'Türkiye'nin Verisi İçin Regülasyonların Hepsi Hazır Değil'
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu: 'Türkiye'nin verisini ülkede tutacak regülasyonların hepsi hazır değil. Bu konuyu uzun müddettir dile getiriyoruz. Çin, Rusya, Almanya ve Avustralya'da olduğu gibi, ülke verisini kendi ülkesinde tutan mevzuatlara Türkiye'nin de hala ihtiyacı var' 'Türkiye'nin yerli araba projesinde de aynı görevi üstleneceğiz. Sürücüsüz araba, akıllı ulaşım sistemleri, güvenlik sistemleri konusunda aktif olacağız' '2025 bence çok uzak bir tarih. Türkiye, 5G'yi ilk kullanan ülkelerden biri olma kabiliyetine sahip' '(Çin menşeli ürünler) Biz bu tedbirleri alıyoruz. Hiç kimsenin bu güvenlik sorunlarıyla alakalı endişesi olmasın' '11 Şubat'ta yapılacak İddaa ihalesine yeniden teklif vereceğiz'
DAVOS – BAYRAM ALTUĞ/ BAHATTİN GÖNÜLTAŞ - Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Türkiye’nin verisini ülkede tutacak regülasyonların hepsinin hazır olmadığına işaret ederek, “Bu konuyu uzun müddettir dile getiriyoruz. Çin, Rusya, Almanya ve Avustralya'da olduğu gibi, ülke verisini kendi ülkesinde tutan mevzuatlara Türkiye'nin de hala ihtiyacı var.” dedi.
Davos'ta düzenlenen 49. Dünya Ekonomik Forumu'na katılan Terzioğlu, AA muhabirinin sorularını cevaplandırdı.
Terzioğlu, Davos’ta gelecek üç-beş yıl için fikirler üretildiğini vurgulayarak, “Buradan fikirler alıyoruz, ama bazen de fikirler veriyoruz” diye konuştu.
Veri sayesinde “dijital ekonominin” trilyon dolarlık bir değer ortaya çıkardığına işaret eden Terzioğlu, fakat bunun eşit dağıtılmadığını ve dünyanın verisinin Facebook, Google ve Amazon gibi üç beş şirketin hegemonyasında olduğunu bildirdi.
Terzioğlu, veriyi elinden bulunduran bu büyük şirketlerin, büyük değerler oluşturduklarını anımsatarak, “Bizim buradaki söylememiz hep şu. Veri petrol gibi işlendiği zaman değer yaratan bir şey. Petrolün varili nasıl ki 60 dolar ise verinin gigabaytı da 2 dolar. Ama, petrolü işlediğiniz zaman milyon dolarlık değerler ortaya çıkıyor. Aynı şekilde veriyi de işlediğiniz zaman milyon, trilyon dolarlık değerler ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- “Veri, yaptığınız her şeyin dijital izdüşümü”
Veriyi, "yaptığınız her şeyin dijital izdüşümü" olarak açıklayan Terzioğlu, şöyle devam etti:
"Nerede olduğunuz, ne yaptığınız, neyi paylaştığınız, hangi konuya ilgi gösterdiğiniz, dünyada olan bitenle ilgili gelen bilgileri nasıl tükettiğiniz bütün bunlar aslında veri. Dünyadaki şu an var olan verinin yüzde 98’i son 24 ay içerisinde üretilmiş şeyler. Dolayısıyla veriyi çok çabuk eskiyen bir ürün olarak düşünün. Bir emtia olarak da son derece değerli. O yüzden Türkiye'nin verisinin Türkiye’de kalması, işlenmesi, Türkiye’de değerlendirilip, vergilendirilmesi ve istihdam yaratması çok önemli.”
