'En Mükemmel İnsansız Hava Aracını Yaptık'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz: 'Biz bağımsız ve kudretli bir devletiz, başımızda da dünyanın en muhteşem lideri var. Tarihin, yüzyılın, iki yüzyılın belki... Bu liderimiz varken ve bu millet de onun arkasındayken gideriz, S400'ü alır getiririz, teknolojisini de alırız, başka yere satarız. Bunu yapacağız'
AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "Biz bağımsız ve kudretli bir devletiz, başımızda da dünyanın en muhteşem lideri var. Tarihin, yüzyılın, iki yüzyılın belki... Bu liderimiz varken ve bu millet de onun arkasındayken gideriz, S-400'ü alır getiririz, teknolojisini de alırız, başka yere de satarız. Bunu yapacağız." dedi.
Partisinin Hendek İlçe Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Yavuz, burada yaptığı konuşmada, AK Parti döneminde Sakarya'da yapılan çalışmalardan bahsetti.
Kentte yapımı devam eden yeni Doğum Hastanesi'nin kaba inşaatının yapıldığını belirten Yavuz, "Önümüzdeki ayın 26'sında ikmal ihalesi yapılıyor, bitecek. Doğum Hastanesi var zaten, yok değil. Biz daha yenisini kuruyoruz. Eskisi de devam edecek ama yeni, modern, içinde Anne Oteli'nin de olduğu, küveze çocuğunu verdiğinde, 'Yanı başında yatsın, kalksın, şeffaf camdan çocuğunu izlesin, Anne Oteli'nde de bedava yatsın, kalksın.' anlayışıyla inşa edilen bir doğum hastanesi var. Şimdi bin yataklı hastane hayalimiz var, o da olacak inşallah." diye konuştu.
Yavuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı çocukların Kuran kursuna gönderilemeyeceğini, özel yetkili mahkemeler, katsayı uygulamaları ve darbe süreçlerinin ortadan kalkmayacağını anlatarak, şunları söyledi:
"YÖK'te, RTÜK'te asker vardı, Milli Güvenlik Kurulu'nun genel sekreteri asker. Oturduğunuzda asker bir tarafta, hükümet bir tarafta, her an muhtıra, ihtilal kokusu. AK Parti'nin kırılma anı var. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı, büyük ustamız Erdoğan Başbakan. Askerlerin emekliliği geldiğinde son bir sunum yapıyor, hükümete sağdan soldan saldırıyor, gidiyor. O dönem askeriyede usul bu. Yine birisi vedalaşacağı esnada sunum yapıyor, 'Bu imam hatipliler yüzünden şöyle oldu, böyle oldu. İmam hatip şöyle, başörtüsü böyle.' Yaşayanlardan bir tanesinden duymuştum. Tayyip Bey elini masaya vuruyor, 'Yeter artık, ben de imam hatipliyim, benim eşim de kapalı, bu ülkenin açığı da kapalısı da var, imam hatiplisi de var, imam hatipli olmayanı da var, böyle bir dert yok, yeter artık.' diyor. Bu 2010'un öncesinde oluyor, 7-8 yıl iktidarda oluyorsunuz, sizin karşınızda meydan okumasında bulunuyorlar. Ortalık buz gibi, toplantıya ara veriliyor. Çünkü o güne kadar hiçbir başbakan bu meydan okumasında bulunamamış, demek ki buraya kadar gelmiş Tayyip Bey'in. Bunu demenin karşılığı ne biliyor musunuz; ipe çekilmek. Türkiye'de bunun karşılığı ipe çekilmektir, onu göze alarak yapıyor biliyorsunuz. Niçin seviyoruz? İpe çekilmeyi göze almasaydı, biz bugünlere gelemeyecektik de onun için seviyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başörtüsü mücadelesini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Yavuz, "Daha sonra toplantı devam ediyor, hiç kimsede çıt yok. O günden sonra bir daha bu konuşmalar asla olmamış. Demek ki orası kırıldığı nokta. İşte onun için Tayyip Bey'i çok seviyoruz." dedi.
Türkiye'nin Amerika, Avrupa ve İsrail'e zararı olmadığını, sorunun düzenden kaynaklandığını dile getiren Ali İhsan Yavuz, "Bir düzen kurmuşlar. Bu düzen öyle bir işliyor ki, bırakın Müslüman olmayı, kendilerinden olmayan herkesi uşak gibi görüyorlar, sömürüyorlar. Bu sömürü çarkını ortadan kaldırdığı için Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmiyorlar. Bu mesele (ekonomik saldırılar) papaz meselesidir, S-400 meselesidir. Çünkü eskiden sen Amerikalı birini tutuklayacaksın ha...Onlar tutuklar, devleti bölecek, darbeyi gerçekleştirecek bir adamı bile saraylarda yaşatırlar, sonra da istediğinizde, 'Biz hukuk devletiyiz.' derler ama sizin içinizde PKK ve paralel yapıya yardım ve yataklık edecekler fakat siz tutuklayamayacaksınız? Tutukladığınız için Erdoğan'a karşılar ve onun için de bizim daha çok sevmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Amerika'nın, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasına karşı çıktığını, kendisinin de vermediğini vurgulayan Yavuz, şunları kaydetti:
"Biz bağımsız ve kudretli bir devletiz, başımızda da dünyanın en muhteşem lideri var. Tarihin, yüzyılın, iki yüzyılın belki...Bu liderimiz varken ve bu millet de onun arkasındayken gideriz, S-400'ü alır getiririz, teknolojisini de alırız, başka yere de satarız. Bunu yapacağız. İsrail'e, Amerika'ya 'İnsansız hava aracı verin.' dedik çünkü insansız hava aracı olmadan bu mücadeleyi verme şansınız yok. Vermediler, 10-15 tane vardı, yarısı çalışmazdı, yarısının da bilgisi bizden önce başka yerlere giderdi. Dünyanın en muhteşem ve en mükemmel insansız hava aracını yaptık, silahlı ve silahsız. Onun için sevmiyorsanız, biz daha çok seviyoruz onu."
