TBMM Araştırma Komisyonu Üyeleri Aksaray'daki Okulda İnceleme Yaptı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyonu Başkanı Kemal Çelik ve beraberindeki komisyon üyeleri, Aksaray’da gündeme gelen ve otizmi öğrencilerin velilerinin yuhalandığı ve okulda istenmedikleri olayını araştırmak için Mehmetçik İlkokulunu ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
TBMM Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyonu, ilk olarak Aksaray Valisi Ali Mantı’yı daha sonra Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer’i ziyaret etti. Komisyon ziyaretlerinin ardından komisyon heyeti olayların yaşandığı Mehmetçik İlkokuluna gelerek incelemeler bulundu.
Burada bir açıklama yapan TBMM Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyonu Başkanı Kemal Çelik, TBMM Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları tespit amacıyla kurulan araştırma komisyonu olarak Aksaray’ı ziyarete geldiklerini söyledi.
Bu Mehmetçik İlkokulunda basına yansıyan bir olay olduğunu anlatan Çelik, "Aileleri dinlemek için buraya geldik. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Bu olaylar vesilesiyle Aksaray halkını asla suçlamıyorum. Bu olaylar Türkiye’nin her yerinde olabilir zaten ortada olmuş olay diye de bir şey yok. Biz komisyon üyesi arkadaşlarımız sizler gibi bizlerde birer aileyiz. Öncelikle bunu bilmenizi istiyoruz. Biz bu komisyon çalışmalarında siyaseti TBMM’de bıraktık. Komisyon toplantılarında siyaset yapmıyoruz ve yapmayacağız da. Biz araştırma komisyonu olarak buraya geldik. Durumu tespit edeceğiz ve buradan nasıl bir hayırlı sonuç çıkarabiliriz biz ona gireceğiz. Biz araştırma komisyonuyuz, soruşturma komisyonu değiliz. Ama sağ olsun Valimiz Ali Mantı ve diğer yetkililer gerekli soruşturmayı da yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar” diye konuştu.
"Ailelerden istirhamımız şudur, bu çocukların varlığını kabul edelim"
Çelik, bu olaylarda aileleri inciten çocukların geleceğiyle ilgili olumsuz şeyleri yazanlar kendilerinin görevlerinin dışında olduğunu ifade etti.
Bu okulun kaynaştırma eğitiminin verildiği bir okul olduğunu hatırlatan Çelik, "Kaynaştırma eğitimi ideal olanıdır. Dünyanın her yerinde vardır. Yani çocukların burada bir arada yaşaması, kaynaşması, birbirinden etkilenmesi. Bu çocukların diğer çocuklardan alacakları var ama diğer çocukların da bu çocuklardan alacakları dersler var. Bu otizm hızla yayılıyor. Eskiden çok yüksek değildi ama şimdi 59 doğumdan birisi otizmli oluyor, bu yüksek bir oran. İşte biz hem bu durumun sebeplerini araştırıyoruz hem de bunun önüne nasıl geçebiliriz onu araştırıyoruz. Ama bu çocuklar için tek önemli bir şey var, erken tanı ve eğitime başlama. Dünya neler tartışıyor bir görseniz. Biz komisyonda neler tartışıyoruz bir görseniz. Yani dünyada ne varsa Türkiye’de de o olacak. Artık Türkiye büyük bir ülke. Artık Türkiye sosyal güvenlik alanında belirli bir alana gelmiş bir ülke. Ailelerimiz başka yeni şeyler istiyor haklılardır. İşte biz de bu konuda ne yapabiliriz, yerel yönetimleri daha fazla bu işin içine nasıl sokabiliriz hepsini araştırıyoruz. İnşallah biz uygulanabilir öneriler getireceğiz. İnşallah bizler bunu politika, siyaset ve parti üstü tutarak çok güzel bir rapor hazırlayacağız. Özel öğretmen, özel eğitimci açığımız var. Bunu da gidermemiz lazım. Biz bunları açık yüreklilikle söylüyoruz. Çünkü nedir sorun bizimdir çözümü de biz bulacağız. Başka birisinden bekleyemeyiz. Başka bir ülke gelip çözmeyecek. Biz bulacağız. Onun için yapılanları takip edeceğiz ama yapılacakları da söyleyeceğiz. Çünkü biz devletimize inanıyoruz, vatandaşına sahip çıkıyor, çıkacak. Onun için bu sorun hepimizin. Olayı istismar edenler var. Bu da normal istismar edilebilir ama onlara meydan vermeyeceğiz. Kimsenin istismar etmesine meydan vermeyeceğiz. Ailelerden istirhamımız şudur; bu çocukların varlığını kabul edelim. Arkadaşlarımızla toplantı yapacağız, sizleri orada ayrı ayrı dinleyeceğiz. Her iki öğrenci gurubunun ailelerinin temsilcilerini dinleyeceğiz. Bu olay Aksaray’da da olsa aynı, İstanbul Aksaray’da da olsa aynı. Onun için bundan Aksaraylılar alınmasınlar. Biz Aksaray’ın asil insanlardan oluştuğunu biliyoruz. Hiç endişe etmeyin sorunu biz TBMM’de görevimiz bittikten sonra tüm milletvekilleri kendi aramızda söz verdik bunları takip edeceğiz” dedi.
