Almanya'da Sığınmacı Tartışması
Hazırladığı 'göç planını' tanıtan Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer: 'Göç konusunda ulusal ve uluslararası kurallara ihtiyacımız var'.
Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, göç konusunda ulusal ve uluslararası kurallara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı da olan Seehofer, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, ülkeye gelen sığınmacıların durumu ve iltica süreci konusunda tedbirlerin yer aldığı 63 maddelik "göç planını" tanıttı.
Planın "düzeni sağlamak ile insancıl davranma" arasında dengeyi koruduğunu savunan Seehofer, Almanya’da kalma hakkı olan insanların ülkeye uyum sağlamalarını istediklerini ancak bunun sadece göçün sınırlandırılmasıyla başarılabileceğini kaydetti.
Göç konusuyla gelecek yıllarda da meşgul olunacağına işaret eden Seehofer, "Göç konusunda ulusal ve uluslararası kurallara ihtiyacımız var." dedi.
Seehofer, hiçbir ülkenin sınırsız göçmen alamayacağını bildirdi. Önceliği insanların geldiği ülkelere verdiklerini söyleyen Seehofer, Avrupa’ya ve Almanya’ya doğru yola çıkmamaları için insanların geldiği ülkelerdeki kaçış sebepleriyle mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Planın bu bölümünü Almanya Ekonomi İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller ile hazırladığına işaret eden Seehofer, "Transit ülkeler için de aynısı geçerli. Oradaki koşulları istikrarlı hale getirmek ve sığınmacıların bakımı konusunda bu ülkelere destek vermek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) ve ulusal düzeyde alınacak tedbirler arasında bir çelişki görmediklerini vurgulayan Seehofer, "Biz de Avrupa’daki çözümleri tercih ediyoruz." diye konuştu.
Seehofer, ancak Avrupa düzeyinde bulunan çözümlerin yanında ulusal tedbirlere de ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
AB’nin dış sınırlarının korunmasının sadece AB sınır Güvenliği Ajansı (Frontex) ile yapılabileceğini ifade eden Seehofer, Schengen bölgesinin ortak bir iltica sistemiyle işleyebileceğini vurguladı.
Almanya’da hükümetteki partilerin imzaladığı koalisyon protokolünde sığınmacıların ülkeye geldikten sonra iltica prosedürünü kurulacak merkezlerde geçirmelerinin öngörüldüğünü anımsatan Seehofer, daha önce başka bir AB ülkesinde kayıt altına alınan sığınmacıların bu merkezlerden bu ülkelere geri gönderilmesini istediklerini söyledi.
Seehofer, ekonomik sebeplerden dolayı insanların Almanya’da iltica talebinde bulunmamaları için para yardımı yerine ayni yardımların yapılmasından yana olduğunu belirtti.
Planda yer alan her tedbirin bir bütünün parçası olarak görülmesi gerektiğini, sadece tek bir uygulamanın göç politikasını çözmeyeceğini vurgulayan Seehofer, "Bu planı adım adım uygulamanın zamanı geldi." ifadesini kullandı.
Seehofer, "göç planının" aynı zamanda Almanya’da iltica alanında yapılacak değişimin bir parçası olduğunu ve buna acil ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, gelecek aylarda planla ilgili koalisyon ortaklarıyla görüşüleceğini dile getirdi.
Gazetecilerin, tanıtılan planda koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından eleştirilen "Transit merkezleri” ifadesinin yer aldığına dikkati çekmesi üzerine de Seehofer, "Bu koalisyonun planı değil İçişleri Bakanlığının planı." dedi.
Planın 4 Temmuz’da tamamlandığını ve daha sonra koalisyonda varılan anlaşmalarının bu planda yer almadığını anlatan Seehofer, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de planın 62,5 maddesine onay verdiğini bildiğini söyledi.
Seehofer ile Merkel arasında görüş ayrılığına sebep olan ve daha önce kamuoyuyla paylaşılmayan plan, Genel Başkanlığını Merkel’in yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile CSU arasında koalisyon krizine yol açmıştı.
Koalisyon ortakları yoğun görüşmeler sonucunda 5 Temmuz’da uzlaşmaya varmıştı.
Buna göre ülkeye gelen sığınmacıların sınıra yakın bölgedeki merkezlerde hızlı şekilde iltica sürecinden geçeceği, daha önce başka bir AB ülkesinde iltica başvurusu yaptıkları tespit edildiğinde, ilgili ülkelerle yapılacak anlaşmalar sonucunda oralara geri gönderileceği belirtilmişti. Bundan dolayı Seehofer ve Merkel, İspanya, İtalya ve Yunanistan'ın temsilcileriyle görüşmeleri sürdürüyor.
