Yazar İnci Aral Açıklaması 'İnsanların Acılarını Edebiyat Anlatır'
'Tarih tek tek insanlara bakmaz. İnsanların acılarını tarih anlatmaz, edebiyat anlatır. Hangi dönemde ne yaşanırsa yaşansın edebiyat olmadan tarihi anlamak zordur. Belli tarihsel dönemleri Tolstoy gibi Dostoyevski gibi dünyanın en büyük yazarlarından öğreniyoruz'
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesinin Eşik Dergisi işbirliğiyle düzenlediği "Kıran Resimleri'nden Bugüne” başlıklı söyleşiye katılan yazar İnci Aral, yazarlık macerasını, kadın-erkek ilişkilerini, sevgiyi, kadının kimliğini, bağlılık ve özgürlük sorunlarını ele aldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsündeki söyleşide, Kasım 1979'da Maraş olaylarını incelemek ve yazmak için Kahramanmaraş'a gittiğini belirterek konuşmasına başlayan Aral, söyleşinin de adı olan ikinci kitabı Kıran Resimleri'ni orada dinlediği tanıklıklardan yola çıkarak yazdığını anlattı.
Yazarlığa başladığında önünde iki seçeneğin olduğunu ifade eden Aral, "Ya ben kadın öyküleri, aşk romanlarıyla devam edecektim yahut yaşadığım ülkenin dertleriyle, benim kendi kafamda çözemediğim sorunlarıyla ilgilenecektim. Şöyle bir bilinç uyanmıştı bende, bu dünyayı anlamalısın, insanı anlamalısın. Bir roman ya da öykü formu kullanmak istemedim kitabımı yazarken. Olayın farklı yönlerini anlatabilmek için her birini bir kahraman üzerinden anlatmayı uygun gördüm." dedi.
Aral, farklı dini yaklaşımları olan, farklı etnik grupların olduğu, imparatorluk kalıntısı bir toplumda yaşadığımıza dikkati çekerek, bu farklılıkların Türkiye'yi güzelleştirdiğinin herkese öğretilmesi gerektiğini dile getirdi.
Tarih kitaplarında anlatılanların insanların değil kralların hikayelerine odaklandığını vurgulayan Aral, "Tarih tek tek insanlara bakmaz. İnsanların acılarını tarih anlatmaz, edebiyat anlatır. Hangi dönemde ne yaşanırsa yaşansın edebiyat olmadan tarihi anlamak zordur. Belli tarihsel dönemleri Tolstoy gibi Dostoyevski gibi dünyanın en büyük yazarlarından öğreniyoruz." ifadelerini kullandı.
Gençlere tavsiyelerde bulunan İnci Aral, gelecek birkaç yılda dünyayı bazı krizlerin beklediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sizler alanlarınızda en iyiler olmak zorundasınız. 10 yıl içinde dünya nüfusu 10 milyar olacak ve dünyanın kaynakları nüfusuna yetmez olacak. Bütün bunlara karşı uyanık olmanız lazım. Sizleri bütün bu teknolojinin yarattığı kaos ortamından kurtulmak için tek bir şansınız var. Göğsünüzdeki cevheri keşfetmeniz, insanın kendini keşfetmesi, neye sahip olduğunu ve onunla neler yapabileceğini anlaması gerekiyor. Bu cevher yaratıcılıktır. Sizin yaratıcılığınız nedir, siz bu korkunç, kalabalık rekabetin içinde ortaya ne koyabilirsiniz. İşte bu farkı keşfedip ortaya koyabilenler önümüzdeki dönemde başarılı olacaklar. Alışılmış sistemin içinde bir asker olarak kalmayı yeğleyenler başarısızlığa uğrayacaklar."
Aral, bugünün dünyasında evliliklerin bile ekonomik olanaklar gözetilerek değerlendirildiğine işaret ederek, gerçeklikten uzaklaşma durumunda insanın sevgi, aşk, dürüstlük ve iyi ahlaka sahip olmasının çok zor olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA
İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsündeki söyleşide, Kasım 1979'da Maraş olaylarını incelemek ve yazmak için Kahramanmaraş'a gittiğini belirterek konuşmasına başlayan Aral, söyleşinin de adı olan ikinci kitabı Kıran Resimleri'ni orada dinlediği tanıklıklardan yola çıkarak yazdığını anlattı.
Yazarlığa başladığında önünde iki seçeneğin olduğunu ifade eden Aral, "Ya ben kadın öyküleri, aşk romanlarıyla devam edecektim yahut yaşadığım ülkenin dertleriyle, benim kendi kafamda çözemediğim sorunlarıyla ilgilenecektim. Şöyle bir bilinç uyanmıştı bende, bu dünyayı anlamalısın, insanı anlamalısın. Bir roman ya da öykü formu kullanmak istemedim kitabımı yazarken. Olayın farklı yönlerini anlatabilmek için her birini bir kahraman üzerinden anlatmayı uygun gördüm." dedi.
Aral, farklı dini yaklaşımları olan, farklı etnik grupların olduğu, imparatorluk kalıntısı bir toplumda yaşadığımıza dikkati çekerek, bu farklılıkların Türkiye'yi güzelleştirdiğinin herkese öğretilmesi gerektiğini dile getirdi.
Tarih kitaplarında anlatılanların insanların değil kralların hikayelerine odaklandığını vurgulayan Aral, "Tarih tek tek insanlara bakmaz. İnsanların acılarını tarih anlatmaz, edebiyat anlatır. Hangi dönemde ne yaşanırsa yaşansın edebiyat olmadan tarihi anlamak zordur. Belli tarihsel dönemleri Tolstoy gibi Dostoyevski gibi dünyanın en büyük yazarlarından öğreniyoruz." ifadelerini kullandı.
Gençlere tavsiyelerde bulunan İnci Aral, gelecek birkaç yılda dünyayı bazı krizlerin beklediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sizler alanlarınızda en iyiler olmak zorundasınız. 10 yıl içinde dünya nüfusu 10 milyar olacak ve dünyanın kaynakları nüfusuna yetmez olacak. Bütün bunlara karşı uyanık olmanız lazım. Sizleri bütün bu teknolojinin yarattığı kaos ortamından kurtulmak için tek bir şansınız var. Göğsünüzdeki cevheri keşfetmeniz, insanın kendini keşfetmesi, neye sahip olduğunu ve onunla neler yapabileceğini anlaması gerekiyor. Bu cevher yaratıcılıktır. Sizin yaratıcılığınız nedir, siz bu korkunç, kalabalık rekabetin içinde ortaya ne koyabilirsiniz. İşte bu farkı keşfedip ortaya koyabilenler önümüzdeki dönemde başarılı olacaklar. Alışılmış sistemin içinde bir asker olarak kalmayı yeğleyenler başarısızlığa uğrayacaklar."
Aral, bugünün dünyasında evliliklerin bile ekonomik olanaklar gözetilerek değerlendirildiğine işaret ederek, gerçeklikten uzaklaşma durumunda insanın sevgi, aşk, dürüstlük ve iyi ahlaka sahip olmasının çok zor olduğunu kaydetti.