'Filistin İle ABD İlişkilerinde Gerginlik Devam Ediyor'
FKÖ'ye bağlı Filistin Merkez Konseyi: 'ABD yönetimi, Kudüs, mülteciler ve Yahudi yerleşim birimleriyle ilgili hukuksuz kararlarından vazgeçinceye kadar Washington ile kesilen siyasi ilişkiler aynı düzeyde devam edecek'.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Filistin Merkez Konseyi, ABD yönetimi "Kudüs, mülteciler ve Yahudi yerleşim birimlerine ilişkin hukuksuz kararlarından vazgeçinceye kadar" Washington ile siyasi ilişkilerin normale dönmeyeceğini duyurdu.
Filistin Merkez Konseyinin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde düzenlenen 29. dönem toplantısının sonuç bildirisinde, "ABD yönetiminin, İsrail işgal hükümetinin müttefiki ve çözümün değil sorunun bir parçası olduğu" vurgulandı.
Bildiride, "ABD yönetimi, Kudüs, mülteciler ve Yahudi yerleşim birimleriyle ilgili hukuksuz kararlarından vazgeçinceye kadar Washington ile kesilen siyasi ilişkiler aynı düzeyde devam edecek." ifadesine yer verildi.
Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklendiği iddia edilen ve ABD'nin İsrail-Filistin sorununa çözüm amaçlı ilan etmeyi planladığı "Yüzyılın Anlaşması" projesi ile Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmayı hedefleyen diğer planların reddedildiğine vurgu yapılan bildiride, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) daimi üyelerinin katılımıyla, ilgili BM kararları ve Arap Barış Planı temelinde, tam yetkili uluslararası bir toplantıya olumlu bakıldığı kaydedildi.
Gazze'de memurların Filistin yönetimine bağlı diğer memurlarla aynı muameleyi görmesi ve maaşlarına yönelik uygulanan tedbirlerin acilen iptal edilmesi çağrısı yapılan metinde, Filistinliler adına toplanan vergilerden Filistinli tutuklu ve şehit ailelerine ayrılan ödeneğin kesilmesi de "uluslararası hukukun apaçık ihlali" olarak nitelendirildi.
Bildiride, "İsrail işgal güçleri ile ateşkes meselesi, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olması nedeniyle FKÖ'nün ulusal sorumluluğudur." değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca bildiride, Filistin Merkez Konseyinin, Filistinli mültecilere sorumluluktan hareketle, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşunun (UNRWA) korunması ve gereken desteğin sağlanması için bir yüksek komite kurulmasını onayladığı aktarıldı.
Filistin Merkez Konseyinin çarşamba günü başlayan 29. dönem toplantısını, başta Hamas ve Filistin İslami Cihad hareketleri olmak üzere, FKÖ bünyesinden bulunan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Halk Demokratik Kurtuluş Cephesi (FHDKC) ile Filistin Ulusal Girişimi boykot etmişti.
Konseyin 28. dönem çalışmaları son olarak 2017'de "Kudüs, Filistin'in ebedi başkenti" temasıyla Ramallah kentinde yapılmıştı.
FKÖ Ulusal Konseyi bünyesinden çıkan daimi bir heyet olan Filistin Merkez Konseyi, "Filistin halkını temsil eden en yüksek yasama organı" olarak kabul ediliyor.
Arap Birliğinin Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 2002'de düzenlediği zirvede, "1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması, Filistinli mültecilerin sorununa adil çözüm bulunması, İsrail'in, Suriye'de Golan Tepeleri ile Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği topraklardan çekilmesi, karşılığında da Arap ülkelerinin İsrail'i tanıması ve ilişkilerini normalleştirmesini" öngören Arap Barış Planı kabul edilmişti.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.
Kaynak: AA
Filistin Merkez Konseyinin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde düzenlenen 29. dönem toplantısının sonuç bildirisinde, "ABD yönetiminin, İsrail işgal hükümetinin müttefiki ve çözümün değil sorunun bir parçası olduğu" vurgulandı.
Bildiride, "ABD yönetimi, Kudüs, mülteciler ve Yahudi yerleşim birimleriyle ilgili hukuksuz kararlarından vazgeçinceye kadar Washington ile kesilen siyasi ilişkiler aynı düzeyde devam edecek." ifadesine yer verildi.
Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklendiği iddia edilen ve ABD'nin İsrail-Filistin sorununa çözüm amaçlı ilan etmeyi planladığı "Yüzyılın Anlaşması" projesi ile Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmayı hedefleyen diğer planların reddedildiğine vurgu yapılan bildiride, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) daimi üyelerinin katılımıyla, ilgili BM kararları ve Arap Barış Planı temelinde, tam yetkili uluslararası bir toplantıya olumlu bakıldığı kaydedildi.
Gazze'de memurların Filistin yönetimine bağlı diğer memurlarla aynı muameleyi görmesi ve maaşlarına yönelik uygulanan tedbirlerin acilen iptal edilmesi çağrısı yapılan metinde, Filistinliler adına toplanan vergilerden Filistinli tutuklu ve şehit ailelerine ayrılan ödeneğin kesilmesi de "uluslararası hukukun apaçık ihlali" olarak nitelendirildi.
Bildiride, "İsrail işgal güçleri ile ateşkes meselesi, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olması nedeniyle FKÖ'nün ulusal sorumluluğudur." değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca bildiride, Filistin Merkez Konseyinin, Filistinli mültecilere sorumluluktan hareketle, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşunun (UNRWA) korunması ve gereken desteğin sağlanması için bir yüksek komite kurulmasını onayladığı aktarıldı.
Filistin Merkez Konseyinin çarşamba günü başlayan 29. dönem toplantısını, başta Hamas ve Filistin İslami Cihad hareketleri olmak üzere, FKÖ bünyesinden bulunan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Halk Demokratik Kurtuluş Cephesi (FHDKC) ile Filistin Ulusal Girişimi boykot etmişti.
Konseyin 28. dönem çalışmaları son olarak 2017'de "Kudüs, Filistin'in ebedi başkenti" temasıyla Ramallah kentinde yapılmıştı.
FKÖ Ulusal Konseyi bünyesinden çıkan daimi bir heyet olan Filistin Merkez Konseyi, "Filistin halkını temsil eden en yüksek yasama organı" olarak kabul ediliyor.
Arap Birliğinin Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 2002'de düzenlediği zirvede, "1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması, Filistinli mültecilerin sorununa adil çözüm bulunması, İsrail'in, Suriye'de Golan Tepeleri ile Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği topraklardan çekilmesi, karşılığında da Arap ülkelerinin İsrail'i tanıması ve ilişkilerini normalleştirmesini" öngören Arap Barış Planı kabul edilmişti.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.