Kaynak: AA
Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı da olan Seehofer, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, ülkeye gelen sığınmacıların durumu ve iltica süreci konusunda tedbirlerin yer aldığı 63 maddelik "göç planını" tanıttı.
Planın "düzeni sağlamak ile insancıl davranma" arasında dengeyi koruduğunu savunan Seehofer, Almanya’da kalma hakkı olan insanların ülkeye uyum sağlamalarını istediklerini ancak bunun sadece göçün sınırlandırılmasıyla başarılabileceğini kaydetti.
Göç konusuyla gelecek yıllarda da meşgul olunacağına işaret eden Seehofer, "Göç konusunda ulusal ve uluslararası kurallara ihtiyacımız var." dedi.
Seehofer, hiçbir ülkenin sınırsız göçmen alamayacağını bildirdi. Önceliği insanların geldiği ülkelere verdiklerini söyleyen Seehofer, Avrupa’ya ve Almanya’ya doğru yola çıkmamaları için insanların geldiği ülkelerdeki kaçış sebepleriyle mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Planın bu bölümünü Almanya Ekonomi İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller ile hazırladığına işaret eden Seehofer, "Transit ülkeler için de aynısı geçerli. Oradaki koşulları istikrarlı hale getirmek ve sığınmacıların bakımı konusunda bu ülkelere destek vermek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) ve ulusal düzeyde alınacak tedbirler arasında bir çelişki görmediklerini vurgulayan Seehofer, "Biz de Avrupa’daki çözümleri tercih ediyoruz." diye konuştu.
Seehofer, ancak Avrupa düzeyinde bulunan çözümlerin yanında ulusal tedbirlere de ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
AB’nin dış sınırlarının korunmasının sadece AB sınır Güvenliği Ajansı (Frontex) ile yapılabileceğini ifade eden Seehofer, Schengen bölgesinin ortak bir iltica sistemiyle işleyebileceğini vurguladı.
Almanya’da hükümetteki partilerin imzaladığı koalisyon protokolünde sığınmacıların ülkeye geldikten sonra iltica prosedürünü kurulacak merkezlerde geçirmelerinin öngörüldüğünü anımsatan Seehofer, daha önce başka bir AB ülkesinde kayıt altına alınan sığınmacıların bu merkezlerden bu ülkelere geri gönderilmesini istediklerini söyledi.
Seehofer, ekonomik sebeplerden dolayı insanların Almanya’da iltica talebinde bulunmamaları için para yardımı yerine ayni yardımların yapılmasından yana olduğunu belirtti.
Planda yer alan her tedbirin bir bütünün parçası olarak görülmesi gerektiğini, sadece tek bir uygulamanın göç politikasını çözmeyeceğini vurgulayan Seehofer, "Bu planı adım adım uygulamanın zamanı geldi." ifadesini kullandı.
Seehofer, "göç planının" aynı zamanda Almanya’da iltica alanında yapılacak değişimin bir parçası olduğunu ve buna acil ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, gelecek aylarda planla ilgili koalisyon ortaklarıyla görüşüleceğini dile getirdi.
Gazetecilerin, tanıtılan planda koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından eleştirilen "Transit merkezleri” ifadesinin yer aldığına dikkati çekmesi üzerine de Seehofer, "Bu koalisyonun planı değil İçişleri Bakanlığının planı." dedi.
Planın 4 Temmuz’da tamamlandığını ve daha sonra koalisyonda varılan anlaşmalarının bu planda yer almadığını anlatan Seehofer, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de planın 62,5 maddesine onay verdiğini bildiğini söyledi.
Seehofer ile Merkel arasında görüş ayrılığına sebep olan ve daha önce kamuoyuyla paylaşılmayan plan, Genel Başkanlığını Merkel’in yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile CSU arasında koalisyon krizine yol açmıştı.
Koalisyon ortakları yoğun görüşmeler sonucunda 5 Temmuz’da uzlaşmaya varmıştı.
Buna göre ülkeye gelen sığınmacıların sınıra yakın bölgedeki merkezlerde hızlı şekilde iltica sürecinden geçeceği, daha önce başka bir AB ülkesinde iltica başvurusu yaptıkları tespit edildiğinde, ilgili ülkelerle yapılacak anlaşmalar sonucunda oralara geri gönderileceği belirtilmişti. Bundan dolayı Seehofer ve Merkel, İspanya, İtalya ve Yunanistan'ın temsilcileriyle görüşmeleri sürdürüyor.