KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'dan Rum Tarafına Çağrı
Akıncı: 'Rum tarafı, Guterres Çerçevesi’ni sulandırmadan, çarpıtmadan kabul etmeye hazırsa bir an önce açıklasın. Niyet varsa ortada bu belge var' 'Taraflar arasında bir uzlaşı varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilebilir. Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacaktır. Bunun dışında da konular var. Onlar için de makul bir süre uğraşılabilir. Asıl olan, niyet ve iradeyi belirleyecek olan, bu konularda aynı düşünüp düşünmediğimizdir' 'Guterres Çerçevesi’ndeki ilkeler sadece güvenlik, garantiler ve askerle ilgili değil, siyasi eşitlik, toprak ve mülkiyet konusuna ilişkin de düzenlemeler var'
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Güney Kıbrıs Rum kesimine, İsviçre'nin Crans Montana kentinde geçen temmuz ayında yapılan Kıbrıs Konferansı'nda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in taraflara sunduğu çerçeveyi, "sulandırmadan, çarpıtmadan kabul etmeye hazırsa bir an önce açıklaması" çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) ve Bayrak Radyo Televizyonuna (BRT) yaptığı açıklamada, Kıbrıs Konferansı'nda BM Genel Sekreterinin taraflara sunduğu çerçevenin unsurlarına açıklık getirdi.
Akıncı, BM Genel Sekreterinin taraflara sunduğu çerçevenin "siyasi eşitlik kavramı, harita, mülkiyet, Türk-Yunan vatandaşlarına eş değer muamele yapılması, güvenlik ve garantiler" gibi 6 temel unsurdan oluştuğunu ifade etti.
Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritanın da esas alındığı çerçevede ne Annan Planı ne de Rum tarafının haritasından söz edildiğini dile getiren Akıncı, Güney Kıbrıs’ta bırakılacak topraklarda eski toprak sahibinin, Kuzey Kıbrıs’ta kalacak topraklarda ise içinde yaşayanların hakları korunacak bir düzenlemenin öngörüldüğünü kaydetti.
Akıncı, Ada'da Türk ve Yunan vatandaşlarına eş değer muamele konusuna da değinerek, çerçevede, olası çözüm sonrasında daimi ikamet talebiyle geleceklerle ilgili “adilane ve eşitlikçi” bir muamele öngörüldüğünü anlattı.
- "Çerçevede rakamsal bir ifade yer almadı"
Konunun çok saptırıldığını, zaman zaman “Türkiye 80 milyonu buraya göndererek, AB’ye geçiş kapısı yapmaya çalışıyor” şeklinde söylemler ortaya atıldığını aktaran Akıncı, bunun aslı astarı olmadığını ve Türkiye’nin AB ile mal ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin Gümrük Birliği Anlaşması bulunduğunu hatırlattı.
Akıncı, kişilerin dolaşımıyla ilgili de düzenlemeler bulunduğunu ve tek sıkıntının daimi ikamet isteyenlerle ilgili olduğunu dile getirerek, “Olası bir anlaşma sonrasında gelecek olanlara, 'Ada'daki Türk-Yunan dengesini gözetecek şekilde adilane ve eşitlikçi bir muamele olmalıdır' diyor Guterres Çerçevesi. Yani Rum tarafının sıklıkla ifade ettiği gibi, 4’te 1 oranı öngörülmüyor. Bu kendi yorumlarıdır. Sulandırdıkları konu da budur. Çerçevede rakamsal bir ifade yer almadı." diye konuştu.
- "Güvenlik ve Garantiler" meselesi
Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakerelerdeki “Güvenlik ve Garantiler" başlığı ile ilgili olarak tek yanlı müdahale uygulamasının sürdürülebilir olmadığına işaret edilen çerçevede, olası bir anlaşma sonrasında bir geçiş süreci sonunda tarafların anlaşacağı bir mekanizmanın oluşturulmasının belirlendiğini ifade etti.
Garantörlerin dışişleri bakanları düzeyinde temsil edildiği Kıbrıs Konferansı’nda sunulan çerçevede, asker çekilmesi söz konusu olacaksa, bunun nasıl ve ne şekilde yapılacağının, “daha üst seviyede, başbakan düzeyinde ele alınabilir” şeklinde yer aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi’ndeki ilkelerin sadece güvenlik, garantiler ve askerle ilgili olmadığını, siyasi eşitlik, toprak ve mülkiyet konusuna ilişkin de düzenlemeler öngördüğünü belirtti.
