'İş Sağlığı Ve Güvenliğinin Eğitime Entegrasyonu' Protokolü İmzalandı
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, düzenlenen törenle "İş Sağlığı ve Güvenliğinin Eğitime Entegrasyonu" protokolünü imzaladı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında "İş Sağlığı ve Güvenliğinin Eğitime Entegrasyonu" protokolü imzaladı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında düzenlenen imza töreninde konuşan Zehra Zümrüt Selçuk, basın mensuplarının çalışan gazeteciler gününü kutlayarak konuşmasına başladı.
Selçuk, “Bugün burada imzalayacağımız protokol ile ülkemiz üzerinde hassasiyetle durulması gereken mühim bir mesele iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu vesileyle de hayati bir konuya dikkat çekmiş bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.
Çalışma hayatının içerisinde farklı bileşenleri barındıran multidisipliner bir kavram olduğunu söyleyen Selçuk, “İş hayatı gibi istihdam gibi işgücü ve Sosyal güvenlik gibi temel faktörler etrafında şekillense de bizim asıl amacımız çalışanın güvenliği ve huzurlu bir ortamda çalışmasını sağlamak. Maalesef iş kazaları ve meslek hastalıkları dünyada her yıl milyonlarca çalışanımızın ya hayatına mal oluyor ya da sağlıklarını veya yaşam standartlarını olumsuz etkilemekte. Milyonlarla ifade edilen rakamlar iş sağlığı ve güvenliği konusunun sadece ulusal değil aynı zamanda küresel bir mesele olduğunu da ortaya koymakta. Hedefimiz bu küresel sorunu Türkiye’de en asgari düzeye indirmek tek bir çalışanımızın dahi mesleği sebebiyle hayatını kaybetmediği bir çalışma hayatına kavuşabilmek. Biz biliyoruz ki çalışanlar için güvenlik lüks değil bir hak, işverenler içinde güvenli bir çalışma ortamı sağlamakta bir lütuf değil zorunluluk aslında. Bizde hükümet olarak her alanda olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği meselesinde de yaratılmışların en şereflisi olan insanı çalışmalarımızın odak noktası haline getiriyoruz” şeklinde konuştu.
“İş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızı gelişmiş ülkeler seviyesinde uyumlaştırıyoruz"
Bakan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu yüzden istihdam dostu büyüme politikalarımızla, işgücü ve istihdam oranlarımızı artırırken diğer yandan da insan onuruna yaraşır çalışma koşullarını sağlamayı temel görevimiz olarak algılıyoruz. Böyle bir alanda başarı tabi ki sadece devletin atacağı adımlarla sağlanamıyor. Burada üniversitelerimizin, kamu sektörünün, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının, basın mensuplarımızın, meslek kuruluşlarının tüm aktörlerin işbirliği ve koordinasyon sağlaması çok önemli. Bizde hep bu bilinçle hareket etmeye çalışıyoruz. İstişare ve ortak akla daima önem veriyoruz. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği alanında tüm paydaşlarımızı dahil ettiğimiz bir ulusal iş sağlığı ve güvenliği konseyini kurduk. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızı gelişmiş ülkeler seviyesinde uyumlaştırıyoruz. Denetim ve rehberlik faaliyetlerimizi etkinleştiriyoruz. Toplumumuzu sağlık, iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirmeye yönelik adımlar atıyoruz.”
"Ölümlü iş kazalarında yüzde 37 oranında iyileştirme gerçekleştirdik"
2012 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle hayata geçirilen iş sağlığı ve güvenliği kanunun Türkiye adına önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydeden Bakan Selçuk, Bakanlık olarak da iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin gerçekleştirmesinde hem çalışanların hem işverenlerin her daim yanında olduklarını vurguladı.
