5 Bin Yıllık Hacamat-Sülük Tedavisi Kastamonu'da Devam Ediyor
Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Seçil Sakarya Binici, Özel Kastamonu Anadolu Hastanelerinde hacamat-sülük tedavisine başladıklarını belirterek, 5 bin yıldır uygulanan bu tedavinin Kastamonu’da hayat bulmasından dolayı memnuniyet duyduklarını kaydetti.
Gerekli tüm eksikleri giderdikten sonra Geleneksel Tıp Uygulamaları ruhsatına yaklaşık 6 ay önce başvuran Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülerek ruhsatlandırıldı.
Şuanda hacamat ve sülük tedavilerini uyguladıklarını, yakın zamanda ozon tedavisinin de yapılmaya başlanacağını ve ilerleyen zamanlarda tüm geleneksel tedavileri kliniklerine ekleyeceklerini belirten Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Yönetimi, “Ehil olmayan kişiler bu tedavileri uyguladığında hastada hepatit B, hepatit C, derin doku apsesi, uygulanan bölgede yara yeri enfeksiyonu olma ihtimali artıyor. Biz bu tedavileri Kastamonu’da Sağlık Bakanlığının, “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Projesi” ile geleneksel yöntemlerin sağlıksız koşullarda yapılmasını engellemek amacıyla başlattığı uygulama kapsamında “merdiven altı” olarak tabir edilen sağlıksız ortamlardan alarak uzman hekimler eşliğinde klinik ortamda vatandaşların hizmetine sunacağız” dedi.
Tedavi hakkında bilgilendirmede bulunan Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Seçil Sakarya Binici, “Hacamatın 5000 yıllık bir tedavi yöntemi olduğunu, Türk halkının hacamatı uzun bir süre unuttuğunu fakat son zamanlarda Micheal Phelps, Neymar gibi dünyaca ünlü sporcuların ve bizim milli sporcularımızın vücutlarına hacamat yapmasıyla birlikte gündeme geldiğini kaydederek, "Biz hacamatı ikiye ayırıyoruz. Bir tanesi koruyucu hacamat, kişi hasta olmadan önce yılın belli dönemlerinde yani mevsim dönüşlerinde yılda 2 veya 4 kez yapılan hacamattır. Birde her hastalık için yapılan hacamat vardır. Her hastalıkta aynı akupunkturda olduğu gibi hacamat bölgeleri ve tedavileri vardır. Hacamat ağrısız, yatak istirahati gerektirmeyen iş gücü kaybı olmadan uygulanan bir tedavi metodudur” diye konuştu.
Sülük tedavisinin de kesinlikle bir hekim tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Seçil Sakarya Binici, sülüğün çok ciddi bir tedavi yöntemi olduğunu, bu canlıyı sadece ağrılı bölgeye koymanın yetmeyeceğini ifade ederek, tedavi sırasında oluşabilecek olumsuz duruma müdahale edebilecek uzman kişilerin yapması gerektiğini açıkladı.
Dr. Binici, “Bazı insanlar bunları evlerinde ya da kendi ofislerinde uygulamaya çalışıyor. Bu sağlık açısından büyük risk taşıyor. Yani bir anda ciddi bir alerjik reaksiyon gelişebilir. Hastayı ölüme götürebilecek kadar ciddi reaksiyonlar olabilir. Eğer hastada kanama ile ilgili bir sıkıntı var ise mesela hemofili, hastanın kanı durmayabilir” dedi.
