ANALİZ - Maduro Oyunu Rakip Sahaya Taşıyor
Venezuela'da Maduro liderliğindeki hükümet Batı destekli muhaliflerle diyalogun sona ermesinden bir gün sonra, diğer muhalif partilerle bir anlaşmaya vardı ve ulusal bir diyalog masası kurulduğunu duyurdu “Ulusal Seçim Konseyi’ne yeni üyeler atanmasının, siyasi tutukluların serbest bırakılması için çalışma yapılmasının ve iktidarı destekleyen milletvekillerinin AN’ye geri dönmesinin” kararlaştırıldığı anlaşmayla hükümet, ilk kez oyunu rakip sahaya taşımayı hedefliyor Ülkelerine yönelik her yaptırımı alkışlarla karşılayan ve bir askeri müdahale ya da deniz ablukasını ellerini ovuşturarak bekleyen Guaido öncülüğündeki muhaliflerin ne yapacağı ise henüz net değil.
BOGOTA -LOKMAN İLHAN- Kolombiyalı mevkidaşı Ivan Duque’nin şubat ayının başında yaptığı “Maduro’nun birkaç saati kaldı” açıklamasının üzerinden saatler, günler, haftalar ve hatta aylar geçmesine rağmen Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hâlâ görevinin başında ve ilk kez oyunu rakip sahaya taşımaya hazırlanıyor.
Yaşadığı ekonomik, siyasal ve sosyal bunalımlar nedeniyle yıllardır rahat yüzü görmeyen, uygulanan yaptırımlar ve yanlış politikalar nedeniyle ekonomisi (artık daha fazla küçülemeyecek kadar) küçülen Venezuela bu yıl başında, daha öncekilere hiç benzemeyen bir krize girmişti. Meksika’nın yokluğunda Arjantin, Brezilya, Guatemala, Guyana, Kanada, Kolombiya, Kosta Rika, Honduras, Panama, Paraguay, Peru, Santa Lucia ve Şili’nin katılımıyla toplanan Lima Grubu’nun, geçen yıl muhaliflerin boykot ettiği seçimleri yüzde 68’le kazanan Maduro’ya, 10 Ocak’taki yemin töreninin hemen öncesinde “yemin etmeme” çağrısı yapması krizin yaklaştığına işaret ediyordu. Ulusal Meclis (AN) Başkanı Juan Guaido’nun 13 Ocak’ta Venezuela istihbaratınca şüpheli ve gerekçesiz bir şekilde kısa süreliğine gözaltına alınması ise krizin artık kapıya dayandığını gösteriyordu.
Caracas’ın arka mahallelerinden Cotiza’daki birkaç askerin 21 Ocak’taki başkaldırısıyla iyice ısınan Venezuela, gözaltına alınınca büyük bir üne kavuşan Guaido’nun 23 Ocak’ta başkentteki bir caddede binlerce takipçisinin önünde yemin etmesiyle, tarihinin en ağır siyasi buhranlarından birinin içerisine girdi. Zaman zaman şiddete dönüşen sokak olaylarının ardından, 23 Şubat’ta insani yardım iddiasıyla komşusu Kolombiya üzerinden sınırları ihlal edilmeye çalışılan Venezuela iki ay sonra, 30 Nisan sabahına yine Guaido ve partisi Voluntad Popular’ın ev hapsindeki lideri Leopoldo Lopez öncülüğünde başka bir başarısız askeri kalkışmayla uyandı.
ABD’nin ardı gelmeyen yaptırımları, işgal tehditleri, gizemli elektrik kesintileri, zaman zaman nükseden akaryakıt kıtlığı, boşa çıkarılan darbe planlarının eşlik ettiği kriz, Maduro hükümeti ve Guaido’nun temsilcilerinin ilk kez mayıs ayında Norveç’te bir araya gelmesiyle hızını kesmişti. Daha sonra Barbados’a taşınan görüşmeler (kısa süre önce ABD’nin yeni yaptırımlarına Guaido cephesine arka çıkması ve karmaşık Esequibo polemiği nedeniyle) sona erince, krizin geleceği yeniden belirsizleşti.
- Hükümetin bazı muhaliflerle diyaloğa girmesi
Venezuela tüm bu çalkantılı süreçleri yaşarken ordunun kontrolünü kaybetmeden sakin bir şekilde ayakta kalan Maduro liderliğindeki hükümet ise Batı destekli muhaliflerle diyalogun sona ermesinden bir gün sonra, 16 Eylül’de diğer muhalif partilerle bir anlaşmaya vardı ve ulusal bir diyalog masası kurulduğunu duyurdu.