Türkiye’nin verisini ülkede tutacak regülasyonların hepsinin hazır olmadığını bildiren Terzioğlu, bu konuyu uzun süredir dile getirdiklerini, Çin, Rusya, Almanya ve Avustralya'da olduğu gibi, ülke verisini kendi ülkesinde tutan mevzuatlara Türkiye'nin de hala ihtiyacı olduğunu bildirdi. Terzioğlu, "Açıklarımız var. Ama biz mevzuatları beklemektense biz kaderimizi elimize aldık. Çünkü kendi yarattığımız Türkiye'nin uygulamalarıyla Türkiye'nin verisini Türkiye’de işliyoruz ve Türkiye’de değerlendiriyoruz. Bu bile bize çok önemli avantajlar, ekonomik başarılar sağladı, Türkiye’ye çok büyük katkıları oldu, bunu da daha sonra göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
- "2 sene içinde en iyi teknolojilere sahip olabilecek durumdayız"
Son 10 yılda trilyon dolarlık bir ekonomi yaratıldığına değinen Terzioğlu, bununla birlikte çok önemli sosyal zafiyetlerin ortaya çıktığını ve 5G ile birlikte artacak yapay zeka uygulamalarının da daha büyük riskler ortaya çıkartacağına işaret etti.
Terzioğlu, "Türkiye dijital ekosistemde treni kaçırdı mı?" şeklindeki bir soru üzerine, “Kesinlikle kaçırmadık, yeni düzen içinde, yeni teknolojik düzenin olduğu bu düzende hiçbir şeye geç kalmaya imkan yok. Bu çok enteresan bir şey. Geç kalmak istesek de, tembellik yapmak dışında, geç kalmak için hiçbir sebep yok. Bugün başladığımızda bile 2 sene içinde en iyi teknolojilere sahip olabilecek durumdayız.” cevabını verdi.
- Türkiye’nin yerli otomobili
Kaan Terzioğlu, Türkiye’nin dijital hareketlilik ekosistemini oluşturmak için çok yoğun çalıştıklarını belirterek, “Sürücüsüz araçlar, akıllı ulaşım sistemleri bütün bunlar aslında bizim işimizin bir parçası. Nasıl sağlıkta, eğitimde yeni teknolojiler ve yeni uygulamalar geliştiriyorsak, ulaşım sektöründe de ve özellikle Türkiye'nin yerli araba projesinde de aynı görevi üstleneceğiz. Sürücüsüz araç, akıllı ulaşım sistemleri, güvenlik sistemleri konusunda aktif olacağız.” ifadelerimi kullandı.
Dünya’da 2025’te 110 ülkenin 5G teknolojini kullanacağının hatırlatılması üzerine Terzioğlu, “2025 bence çok uzak bir tarih. Türkiye, 5G’yi ilk kullanan ülkelerden biri olma kabiliyetine sahip. Fakat burada çok akıllı kararlar almamız lazım. Bugün çok güzel örnekleri var, Finlandiya gibi, Çin gibi. Çünkü 5G aslında platformsal bir dönüşüm. Bu alanda devletimizin özel sektörle el ele ve iş birliği içinde olması çok önemli. Bu sektörü ve bu alanda yapılacak yatırımları ihalelerle önceden vergilendirmemek lazım, tam tersi bu 5G altyapısının kurulması için teşvik programları ve spektrumun piyasaya bir an önce kazandırılması lazım.” diye konuştu.
- “Hiç kimsenin bu güvenlik sorunlarıyla alakalı endişesi olmasın”
"Çin menşeli Telekom ürünleri Türkiye’de "milli güvenlik riski" oluşturuyor mu?", şeklindeki bir soruyu Terzioğlu, şöyle cevaplandırdı:
“Menşei ne olursa olsun, bizim için fark etmez. Her kullandığımız teknolojiyi müşterilerimizin kullanımına bu risklerin bilincinde olarak ve gerekli tedbirleri alarak sunan bir şirketiz. Dolayısıyla bizim herhangi bir ülkenin ürünlerine karşı ön yargımız yok. Bunu da yanlış buluyoruz. Bunu, aslında ileri teknolojiye sahip olma yarışında ülkelerin kullandığı taktiklerdir diye, ben görüyorum. Bizim en iyi teknolojilere, neredeyse bulup, ulaşmamız lazım ve bu alanda her ülkenin teknoloji üreten firmalarıyla yakın ilişki halindeyiz. Güvenlik sorunu dünyanın her yerinde eğer bu konuyla alakalı tedbirleri almazsanız vardır. Şunu söylemek istiyorum, biz bu tedbirleri alıyoruz. Hiç kimsenin bu güvenlik sorunlarıyla alakalı endişesi olmasın. Bu teknoloji Çin’den de gelse ABD’den de gelse en iyi teknolojileri bulup gerekli önlemleri alıp müşterilerimizin kullanımına vereceğiz."
