Aile Hukuku Hükümleri Hakkında Az Çok Bilgi Sahibiyiz
Bilecik Barosu avukatlarından Şerife Köse, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ’Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ maddesinin yer aldığını ve bu maddenin birçok kişi tarafından bilinmediğini gerektiğini söyledi.

“Şikâyet üzerine bir yıla kadar hapis cezası”
Avukat Şerife Köse, açıklamasının devamında, "Bahsettiğim hükümler içinde yer alan en önemli madde TCK m.233/1 düzenlemesidir ki kanun koyucu burada, ’Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ der. Örneğin, kız çocuğunu zorunlu örgün eğitime göndermeyen baba hakkında anne bu madde hükmünce kendisinden şikâyetçi olabilir. Yine kanser hastası bir koca eşinin kendisiyle ilgilenmediğinden bahisle eşinden şikâyetçi olabilir. Aynı şekilde alkol, kumar, iddia gibi kötü alışkanlıklar nedeniyle evin geçimine katkı sağlamayan ve bakım yükümlülüğünü yerine getirmeyen baba hakkında eşi şikâyetçi olabilir" dedi.
“Tarafların boşanmış ya da birbirinden ayrı olması gerekmiyor”
Avukat Köse, kanun koyucu burada direkt olarak aile kurumuna müdahale ettiğini, bir nevi ‘siz birbirinize karşı kendinizi koruyamıyor ya da ifade edemiyorsanız o takdirde devlet korur’ ifadelerinin yer aldığını anlatarak, "Bu hükümlerin uygulanabilmesi için tarafların boşanmış ya da birbirinden ayrı olması gerekmiyor. Tarafların evli olması da gerekmiyor bizim hukukumuzda evlilik aile kurumunun oluşmasının bir şartı değildir. Evli gibi hayat süren çiftler de bu hükümlerden faydalanabilirler, boşanma davası süren ancak fiilen evlilik birliği sona eren kişiler de bu hükümlerden faydalanabilirler" dedi.
“Zamanaşımı süresi içerisinde şikâyeti geçerlidir”
Avukat Köse, bu hükümlerin bilinmesi gereken özelliği suçun şikâyete tabi olmasıdır yani devlet bu suçları re ’sen takibe almama olduğunu söyleyerek, "Şikâyetçi olacak aile bireylerinin şikâyet zamanaşımı süresi içerisinde şikâyette bulunması gerekmektedir. Bu süre bizim hukukumuzda aksine bir düzenleme yoksa mağdurun fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 aydır. Örneğin evlilik dışı ilişki yaşayıp da hamile kalan bir bayan partnerinin kendisini bu durumu bile bile terk edip çaresiz bırakması halinde terkten itibaren 6 ay içerisinde şikâyetçi olması gerekmektedir. Her ne kadar yazılı kanunda bu hükümlere yer verilmişse de maalesef uygulamada bu hükümlerin yer bulduğunu göremiyoruz. Bunun en temel iki etkeni vatandaşın bu hükümlerden haberdar olmaması ilgili mercilerin de haberdar olmamış gibi davranmasıdır. Nitekim bizler bu hükümlerden doğan şikâyetlerde yüksek bir çoğunlukla adli mercilerin gerekli işlemi yapmadıklarını görüyoruz" ifadelerine yer verdi.
“1 yıla varan cezalar caydırıcı olabilir”
Avukat Köse, son olarak, bu hükümlerin üzerine gidilerek, vatandaşın da adli mercilerin de bu hükümleri daha iyi şekilde anlamaya çalışması gerektiğini belirterek, "1 yıla varan ceza süreleri oldukça caydırıcı bir araçtır. Bugün bu hükümlerin nafaka yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ceza hükümlerinden bile çok daha etkili olduğu ortadadır. Bir şeyleri uygulamaya almak gerekli değeri vermek için illaki en üst seviyede mağduriyet yaşanmasını beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Vatandaşlarımın bu hükümlere dayanarak kendilerini koruma ve savunma hakları mevcuttur. Adli mercilerin de bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeleri şarttır. Ancak bu şekilde bir kısım sorunların önüne geçebilmemiz mümkündür ” dedi.