Guaido cephesinin değersizleştirmeye çalıştığı anlaşmaya katılan 7 partiden 5’inin AN’de sandalyesi bulunmuyor. Maduro’nun rakibi Henri Falcon’un partisi Avanzada Progresista’nın 2, Timoteo Zambrano’nun temsilcisi olarak imza attığı Cambiemos’un 6 sandalyesi ise 167 sandalyelik AN’de çok büyük yer kaplamıyor. Fakat bu anlaşma, şimdiye dek yekpare bir şekilde hükümetle dövüşmüş AN’nin (küçük de olsa bir bölümünün) artık anlaşma sağlamış ve daimî bir diyalog masasına oturmuş olması dolayısıyla, sembolik de olsa önemli bir anlam taşıyor. Üstelik Timoteo Zambrano’nun, hükümetle anlaşma seviyesine Guaido ile daha önce yaptığı ve havada kalan konuşmaları neticesinde geldiğini ifade etmesi, Zambrano ve Guaido arasında yeni salvoların başlayabileceğini gösteriyor.
Venezuela’da muhalefet ve hükümetin, şimdiye kadar oturdukları diyalog masalarından başarılı bir şekilde kalkamamış olmalarının nedenlerinden biri, tüm maddelerde anlaşamadıkları sürece bir anlaşma imzalamamalarıydı. Son anlaşmada ise hükümet ve muhalifler ortak paydaları hemen imza altına alıp ihtilafları daimî masada görüşmeye karar vererek ilk kez farklı yola gittiler.
- Hükümet oyunu rakiplerinin sahasına taşımaya çalışıyor
Bu arada “Ulusal Seçim Konseyi’ne (CNE) yeni üyeler atanmasının, siyasi tutukluların serbest bırakılması için çalışma yapılmasının ve iktidarı destekleyen milletvekillerinin AN’ye geri dönmesinin” kararlaştırıldığı anlaşmayla hükümet, ilk kez oyunu rakip sahaya taşımayı ve Batı destekli muhaliflerin iddialarını ellerinden alarak kurduğu bu yeni oyuna onları dahil etmeyi hedefliyor.
Şimdi muhalefet, AN’yi meşru görerek taktiksel bir taviz veren hükümetin CNE’ye yeni üyelerin belirlenmesi için attığı pasa karşılık vermek zorunda. Guaido’cu muhalefet bu çalışmalara katılırsa, ülke siyasetindeki parçalanmış görüntü bir bakıma düzelecek ve “gayrimeşru” gördüğü hükümetin kurduğu oyuna girmiş olacak. Şayet bu çalışmalara katılmazsa, (uzun süredir tarafsız olmadığını söylediği) CNE’nin yeniden hükümetin istediği doğrultuda biçimlendirilmesine seyirci kalacak. Gelecek yıl yapılacak seçimler göz önünde bulundurulduğunda, böylesi bir kayıtsızlığın seçmene izah edilemeyeceği görülüyor. Muhalefetin bu çalışmalara katılmasıyla istediğini elde edecek olan hükümetin, tamamen muhalefetin istediği bir CNE’nin önüne geçmek için, daha sonra Kurucu Meclis’i (ANC) oyuna sokması öngörülebilir.
- Siyasi tutukluların serbest kalması
2016’da AN’den ayrılan, iktidardaki Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) mensuplarının da aralarında bulunduğu 54 milletvekili anlaşma çerçevesinde meclise geri döndü. Hükümet bu hamleyle, muhaliflerin uzun süredir istediklerini kolayca yaptıkları AN’deki rahatını bozacaktır. Zaten iktidar bloğu adına konuşan Saul Ortega da AN’ye “yetki gaspını” sona erdirmek için döndüklerini ve AN’nin sadece yetkisiz değil “rezalet bir durumda” olduğunu söyleyerek çetin mücadelenin işaretini verdi.
Küçük muhalif partilerle yapılan bu anlaşmanın maddelerinden bir diğeri ise siyasi tutukluların serbest kalması için, kurulan komisyon çerçevesinde çalışmalar yürütülmesiydi. 30 Nisan’daki başarısız askeri kalkışmaya katıldığı gerekçesiyle tutuklanan AN Birinci Başkan Yardımcısı Edgar Zambrano da anlaşmanın ilk sonucu olarak geçen hafta salıverildi. Anlaşmanın imzacılarından Timoteo Zambrano 58 siyasi tutuklunun daha serbest kalacağını duyurdu.
