Fatih Altaylı: Delirtmeyin beni
Fatih Altaylı Avrupa Birliği'nin ikiyüzlülüğüne isyan etti.
Bir çok Avrupa ülkesinin terör örgütlerine destek verdiğini söyleyen Fatih Altaylı Türkiye haklı olarak itiraz ettiği zaman da ifade özgürlüğü ve insan haklarından bahsettiğini ifade etti.
İş kendilerine geldiği zaman standartların bir anda değiştiğini söyleyen Altaylı 'İşte bu ikiyüzlülük, bu ilkesizlik ve hatta bu şerefsizlik beni delirtiyor' dedi.
İşte Altaylı'nın Avrupa Birliği'ne o tepkisi;
Delirtmeyin beni
HER ne kadar Türkiye'nin AB ile yakın ilişkilerinden yana olsam da, hâlâ Türkiye'nin geleceğinin Avrupa Birliği'nde olduğuna inansam da, Avrupa'ya ve ikiyüzlülüklerine öfkelenmekten de vazgeçmem mümkün değil.
Biliyorsunuz, pek çok Avrupa ülkesi hatta neredeyse tüm Avrupa ülkeleri, Türkiye'deki bölücülere, terör yoluyla bu ülkeyi bölmek isteyenlere açık veya gizli destek veriyorlar.
Bunlara göz yummak bir yana, bunları bağırlarına basıyorlar.
Türkiye haklı itirazlarını dile getirdiği zaman da “ifade özgürlüğü, insan hakları” gibi bir terör örgütü için asla geçerli olmayan bahaneler üretiyorlar.
Ancak iş kendilerine geldi mi, standartları bir anda değişiyor.
İspanya'dan ayrılmak isteyen ve bunu da terörle değil, referandum yoluyla yapmak isteyen Katalanların siyasi lideri Puigdemont'u ise tutukluyorlar, hapse atıyorlar ve yargılıyorlar.
Orada insan hakkı ve ifade özgürlüğü kalmıyor.
Sakın yanlış anlamayın, Puigdemont haklıdır demiyorum.
Tüm ülkelerin kendi toprak bütünlüklerini koruma hakkı, uluslararası hukuktan kaynaklanan yasal bir hak. İspanya'nın da bu hakkı var.
Ama İspanya'nın bu hakkına saygı duyup Türkiye'nin bu hakkını elinden almaya çalışmak ve buna da “ifade özgürlüğü” demek...
İşte bu ikiyüzlülük, bu ilkesizlik ve hatta bu şerefsizlik beni delirtiyor.
İş kendilerine geldiği zaman standartların bir anda değiştiğini söyleyen Altaylı 'İşte bu ikiyüzlülük, bu ilkesizlik ve hatta bu şerefsizlik beni delirtiyor' dedi.
İşte Altaylı'nın Avrupa Birliği'ne o tepkisi;
Delirtmeyin beni
HER ne kadar Türkiye'nin AB ile yakın ilişkilerinden yana olsam da, hâlâ Türkiye'nin geleceğinin Avrupa Birliği'nde olduğuna inansam da, Avrupa'ya ve ikiyüzlülüklerine öfkelenmekten de vazgeçmem mümkün değil.
Biliyorsunuz, pek çok Avrupa ülkesi hatta neredeyse tüm Avrupa ülkeleri, Türkiye'deki bölücülere, terör yoluyla bu ülkeyi bölmek isteyenlere açık veya gizli destek veriyorlar.
Bunlara göz yummak bir yana, bunları bağırlarına basıyorlar.
Türkiye haklı itirazlarını dile getirdiği zaman da “ifade özgürlüğü, insan hakları” gibi bir terör örgütü için asla geçerli olmayan bahaneler üretiyorlar.
Ancak iş kendilerine geldi mi, standartları bir anda değişiyor.
İspanya'dan ayrılmak isteyen ve bunu da terörle değil, referandum yoluyla yapmak isteyen Katalanların siyasi lideri Puigdemont'u ise tutukluyorlar, hapse atıyorlar ve yargılıyorlar.
Orada insan hakkı ve ifade özgürlüğü kalmıyor.
Sakın yanlış anlamayın, Puigdemont haklıdır demiyorum.
Tüm ülkelerin kendi toprak bütünlüklerini koruma hakkı, uluslararası hukuktan kaynaklanan yasal bir hak. İspanya'nın da bu hakkı var.
Ama İspanya'nın bu hakkına saygı duyup Türkiye'nin bu hakkını elinden almaya çalışmak ve buna da “ifade özgürlüğü” demek...
İşte bu ikiyüzlülük, bu ilkesizlik ve hatta bu şerefsizlik beni delirtiyor.