Malatya'daki Darbe Girişimi Davası
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti'nin de bulunduğu 24'ü tutuklu 76 kişinin yargılandığı davada, sanıkların esas hakkındaki savunmaları sürüyor Sanık Keskin: 'Bir düzey generalin kendilerini kurtarmak için şahsımı darbecilerin yanına çektiğini üzülerek izliyorum. Avni Angun, FETÖ'cüler tarafından güvenilen bir isim olmazsa sıkıyönetim komutanı ilan edilmezdi. Darbeye iştirak edenlerin listesi ordu komutanına yazdırmıştır, sulandırma taktiğidir' 'Ordu komutanı Adem Huduti'yi aradım WhatsApp'tan açıklama yapmasını, bunun bir darbe girişimi olduğunu söylemesini istedim ancak Huduti ne kadar bizi anladı onu bilmiyorum. Açıklamayı 03.00'te yaptı, geç anladı'
Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de aralarında yer aldığı 24'ü tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam edildi.
1. Ağır Ceza Mahkemesince, Yakınca Spor Salonu'nda görülen davanın onuncu duruşmasının üçüncü oturumunda tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığında Harekat Plan Subayı yüzbaşı Kemal Keskin, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Keskin, tutuklu bulunduğu Trabzon Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla yaptığı savunmada, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek,15 Temmuz'da mesaisi sonrası eve gittiğini daha sonra sanık albay Bahadır Erdemli tarafından arandığını ve karargaha çağrıldığını söyledi.
Karargahta bölücü terör örgütü tarafından yapılacak eyleme karşı tatbikat emrinin tarafına bildirildiğini daha sonra ikinci amiri sanık tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin emriyle nizamiyede görevlendirildiğini anlatan Keskin, kendisine darbe girişimine ilişkin herhangi bir emir tebliğ edilmediğini, sıkı yönetim emri gösterilmediğini savundu.
Nizamiyede herhangi bir terör saldırısına karşı askerlere yerinde eğitim verdiğini aktaran Keskin, kendisine öldürülen darbeci binbaşı Fatih Kılıç tarafından nizamiyeden kesinlikle giriş ve çıkışların olmayacağı yönünde emir verildiğini kaydetti.
- "Eylemlerim tamamen hukukidir"
Keskin, daha önce bir darbe girişimi yaşamadığını, anlık karar alma sürecinin o günün koşullarında çok zor olduğunu belirterek "Kışlayı korumam hayatın olağan akışına uygundur. Nizamiyedeki eylemlerim tamamen hukukidir. Ben olağanüstü koşullarda cansiperane görev yaptım. Darbeye yönelik hiçbir eylemim yoktur. Nizamiyede bulunduğum süreçte nizamiye kapısı dışına çıkmadım. Sivil ve kolluk kuvvetlerine silah doğrultmadım ve emir vermedim." şeklinde savunma yaptı.
Eski Malatya Valisi Mustafa Toprak ile nizamiyede yaşadıklarını anlatan Keskin, şunları söyledi:
"Vali beye olumsuz bir durum olmadığını ilettim. Darbenin hedefinde olan bir valiyi yakınımda derdest etme imkanım olsa da bu yönde girişimim olmaması darbeyi desteklemediğimi gösteriyor. Valinin yanındaki polislerce bana doğru nişan alınmıştır. Vali nizamiyeyi terk ederken bir kısım polisten korumak amacıyla askerlere mevzi alın emri verdim. Silahlar bize doğrultulmuş. Silahımız kesinlikle hiç kimseye doğrultulmamıştır. Vali, ordu komutanı ve kurmay başkanını tutuklamaya geldiğini yazılı bir emirle gösterse tutumum farklı olurdu, kapıyı açma ihtimalimiz yüksekti. Nizamiyeyi terk etmemiş, darbeye ilişkin eylem ve söylemi olmayan şahısla ilgili kurgu yapıldı. Kurgunun içerisinde öldürülmem gerekiyordu. Bunu da nitekim başaramadılar."
Keskin, "Ordu komutanı Adem Huduti'yi aradım WhatsApp'tan açıklama yapmasını, bunun bir darbe girişimi olduğunu söylemesini istedim ancak Huduti ne kadar bizi anladı onu bilmiyorum. Açıklamayı 03.00'te yaptı, geç anladı. Bir yüzbaşı, orgeneral ve tümgenerali arıyor, böyle bir durum hayatın olağan akışına uygun değil. Olayları yatıştırmaya yönelik gayretime rağmen şahsıma ve Mehmetçik'e ateş yağmıştır." şeklinde savunma yaptı.
Zırhlı araçların içeriye zorla girmesi çalışması üzerine sadece araçların tekerine ve havaya ateş ettiğini anlatan Keskin, yaptığı atışların tamamının hukuki ve kanuna uygun olduğunu iddia etti.
Valinin yanındaki polislerin silahlarını askerlere doğrulttuğunu ancak kendilerinin dışarı çıkıp darbe girişimine destek vermediklerini belirten Keskin, kışlaya yapılan müdahalenin tamamen hukuksuz olduğunu ileri sürdü.
Olayların ortasında kaldığını, tüm suçlamalarda kendisinin yer aldığını savunan Keskin, "Bir düzey generalin kendilerini kurtarmak için şahsımı darbecilerin yanına çektiğini üzülerek izliyorum. Avni Angun FETÖ'cüler tarafından güvenilen bir isim olmazsa sıkıyönetim komutanı ilan edilmezdi. Darbeye iştirak edenlerin listesi ordu komutanına yazdırmıştır, sulandırma taktiğidir." dedi.
