Yeni Pamuk Türlerinin Tanıtımı Dualarla Yapıldı
Aydın’ın Nazilli ilçesinde yeni pamuk türlerinin tanıtımı ve ilk hasadı için tarla günü düzenlendi. Türkiye’nin pamuk üzerinde ilk ve tek araştırma enstitüsü olan Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü, geliştirilen yeni türlerinin tanıtımını dualarla yaptı. Beyaz altın pamukta geliştirilen devrim niteliğindeki yeni türlerle dekarda 3-4 kat artış sağlandı.
Aydın’ın Nazilli ilçesinde 1934 yılında Atatürk tarafından kurulan ve günümüze kadar geliştirdiği 45 yeni pamuk türü ile Türk Pamukçuluğunun yanısıra dünya pamukçuluğuna da büyük destek sağlayan Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü’nde yeni türlerin tanıtımı ve tarla günü etkinliği büyük ilgi gördü. Pamuk hasadının bereketli olması ve yeni türlerin ekonomiye daha fazla katkı sağlaması için dua edildi.
Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü Müdürü Mustafa Koray Şimşek ve enstitü yönetiminin ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim başta olmak üzere AK Parti Nazilli İlçe Başkanı Bülent Sayar, İlçe Tarım ve Ormancılık Müdürü Sunay Güler, Nazilli Müftüsü Mustafa Topaloğlu, Nazilli Ziraat Odası Başkanı Necdet İzgü, Muhtarlar, pamuk üreticileri, tekstilciler, banka temsilcileri ve davetliler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Enstitü Müdürü Mustafa Koray Şimşek, kuruluşundan günümüze kadar enstitünün yaptığı çalışmaları ve pamukçuluğa katkılarını anlattı. Enstitünün Islah ve Genetik Bölüm Başkanı Ziraat Yüksek Mühendisi Süleyman Çiçek yeni geliştirilen SC 2079, SC 2009, Harem 1, Harem 2, Efe ve Ergüven Pamuk türlerinin dekardaki verimde 650-700 kilogramlara ulaşarak pamukta devrim yaptığını belirtti.
Çiçek, yine pamukta bir ilk olan çırçır verimi ile lif kalitelerinin aynı oranda yükseldiğini, ayrıca pamukta istenen tüm özeliklerin bu türlerde bulunmasıyla da büyük başarı elde ettiklerini sözlerine ekledi.
Nazilli Müftüsü Mustafa Topaloğlu’nun dua etmesinin ardından enstitüye ait arazilerde ekili bulunan pamukların yanına geçen topluluk yeni türlerin ilk pamuklarını yerinde inceledi. Temsili olarak ilk hasadı elle gerçekleştiren topluluk hasat döneminin de hayırlı olmasını diledi. Etkinliğin sonunda konuklara tavuk, pilav ayran ve aşure ikramında bulunuldu.
“Yüz güldüren sonuçlar almaya başladık”
Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü Müdürü Mustafa Koray Şimşek; “Yeni geliştirdiğimiz bu çeşitlerle bu sene yani 2018 yılında İzmir Bergama’dan Gaziantep’e kadar birçok lokasyonda denemelerimizi kurduk. Ve artık ülkemizde yavaş yavaş hasatta başlamış oldu. Hasat sonuçları yani verimlerimiz bize ulaşmaya başladı.
Yüz güldüren sonuçlar almaya başladık. Geçen hafta İzmir Torbalı’da 650 kg verim elde ettik. Yarın itibariyle İzmir Bergama’da bir hasada davetliyiz. Orada da benzer sonuçlar almayı bekliyoruz. Yeni geliştirdiğimiz bu çeşitlerle gerek çiftçimizin gerek çırçırcımızın gerekse iplikçimizin yüzünün daha da güleceğini düşünüyor ve arzu ediyoruz. Pamuk Araştırma Enstitüsü her zaman kuruluşundan beri olduğu gibi her zaman çiftçimizin yanında ve yardımında bulunmaya hazır ve nazır durumda çalışmaya devam edecek. Çeşitlerimiz tescilli çeşitlerle kalmayıp önümüzdeki yıllardan itibaren çok daha yeni çeşidimiz gelecek. İyinin iyisini bulma gayretindeyiz. Genç ve dinamik bir kadromuz var. Çiftçilerimiz için çalışıyoruz. Ve pamuk üretilen tüm ovalara da talibiz. Hayırlı uğurlu olsun. 1959’dan 2018’e kadar tescil edilmiş toplam 45 tane pamuk çeşidimiz var. Pamuk tescil ettirmek kolay bir iş değil. Her çeşidin tescil ettirilmesi yaklaşık 10 senemizi alıyor. Fakat son yıllarda özellikle SC 2079, SC 2009, Harem 1 ve Harem 2 çeşitlerinin piyasaya arzını gerçekleştirdik. Bu çeşitlerden de olumlu yönde dönüşler almaya başladık. Önümüzdeki yıllarda da bu çeşitlere olan ilgi alaka talebin katlanarak artmasını beklemekteyiz” dedi.
