Fatsa'da 2 Bin 274 Kişiye Kan Şeker Ölçümü Yapıldı
Ordu’nun Fatsa ilçesinde vatandaşlara yönelik diyabet taraması yapıldı.
İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından kurulan stantta vatandaşların şeker ölçümleri yapılarak uyarıcı bilgiler aktarıldı.
Fatsa İlçe Sağlık Müdürü Dr. Işıl Aralan, diyabetin(şeker hastalığı) vücutta pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalık olduğunu söyledi.
Aralan, "Kısacası diyabet kişinin, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glikozu kullanamaması ve buna bağlı olarak kan şekerinin yükselmesidir” dedi.
Dr. Aralan şu bilgileri verdi: “Diyabet tip 1 ve tip 2 olarak ikiye ayrılır. Tip 1 diyabet, genellikle genç ve çocuk yaşta ortaya çıkar. Bu hastalarda pankreastan insülin yapımı çok azalmış veya durmuştur. Bu durumda kanda insülin yoktur. Kan şekeri düzeyini dengelemek için dışarıdan insülin vermek zorunludur. Tip 2 diyabet; bu hastalarda pankreasta ileri yaşlara kadar normale yakın düzeyde insülin yapımı vardır. Hatta bazen normalden fazla bile insülin yapımı söz konusu olabilir. Ancak insülin yeterli etkiyi sağlayamamaktadır, Şişmanlık ve yanlış beslenme insülinin istenen etkiyi göstermesini engeller ve kan şekerini yükseltir. Bu hastaların çoğunluğu 40 yaşın üzerindedirler. Diyabetli kişilerde sıklıkla aşırı susama ve su içme, sık sık idrara çıkma, kilo kaybı, aşırı iştah ve çok yeme, bulanık görme, cilt enfeksiyonları, iri bebek doğumu yapılması, iyileşmeyen yaralar ve halsizlik belirtileri görülebilir. Ailede diyabet öyküsü olması, şişmanlık, hareketsiz yaşam, tansiyon yüksekliği (Hipertansiyon), düzensiz beslenme, kan yağlarının yüksekliği ve aşırı stres diyabetin oluşmasında önemli etkenlerdendir. Diyabet tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin de önemli sağlık sorunlarından biridir. Diyabet tanısı konan hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve ülkemizde 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır. Diyabet tedavisinde amaç kan şekeri ayarını sağlamak diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmelerini ve kan şekeri düşmelerini önlemektir. Bu ayarın sağlanması komplikasyonların gelişimini önlemek veya gelişmiş komplikasyonların seyrini yavaşlatmak için son derece önemlidir. Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi kadar edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği de önemlidir. Diyabet tedavisinin temelini beslenmenin dengeli ve doğru yapılması ile sürekli ve düzenli egzersiz oluşturur. Alışkanlıkların değiştirilmesi tedavinin başarısı için önemlidir. Diyet ve egzersizle kontrol altına alınamayan hastalarda diyabet ilaçları ile hastalık kontrol edilmeye çalışılır. Gerekliliğinde insülin tedavisine geçilir. Fatsa İlçe Sağlık Müdürlüğümüzce Dünya Diyabet Günü dolayısıyla hafta boyunca Plevne Meydanı, hastane ve halkın kalabalık olduğu yerlerde stant kurarak 2 bin 274 kişi kan şeker ölçümü yapılmıştır. Tarama sonuçlarında riskli kişiler tespit edilip aile hekimliklerimize ve hastanelere yönlendirilmiştir.”
Kaynak: İHA
Fatsa İlçe Sağlık Müdürü Dr. Işıl Aralan, diyabetin(şeker hastalığı) vücutta pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalık olduğunu söyledi.
Aralan, "Kısacası diyabet kişinin, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glikozu kullanamaması ve buna bağlı olarak kan şekerinin yükselmesidir” dedi.
Dr. Aralan şu bilgileri verdi: “Diyabet tip 1 ve tip 2 olarak ikiye ayrılır. Tip 1 diyabet, genellikle genç ve çocuk yaşta ortaya çıkar. Bu hastalarda pankreastan insülin yapımı çok azalmış veya durmuştur. Bu durumda kanda insülin yoktur. Kan şekeri düzeyini dengelemek için dışarıdan insülin vermek zorunludur. Tip 2 diyabet; bu hastalarda pankreasta ileri yaşlara kadar normale yakın düzeyde insülin yapımı vardır. Hatta bazen normalden fazla bile insülin yapımı söz konusu olabilir. Ancak insülin yeterli etkiyi sağlayamamaktadır, Şişmanlık ve yanlış beslenme insülinin istenen etkiyi göstermesini engeller ve kan şekerini yükseltir. Bu hastaların çoğunluğu 40 yaşın üzerindedirler. Diyabetli kişilerde sıklıkla aşırı susama ve su içme, sık sık idrara çıkma, kilo kaybı, aşırı iştah ve çok yeme, bulanık görme, cilt enfeksiyonları, iri bebek doğumu yapılması, iyileşmeyen yaralar ve halsizlik belirtileri görülebilir. Ailede diyabet öyküsü olması, şişmanlık, hareketsiz yaşam, tansiyon yüksekliği (Hipertansiyon), düzensiz beslenme, kan yağlarının yüksekliği ve aşırı stres diyabetin oluşmasında önemli etkenlerdendir. Diyabet tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin de önemli sağlık sorunlarından biridir. Diyabet tanısı konan hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve ülkemizde 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır. Diyabet tedavisinde amaç kan şekeri ayarını sağlamak diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmelerini ve kan şekeri düşmelerini önlemektir. Bu ayarın sağlanması komplikasyonların gelişimini önlemek veya gelişmiş komplikasyonların seyrini yavaşlatmak için son derece önemlidir. Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi kadar edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği de önemlidir. Diyabet tedavisinin temelini beslenmenin dengeli ve doğru yapılması ile sürekli ve düzenli egzersiz oluşturur. Alışkanlıkların değiştirilmesi tedavinin başarısı için önemlidir. Diyet ve egzersizle kontrol altına alınamayan hastalarda diyabet ilaçları ile hastalık kontrol edilmeye çalışılır. Gerekliliğinde insülin tedavisine geçilir. Fatsa İlçe Sağlık Müdürlüğümüzce Dünya Diyabet Günü dolayısıyla hafta boyunca Plevne Meydanı, hastane ve halkın kalabalık olduğu yerlerde stant kurarak 2 bin 274 kişi kan şeker ölçümü yapılmıştır. Tarama sonuçlarında riskli kişiler tespit edilip aile hekimliklerimize ve hastanelere yönlendirilmiştir.”