Hükümeti Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası örgütün baskısından kurtaracak bu adım, ülke siyasetinin tansiyonunu düşüreceği gibi, anlaşmayı imzalayan küçük partilerin siyasetteki ağırlıklarını da artırabilir. Bu arada, birbirleriyle sürekli rekabet halinde olan Venezuela muhalefetinin, ne kadar çok ferdi dışarıda olursa ittifak imkanlarının da o kadar zor olacağını göz önünde bulundurmak gerekiyor.
- Guaido’cu muhalefet ne yapacak?
Ülkelerine yönelik her yaptırımı alkışlarla karşılayan ve bir askeri müdahale ya da deniz ablukasını ellerini ovuşturarak bekleyen Guaido öncülüğündeki muhaliflerin ne yapacağı ise henüz net değil. Sınırdaki “insani yardım” sokma girişimi ya da Caracas’taki askeri kalkışma gibi, krizin başından bu yana attığı hiçbir adımda başarılı olamayan, kısa bir süre önce Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı paramiliter gruplarla birçok fotoğrafı ortaya çıkan, artık sokak ve sosyal medya desteğini giderek kaybeden Guaido’nun “geçici devlet başkanlığı” AN’de geçen hafta yapılan oylamayla yeniden uzatıldı.
Muhalifler Guaido’nun buradaki konuşmasında sunduğu “hükümet konseyi” teklifi üzerinden hareket edip Venezuela’da paralel bir hükümet yapılanmasına gidebilir. Guaido’nun önerdiği bu modelde, toplumun birçok kesiminin yanı sıra askerin de içinde bulunduğu bir hükümet kuruluyor ve kendisinin geçici devlet başkanlığı da sona eriyor; elbette Maduro’nun (muhaliflerin gasp dediği) devlet başkanlığı da. Bu modelin uygulanabilme ihtimali ise sıfır. Guaido destekçisi ülkelerin hala Guaido’ya inancı varsa, bu hükümet belki dışarıda tanınabilir.
Muhalifler bir yandan da AN’ye dönen iktidar bloğuna karşı mücadele etmek için bir yöntem geliştirmek zorundalar. Muhtemelen iktidar bloğundaki milletvekilleri arasında kamu görevi alanlar ya da Kurucu Meclis’te görev yapanların AN’de bulunmalarını engellemeye çalışacaklar. Venezuela anayasasına göre bu mümkün; fakat anayasayı farklı yorumlayan iki tarafın siyasi kavga verdiği bir ülkeden bahsedildiğini unutmamak gerekiyor.
Washington’ın muhalefete yapacağı yeni ödeme de göz önünde bulundurulduğunda, aniden elektriklerin kesilebileceği, yeni sokak hareketlerinin ya da askeri kalkışmaların denenebileceği Venezuela’da, muhalefetin tavrı ya da Rio Paktı temelli adımlar çok belirgin olmasa da, ABD Dışişleri Bakanlığı Venezuela Özel Temsilcisi Elliott Abrams en net ipucunu “Venezuela’ya daha çok yaptırım uygulanacak” açıklamasıyla veriyor.
Kaynak: AA
Yaşadığı ekonomik, siyasal ve sosyal bunalımlar nedeniyle yıllardır rahat yüzü görmeyen, uygulanan yaptırımlar ve yanlış politikalar nedeniyle ekonomisi (artık daha fazla küçülemeyecek kadar) küçülen Venezuela bu yıl başında, daha öncekilere hiç benzemeyen bir krize girmişti. Meksika’nın yokluğunda Arjantin, Brezilya, Guatemala, Guyana, Kanada, Kolombiya, Kosta Rika, Honduras, Panama, Paraguay, Peru, Santa Lucia ve Şili’nin katılımıyla toplanan Lima Grubu’nun, geçen yıl muhaliflerin boykot ettiği seçimleri yüzde 68’le kazanan Maduro’ya, 10 Ocak’taki yemin töreninin hemen öncesinde “yemin etmeme” çağrısı yapması krizin yaklaştığına işaret ediyordu. Ulusal Meclis (AN) Başkanı Juan Guaido’nun 13 Ocak’ta Venezuela istihbaratınca şüpheli ve gerekçesiz bir şekilde kısa süreliğine gözaltına alınması ise krizin artık kapıya dayandığını gösteriyordu.