Akıncı, BM Genel Sekreterinin bu stratejik konularda uzlaşı olması halinde bir çıkış yolu olabileceğini düşündüğünden bu çerçeveyi ortaya koyduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu ilkeler kabul ediliyor mu edilmiyor mu? Eğer kabul ediliyorlarsa, ben kabul etmeye hazırım, bunu açıklasınlar. Yorumsuz ve sulandırmadan var iseler, bize yeni bir müzakere yolu açılabilir ama önce bu stratejik bir paket olarak duyurulur kabul edildiği gibi. BM Genel Sekreteri bugünlerde birini görevlendirecek. Taraflarla bunu konuşur, görüşür. Bir uzlaşma varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilip girilmeyeceği ortaya çıkar.”
- Takvimi belli bir müzakere sürecinin başlayabilir
"Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacak." diyen Akıncı, irade olduğu takdirde çok büyük bir zaman dilimine ihtiyaç bulunmadığını kaydetti.
Guterres Çerçevesi’nin "stratejik paket" yapılması önerisini yineleyen Akıncı, çerçevede yer alan ilkelerin kabul edilmesi halinde, takvimi belli bir müzakere sürecinin başlayabileceğini belirtti.
Akıncı, taraflar arasında bir uzlaşı varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilebileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa, elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacaktır. Bunun dışında da konular var. Onlar için de makul bir süre uğraşılabilir. Asıl olan, niyet ve iradeyi belirleyecek olan, bu konularda aynı düşünüp düşünmediğimizdir. Yoksa bugüne kadar olduğu gibi, çarpıtmalar ve sulandırmalar devam edecek. Devam edecekse zaten böyle bir stratejik anlaşma da mümkün olmaz. Ancak kabul edilecekse, o zaman bir umut ışığı doğar ve makul bir süre üzerinde uzlaşılıp, bir çıkış yolu yeniden gündeme gelebilir.”
"Rum tarafı, Guterres Çerçevesi’ni sulandırmadan, çarpıtmadan kabul etmeye hazırsa bir an önce açıklasın” çağrısını yineleyen Akıncı, “Bunları müzakere edelim derlerse benim çağrım bunun müzakeresine yönelik değil. Niyet varsa ortada, bu belge var.” değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs müzakereleri, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın göreve gelmesinin ardından BM Genel Sekreterinin eski Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin arabuluculuğunda Mayıs 2015'te yeniden başlamış, geçen yıl temmuz ayında İsviçre'nin Crans Montana kentinde yürütülen Kıbrıs Konferansı'ndan sonuç çıkmamıştı.
Müzakereler, "Ekonomi", "Avrupa Birliği", "Mülkiyet", "Yönetim-Güç Paylaşımı", "Toprak" ile "Güvenlik ve Garantiler " olmak üzere 6 temel başlıktan oluşuyordu.
Kaynak: AA
Cumhurbaşkanı Akıncı, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) ve Bayrak Radyo Televizyonuna (BRT) yaptığı açıklamada, Kıbrıs Konferansı'nda BM Genel Sekreterinin taraflara sunduğu çerçevenin unsurlarına açıklık getirdi.
Akıncı, BM Genel Sekreterinin taraflara sunduğu çerçevenin "siyasi eşitlik kavramı, harita, mülkiyet, Türk-Yunan vatandaşlarına eş değer muamele yapılması, güvenlik ve garantiler" gibi 6 temel unsurdan oluştuğunu ifade etti.
Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritanın da esas alındığı çerçevede ne Annan Planı ne de Rum tarafının haritasından söz edildiğini dile getiren Akıncı, Güney Kıbrıs’ta bırakılacak topraklarda eski toprak sahibinin, Kuzey Kıbrıs’ta kalacak topraklarda ise içinde yaşayanların hakları korunacak bir düzenlemenin öngörüldüğünü kaydetti.
Akıncı, Ada'da Türk ve Yunan vatandaşlarına eş değer muamele konusuna da değinerek, çerçevede, olası çözüm sonrasında daimi ikamet talebiyle geleceklerle ilgili “adilane ve eşitlikçi” bir muamele öngörüldüğünü anlattı.
- "Çerçevede rakamsal bir ifade yer almadı"
Konunun çok saptırıldığını, zaman zaman “Türkiye 80 milyonu buraya göndererek, AB’ye geçiş kapısı yapmaya çalışıyor” şeklinde söylemler ortaya atıldığını aktaran Akıncı, bunun aslı astarı olmadığını ve Türkiye’nin AB ile mal ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin Gümrük Birliği Anlaşması bulunduğunu hatırlattı.