Keskin, dönemin kurmay başkanı Avni Angun'u telefonla arayıp 2 nolu nizamiye hakkında bilgi verdiğini aktararak savunmasını şöyle tamamladı:
"Angun'u telefonla arayarak nizamiyedeki durumu anlatıp, 'basına gerekli açıklamaları yapın WhatsApp'tan mesaj yayınlanmasını sağlayın, siz tümgeneralsiniz ordu komutanını ikna edin' dedim. Bu konuşmamın benzerini eski ordu komutanına da yaptım ancak isteğim karşılanmamıştır. Avni Angun hakkında adam öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunuyorum. Hakkımı helal etmiyorum."
Kaynak: AA
1. Ağır Ceza Mahkemesince, Yakınca Spor Salonu'nda görülen davanın onuncu duruşmasının üçüncü oturumunda tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığında Harekat Plan Subayı yüzbaşı Kemal Keskin, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Keskin, tutuklu bulunduğu Trabzon Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla yaptığı savunmada, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek,15 Temmuz'da mesaisi sonrası eve gittiğini daha sonra sanık albay Bahadır Erdemli tarafından arandığını ve karargaha çağrıldığını söyledi.
Karargahta bölücü terör örgütü tarafından yapılacak eyleme karşı tatbikat emrinin tarafına bildirildiğini daha sonra ikinci amiri sanık tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin emriyle nizamiyede görevlendirildiğini anlatan Keskin, kendisine darbe girişimine ilişkin herhangi bir emir tebliğ edilmediğini, sıkı yönetim emri gösterilmediğini savundu.
Nizamiyede herhangi bir terör saldırısına karşı askerlere yerinde eğitim verdiğini aktaran Keskin, kendisine öldürülen darbeci binbaşı Fatih Kılıç tarafından nizamiyeden kesinlikle giriş ve çıkışların olmayacağı yönünde emir verildiğini kaydetti.
- "Eylemlerim tamamen hukukidir"
Keskin, daha önce bir darbe girişimi yaşamadığını, anlık karar alma sürecinin o günün koşullarında çok zor olduğunu belirterek "Kışlayı korumam hayatın olağan akışına uygundur. Nizamiyedeki eylemlerim tamamen hukukidir. Ben olağanüstü koşullarda cansiperane görev yaptım. Darbeye yönelik hiçbir eylemim yoktur. Nizamiyede bulunduğum süreçte nizamiye kapısı dışına çıkmadım. Sivil ve kolluk kuvvetlerine silah doğrultmadım ve emir vermedim." şeklinde savunma yaptı.
Eski Malatya Valisi Mustafa Toprak ile nizamiyede yaşadıklarını anlatan Keskin, şunları söyledi:
"Vali beye olumsuz bir durum olmadığını ilettim. Darbenin hedefinde olan bir valiyi yakınımda derdest etme imkanım olsa da bu yönde girişimim olmaması darbeyi desteklemediğimi gösteriyor. Valinin yanındaki polislerce bana doğru nişan alınmıştır. Vali nizamiyeyi terk ederken bir kısım polisten korumak amacıyla askerlere mevzi alın emri verdim. Silahlar bize doğrultulmuş. Silahımız kesinlikle hiç kimseye doğrultulmamıştır. Vali, ordu komutanı ve kurmay başkanını tutuklamaya geldiğini yazılı bir emirle gösterse tutumum farklı olurdu, kapıyı açma ihtimalimiz yüksekti. Nizamiyeyi terk etmemiş, darbeye ilişkin eylem ve söylemi olmayan şahısla ilgili kurgu yapıldı. Kurgunun içerisinde öldürülmem gerekiyordu. Bunu da nitekim başaramadılar."
Keskin, "Ordu komutanı Adem Huduti'yi aradım WhatsApp'tan açıklama yapmasını, bunun bir darbe girişimi olduğunu söylemesini istedim ancak Huduti ne kadar bizi anladı onu bilmiyorum. Açıklamayı 03.00'te yaptı, geç anladı. Bir yüzbaşı, orgeneral ve tümgenerali arıyor, böyle bir durum hayatın olağan akışına uygun değil. Olayları yatıştırmaya yönelik gayretime rağmen şahsıma ve Mehmetçik'e ateş yağmıştır." şeklinde savunma yaptı.
Zırhlı araçların içeriye zorla girmesi çalışması üzerine sadece araçların tekerine ve havaya ateş ettiğini anlatan Keskin, yaptığı atışların tamamının hukuki ve kanuna uygun olduğunu iddia etti.
Valinin yanındaki polislerin silahlarını askerlere doğrulttuğunu ancak kendilerinin dışarı çıkıp darbe girişimine destek vermediklerini belirten Keskin, kışlaya yapılan müdahalenin tamamen hukuksuz olduğunu ileri sürdü.
Olayların ortasında kaldığını, tüm suçlamalarda kendisinin yer aldığını savunan Keskin, "Bir düzey generalin kendilerini kurtarmak için şahsımı darbecilerin yanına çektiğini üzülerek izliyorum. Avni Angun FETÖ'cüler tarafından güvenilen bir isim olmazsa sıkıyönetim komutanı ilan edilmezdi. Darbeye iştirak edenlerin listesi ordu komutanına yazdırmıştır, sulandırma taktiğidir." dedi.
Keskin, dönemin kurmay başkanı Avni Angun'u telefonla arayıp 2 nolu nizamiye hakkında bilgi verdiğini aktararak savunmasını şöyle tamamladı:
"Angun'u telefonla arayarak nizamiyedeki durumu anlatıp, 'basına gerekli açıklamaları yapın WhatsApp'tan mesaj yayınlanmasını sağlayın, siz tümgeneralsiniz ordu komutanını ikna edin' dedim. Bu konuşmamın benzerini eski ordu komutanına da yaptım ancak isteğim karşılanmamıştır. Avni Angun hakkında adam öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunuyorum. Hakkımı helal etmiyorum."