'İçimdeki Hazine' Filmi 14 Eylül'de Vizyona Girecek
Yapımcı ve senarist Coşkun Çokyiğit: '3540 yıl boyunca gazetecilik, sinema yazarlığı, eleştirmenlik yaptım. Bir gün birdenbire 'Başkalarının rüyasını yorumlamaktansa, senin de rüyaların var. Onları hayata geçir' diye düşündüm. Oturdum senaryomu yazdım' Oyuncu Melis Cemre Çınar: 'Biraz Umberto Eco etkisinde olan, izleyenlere belki biraz Dan Brown'ı, biraz da Umberto Eco'yu hissettirecek bir film. Hem felsefi hem mistik hem biraz macera ve aşk dolu bir film. Her şeyin içinde olduğu bir film oldu aslında' Oyuncu Fatih Ayhan: 'Filmin mistik, gizemli bir yanı da var. Önemli olan bu ince mesajların alınması. O yüzden de anlaşılabilmesi için bir defa değil, 23 defa daha izlenmesi gerekiyor'
Gazeteci Coşkun Çokyiğit'in senaryosunu kaleme aldığı "İçimdeki Hazine" filmi 14 Eylül'de sinemaseverlerle buluşacak.
Filmin Özdilek AVM'de gerçekleştirilen basın gösteriminin ardından AA muhabirine açıklamada bulunan Çokyiğit, "35-40 yıl boyunca gazetecilik, sinema yazarlığı, eleştirmenlik yaptım. Bir gün birdenbire 'Başkalarının rüyasını yorumlamaktansa, senin de rüyaların var. Onları hayata geçir' diye düşündüm. Oturdum senaryomu yazdım. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan senaryo desteği aldım." dedi.
Filmin yapımcılığını da üstlenen Çokyiğit, senaryosunu hiçbir şirketin çekmeye yanaşmadığını dile getirerek, bu nedenle kendi şirketini kurarak, filmi hayata geçirdiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çekim aşamasında da destek verdiğinin altını çizen Çokyiğit, borçlanarak filmi tamamladığını kaydetti.
Coşkun Çokyiğit, filmde bir kadın hikayesinin ele alındığını aktararak, "Bizim kadınlarımız sinemada ve dizilerde çok kötü gösteriliyor. Mazlum duruma düşmüş, babası tarafından dövülen, bohçasıyla babaevine, köyüne sığınan kadınlar anlatılıyor. Oysa Türkiye'de artık kadınlarımız, okumuş, yazmış bireyler ve katma değer üretiyorlar. Çok ciddi mücadele veriyorlar. Hatta erkeklerden burun farkıyla da olsa öne geçmeye başladılar. Dolayısıyla kadın üzerinden bir öykü anlatmak istedim." değerlendirmesinde bulundu.
Gizem, gerilim ve macera dolu bir film yaptıklarını söyleyen Çokyiğit, şunlar aktardı:
"Sema, uzun yıllar yurt dışında yaşamış ama ulusal, milli kültürümüzü biliyor. Babaannesinden ona çok yüklü bir miras kalıyor. Bu mirasın içinde de ebcet şifreli bir belge emanet bırakılıyor. Bu belgeden sonra hayatı değişiyor. Çünkü bu belgede, dahi mühendis El Ceziri tarafından planları çizildiği iddia edilen ve 'zamanı okuyan makine' diye adlandırılan bir makinenin planları yer alıyor. Filmde miras konusunda metaforik bir bir anlatım var. Kendisine kalan mirasın bir hazine olduğunu, buna sahip çıkması gerektiğini biliyor. "
Çokyiğit, çekimlerin İstanbul'un çeşitli semtlerinde Nisan ayında gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.
- "Biraz Dan Brown'ı, biraz da Umberto Eco'yu hissettirecek bir film"
Filmde Sema karakterini canlandıran Melis Cemre Çınar da çekimlerde çok severek çalıştıklarını ifade etti.
Tüm ekibin büyük bir emek harcadığını kaydeden Çınar, şunları aktardı:
"Senaryo olarak da Türkiye'de benzeri daha önce çekilmemiş farklı bir senaryo. Biraz Umberto Eco etkisinde olan, izleyenlere belki biraz Dan Brown'ı, biraz da Umberto Eco'yu hissettirecek bir film. Hem felsefi hem mistik hem biraz macera ve aşk dolu bir film. Her şeyin içinde olduğu bir film oldu aslında. Umarım bizim hissettiğimiz bu heyecanı ve coşkuyu seyirci de hissedebilir. Bu bizim için çok kıymetli. Özellikle yapımcımız Coşkun Çokyiğit ve yönetmenimiz Hakan Gürtop ellerinden gelen her şeyi yaptı. Çok iyi oyuncu arkadaşlarım ve güzel ekip arkadaşlarımla çalıştık. Umarım seyirci de izlediğinde bunları hissedecektir."
Oyuncu Fatih Ayhan ise sinema perdesinde filmi izlemekten çok mutlu olduğunu söyleyerek, "Hakan Gürtop güzel çekmiş. Melis Cemre Çınar başta olmak üzere tüm oyuncular güzel oynamış. Oyunculuk olarak da senaryosuyla da doyuran bir iş olduğunu görüyorum. Biz keyifle çalıştık. Umuyorum ki seyirci filmi anlayabilir. Çünkü filmin mistik, gizemli bir yanı da var. Önemli olan bu ince mesajların alınması. O yüzden de anlaşılabilmesi için bir defa değil, 2-3 defa daha izlenmesi gerekiyor. İzlemesi keyifli bir film olmuş. Ben bütün izleyicilerin keyifli dakikalar geçirerek filmi izleyeceklerini umut ediyorum." diye konuştu.
