleş Baran hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan haklarında 15’er yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.