“Özel eğitim öğretmeni eksikliği var"
Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyon Üyesi ve Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Bugün burada yerinde yaşanan olayları incelemek için buradayız. Otizmli kardeşlerimizi şunu baştan söylemek isterim ki eğitim hakkı anayasal bir haktır. Hiçbir kimsenin hiçbir diğerini dışlama hakkı yoktur, yok sayma hakkı yoktur. Analarının ak sütü gibi helaldir. Otizmli kardeşlerimizin de, ailelerinin de eğitim alması şarttır ki alacaklardır. Türkiye’de 0-18 yaş arası 352 bin eğitim bekleyen çocuğumuz var. Bunlardan eğitime ulaşabilenlerin sayısı 27 bin. O da bu şartlarda eğitim görüyorlar ve geri kalanı evlerindeler. Bizim görevimiz komisyon olarak onları da evlerinde çıkartıp eğitim ile buluşturmak. Tabi ki nasıl bir eğitim? Nitelikli bir eğitim. Şimdi otizmli çocukları haftada 2 saat eğitim veriliyor. Tipik gelişen çocuklara haftada 40 saat eğitim veriliyor. Ancak bu çocuklarla tipik gelişen çocuklar aynı sınava tabi tutuluyor. Bu bir adaletsizliktir. Bunları kaldıracağız ve eğitim saatleri mutlaka ve mutlaka artıracağız. Bir diğer şey, nasıl bir eğitim? Nitelikli bir eğitim. İşte okullarımızı geziyoruz ve görüyoruz ki özel eğitim öğretmeni eksikliği var. Sadece bir ay eğitim alaraktan bu çocuklarımıza eğitim vermeye çalışıyorlar. Emeklerine sağlık, ellerine sağlık ama olmaz. Yani sertifika ile bir saat eğitim alarak sosyoloji bölümü uzmanının, din kültürü uzmanının, işletme uzmanı bölümü mezununun bu çocuklara eğitim vermesi olmaz. Bizim görevimiz bu eksiklikleri yerinde tamamlamak. Gölge öğretmen eksikliğinizi biliyoruz, her türlü ayrımcılığın yanında olduğunu biliyoruz, söylüyoruz ve yanınızdayız, yanınızda olduğumuzu belirtmek, burada yaşanan eksiklikleri giderme adına bugün buradayız” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımız için elimizden ne gelirse yapacağız”
Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyon Üyesi ve Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu ise "Bütün partili milletvekillerimizin oluşturduğu komisyonumuzun sözcüsüyüm. Burada münferit bir olay yaşanmış olabilir. Ben ve başkanlarımızın, vekillerimizin sizlere söylediklerinin altını özellikle çizmek istiyorum. Yaşanan hiçbir talihsiz münferit olay bir kuruma, bir siyasi partiye, bir şehre bağlanamaz. Bu anlamda bizler Aksaray’ı bu olayın çok dışında tutuyoruz. Eğer yaşanmış olumsuz bir hadise varsa sorumluları üzerinden bir girişimde bulunmak istiyoruz. Evet bizler bir araştırma komisyonuyuz, soruşturma komisyonu değiliz. Ama insanlarımızın yüreğini derinden yaralayan bir olay varsa da komisyonumuzu ilgilendiren her alanda varlık göstermek durumundayız. Onu da yapıyoruz zaten, bugün bu yüzden sizlerle birlikteyiz. Siyaset üstü bir komisyonumuz var. Önümüzdeki bu ayın 27’sinde sanıyorum noktalayacağız ama bir komisyon raporu çıkartıp onu sadece yazılı metinler üzerine hapsedip sonrasında takip etmemek üzere yapmış olduğumuz bir çalıma yok. Başkanımızın da dediği gibi sürdürülebilir olmasına, çözüm önerileri sunmasına, yasama organında değerlendirilmesine çok fazla önem veriyoruz. Bu çocuklar hepimizin, bizler vicdanın, merhametin yüksek oranda işletildiği toplumlardan bir toplumun mensuplarıyız. Bu anlamda bu çocuklar hepimizin dediğimiz gibi ve onlar için ne gerekiyorsa, elimizden ne gelirse yapacağız” dedi.