10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde kullanılmak üzere maddi olarak devlet desteği sunduklarını bildiren Selçuk, “2019 yılında tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışan başına yaklaşık 36 lira, çok tehlikeli sınıfta yer alanlara ise yaklaşık 41 lira destek vermekteyiz. Çok tehlikeli sınıfta yer alan orta ve büyük ölçekli işletmelerimize de iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir teşvik uygulamasını da geçtiğimiz hafta başlattık. Bu işyerlerinde 3 yıl içinde ölümlü veya sürekli iş görememezlikle sorunlu sonuçlanan iş kazası meydana gelmezse işsizlik sigortası işveren payı 3 yıl süreyle yüzde 50 indirimli olarak alınacak. Bu büyük bir dönem noktası oldu bizim için işverenlerimiz ve çalışanlarımız için. Bunun yanında inşaat maden tarım tekstil mobilya maden tekstil gıda kimya sektörlerine yönelik de iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi kapsamında birçok araştırma ve geliştirme projeleri yürütmekteyiz. Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde de inşaat sektöründe son 15 yılda ölümlü iş kazalarında yüzde 37 oranında iyileştirme gerçekleştirdik. Bunu yeterli görmüyoruz. Daha da azalmasını umut ediyoruz bu yönde çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
"Projelere yaklaşık 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız"
“İş ağlığı ve güvenliği deyince her şeyin başı eğitim” diyen Selçuk, “İşverenlerimizin yanı sıra çalışanlarımızın da iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin etkinliğini artırmaktayız. Geçtiğimiz yıl 8 ilde 600 çalışan temsilcisine çeşitli eğitimler verdik. İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarıyla çalışma hayatına dair hak ve yükümlülüklerini anlattık. Çalışma hayatının standartlarını yükseltmek için bütün sosyal taraflarla istişare ve diyalog kapılarını her daim açık tutmaktayız. Bugünkü imza törenimiz MEB ile bu çalışmalarımızın sonucu. İşbirliği faaliyetimiz içinde MEB ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile yürüttüğümüz çalışmalar en öncelik verdiğimiz konulardan bir tanesi. İş sağlığı güvenliği kültürü ve bilincini yaygınlaştırılmasında okullarımız çok önem arz ediyor. Çocuklarımıza bu şuuru aşılamanın yanı sıra eğitim alanında hizmet veren işçi ve işverenlerin sahip olduğu farkındalıkla da bu gayretimiz perçinleşecek. 2006’dan bu yana müfredat düzenlemesinden öğretmenlerin bilgilendirilmesine kadar düzenlediğimiz birçok program ve protokolle iş sağlığı güvenliği kültürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Yine geçtiğimiz hafta başlattığımız maden, inşaat, kimya gibi çok tehlikeli sektörlere yönelik projelere hibe desteğimizi de buradan duyurmak istiyorum. Bu sektörlere yönelik, iş sağlığı ve güvenliği koşullarını iyileştirme adına sivil toplum kuruluşlarımızın, sanayi, ticaret ve meslek odalarının, üniversitelerin ve hatta meslek liselerimizin geliştireceği projelere yaklaşık 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız."
Geçen yıl Kasım ayında MEB ile bir çalıştay düzenlediklerini hatırlatan Selçuk, bu çalıştayın meyvelerinden bir tanesinin de bugün imzalanan protokol olduğunu bildirdi. Selçuk, “Bu protokol her kademedeki yönetici öğretmen usta öğreticilerde sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesini sağlayarak kurumlarımız arası koordinasyonun geliştirilmesine de katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.
Bakan Selçuk, iş sağlığı ve güvenliğinin ‘Güven Usta’ diye bir sembolü olduğunu hatırlatarak , ilerleyen günlerde onun da daha fazla tanıtımını yapacaklarını ifade etti.
“Okullarımızdaki güvenlik personeli istihdamı ve tedbirlerin arttırılması konusunda ciddi mesafeler kat ettik"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk gazetecileri yaptıkları işten dolayı tebrik ederek, yaşama ve insana dair güzel haberleri duyurmalarını temenni etti.
İş sağlığı ve güvenliğinin eğitime entegrasyonu protokolünü imzalayacaklarını kaydeden Selçuk, “Bu entegrasyon işin tabiatında var. Biz bunu eğitimin içerisine entegre ederken aslında müfredatın içine entegre etmek okul içi süreçlere entegre etmek ve bütün eğitim öğretim boyutlarına entegre etmek amacındayız. Bu sadece bilgi seviyesinde değil çünkü bilgi davranışı değiştirmiyor maalesef. Davranışı büyük ölçüde duygu değiştiriyor. Bu meselenin duygusal çerçevesini dikkate aldığımızı belirtmek isterim. Nihai hedefimiz iş sağlığı ve güvenliği kavram ve kurallarına okul öncesinden başlayarak her kademedeki eğitim öğretim faaliyetlerinde yer verebilmek. Bunu yaparken bir bilinç sahası oluşturmak, farkındalık seviyesini geliştirmek ve sadece farkındalıkla yetinmeyip farkındalığın farkındalığı aşamasına getirmektir. Netice itibariyle bütün çocuklarımızın önce sağlığım ve güvenliğim demesi bizim amaçlarımız arasında” açıklamasında bulundu.