Ozon terapisi hakkında da bilgi veren Dr. Seçil Binici, “Ozon, atmosferin bir kaynağı ve oksijenin yüksek enerjili halidir. Gökyüzünün mavi renginin kaynağı olan ozonun dünyadaki yaşam için ne denli önemli olduğu son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Dünya için bu kadar önemli olan ozon, tıp dünyasında da günden güne çok daha önemli bir yer edinmektedir. Günümüzde sağlıklı kalmak ve ihtiyarlamadan yaşlanmak modern insan için en önemli faktördür. Yaşam süresinin kaliteli bir şekilde uzaması, daha dinç ve daha enerjik olmak için yapılması gereken destek tedavilerden biri de medikal ozon tedavisidir. Kan yolu ile yapılan ozon tedavisi sonrasında anti oksidan sistemde aktivite artışı (bağışıklık sisteminin güçlenmesi), metabolizmada hızlanma, eklem kıkırdak dokusunun rejenerasyonu, enerji artışı, kollojen doku aktivasyonu, damar cidarının rejenerasyonu (yenilenmesi), dokudaki oksijenasyonun arttırılması, karaciğer rejenerasyonu ve dolayısıyla vücudun kendini yenileme mekanizmasının aktive edilmesi sağlanmaktadır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Şuanda hacamat ve sülük tedavilerini uyguladıklarını, yakın zamanda ozon tedavisinin de yapılmaya başlanacağını ve ilerleyen zamanlarda tüm geleneksel tedavileri kliniklerine ekleyeceklerini belirten Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Yönetimi, “Ehil olmayan kişiler bu tedavileri uyguladığında hastada hepatit B, hepatit C, derin doku apsesi, uygulanan bölgede yara yeri enfeksiyonu olma ihtimali artıyor. Biz bu tedavileri Kastamonu’da Sağlık Bakanlığının, “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Projesi” ile geleneksel yöntemlerin sağlıksız koşullarda yapılmasını engellemek amacıyla başlattığı uygulama kapsamında “merdiven altı” olarak tabir edilen sağlıksız ortamlardan alarak uzman hekimler eşliğinde klinik ortamda vatandaşların hizmetine sunacağız” dedi.
Tedavi hakkında bilgilendirmede bulunan Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Seçil Sakarya Binici, “Hacamatın 5000 yıllık bir tedavi yöntemi olduğunu, Türk halkının hacamatı uzun bir süre unuttuğunu fakat son zamanlarda Micheal Phelps, Neymar gibi dünyaca ünlü sporcuların ve bizim milli sporcularımızın vücutlarına hacamat yapmasıyla birlikte gündeme geldiğini kaydederek, "Biz hacamatı ikiye ayırıyoruz. Bir tanesi koruyucu hacamat, kişi hasta olmadan önce yılın belli dönemlerinde yani mevsim dönüşlerinde yılda 2 veya 4 kez yapılan hacamattır. Birde her hastalık için yapılan hacamat vardır. Her hastalıkta aynı akupunkturda olduğu gibi hacamat bölgeleri ve tedavileri vardır. Hacamat ağrısız, yatak istirahati gerektirmeyen iş gücü kaybı olmadan uygulanan bir tedavi metodudur” diye konuştu.
Sülük tedavisinin de kesinlikle bir hekim tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Seçil Sakarya Binici, sülüğün çok ciddi bir tedavi yöntemi olduğunu, bu canlıyı sadece ağrılı bölgeye koymanın yetmeyeceğini ifade ederek, tedavi sırasında oluşabilecek olumsuz duruma müdahale edebilecek uzman kişilerin yapması gerektiğini açıkladı.
Dr. Binici, “Bazı insanlar bunları evlerinde ya da kendi ofislerinde uygulamaya çalışıyor. Bu sağlık açısından büyük risk taşıyor. Yani bir anda ciddi bir alerjik reaksiyon gelişebilir. Hastayı ölüme götürebilecek kadar ciddi reaksiyonlar olabilir. Eğer hastada kanama ile ilgili bir sıkıntı var ise mesela hemofili, hastanın kanı durmayabilir” dedi.
Ozon terapisi hakkında da bilgi veren Dr. Seçil Binici, “Ozon, atmosferin bir kaynağı ve oksijenin yüksek enerjili halidir. Gökyüzünün mavi renginin kaynağı olan ozonun dünyadaki yaşam için ne denli önemli olduğu son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Dünya için bu kadar önemli olan ozon, tıp dünyasında da günden güne çok daha önemli bir yer edinmektedir. Günümüzde sağlıklı kalmak ve ihtiyarlamadan yaşlanmak modern insan için en önemli faktördür. Yaşam süresinin kaliteli bir şekilde uzaması, daha dinç ve daha enerjik olmak için yapılması gereken destek tedavilerden biri de medikal ozon tedavisidir. Kan yolu ile yapılan ozon tedavisi sonrasında anti oksidan sistemde aktivite artışı (bağışıklık sisteminin güçlenmesi), metabolizmada hızlanma, eklem kıkırdak dokusunun rejenerasyonu, enerji artışı, kollojen doku aktivasyonu, damar cidarının rejenerasyonu (yenilenmesi), dokudaki oksijenasyonun arttırılması, karaciğer rejenerasyonu ve dolayısıyla vücudun kendini yenileme mekanizmasının aktive edilmesi sağlanmaktadır” şeklinde konuştu.