Kaynak: İHA
Burada bir açıklama yapan TBMM Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyonu Başkanı Kemal Çelik, TBMM Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları tespit amacıyla kurulan araştırma komisyonu olarak Aksaray’ı ziyarete geldiklerini söyledi.
Bu Mehmetçik İlkokulunda basına yansıyan bir olay olduğunu anlatan Çelik, "Aileleri dinlemek için buraya geldik. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Bu olaylar vesilesiyle Aksaray halkını asla suçlamıyorum. Bu olaylar Türkiye’nin her yerinde olabilir zaten ortada olmuş olay diye de bir şey yok. Biz komisyon üyesi arkadaşlarımız sizler gibi bizlerde birer aileyiz. Öncelikle bunu bilmenizi istiyoruz. Biz bu komisyon çalışmalarında siyaseti TBMM’de bıraktık. Komisyon toplantılarında siyaset yapmıyoruz ve yapmayacağız da. Biz araştırma komisyonu olarak buraya geldik. Durumu tespit edeceğiz ve buradan nasıl bir hayırlı sonuç çıkarabiliriz biz ona gireceğiz. Biz araştırma komisyonuyuz, soruşturma komisyonu değiliz. Ama sağ olsun Valimiz Ali Mantı ve diğer yetkililer gerekli soruşturmayı da yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar” diye konuştu.
"Ailelerden istirhamımız şudur, bu çocukların varlığını kabul edelim"
Çelik, bu olaylarda aileleri inciten çocukların geleceğiyle ilgili olumsuz şeyleri yazanlar kendilerinin görevlerinin dışında olduğunu ifade etti.
Bu okulun kaynaştırma eğitiminin verildiği bir okul olduğunu hatırlatan Çelik, "Kaynaştırma eğitimi ideal olanıdır. Dünyanın her yerinde vardır. Yani çocukların burada bir arada yaşaması, kaynaşması, birbirinden etkilenmesi. Bu çocukların diğer çocuklardan alacakları var ama diğer çocukların da bu çocuklardan alacakları dersler var. Bu otizm hızla yayılıyor. Eskiden çok yüksek değildi ama şimdi 59 doğumdan birisi otizmli oluyor, bu yüksek bir oran. İşte biz hem bu durumun sebeplerini araştırıyoruz hem de bunun önüne nasıl geçebiliriz onu araştırıyoruz. Ama bu çocuklar için tek önemli bir şey var, erken tanı ve eğitime başlama. Dünya neler tartışıyor bir görseniz. Biz komisyonda neler tartışıyoruz bir görseniz. Yani dünyada ne varsa Türkiye’de de o olacak. Artık Türkiye büyük bir ülke. Artık Türkiye sosyal güvenlik alanında belirli bir alana gelmiş bir ülke. Ailelerimiz başka yeni şeyler istiyor haklılardır. İşte biz de bu konuda ne yapabiliriz, yerel yönetimleri daha fazla bu işin içine nasıl sokabiliriz hepsini araştırıyoruz. İnşallah biz uygulanabilir öneriler getireceğiz. İnşallah bizler bunu politika, siyaset ve parti üstü tutarak çok güzel bir rapor hazırlayacağız. Özel öğretmen, özel eğitimci açığımız var. Bunu da gidermemiz lazım. Biz bunları açık yüreklilikle söylüyoruz. Çünkü nedir sorun bizimdir çözümü de biz bulacağız. Başka birisinden bekleyemeyiz. Başka bir ülke gelip çözmeyecek. Biz bulacağız. Onun için yapılanları takip edeceğiz ama yapılacakları da söyleyeceğiz. Çünkü biz devletimize inanıyoruz, vatandaşına sahip çıkıyor, çıkacak. Onun için bu sorun hepimizin. Olayı istismar edenler var. Bu da normal istismar edilebilir ama onlara meydan vermeyeceğiz. Kimsenin istismar etmesine meydan vermeyeceğiz. Ailelerden istirhamımız şudur; bu çocukların varlığını kabul edelim. Arkadaşlarımızla toplantı yapacağız, sizleri orada ayrı ayrı dinleyeceğiz. Her iki öğrenci gurubunun ailelerinin temsilcilerini dinleyeceğiz. Bu olay Aksaray’da da olsa aynı, İstanbul Aksaray’da da olsa aynı. Onun için bundan Aksaraylılar alınmasınlar. Biz Aksaray’ın asil insanlardan oluştuğunu biliyoruz. Hiç endişe etmeyin sorunu biz TBMM’de görevimiz bittikten sonra tüm milletvekilleri kendi aramızda söz verdik bunları takip edeceğiz” dedi.