Son günlerde de toplumun her kesiminin vicdanını kanatan hadiselerin yaşandığını hatırlatan Selçuk, “Yaşamının baharında menfur bir saldırıyla yitirdiğimiz Ceren hocamız gibi, Afyonkarahisar’da yaralanan Cengizhan öğretmenimiz gibi. Bu örnekler giderek azalacak biz bu konudaki tedbirlerimizi işbirliğiyle elbirliğiyle artıracağız. Duymayı ve yaşamayı asla istemediğimiz bu hadiselere yönelik olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığımızla geçtiğimiz aylarda imzaladığımız protokoller çerçevesinde okullarımızdaki güvenlik personeli istihdamı ve tedbirlerin arttırılması konusunda ciddi mesafeler kat ettiğimizi belirtmek isterim” dedi.
"Okullarımıza düzenli olarak tüm tehlikeli tesis ve tesisatlar iş ekipmanları periyodik kontrol uzmanlarınca da denetlenmektedir"
“Bakanlığımız iş sağlığı ve güvenliği alanında kamu yönetimi anlayışı içinde öncü ve rol model uygulamalarının hayata geçirmeye gayret etmektedir” diyen Selçuk, “Eğitim ortamlarımızın okullarımızın sınıflarımızın çok daha sağlıklı ve güvenli olması bu anlamda çalışmalarımızın başında yer almaktadır. Eğitim öğretim ortamlarının sağlık ve güvenlik şartlarını ulusal ve uluslararası standartlara uygun hale getirmek konusundaki çabalarımızda devam ediyor. Bakanlığımızın kendi insan kaynakları ile il ilçe milli eğitim müdürlüklerinde okullarımızın sağlık ve güvenlik şartlarını geliştirmek rehberlik yapmak üzere işgüvenliği uzmanları periyodik kontrol uzmanları görevlendirilmektedir. Kamu yararı gözetilerek okullarımıza düzenli olarak tüm tehlikeli tesis ve tesisatlar iş ekipmanları periyodik kontrol uzmanlarınca da denetlenmektedir. Okul ve kurumlarımızda sağlığa zarar verebilecek ortam faktörlerini tespit etmek amacıyla Bakanlığımız bünyesinde mesleki ve teknik eğitim atölye ve laboratuvarlarında toz, nem, gürültü, titreşim, elektromanyetik alan ve termal kontrol gibi fiziksel risk faktörlerinin ölçümlerini yapan laboratuvar hizmetleri de sunulmaktadır. Bununla ilgili olarak okullarda tespit edilen riskler bakanlığın sistemi üzerinden açılmaktadır. Okul ve kurumlarımızda risk tabanlı veriye dayalı kaynak yönetim sistemi de uygulanmaktadır. Okullarımızda tespit edilen riskler acil durumların giderilmesi amacıyla bakanlığımız bilişim sistemi MEBSİS üzerinde risk tabanlı ödenek talep modülü okullarımızın kullanımına da açılmış durumdadır” ifadelerini kullandı.
İş ve meslek hayatının gelecek aktörlerini çağın gereklerine uygun olarak iş sağlığı ve güvenliği kültürüyle de donatmış olacaklarını bildiren Selçuk, "82 il milli eğitim müdürlüğümüzde ilk yardımcı eğitim hizmetleri oluşturuldu. Sağlıklı ve güvenli okul yaşamı için el ele bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın sahada çok daha etkili bir şekilde yer alması ve yapılan çalışmaların etki analizlerinin de sürdürülerek sonrasında nereye vardık ne kadar başarılı olduk nerede eksik kaldık konusunda analizlere de ihtiyacımız var. Eğer bu analizleri sağlıklı yaparsak o zaman bu işlerin sürdürülebilir olmasına da hizmet etmiş olacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından "İş Sağlığı ve Güvenliği Protokolü" Bakan Zehra Zümrüt Selçuk ile Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından imzalandı.
