CHP'li Yılmaz Açıklaması 'Trump Adeta Netanyahu'nun Bir Kuklasına Dönüşmüştür'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "Eskiden, ABD yönetimi İsrail’le yakın olurdu ve olaylara İsrail’in penceresinden bakardı. Şimdi ise ABD’deki Trump yönetimi, adeta Netanyahu’nun bir kuklasına dönüşmüştür" diyerek Alman milli takımı forması giyen Mesut Özil’e yönelik ırkçı saldırıları da kınadı.
Ardahan’da basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, İsrail’in, başkentini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımasının ardından ikinci ileri ve provokatif bir adım daha attığını ve İsrail parlamentosunda bir yasayı kabul ettiklerini belirterek, "O yasa temel yasa olarak adlandırılıyor. İsrail’de anayasa olmadığı için temel yasalar ana yasa olarak kabul ediliyor ve o temel yasada çok kritik ve durumu iyice ağırlaştıran ifadelere yer veriliyor" dedi.
Yasaya göre İsrail’in Yahudi halkının ülkesi olarak tanımlanırken Filistinlilere ise kendi geleceğini belirleme hakkının verilmediğini söyleyen Yılmaz, "Bunlarla ilgili fikirlerimizi paylaşmak istiyoruz. Yasanın içeriğine baktığımız zaman, İsrail Yahudi halkının ülkesi olarak tanımlanıyor. Yani Filistinlilere herhangi bir yer vermiyor. İki self deterinasyon hakkı, yani kendi geleceğini belirleme hakkı sadece Yahudi milletine aittir deniyor. Filistinlilerin böyle bir hakkının olmadığı vurgulanıyor ve yasaya göre Kudüs birleşik bir Kudüs olarak tanımlanıyor, ayrıca İsrail devletinin başkenti olarak görüyor. Bu da ne anlama geliyor? Doğu Kudüs Filistinlilerin bir müzakereyle başkent olacağı yönündeki iki devletli çözümü kökten sarsıyor. Maalesef sadece Yahudi sembolleri bu yasada yer alıyor. Dolayısıyla Filistinlilerin kendilerine ait ulusal sembollerine yer vermiyor ve bu şu anlama geliyor? İsrail Filistinlileri bir millet olarak görmüyor, millet olarak tanımıyor, gelecekleriyle ilgili kendi kaderlerini belirleme hakkına saygı duymuyor. Mevcut yasalara göre İbranice ve Arapça devlet diliydi. Şimdi İbranice devlet dili olarak kalıyor, fakat Arapça da özel statüde ikinci plana itiliyor" diye konuştu.
"Bu durum devam ettikçe bölgemizdeki kargaşalık da devam edecek"
Bu duruma gelinmesinin baş sebebin ise Arap ülkeleri arasındaki bölünme ve Amerika Birleşik Devletindeki yönetimin tamamen İsrail’in kuklası haline dönüşmesinden kaynaklandığını söyleyen Öztürk Yılmaz, "Bölgede İran’ın tehdit olarak algılanması bazı ülkeleri ABD’nin de marifetiyle İsrail’in yanına çekmiş bulunuyor. İsrail Arap ülkelerinin bazısını yanına aldı ve bunun neticesinde Filistin kendi davası ve konusunda ortada kaldı. Hükümetin somut uygulanabilir sonuç alıcı hiçbir adımı da mevcut değil bu konu sadece iç kamuoyuna dönük tüketim malzemesi olarak kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistinli kardeşlerimizin selameti için iki devletli çözüm perspektifinin bir an önce başlatılması konusunda elimizden gelen her türlü çabayı devreye sokmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Çünkü bu sorun çözülmedikçe Orta Doğu’daki hiçbir sorun çözülemiyor, kan, gözyaşı devam ediyor ve bölgemiz taşeronlaşıyor, ufalanıyor. İsrail’in bu dönemde ABD’deki yönetime kendi önceliklerini havale edip yaptırması konusunda ciddi mesafe kaydetmiştir. Çünkü eskiden de ABD yönetimi İsrail’le yakın olurdu ve olaylara İsrail’in penceresinden bakardı. Fakat şimdi ABD’deki Trump yönetimi adeta Netanyahu’nun bir kuklasına dönüşmüştür. Bu durum devam ettikçe bölgemizdeki kargaşalık da devam edecek" şeklinde konuştu.