Terzioğlu, 11 Şubat’ta yapılacak İddaa ihalesine yeniden teklif vereceklerini bildirerek, “Zaten bu operasyonu yöneten şirketiz. Dolayısıyla bu alanda çok ciddi bir deneyimimiz var. İlk ihaleye girdik. İhale komisyonunun kararına saygımız sonsuz. İhaleyi tekrarlamak istediler, tekrarlıyorlar. 11 Şubat'ta tekrar ihale olacak, biz de tekrar ihaleye gireceğiz. Dünyada bu alandaki en gelişmiş teknolojilere ve süreçlere sahip olan şirket olduğumuza inanıyoruz. Bu ihalede yerimizi alacağız.” şeklinde konuştu.
Türkiye dışında “Lifecell” markasıyla hizmet verdiklerini anlatan Terzioğlu, bu markayı dünyanın her yerine taşımak hedefinde olduklarını belirtti. Terzioğlu, “2030 yılına geldiğinde Türkiye'nin dünyanın dijital devlerinden bir tanesine sahip olacağı ve bu devin de Turkcell olacağı” değerlendirmesinde bulundu.
- “Hiç kimsenin Türkiye'nin hayallerini kırma hakkı yok”
Gençlere Davos’tan tavsiyelerde bulunan Terzioğlu, başarının sırrı “çok çalışmak”, “vazgeçmemek” ve “hayallerin peşinde koşmak,” diyerek, “Onlara hayal kurmalarını, hiç kimsenin o hayallerini kırma fırsatı vermemelerini, çok çalışarak da sonuca varmalarını tavsiye ederim.” dedi.
Terzioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye'nin hayallerine, ülkenin kabiliyetlerine gölge düşürücü söylemler olduğu zaman kendimi tutamayıp yorum yapıyorum yapmaya da devam edeceğim. Türkiye'nin teşvike ihtiyacı var. Bu hayalleri desteklemeye ihtiyacı var. Hiç kimsenin de Türkiye'nin hayallerini kırma hakkı yok.”
Kaynak: AA
Davos'ta düzenlenen 49. Dünya Ekonomik Forumu'na katılan Terzioğlu, AA muhabirinin sorularını cevaplandırdı.
Terzioğlu, Davos’ta gelecek üç-beş yıl için fikirler üretildiğini vurgulayarak, “Buradan fikirler alıyoruz, ama bazen de fikirler veriyoruz” diye konuştu.
Veri sayesinde “dijital ekonominin” trilyon dolarlık bir değer ortaya çıkardığına işaret eden Terzioğlu, fakat bunun eşit dağıtılmadığını ve dünyanın verisinin Facebook, Google ve Amazon gibi üç beş şirketin hegemonyasında olduğunu bildirdi.