Kaynak: İHA
Selçuk, “Bugün burada imzalayacağımız protokol ile ülkemiz üzerinde hassasiyetle durulması gereken mühim bir mesele iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu vesileyle de hayati bir konuya dikkat çekmiş bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.
Çalışma hayatının içerisinde farklı bileşenleri barındıran multidisipliner bir kavram olduğunu söyleyen Selçuk, “İş hayatı gibi istihdam gibi işgücü ve Sosyal güvenlik gibi temel faktörler etrafında şekillense de bizim asıl amacımız çalışanın güvenliği ve huzurlu bir ortamda çalışmasını sağlamak. Maalesef iş kazaları ve meslek hastalıkları dünyada her yıl milyonlarca çalışanımızın ya hayatına mal oluyor ya da sağlıklarını veya yaşam standartlarını olumsuz etkilemekte. Milyonlarla ifade edilen rakamlar iş sağlığı ve güvenliği konusunun sadece ulusal değil aynı zamanda küresel bir mesele olduğunu da ortaya koymakta. Hedefimiz bu küresel sorunu Türkiye’de en asgari düzeye indirmek tek bir çalışanımızın dahi mesleği sebebiyle hayatını kaybetmediği bir çalışma hayatına kavuşabilmek. Biz biliyoruz ki çalışanlar için güvenlik lüks değil bir hak, işverenler içinde güvenli bir çalışma ortamı sağlamakta bir lütuf değil zorunluluk aslında. Bizde hükümet olarak her alanda olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği meselesinde de yaratılmışların en şereflisi olan insanı çalışmalarımızın odak noktası haline getiriyoruz” şeklinde konuştu.
“İş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızı gelişmiş ülkeler seviyesinde uyumlaştırıyoruz"
Bakan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu yüzden istihdam dostu büyüme politikalarımızla, işgücü ve istihdam oranlarımızı artırırken diğer yandan da insan onuruna yaraşır çalışma koşullarını sağlamayı temel görevimiz olarak algılıyoruz. Böyle bir alanda başarı tabi ki sadece devletin atacağı adımlarla sağlanamıyor. Burada üniversitelerimizin, kamu sektörünün, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının, basın mensuplarımızın, meslek kuruluşlarının tüm aktörlerin işbirliği ve koordinasyon sağlaması çok önemli. Bizde hep bu bilinçle hareket etmeye çalışıyoruz. İstişare ve ortak akla daima önem veriyoruz. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği alanında tüm paydaşlarımızı dahil ettiğimiz bir ulusal iş sağlığı ve güvenliği konseyini kurduk. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızı gelişmiş ülkeler seviyesinde uyumlaştırıyoruz. Denetim ve rehberlik faaliyetlerimizi etkinleştiriyoruz. Toplumumuzu sağlık, iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirmeye yönelik adımlar atıyoruz.”
"Ölümlü iş kazalarında yüzde 37 oranında iyileştirme gerçekleştirdik"
2012 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle hayata geçirilen iş sağlığı ve güvenliği kanunun Türkiye adına önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydeden Bakan Selçuk, Bakanlık olarak da iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin gerçekleştirmesinde hem çalışanların hem işverenlerin her daim yanında olduklarını vurguladı.