Caracas’ın arka mahallelerinden Cotiza’daki birkaç askerin 21 Ocak’taki başkaldırısıyla iyice ısınan Venezuela, gözaltına alınınca büyük bir üne kavuşan Guaido’nun 23 Ocak’ta başkentteki bir caddede binlerce takipçisinin önünde yemin etmesiyle, tarihinin en ağır siyasi buhranlarından birinin içerisine girdi. Zaman zaman şiddete dönüşen sokak olaylarının ardından, 23 Şubat’ta insani yardım iddiasıyla komşusu Kolombiya üzerinden sınırları ihlal edilmeye çalışılan Venezuela iki ay sonra, 30 Nisan sabahına yine Guaido ve partisi Voluntad Popular’ın ev hapsindeki lideri Leopoldo Lopez öncülüğünde başka bir başarısız askeri kalkışmayla uyandı.
ABD’nin ardı gelmeyen yaptırımları, işgal tehditleri, gizemli elektrik kesintileri, zaman zaman nükseden akaryakıt kıtlığı, boşa çıkarılan darbe planlarının eşlik ettiği kriz, Maduro hükümeti ve Guaido’nun temsilcilerinin ilk kez mayıs ayında Norveç’te bir araya gelmesiyle hızını kesmişti. Daha sonra Barbados’a taşınan görüşmeler (kısa süre önce ABD’nin yeni yaptırımlarına Guaido cephesine arka çıkması ve karmaşık Esequibo polemiği nedeniyle) sona erince, krizin geleceği yeniden belirsizleşti.
- Hükümetin bazı muhaliflerle diyaloğa girmesi
Venezuela tüm bu çalkantılı süreçleri yaşarken ordunun kontrolünü kaybetmeden sakin bir şekilde ayakta kalan Maduro liderliğindeki hükümet ise Batı destekli muhaliflerle diyalogun sona ermesinden bir gün sonra, 16 Eylül’de diğer muhalif partilerle bir anlaşmaya vardı ve ulusal bir diyalog masası kurulduğunu duyurdu.
Guaido cephesinin değersizleştirmeye çalıştığı anlaşmaya katılan 7 partiden 5’inin AN’de sandalyesi bulunmuyor. Maduro’nun rakibi Henri Falcon’un partisi Avanzada Progresista’nın 2, Timoteo Zambrano’nun temsilcisi olarak imza attığı Cambiemos’un 6 sandalyesi ise 167 sandalyelik AN’de çok büyük yer kaplamıyor. Fakat bu anlaşma, şimdiye dek yekpare bir şekilde hükümetle dövüşmüş AN’nin (küçük de olsa bir bölümünün) artık anlaşma sağlamış ve daimî bir diyalog masasına oturmuş olması dolayısıyla, sembolik de olsa önemli bir anlam taşıyor. Üstelik Timoteo Zambrano’nun, hükümetle anlaşma seviyesine Guaido ile daha önce yaptığı ve havada kalan konuşmaları neticesinde geldiğini ifade etmesi, Zambrano ve Guaido arasında yeni salvoların başlayabileceğini gösteriyor.
Venezuela’da muhalefet ve hükümetin, şimdiye kadar oturdukları diyalog masalarından başarılı bir şekilde kalkamamış olmalarının nedenlerinden biri, tüm maddelerde anlaşamadıkları sürece bir anlaşma imzalamamalarıydı. Son anlaşmada ise hükümet ve muhalifler ortak paydaları hemen imza altına alıp ihtilafları daimî masada görüşmeye karar vererek ilk kez farklı yola gittiler.
- Hükümet oyunu rakiplerinin sahasına taşımaya çalışıyor
Bu arada “Ulusal Seçim Konseyi’ne (CNE) yeni üyeler atanmasının, siyasi tutukluların serbest bırakılması için çalışma yapılmasının ve iktidarı destekleyen milletvekillerinin AN’ye geri dönmesinin” kararlaştırıldığı anlaşmayla hükümet, ilk kez oyunu rakip sahaya taşımayı ve Batı destekli muhaliflerin iddialarını ellerinden alarak kurduğu bu yeni oyuna onları dahil etmeyi hedefliyor.
Şimdi muhalefet, AN’yi meşru görerek taktiksel bir taviz veren hükümetin CNE’ye yeni üyelerin belirlenmesi için attığı pasa karşılık vermek zorunda. Guaido’cu muhalefet bu çalışmalara katılırsa, ülke siyasetindeki parçalanmış görüntü bir bakıma düzelecek ve “gayrimeşru” gördüğü hükümetin kurduğu oyuna girmiş olacak. Şayet bu çalışmalara katılmazsa, (uzun süredir tarafsız olmadığını söylediği) CNE’nin yeniden hükümetin istediği doğrultuda biçimlendirilmesine seyirci kalacak. Gelecek yıl yapılacak seçimler göz önünde bulundurulduğunda, böylesi bir kayıtsızlığın seçmene izah edilemeyeceği görülüyor. Muhalefetin bu çalışmalara katılmasıyla istediğini elde edecek olan hükümetin, tamamen muhalefetin istediği bir CNE’nin önüne geçmek için, daha sonra Kurucu Meclis’i (ANC) oyuna sokması öngörülebilir.
