Yabani Meyvelerle Kışa Hazırlık
Ağrı’da doğada kendiliğinden yetişen, alıç, dağ armudu ve kuşburnu meyveleri vatandaşların kışlık meyve ihtiyacını karşılarken havaların soğumaya başlamasıyla soğuk algınlığını gidermek için tercih ediliyor.
Ağrı merkezde uzun yıllar boyunca kırsal kesimlerde yetişen yabani meyveleri toplayıp tezgahlarda satarak geçimini sağlayan Adem Arpacıoğlu, topladığı bu meyvelerden taze olarak sattıklarının yanında komposto yapmak ve soğuk algınlığı tedavisi için kullanmak isteyen vatandaşlara bu meyveleri kurutarak da satışa sunuyor.
Dağlık kesimlerde doğal olarak yetişen sarı ve kırmızı meyveleri olan çalıya benzer ağaçtan toplanan alıç, dağ armudu, kuşburnu meyveleri, kent merkezi başta olmak üzere, semt pazarlarının yanı sıra cadde ve sokaklardaki tezgâhlarda halk tarafından yoğun ilgi görüyor. Soğuk havanın etkisini artırmaya başladığı bugünlerde tezgâhlarda özellikle en işlek cadde olan Cumhuriyet Caddesinde alıcılarıyla buluşan yabani meyveler, aynı zamanda Kış Mevsiminin habercisi olarak da biliniyor.
’’Dağlarda kendiliğinden yetişen kışlık meyveleri toplayıp kış hazırlığı yapıyoruz’’
Yabani meyvelerin çeşitli hastalıklara şifa kaynağı olduğunu belirten tezgahtar Adem Arpacıoğlu, yabani meyvelerin zorluklarla toplandığını belirterek, ’’Bu meyveleri toplamak çok zor oluyor. Fakat bu işi yılda bir defa zevkle yapıyoruz. Çünkü hem doğada geziyoruz hem de dağlarda kendiliğinden yetişen kışlık meyveleri toplayıp kış hazırlığı yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
’’Şehir dışında bulunan akrabalarına da gönderenler var’’
Arpacıoğlu, sattığı yabani meyvelerin faydalı olmasının yanı sıra tadının da güzel olduğunu belirterek, Ağrılı vatandaşların yabani meyvelerden şehir dışında oturan yakınlarına da gönderdiklerini aktararak, ’’Alıç, dağ armudu ve kuşburnu meyveleri doğada doğal olarak yetişen meyvelerdir. Özellikle yüksek dağlarda çıkar bu meyveler. İnsanlarımız hem tadı için hem de şifaları için ilgi gösteriyor. Bir de şehir dışında bulunan akrabalarına da gönderenler var. Bende yıllardır bu tür meyve ve bitkileri satarak geçimimi sağlıyorum. Aynı zamanda hangi bitkilerin ne tür rahatsızlıklara iyi geldiğini öğreniyorum’’ diye konuştu.
Yabani meyvelerden olan alıç meyvesinin şeker hastalıkları, Kalp ritim bozuklukları, sinirsel kalp çarpıntıları, kalp yetmezliği, ağır enfeksiyon hastalıkları sonrasındaki kalp kasları zafiyeti, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncı, damar sertliği gibi rahatsızlıklara iyi geldiği söylenen fındık büyüklüğünde çekirdekli bir yapıya sahip olan ve mayhoş bir tadı olan Alıç Meyvesinin verimsiz topraklarda da yetiştiğini söyleyen Mehmet Arpacıoğlu, Alıç Meyvesi ile ilgili şunları kaydetti:
’’Su ihtiyacını sadece yağmur suyundan karşılayabilen bir ağaçtır’’
’’Alıç dikenli bir ağaçta yetişir. Öte yandan alıç verimsiz topraklarda da yetişir. Özel olarak bir bakıma ihtiyacı yoktur. Su ihtiyacını sadece yağmur suyundan karşılayabilen bir ağaçtır Alıç ağacı. Bir de kırmızı, sarı ve turuncu olmak üzere üç renkte yetişir. Burada daha çok kırmızı renkte olanı satıyoruz. Çünkü kırmızı olanın tadı daha tatlıdır. Müşterimiz çok şükür iyi. Bir hafta oldu tezgahta yer vereli ve çok ilgi gördü. Bayağı sattım. Yaklaşık yirmi gün daha sürer satışları. ’’
’’Hangi hastalığa hangi bitkinin iyi geldiği araştırılıp ona göre doğal bitkiler tercih edilmeli’’
Doğada doğal olarak elde edilen şifalı bitkilerin hastalık için ilk çözüm olması gerektiğine vurgu yapan Adem Arpacıoğlu konuşmasına, ’’Aslında doğada bulunan hemen her bitki şifalıdır. İnsanlar doktora gitmeyi ilk çözüm olarak görüyor ama öyle değil bence. Bu şifalı meyveler, bitkiler var. Üstelik herhangi bir maliyeti de yok. Ben de doğadan topladım. İnsanlar ya kendileri gidip istedikleri kadar bu şifalı bitkilerden toplamalı ya da bizim gibi satıcılardan ve baharatçılardan edinmeli. İlk çözüm doktor olmamalı bence. Doktorların verdiği ilaçlarda bu bitkilerden yapılıyor neticede. Bu yüzden benim kanaatim ilk önce hastalıklarının ne olduğu öğrenilmeli ve hangi hastalığa hangi bitkinin iyi geldiği araştırılıp ona göre doğal bitkiler tercih edilmeli’’ ifadelerini ekledi.