10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde kullanılmak üzere maddi olarak devlet desteği sunduklarını bildiren Selçuk, “2019 yılında tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışan başına yaklaşık 36 lira, çok tehlikeli sınıfta yer alanlara ise yaklaşık 41 lira destek vermekteyiz. Çok tehlikeli sınıfta yer alan orta ve büyük ölçekli işletmelerimize de iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir teşvik uygulamasını da geçtiğimiz hafta başlattık. Bu işyerlerinde 3 yıl içinde ölümlü veya sürekli iş görememezlikle sorunlu sonuçlanan iş kazası meydana gelmezse işsizlik sigortası işveren payı 3 yıl süreyle yüzde 50 indirimli olarak alınacak. Bu büyük bir dönem noktası oldu bizim için işverenlerimiz ve çalışanlarımız için. Bunun yanında inşaat maden tarım tekstil mobilya maden tekstil gıda kimya sektörlerine yönelik de iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi kapsamında birçok araştırma ve geliştirme projeleri yürütmekteyiz. Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde de inşaat sektöründe son 15 yılda ölümlü iş kazalarında yüzde 37 oranında iyileştirme gerçekleştirdik. Bunu yeterli görmüyoruz. Daha da azalmasını umut ediyoruz bu yönde çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
"Projelere yaklaşık 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız"
“İş ağlığı ve güvenliği deyince her şeyin başı eğitim” diyen Selçuk, “İşverenlerimizin yanı sıra çalışanlarımızın da iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin etkinliğini artırmaktayız. Geçtiğimiz yıl 8 ilde 600 çalışan temsilcisine çeşitli eğitimler verdik. İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarıyla çalışma hayatına dair hak ve yükümlülüklerini anlattık. Çalışma hayatının standartlarını yükseltmek için bütün sosyal taraflarla istişare ve diyalog kapılarını her daim açık tutmaktayız. Bugünkü imza törenimiz MEB ile bu çalışmalarımızın sonucu. İşbirliği faaliyetimiz içinde MEB ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile yürüttüğümüz çalışmalar en öncelik verdiğimiz konulardan bir tanesi. İş sağlığı güvenliği kültürü ve bilincini yaygınlaştırılmasında okullarımız çok önem arz ediyor. Çocuklarımıza bu şuuru aşılamanın yanı sıra eğitim alanında hizmet veren işçi ve işverenlerin sahip olduğu farkındalıkla da bu gayretimiz perçinleşecek. 2006’dan bu yana müfredat düzenlemesinden öğretmenlerin bilgilendirilmesine kadar düzenlediğimiz birçok program ve protokolle iş sağlığı güvenliği kültürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Yine geçtiğimiz hafta başlattığımız maden, inşaat, kimya gibi çok tehlikeli sektörlere yönelik projelere hibe desteğimizi de buradan duyurmak istiyorum. Bu sektörlere yönelik, iş sağlığı ve güvenliği koşullarını iyileştirme adına sivil toplum kuruluşlarımızın, sanayi, ticaret ve meslek odalarının, üniversitelerin ve hatta meslek liselerimizin geliştireceği projelere yaklaşık 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız."
Geçen yıl Kasım ayında MEB ile bir çalıştay düzenlediklerini hatırlatan Selçuk, bu çalıştayın meyvelerinden bir tanesinin de bugün imzalanan protokol olduğunu bildirdi. Selçuk, “Bu protokol her kademedeki yönetici öğretmen usta öğreticilerde sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesini sağlayarak kurumlarımız arası koordinasyonun geliştirilmesine de katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.
Bakan Selçuk, iş sağlığı ve güvenliğinin ‘Güven Usta’ diye bir sembolü olduğunu hatırlatarak , ilerleyen günlerde onun da daha fazla tanıtımını yapacaklarını ifade etti.
“Okullarımızdaki güvenlik personeli istihdamı ve tedbirlerin arttırılması konusunda ciddi mesafeler kat ettik"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk gazetecileri yaptıkları işten dolayı tebrik ederek, yaşama ve insana dair güzel haberleri duyurmalarını temenni etti.
İş sağlığı ve güvenliğinin eğitime entegrasyonu protokolünü imzalayacaklarını kaydeden Selçuk, “Bu entegrasyon işin tabiatında var. Biz bunu eğitimin içerisine entegre ederken aslında müfredatın içine entegre etmek okul içi süreçlere entegre etmek ve bütün eğitim öğretim boyutlarına entegre etmek amacındayız. Bu sadece bilgi seviyesinde değil çünkü bilgi davranışı değiştirmiyor maalesef. Davranışı büyük ölçüde duygu değiştiriyor. Bu meselenin duygusal çerçevesini dikkate aldığımızı belirtmek isterim. Nihai hedefimiz iş sağlığı ve güvenliği kavram ve kurallarına okul öncesinden başlayarak her kademedeki eğitim öğretim faaliyetlerinde yer verebilmek. Bunu yaparken bir bilinç sahası oluşturmak, farkındalık seviyesini geliştirmek ve sadece farkındalıkla yetinmeyip farkındalığın farkındalığı aşamasına getirmektir. Netice itibariyle bütün çocuklarımızın önce sağlığım ve güvenliğim demesi bizim amaçlarımız arasında” açıklamasında bulundu.