- Siyasi tutukluların serbest kalması
2016’da AN’den ayrılan, iktidardaki Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) mensuplarının da aralarında bulunduğu 54 milletvekili anlaşma çerçevesinde meclise geri döndü. Hükümet bu hamleyle, muhaliflerin uzun süredir istediklerini kolayca yaptıkları AN’deki rahatını bozacaktır. Zaten iktidar bloğu adına konuşan Saul Ortega da AN’ye “yetki gaspını” sona erdirmek için döndüklerini ve AN’nin sadece yetkisiz değil “rezalet bir durumda” olduğunu söyleyerek çetin mücadelenin işaretini verdi.
Küçük muhalif partilerle yapılan bu anlaşmanın maddelerinden bir diğeri ise siyasi tutukluların serbest kalması için, kurulan komisyon çerçevesinde çalışmalar yürütülmesiydi. 30 Nisan’daki başarısız askeri kalkışmaya katıldığı gerekçesiyle tutuklanan AN Birinci Başkan Yardımcısı Edgar Zambrano da anlaşmanın ilk sonucu olarak geçen hafta salıverildi. Anlaşmanın imzacılarından Timoteo Zambrano 58 siyasi tutuklunun daha serbest kalacağını duyurdu.
Hükümeti Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası örgütün baskısından kurtaracak bu adım, ülke siyasetinin tansiyonunu düşüreceği gibi, anlaşmayı imzalayan küçük partilerin siyasetteki ağırlıklarını da artırabilir. Bu arada, birbirleriyle sürekli rekabet halinde olan Venezuela muhalefetinin, ne kadar çok ferdi dışarıda olursa ittifak imkanlarının da o kadar zor olacağını göz önünde bulundurmak gerekiyor.
- Guaido’cu muhalefet ne yapacak?
Ülkelerine yönelik her yaptırımı alkışlarla karşılayan ve bir askeri müdahale ya da deniz ablukasını ellerini ovuşturarak bekleyen Guaido öncülüğündeki muhaliflerin ne yapacağı ise henüz net değil. Sınırdaki “insani yardım” sokma girişimi ya da Caracas’taki askeri kalkışma gibi, krizin başından bu yana attığı hiçbir adımda başarılı olamayan, kısa bir süre önce Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı paramiliter gruplarla birçok fotoğrafı ortaya çıkan, artık sokak ve sosyal medya desteğini giderek kaybeden Guaido’nun “geçici devlet başkanlığı” AN’de geçen hafta yapılan oylamayla yeniden uzatıldı.
Muhalifler Guaido’nun buradaki konuşmasında sunduğu “hükümet konseyi” teklifi üzerinden hareket edip Venezuela’da paralel bir hükümet yapılanmasına gidebilir. Guaido’nun önerdiği bu modelde, toplumun birçok kesiminin yanı sıra askerin de içinde bulunduğu bir hükümet kuruluyor ve kendisinin geçici devlet başkanlığı da sona eriyor; elbette Maduro’nun (muhaliflerin gasp dediği) devlet başkanlığı da. Bu modelin uygulanabilme ihtimali ise sıfır. Guaido destekçisi ülkelerin hala Guaido’ya inancı varsa, bu hükümet belki dışarıda tanınabilir.
Muhalifler bir yandan da AN’ye dönen iktidar bloğuna karşı mücadele etmek için bir yöntem geliştirmek zorundalar. Muhtemelen iktidar bloğundaki milletvekilleri arasında kamu görevi alanlar ya da Kurucu Meclis’te görev yapanların AN’de bulunmalarını engellemeye çalışacaklar. Venezuela anayasasına göre bu mümkün; fakat anayasayı farklı yorumlayan iki tarafın siyasi kavga verdiği bir ülkeden bahsedildiğini unutmamak gerekiyor.
Washington’ın muhalefete yapacağı yeni ödeme de göz önünde bulundurulduğunda, aniden elektriklerin kesilebileceği, yeni sokak hareketlerinin ya da askeri kalkışmaların denenebileceği Venezuela’da, muhalefetin tavrı ya da Rio Paktı temelli adımlar çok belirgin olmasa da, ABD Dışişleri Bakanlığı Venezuela Özel Temsilcisi Elliott Abrams en net ipucunu “Venezuela’ya daha çok yaptırım uygulanacak” açıklamasıyla veriyor.