“Özel eğitim öğretmeni eksikliği var"
Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyon Üyesi ve Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Bugün burada yerinde yaşanan olayları incelemek için buradayız. Otizmli kardeşlerimizi şunu baştan söylemek isterim ki eğitim hakkı anayasal bir haktır. Hiçbir kimsenin hiçbir diğerini dışlama hakkı yoktur, yok sayma hakkı yoktur. Analarının ak sütü gibi helaldir. Otizmli kardeşlerimizin de, ailelerinin de eğitim alması şarttır ki alacaklardır. Türkiye’de 0-18 yaş arası 352 bin eğitim bekleyen çocuğumuz var. Bunlardan eğitime ulaşabilenlerin sayısı 27 bin. O da bu şartlarda eğitim görüyorlar ve geri kalanı evlerindeler. Bizim görevimiz komisyon olarak onları da evlerinde çıkartıp eğitim ile buluşturmak. Tabi ki nasıl bir eğitim? Nitelikli bir eğitim. Şimdi otizmli çocukları haftada 2 saat eğitim veriliyor. Tipik gelişen çocuklara haftada 40 saat eğitim veriliyor. Ancak bu çocuklarla tipik gelişen çocuklar aynı sınava tabi tutuluyor. Bu bir adaletsizliktir. Bunları kaldıracağız ve eğitim saatleri mutlaka ve mutlaka artıracağız. Bir diğer şey, nasıl bir eğitim? Nitelikli bir eğitim. İşte okullarımızı geziyoruz ve görüyoruz ki özel eğitim öğretmeni eksikliği var. Sadece bir ay eğitim alaraktan bu çocuklarımıza eğitim vermeye çalışıyorlar. Emeklerine sağlık, ellerine sağlık ama olmaz. Yani sertifika ile bir saat eğitim alarak sosyoloji bölümü uzmanının, din kültürü uzmanının, işletme uzmanı bölümü mezununun bu çocuklara eğitim vermesi olmaz. Bizim görevimiz bu eksiklikleri yerinde tamamlamak. Gölge öğretmen eksikliğinizi biliyoruz, her türlü ayrımcılığın yanında olduğunu biliyoruz, söylüyoruz ve yanınızdayız, yanınızda olduğumuzu belirtmek, burada yaşanan eksiklikleri giderme adına bugün buradayız” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımız için elimizden ne gelirse yapacağız”
Down Sendromu, Otizm ve Diğer Gelişim Bozuklukları Araştırma Komisyon Üyesi ve Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu ise "Bütün partili milletvekillerimizin oluşturduğu komisyonumuzun sözcüsüyüm. Burada münferit bir olay yaşanmış olabilir. Ben ve başkanlarımızın, vekillerimizin sizlere söylediklerinin altını özellikle çizmek istiyorum. Yaşanan hiçbir talihsiz münferit olay bir kuruma, bir siyasi partiye, bir şehre bağlanamaz. Bu anlamda bizler Aksaray’ı bu olayın çok dışında tutuyoruz. Eğer yaşanmış olumsuz bir hadise varsa sorumluları üzerinden bir girişimde bulunmak istiyoruz. Evet bizler bir araştırma komisyonuyuz, soruşturma komisyonu değiliz. Ama insanlarımızın yüreğini derinden yaralayan bir olay varsa da komisyonumuzu ilgilendiren her alanda varlık göstermek durumundayız. Onu da yapıyoruz zaten, bugün bu yüzden sizlerle birlikteyiz. Siyaset üstü bir komisyonumuz var. Önümüzdeki bu ayın 27’sinde sanıyorum noktalayacağız ama bir komisyon raporu çıkartıp onu sadece yazılı metinler üzerine hapsedip sonrasında takip etmemek üzere yapmış olduğumuz bir çalıma yok. Başkanımızın da dediği gibi sürdürülebilir olmasına, çözüm önerileri sunmasına, yasama organında değerlendirilmesine çok fazla önem veriyoruz. Bu çocuklar hepimizin, bizler vicdanın, merhametin yüksek oranda işletildiği toplumlardan bir toplumun mensuplarıyız. Bu anlamda bu çocuklar hepimizin dediğimiz gibi ve onlar için ne gerekiyorsa, elimizden ne gelirse yapacağız” dedi.