"Mesut Özil’e yönelik ırkçı saldırıları kınıyoruz"
Irkçı saldırılardan dolayı Alman milli takımını bıraktığını açıklayan Mesut Özil hakkında da konuşan Öztürk Yılmaz, "Alman forması giyen bir futbolcu ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına maruz kaldığını ve artık katlanamadığını belirterek ayrıldığını deklare etmiştir. Biz Almanya’da veya Avrupa’da ırkçı faşizm ve yabancı düşmanlığının giderek arttığını siyasetle uğraşan kesimlerin keskinleştiğini ve bunun da Almanya’daki toplumu iyice radikalleştirdiğini ve Avrupa’daki genel olarak bunları daha fazla radikal hale getirdiğini ve yabancı düşmanı haline getirdiğini biliyoruz. Avrupa’da siyasetçiler sorumsuz, Avrupa’da iç kamuoyuna oynuyorlar ve yabancı düşmanlığı bir gelenek haline dönüşmüş bulunuyor. Her ne surette olursa olsun kendini demokrasinin beşiği olarak tarif eden ülkelerin ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına yol açacak bu tür eylem ve söylemlere göz yumması kabul edilebilir bir durum değildir. Onun için şunu söyleyelim dışarıdaki Türkler sahipsiz değildir. Hiç kimse sahipsiz değildir bu konuda iktidar, muhalefet olamaz. Yurt dışında her ne surette olursa olsun bu ülkeye inanan ve bu ülkeyi vatan gören ama dışarıda olan her kim varsa biz onun sahibiyiz ve ona sahip çıkarız. Mesut Özil’e de sahip çıkarız. Ve umuyoruz Almanya’da ve diğer ülkelerdeki ırkçı ve yabancı düşmanlığı son bulur yoksa bu Avrupa’daki Demokrasinin de köküne incir ağacı ekilecektir" ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA
Yasaya göre İsrail’in Yahudi halkının ülkesi olarak tanımlanırken Filistinlilere ise kendi geleceğini belirleme hakkının verilmediğini söyleyen Yılmaz, "Bunlarla ilgili fikirlerimizi paylaşmak istiyoruz. Yasanın içeriğine baktığımız zaman, İsrail Yahudi halkının ülkesi olarak tanımlanıyor. Yani Filistinlilere herhangi bir yer vermiyor. İki self deterinasyon hakkı, yani kendi geleceğini belirleme hakkı sadece Yahudi milletine aittir deniyor. Filistinlilerin böyle bir hakkının olmadığı vurgulanıyor ve yasaya göre Kudüs birleşik bir Kudüs olarak tanımlanıyor, ayrıca İsrail devletinin başkenti olarak görüyor. Bu da ne anlama geliyor? Doğu Kudüs Filistinlilerin bir müzakereyle başkent olacağı yönündeki iki devletli çözümü kökten sarsıyor. Maalesef sadece Yahudi sembolleri bu yasada yer alıyor. Dolayısıyla Filistinlilerin kendilerine ait ulusal sembollerine yer vermiyor ve bu şu anlama geliyor? İsrail Filistinlileri bir millet olarak görmüyor, millet olarak tanımıyor, gelecekleriyle ilgili kendi kaderlerini belirleme hakkına saygı duymuyor. Mevcut yasalara göre İbranice ve Arapça devlet diliydi. Şimdi İbranice devlet dili olarak kalıyor, fakat Arapça da özel statüde ikinci plana itiliyor" diye konuştu.
"Bu durum devam ettikçe bölgemizdeki kargaşalık da devam edecek"
Bu duruma gelinmesinin baş sebebin ise Arap ülkeleri arasındaki bölünme ve Amerika Birleşik Devletindeki yönetimin tamamen İsrail’in kuklası haline dönüşmesinden kaynaklandığını söyleyen Öztürk Yılmaz, "Bölgede İran’ın tehdit olarak algılanması bazı ülkeleri ABD’nin de marifetiyle İsrail’in yanına çekmiş bulunuyor. İsrail Arap ülkelerinin bazısını yanına aldı ve bunun neticesinde Filistin kendi davası ve konusunda ortada kaldı. Hükümetin somut uygulanabilir sonuç alıcı hiçbir adımı da mevcut değil bu konu sadece iç kamuoyuna dönük tüketim malzemesi olarak kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistinli kardeşlerimizin selameti için iki devletli çözüm perspektifinin bir an önce başlatılması konusunda elimizden gelen her türlü çabayı devreye sokmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Çünkü bu sorun çözülmedikçe Orta Doğu’daki hiçbir sorun çözülemiyor, kan, gözyaşı devam ediyor ve bölgemiz taşeronlaşıyor, ufalanıyor. İsrail’in bu dönemde ABD’deki yönetime kendi önceliklerini havale edip yaptırması konusunda ciddi mesafe kaydetmiştir. Çünkü eskiden de ABD yönetimi İsrail’le yakın olurdu ve olaylara İsrail’in penceresinden bakardı. Fakat şimdi ABD’deki Trump yönetimi adeta Netanyahu’nun bir kuklasına dönüşmüştür. Bu durum devam ettikçe bölgemizdeki kargaşalık da devam edecek" şeklinde konuştu.
"Mesut Özil’e yönelik ırkçı saldırıları kınıyoruz"
Irkçı saldırılardan dolayı Alman milli takımını bıraktığını açıklayan Mesut Özil hakkında da konuşan Öztürk Yılmaz, "Alman forması giyen bir futbolcu ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına maruz kaldığını ve artık katlanamadığını belirterek ayrıldığını deklare etmiştir. Biz Almanya’da veya Avrupa’da ırkçı faşizm ve yabancı düşmanlığının giderek arttığını siyasetle uğraşan kesimlerin keskinleştiğini ve bunun da Almanya’daki toplumu iyice radikalleştirdiğini ve Avrupa’daki genel olarak bunları daha fazla radikal hale getirdiğini ve yabancı düşmanı haline getirdiğini biliyoruz. Avrupa’da siyasetçiler sorumsuz, Avrupa’da iç kamuoyuna oynuyorlar ve yabancı düşmanlığı bir gelenek haline dönüşmüş bulunuyor. Her ne surette olursa olsun kendini demokrasinin beşiği olarak tarif eden ülkelerin ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına yol açacak bu tür eylem ve söylemlere göz yumması kabul edilebilir bir durum değildir. Onun için şunu söyleyelim dışarıdaki Türkler sahipsiz değildir. Hiç kimse sahipsiz değildir bu konuda iktidar, muhalefet olamaz. Yurt dışında her ne surette olursa olsun bu ülkeye inanan ve bu ülkeyi vatan gören ama dışarıda olan her kim varsa biz onun sahibiyiz ve ona sahip çıkarız. Mesut Özil’e de sahip çıkarız. Ve umuyoruz Almanya’da ve diğer ülkelerdeki ırkçı ve yabancı düşmanlığı son bulur yoksa bu Avrupa’daki Demokrasinin de köküne incir ağacı ekilecektir" ifadelerine yer verdi.