Kaynak: İHA
Dağlık kesimlerde doğal olarak yetişen sarı ve kırmızı meyveleri olan çalıya benzer ağaçtan toplanan alıç, dağ armudu, kuşburnu meyveleri, kent merkezi başta olmak üzere, semt pazarlarının yanı sıra cadde ve sokaklardaki tezgâhlarda halk tarafından yoğun ilgi görüyor. Soğuk havanın etkisini artırmaya başladığı bugünlerde tezgâhlarda özellikle en işlek cadde olan Cumhuriyet Caddesinde alıcılarıyla buluşan yabani meyveler, aynı zamanda Kış Mevsiminin habercisi olarak da biliniyor.
’’Dağlarda kendiliğinden yetişen kışlık meyveleri toplayıp kış hazırlığı yapıyoruz’’
Yabani meyvelerin çeşitli hastalıklara şifa kaynağı olduğunu belirten tezgahtar Adem Arpacıoğlu, yabani meyvelerin zorluklarla toplandığını belirterek, ’’Bu meyveleri toplamak çok zor oluyor. Fakat bu işi yılda bir defa zevkle yapıyoruz. Çünkü hem doğada geziyoruz hem de dağlarda kendiliğinden yetişen kışlık meyveleri toplayıp kış hazırlığı yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
’’Şehir dışında bulunan akrabalarına da gönderenler var’’
Arpacıoğlu, sattığı yabani meyvelerin faydalı olmasının yanı sıra tadının da güzel olduğunu belirterek, Ağrılı vatandaşların yabani meyvelerden şehir dışında oturan yakınlarına da gönderdiklerini aktararak, ’’Alıç, dağ armudu ve kuşburnu meyveleri doğada doğal olarak yetişen meyvelerdir. Özellikle yüksek dağlarda çıkar bu meyveler. İnsanlarımız hem tadı için hem de şifaları için ilgi gösteriyor. Bir de şehir dışında bulunan akrabalarına da gönderenler var. Bende yıllardır bu tür meyve ve bitkileri satarak geçimimi sağlıyorum. Aynı zamanda hangi bitkilerin ne tür rahatsızlıklara iyi geldiğini öğreniyorum’’ diye konuştu.
Yabani meyvelerden olan alıç meyvesinin şeker hastalıkları, Kalp ritim bozuklukları, sinirsel kalp çarpıntıları, kalp yetmezliği, ağır enfeksiyon hastalıkları sonrasındaki kalp kasları zafiyeti, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncı, damar sertliği gibi rahatsızlıklara iyi geldiği söylenen fındık büyüklüğünde çekirdekli bir yapıya sahip olan ve mayhoş bir tadı olan Alıç Meyvesinin verimsiz topraklarda da yetiştiğini söyleyen Mehmet Arpacıoğlu, Alıç Meyvesi ile ilgili şunları kaydetti:
’’Su ihtiyacını sadece yağmur suyundan karşılayabilen bir ağaçtır’’
’’Alıç dikenli bir ağaçta yetişir. Öte yandan alıç verimsiz topraklarda da yetişir. Özel olarak bir bakıma ihtiyacı yoktur. Su ihtiyacını sadece yağmur suyundan karşılayabilen bir ağaçtır Alıç ağacı. Bir de kırmızı, sarı ve turuncu olmak üzere üç renkte yetişir. Burada daha çok kırmızı renkte olanı satıyoruz. Çünkü kırmızı olanın tadı daha tatlıdır. Müşterimiz çok şükür iyi. Bir hafta oldu tezgahta yer vereli ve çok ilgi gördü. Bayağı sattım. Yaklaşık yirmi gün daha sürer satışları. ’’
’’Hangi hastalığa hangi bitkinin iyi geldiği araştırılıp ona göre doğal bitkiler tercih edilmeli’’
Doğada doğal olarak elde edilen şifalı bitkilerin hastalık için ilk çözüm olması gerektiğine vurgu yapan Adem Arpacıoğlu konuşmasına, ’’Aslında doğada bulunan hemen her bitki şifalıdır. İnsanlar doktora gitmeyi ilk çözüm olarak görüyor ama öyle değil bence. Bu şifalı meyveler, bitkiler var. Üstelik herhangi bir maliyeti de yok. Ben de doğadan topladım. İnsanlar ya kendileri gidip istedikleri kadar bu şifalı bitkilerden toplamalı ya da bizim gibi satıcılardan ve baharatçılardan edinmeli. İlk çözüm doktor olmamalı bence. Doktorların verdiği ilaçlarda bu bitkilerden yapılıyor neticede. Bu yüzden benim kanaatim ilk önce hastalıklarının ne olduğu öğrenilmeli ve hangi hastalığa hangi bitkinin iyi geldiği araştırılıp ona göre doğal bitkiler tercih edilmeli’’ ifadelerini ekledi.