Son günlerde de toplumun her kesiminin vicdanını kanatan hadiselerin yaşandığını hatırlatan Selçuk, “Yaşamının baharında menfur bir saldırıyla yitirdiğimiz Ceren hocamız gibi, Afyonkarahisar’da yaralanan Cengizhan öğretmenimiz gibi. Bu örnekler giderek azalacak biz bu konudaki tedbirlerimizi işbirliğiyle elbirliğiyle artıracağız. Duymayı ve yaşamayı asla istemediğimiz bu hadiselere yönelik olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığımızla geçtiğimiz aylarda imzaladığımız protokoller çerçevesinde okullarımızdaki güvenlik personeli istihdamı ve tedbirlerin arttırılması konusunda ciddi mesafeler kat ettiğimizi belirtmek isterim” dedi.
"Okullarımıza düzenli olarak tüm tehlikeli tesis ve tesisatlar iş ekipmanları periyodik kontrol uzmanlarınca da denetlenmektedir"
“Bakanlığımız iş sağlığı ve güvenliği alanında kamu yönetimi anlayışı içinde öncü ve rol model uygulamalarının hayata geçirmeye gayret etmektedir” diyen Selçuk, “Eğitim ortamlarımızın okullarımızın sınıflarımızın çok daha sağlıklı ve güvenli olması bu anlamda çalışmalarımızın başında yer almaktadır. Eğitim öğretim ortamlarının sağlık ve güvenlik şartlarını ulusal ve uluslararası standartlara uygun hale getirmek konusundaki çabalarımızda devam ediyor. Bakanlığımızın kendi insan kaynakları ile il ilçe milli eğitim müdürlüklerinde okullarımızın sağlık ve güvenlik şartlarını geliştirmek rehberlik yapmak üzere işgüvenliği uzmanları periyodik kontrol uzmanları görevlendirilmektedir. Kamu yararı gözetilerek okullarımıza düzenli olarak tüm tehlikeli tesis ve tesisatlar iş ekipmanları periyodik kontrol uzmanlarınca da denetlenmektedir. Okul ve kurumlarımızda sağlığa zarar verebilecek ortam faktörlerini tespit etmek amacıyla Bakanlığımız bünyesinde mesleki ve teknik eğitim atölye ve laboratuvarlarında toz, nem, gürültü, titreşim, elektromanyetik alan ve termal kontrol gibi fiziksel risk faktörlerinin ölçümlerini yapan laboratuvar hizmetleri de sunulmaktadır. Bununla ilgili olarak okullarda tespit edilen riskler bakanlığın sistemi üzerinden açılmaktadır. Okul ve kurumlarımızda risk tabanlı veriye dayalı kaynak yönetim sistemi de uygulanmaktadır. Okullarımızda tespit edilen riskler acil durumların giderilmesi amacıyla bakanlığımız bilişim sistemi MEBSİS üzerinde risk tabanlı ödenek talep modülü okullarımızın kullanımına da açılmış durumdadır” ifadelerini kullandı.
İş ve meslek hayatının gelecek aktörlerini çağın gereklerine uygun olarak iş sağlığı ve güvenliği kültürüyle de donatmış olacaklarını bildiren Selçuk, "82 il milli eğitim müdürlüğümüzde ilk yardımcı eğitim hizmetleri oluşturuldu. Sağlıklı ve güvenli okul yaşamı için el ele bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın sahada çok daha etkili bir şekilde yer alması ve yapılan çalışmaların etki analizlerinin de sürdürülerek sonrasında nereye vardık ne kadar başarılı olduk nerede eksik kaldık konusunda analizlere de ihtiyacımız var. Eğer bu analizleri sağlıklı yaparsak o zaman bu işlerin sürdürülebilir olmasına da hizmet etmiş olacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından "İş Sağlığı ve Güvenliği Protokolü" Bakan Zehra Zümrüt Selçuk ile Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından imzalandı.