Terzioğlu, veriyi elinden bulunduran bu büyük şirketlerin, büyük değerler oluşturduklarını anımsatarak, “Bizim buradaki söylememiz hep şu. Veri petrol gibi işlendiği zaman değer yaratan bir şey. Petrolün varili nasıl ki 60 dolar ise verinin gigabaytı da 2 dolar. Ama, petrolü işlediğiniz zaman milyon dolarlık değerler ortaya çıkıyor. Aynı şekilde veriyi de işlediğiniz zaman milyon, trilyon dolarlık değerler ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- “Veri, yaptığınız her şeyin dijital izdüşümü”
Veriyi, "yaptığınız her şeyin dijital izdüşümü" olarak açıklayan Terzioğlu, şöyle devam etti:
"Nerede olduğunuz, ne yaptığınız, neyi paylaştığınız, hangi konuya ilgi gösterdiğiniz, dünyada olan bitenle ilgili gelen bilgileri nasıl tükettiğiniz bütün bunlar aslında veri. Dünyadaki şu an var olan verinin yüzde 98’i son 24 ay içerisinde üretilmiş şeyler. Dolayısıyla veriyi çok çabuk eskiyen bir ürün olarak düşünün. Bir emtia olarak da son derece değerli. O yüzden Türkiye'nin verisinin Türkiye’de kalması, işlenmesi, Türkiye’de değerlendirilip, vergilendirilmesi ve istihdam yaratması çok önemli.”
Türkiye’nin verisini ülkede tutacak regülasyonların hepsinin hazır olmadığını bildiren Terzioğlu, bu konuyu uzun süredir dile getirdiklerini, Çin, Rusya, Almanya ve Avustralya'da olduğu gibi, ülke verisini kendi ülkesinde tutan mevzuatlara Türkiye'nin de hala ihtiyacı olduğunu bildirdi. Terzioğlu, "Açıklarımız var. Ama biz mevzuatları beklemektense biz kaderimizi elimize aldık. Çünkü kendi yarattığımız Türkiye'nin uygulamalarıyla Türkiye'nin verisini Türkiye’de işliyoruz ve Türkiye’de değerlendiriyoruz. Bu bile bize çok önemli avantajlar, ekonomik başarılar sağladı, Türkiye’ye çok büyük katkıları oldu, bunu da daha sonra göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
- "2 sene içinde en iyi teknolojilere sahip olabilecek durumdayız"
Son 10 yılda trilyon dolarlık bir ekonomi yaratıldığına değinen Terzioğlu, bununla birlikte çok önemli sosyal zafiyetlerin ortaya çıktığını ve 5G ile birlikte artacak yapay zeka uygulamalarının da daha büyük riskler ortaya çıkartacağına işaret etti.
Terzioğlu, "Türkiye dijital ekosistemde treni kaçırdı mı?" şeklindeki bir soru üzerine, “Kesinlikle kaçırmadık, yeni düzen içinde, yeni teknolojik düzenin olduğu bu düzende hiçbir şeye geç kalmaya imkan yok. Bu çok enteresan bir şey. Geç kalmak istesek de, tembellik yapmak dışında, geç kalmak için hiçbir sebep yok. Bugün başladığımızda bile 2 sene içinde en iyi teknolojilere sahip olabilecek durumdayız.” cevabını verdi.
- Türkiye’nin yerli otomobili
Kaan Terzioğlu, Türkiye’nin dijital hareketlilik ekosistemini oluşturmak için çok yoğun çalıştıklarını belirterek, “Sürücüsüz araçlar, akıllı ulaşım sistemleri bütün bunlar aslında bizim işimizin bir parçası. Nasıl sağlıkta, eğitimde yeni teknolojiler ve yeni uygulamalar geliştiriyorsak, ulaşım sektöründe de ve özellikle Türkiye'nin yerli araba projesinde de aynı görevi üstleneceğiz. Sürücüsüz araç, akıllı ulaşım sistemleri, güvenlik sistemleri konusunda aktif olacağız.” ifadelerimi kullandı.