Yavuz, daha sonra partide emeği geçen üyelere plaket takdim etti.
Kaynak: AA
Partisinin Hendek İlçe Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Yavuz, burada yaptığı konuşmada, AK Parti döneminde Sakarya'da yapılan çalışmalardan bahsetti.
Kentte yapımı devam eden yeni Doğum Hastanesi'nin kaba inşaatının yapıldığını belirten Yavuz, "Önümüzdeki ayın 26'sında ikmal ihalesi yapılıyor, bitecek. Doğum Hastanesi var zaten, yok değil. Biz daha yenisini kuruyoruz. Eskisi de devam edecek ama yeni, modern, içinde Anne Oteli'nin de olduğu, küveze çocuğunu verdiğinde, 'Yanı başında yatsın, kalksın, şeffaf camdan çocuğunu izlesin, Anne Oteli'nde de bedava yatsın, kalksın.' anlayışıyla inşa edilen bir doğum hastanesi var. Şimdi bin yataklı hastane hayalimiz var, o da olacak inşallah." diye konuştu.
Yavuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı çocukların Kuran kursuna gönderilemeyeceğini, özel yetkili mahkemeler, katsayı uygulamaları ve darbe süreçlerinin ortadan kalkmayacağını anlatarak, şunları söyledi:
"YÖK'te, RTÜK'te asker vardı, Milli Güvenlik Kurulu'nun genel sekreteri asker. Oturduğunuzda asker bir tarafta, hükümet bir tarafta, her an muhtıra, ihtilal kokusu. AK Parti'nin kırılma anı var. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı, büyük ustamız Erdoğan Başbakan. Askerlerin emekliliği geldiğinde son bir sunum yapıyor, hükümete sağdan soldan saldırıyor, gidiyor. O dönem askeriyede usul bu. Yine birisi vedalaşacağı esnada sunum yapıyor, 'Bu imam hatipliler yüzünden şöyle oldu, böyle oldu. İmam hatip şöyle, başörtüsü böyle.' Yaşayanlardan bir tanesinden duymuştum. Tayyip Bey elini masaya vuruyor, 'Yeter artık, ben de imam hatipliyim, benim eşim de kapalı, bu ülkenin açığı da kapalısı da var, imam hatiplisi de var, imam hatipli olmayanı da var, böyle bir dert yok, yeter artık.' diyor. Bu 2010'un öncesinde oluyor, 7-8 yıl iktidarda oluyorsunuz, sizin karşınızda meydan okumasında bulunuyorlar. Ortalık buz gibi, toplantıya ara veriliyor. Çünkü o güne kadar hiçbir başbakan bu meydan okumasında bulunamamış, demek ki buraya kadar gelmiş Tayyip Bey'in. Bunu demenin karşılığı ne biliyor musunuz; ipe çekilmek. Türkiye'de bunun karşılığı ipe çekilmektir, onu göze alarak yapıyor biliyorsunuz. Niçin seviyoruz? İpe çekilmeyi göze almasaydı, biz bugünlere gelemeyecektik de onun için seviyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başörtüsü mücadelesini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Yavuz, "Daha sonra toplantı devam ediyor, hiç kimsede çıt yok. O günden sonra bir daha bu konuşmalar asla olmamış. Demek ki orası kırıldığı nokta. İşte onun için Tayyip Bey'i çok seviyoruz." dedi.
Türkiye'nin Amerika, Avrupa ve İsrail'e zararı olmadığını, sorunun düzenden kaynaklandığını dile getiren Ali İhsan Yavuz, "Bir düzen kurmuşlar. Bu düzen öyle bir işliyor ki, bırakın Müslüman olmayı, kendilerinden olmayan herkesi uşak gibi görüyorlar, sömürüyorlar. Bu sömürü çarkını ortadan kaldırdığı için Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmiyorlar. Bu mesele (ekonomik saldırılar) papaz meselesidir, S-400 meselesidir. Çünkü eskiden sen Amerikalı birini tutuklayacaksın ha...Onlar tutuklar, devleti bölecek, darbeyi gerçekleştirecek bir adamı bile saraylarda yaşatırlar, sonra da istediğinizde, 'Biz hukuk devletiyiz.' derler ama sizin içinizde PKK ve paralel yapıya yardım ve yataklık edecekler fakat siz tutuklayamayacaksınız? Tutukladığınız için Erdoğan'a karşılar ve onun için de bizim daha çok sevmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Amerika'nın, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasına karşı çıktığını, kendisinin de vermediğini vurgulayan Yavuz, şunları kaydetti:
"Biz bağımsız ve kudretli bir devletiz, başımızda da dünyanın en muhteşem lideri var. Tarihin, yüzyılın, iki yüzyılın belki...Bu liderimiz varken ve bu millet de onun arkasındayken gideriz, S-400'ü alır getiririz, teknolojisini de alırız, başka yere de satarız. Bunu yapacağız. İsrail'e, Amerika'ya 'İnsansız hava aracı verin.' dedik çünkü insansız hava aracı olmadan bu mücadeleyi verme şansınız yok. Vermediler, 10-15 tane vardı, yarısı çalışmazdı, yarısının da bilgisi bizden önce başka yerlere giderdi. Dünyanın en muhteşem ve en mükemmel insansız hava aracını yaptık, silahlı ve silahsız. Onun için sevmiyorsanız, biz daha çok seviyoruz onu."
Yavuz, daha sonra partide emeği geçen üyelere plaket takdim etti.