Nazilli Ziraat Odası Başkanı Necdet İzgü’de; “Pamuk tarımına çok elverişli topraklara sahip bir bölgedeyiz. Pamuğumuzun lif uzunluğu ve lif sağlamlığı yönünden kalitesi her zaman ispatlanmıştır. Buradaki çeşitler artık tarla çiftçimizin pamuk üreticimizin ürünlerinin yabancı markalarla değil de yerli tohumlarla hem ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. Bu da artık yabancı tohumdan yerli tohuma geçmenin başlangıcı diyebiliriz. Pamuktaki kalite çok güzel. İnşallah önümüzdeki günlerde çiftçilerimizin pamuk hasatı güzel gider güzel bir hasat zamanı geçirir. Bu hasat zamanında da ürünlerini sağlıklı bir şekilde toplayıp gelirlerini artırırlar. Bölgemiz için değerli bir ürün olan pamuğun devlet tarafından da desteklenmesi çok güzel. Ancak son zamanda yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle desteğin biraz daha artmasını talep ediyoruz” dedi.
Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü Islah ve Genetik Bölüm Başkanı Ziraat Yüksek Mühendisi Süleyman Çiçek ise; “Şu anda tarlada gördüğümüz SC 2079 çeşidimiz tamamen yerli ve milli imkanlar kullanılarak 10 yıl boyunca 2007 yılından beri çalışmalar neticesinde elde ettiğimiz piyasaya 2018 yılında girerek ekim alanları bulan ve çiftçilerimizden de oldukça geri dönüş olarak olumlu geri dönüşler aldığımız çeşidimiz. Biz bu çeşidimizi geliştirmekle hem çiftçimizi hem çırçırcımızı hem de tekstil sanayicimizi ortak paydada birleştirip hepsi için ortak bir gelir elde edebilecekleri hepsinin memnun olabileceği bir çeşidi geliştirmeyi hedefliyorduk. Ve tüm bu özellikler hem çiftçi hem çırçırcı hem de tekstilcinin istemiş olduğu pamuk çeşidinden istemiş olduğu özelliklerin hepsini bu çeşitte toplayarak hepsine hitap edecek bir çeşit ortaya koyduk” dedi.
AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’de; “Son birkaç senedir makinalaşmayla, teknolojiyle birlikte, toprakların bütünlüğünün korunmasıyla, teknik çalışmayla rekolteler arttı. Biz istiyoruz ki çiftçi hakkettiğini fazlasıyla alması için tam mamul olsun. İplik olsun, kumaş olsun, dokunsun tekstil olsun. Bununla ilgili; markalaşma olsun, arazi olsun, arsa olsun, bütün danışmanlık olsun, her türlü önlerini açmaya hazırız. Yeter ki birlik olsunlar. Kooperatifleşsinler. Şirketleşsinler. Kurumsallaşsınlar ki bu işleri yapabilelim. Altyapıya hazırız. Yeter ki girişimcilerimiz olsun. Yani çiftçilerimiz, yatırımcılarımız olsun. Çünkü bu şekilde olursa ancak bu iş daha verimli olur. Yalnız üretiyoruz, değerlendirmesini yapamıyoruz. Bu tarımda, yalnız pamukta değil bütün tarımla ilgili konularda böyle. Suyu da mutlaka verimli kullanmamız lazım” dedi.