Dünya’da 2025’te 110 ülkenin 5G teknolojini kullanacağının hatırlatılması üzerine Terzioğlu, “2025 bence çok uzak bir tarih. Türkiye, 5G’yi ilk kullanan ülkelerden biri olma kabiliyetine sahip. Fakat burada çok akıllı kararlar almamız lazım. Bugün çok güzel örnekleri var, Finlandiya gibi, Çin gibi. Çünkü 5G aslında platformsal bir dönüşüm. Bu alanda devletimizin özel sektörle el ele ve iş birliği içinde olması çok önemli. Bu sektörü ve bu alanda yapılacak yatırımları ihalelerle önceden vergilendirmemek lazım, tam tersi bu 5G altyapısının kurulması için teşvik programları ve spektrumun piyasaya bir an önce kazandırılması lazım.” diye konuştu.
- “Hiç kimsenin bu güvenlik sorunlarıyla alakalı endişesi olmasın”
"Çin menşeli Telekom ürünleri Türkiye’de "milli güvenlik riski" oluşturuyor mu?", şeklindeki bir soruyu Terzioğlu, şöyle cevaplandırdı:
“Menşei ne olursa olsun, bizim için fark etmez. Her kullandığımız teknolojiyi müşterilerimizin kullanımına bu risklerin bilincinde olarak ve gerekli tedbirleri alarak sunan bir şirketiz. Dolayısıyla bizim herhangi bir ülkenin ürünlerine karşı ön yargımız yok. Bunu da yanlış buluyoruz. Bunu, aslında ileri teknolojiye sahip olma yarışında ülkelerin kullandığı taktiklerdir diye, ben görüyorum. Bizim en iyi teknolojilere, neredeyse bulup, ulaşmamız lazım ve bu alanda her ülkenin teknoloji üreten firmalarıyla yakın ilişki halindeyiz. Güvenlik sorunu dünyanın her yerinde eğer bu konuyla alakalı tedbirleri almazsanız vardır. Şunu söylemek istiyorum, biz bu tedbirleri alıyoruz. Hiç kimsenin bu güvenlik sorunlarıyla alakalı endişesi olmasın. Bu teknoloji Çin’den de gelse ABD’den de gelse en iyi teknolojileri bulup gerekli önlemleri alıp müşterilerimizin kullanımına vereceğiz."
Terzioğlu, 11 Şubat’ta yapılacak İddaa ihalesine yeniden teklif vereceklerini bildirerek, “Zaten bu operasyonu yöneten şirketiz. Dolayısıyla bu alanda çok ciddi bir deneyimimiz var. İlk ihaleye girdik. İhale komisyonunun kararına saygımız sonsuz. İhaleyi tekrarlamak istediler, tekrarlıyorlar. 11 Şubat'ta tekrar ihale olacak, biz de tekrar ihaleye gireceğiz. Dünyada bu alandaki en gelişmiş teknolojilere ve süreçlere sahip olan şirket olduğumuza inanıyoruz. Bu ihalede yerimizi alacağız.” şeklinde konuştu.
Türkiye dışında “Lifecell” markasıyla hizmet verdiklerini anlatan Terzioğlu, bu markayı dünyanın her yerine taşımak hedefinde olduklarını belirtti. Terzioğlu, “2030 yılına geldiğinde Türkiye'nin dünyanın dijital devlerinden bir tanesine sahip olacağı ve bu devin de Turkcell olacağı” değerlendirmesinde bulundu.
- “Hiç kimsenin Türkiye'nin hayallerini kırma hakkı yok”
Gençlere Davos’tan tavsiyelerde bulunan Terzioğlu, başarının sırrı “çok çalışmak”, “vazgeçmemek” ve “hayallerin peşinde koşmak,” diyerek, “Onlara hayal kurmalarını, hiç kimsenin o hayallerini kırma fırsatı vermemelerini, çok çalışarak da sonuca varmalarını tavsiye ederim.” dedi.
Terzioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye'nin hayallerine, ülkenin kabiliyetlerine gölge düşürücü söylemler olduğu zaman kendimi tutamayıp yorum yapıyorum yapmaya da devam edeceğim. Türkiye'nin teşvike ihtiyacı var. Bu hayalleri desteklemeye ihtiyacı var. Hiç kimsenin de Türkiye'nin hayallerini kırma hakkı yok.”