Akıncı, kişilerin dolaşımıyla ilgili de düzenlemeler bulunduğunu ve tek sıkıntının daimi ikamet isteyenlerle ilgili olduğunu dile getirerek, “Olası bir anlaşma sonrasında gelecek olanlara, 'Ada'daki Türk-Yunan dengesini gözetecek şekilde adilane ve eşitlikçi bir muamele olmalıdır' diyor Guterres Çerçevesi. Yani Rum tarafının sıklıkla ifade ettiği gibi, 4’te 1 oranı öngörülmüyor. Bu kendi yorumlarıdır. Sulandırdıkları konu da budur. Çerçevede rakamsal bir ifade yer almadı." diye konuştu.
- "Güvenlik ve Garantiler" meselesi
Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakerelerdeki “Güvenlik ve Garantiler" başlığı ile ilgili olarak tek yanlı müdahale uygulamasının sürdürülebilir olmadığına işaret edilen çerçevede, olası bir anlaşma sonrasında bir geçiş süreci sonunda tarafların anlaşacağı bir mekanizmanın oluşturulmasının belirlendiğini ifade etti.
Garantörlerin dışişleri bakanları düzeyinde temsil edildiği Kıbrıs Konferansı’nda sunulan çerçevede, asker çekilmesi söz konusu olacaksa, bunun nasıl ve ne şekilde yapılacağının, “daha üst seviyede, başbakan düzeyinde ele alınabilir” şeklinde yer aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Guterres Çerçevesi’ndeki ilkelerin sadece güvenlik, garantiler ve askerle ilgili olmadığını, siyasi eşitlik, toprak ve mülkiyet konusuna ilişkin de düzenlemeler öngördüğünü belirtti.
Akıncı, BM Genel Sekreterinin bu stratejik konularda uzlaşı olması halinde bir çıkış yolu olabileceğini düşündüğünden bu çerçeveyi ortaya koyduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu ilkeler kabul ediliyor mu edilmiyor mu? Eğer kabul ediliyorlarsa, ben kabul etmeye hazırım, bunu açıklasınlar. Yorumsuz ve sulandırmadan var iseler, bize yeni bir müzakere yolu açılabilir ama önce bu stratejik bir paket olarak duyurulur kabul edildiği gibi. BM Genel Sekreteri bugünlerde birini görevlendirecek. Taraflarla bunu konuşur, görüşür. Bir uzlaşma varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilip girilmeyeceği ortaya çıkar.”
- Takvimi belli bir müzakere sürecinin başlayabilir
"Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacak." diyen Akıncı, irade olduğu takdirde çok büyük bir zaman dilimine ihtiyaç bulunmadığını kaydetti.
Guterres Çerçevesi’nin "stratejik paket" yapılması önerisini yineleyen Akıncı, çerçevede yer alan ilkelerin kabul edilmesi halinde, takvimi belli bir müzakere sürecinin başlayabileceğini belirtti.
Akıncı, taraflar arasında bir uzlaşı varsa, o zaman ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir çalışmaya girilebileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Stratejik paket anlayışı ve ilkeler üzerinde uzlaşı varsa, elbette bunun altını dolduracak bir çabaya ihtiyaç olacaktır. Bunun dışında da konular var. Onlar için de makul bir süre uğraşılabilir. Asıl olan, niyet ve iradeyi belirleyecek olan, bu konularda aynı düşünüp düşünmediğimizdir. Yoksa bugüne kadar olduğu gibi, çarpıtmalar ve sulandırmalar devam edecek. Devam edecekse zaten böyle bir stratejik anlaşma da mümkün olmaz. Ancak kabul edilecekse, o zaman bir umut ışığı doğar ve makul bir süre üzerinde uzlaşılıp, bir çıkış yolu yeniden gündeme gelebilir.”
"Rum tarafı, Guterres Çerçevesi’ni sulandırmadan, çarpıtmadan kabul etmeye hazırsa bir an önce açıklasın” çağrısını yineleyen Akıncı, “Bunları müzakere edelim derlerse benim çağrım bunun müzakeresine yönelik değil. Niyet varsa ortada, bu belge var.” değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs müzakereleri, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın göreve gelmesinin ardından BM Genel Sekreterinin eski Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin arabuluculuğunda Mayıs 2015'te yeniden başlamış, geçen yıl temmuz ayında İsviçre'nin Crans Montana kentinde yürütülen Kıbrıs Konferansı'ndan sonuç çıkmamıştı.
Müzakereler, "Ekonomi", "Avrupa Birliği", "Mülkiyet", "Yönetim-Güç Paylaşımı", "Toprak" ile "Güvenlik ve Garantiler " olmak üzere 6 temel başlıktan oluşuyordu.