Yönetmenliğini Hüsnü Hakan Gürtop'un üstlendiği filmde Çınar ve Ayhan'ın yanı sıra Demir Karahan, Levent Sülün, Güner Özkul, Önder Selen ve Ömür Gedik de rol aldı.
Filmin müzikleri ise Ferhat Göçer tarafından yapıldı.
Kaynak: AA
Filmin Özdilek AVM'de gerçekleştirilen basın gösteriminin ardından AA muhabirine açıklamada bulunan Çokyiğit, "35-40 yıl boyunca gazetecilik, sinema yazarlığı, eleştirmenlik yaptım. Bir gün birdenbire 'Başkalarının rüyasını yorumlamaktansa, senin de rüyaların var. Onları hayata geçir' diye düşündüm. Oturdum senaryomu yazdım. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan senaryo desteği aldım." dedi.
Filmin yapımcılığını da üstlenen Çokyiğit, senaryosunu hiçbir şirketin çekmeye yanaşmadığını dile getirerek, bu nedenle kendi şirketini kurarak, filmi hayata geçirdiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çekim aşamasında da destek verdiğinin altını çizen Çokyiğit, borçlanarak filmi tamamladığını kaydetti.
Coşkun Çokyiğit, filmde bir kadın hikayesinin ele alındığını aktararak, "Bizim kadınlarımız sinemada ve dizilerde çok kötü gösteriliyor. Mazlum duruma düşmüş, babası tarafından dövülen, bohçasıyla babaevine, köyüne sığınan kadınlar anlatılıyor. Oysa Türkiye'de artık kadınlarımız, okumuş, yazmış bireyler ve katma değer üretiyorlar. Çok ciddi mücadele veriyorlar. Hatta erkeklerden burun farkıyla da olsa öne geçmeye başladılar. Dolayısıyla kadın üzerinden bir öykü anlatmak istedim." değerlendirmesinde bulundu.
Gizem, gerilim ve macera dolu bir film yaptıklarını söyleyen Çokyiğit, şunlar aktardı:
"Sema, uzun yıllar yurt dışında yaşamış ama ulusal, milli kültürümüzü biliyor. Babaannesinden ona çok yüklü bir miras kalıyor. Bu mirasın içinde de ebcet şifreli bir belge emanet bırakılıyor. Bu belgeden sonra hayatı değişiyor. Çünkü bu belgede, dahi mühendis El Ceziri tarafından planları çizildiği iddia edilen ve 'zamanı okuyan makine' diye adlandırılan bir makinenin planları yer alıyor. Filmde miras konusunda metaforik bir bir anlatım var. Kendisine kalan mirasın bir hazine olduğunu, buna sahip çıkması gerektiğini biliyor. "
Çokyiğit, çekimlerin İstanbul'un çeşitli semtlerinde Nisan ayında gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.
- "Biraz Dan Brown'ı, biraz da Umberto Eco'yu hissettirecek bir film"
Filmde Sema karakterini canlandıran Melis Cemre Çınar da çekimlerde çok severek çalıştıklarını ifade etti.
Tüm ekibin büyük bir emek harcadığını kaydeden Çınar, şunları aktardı:
"Senaryo olarak da Türkiye'de benzeri daha önce çekilmemiş farklı bir senaryo. Biraz Umberto Eco etkisinde olan, izleyenlere belki biraz Dan Brown'ı, biraz da Umberto Eco'yu hissettirecek bir film. Hem felsefi hem mistik hem biraz macera ve aşk dolu bir film. Her şeyin içinde olduğu bir film oldu aslında. Umarım bizim hissettiğimiz bu heyecanı ve coşkuyu seyirci de hissedebilir. Bu bizim için çok kıymetli. Özellikle yapımcımız Coşkun Çokyiğit ve yönetmenimiz Hakan Gürtop ellerinden gelen her şeyi yaptı. Çok iyi oyuncu arkadaşlarım ve güzel ekip arkadaşlarımla çalıştık. Umarım seyirci de izlediğinde bunları hissedecektir."
Oyuncu Fatih Ayhan ise sinema perdesinde filmi izlemekten çok mutlu olduğunu söyleyerek, "Hakan Gürtop güzel çekmiş. Melis Cemre Çınar başta olmak üzere tüm oyuncular güzel oynamış. Oyunculuk olarak da senaryosuyla da doyuran bir iş olduğunu görüyorum. Biz keyifle çalıştık. Umuyorum ki seyirci filmi anlayabilir. Çünkü filmin mistik, gizemli bir yanı da var. Önemli olan bu ince mesajların alınması. O yüzden de anlaşılabilmesi için bir defa değil, 2-3 defa daha izlenmesi gerekiyor. İzlemesi keyifli bir film olmuş. Ben bütün izleyicilerin keyifli dakikalar geçirerek filmi izleyeceklerini umut ediyorum." diye konuştu.
Yönetmenliğini Hüsnü Hakan Gürtop'un üstlendiği filmde Çınar ve Ayhan'ın yanı sıra Demir Karahan, Levent Sülün, Güner Özkul, Önder Selen ve Ömür Gedik de rol aldı.
Filmin müzikleri ise Ferhat Göçer tarafından yapıldı.