Bilecik'te Su Abonelerine Yansıtılan Katılım Payı Tartışması
Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, 2013 yılında kentin çeşitli yerlerine yapılan su depolarının ücretlerinin abonelere katılım payı olarak yansıtılmasının ardından gelen tepkilere, "Bu yansıtılan ücretleri Selim Yağcı, olarak doğru bir yaklaşım olarak bulmuyorum ama yasanın amir hükmü çerçevesinde de yapacağımız bir şey yok" dedi.
Basın mensuplarıyla bir araya gelen Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, 2013 yılında kentin çeşitli yerlerine yapılan su depolarının ücretlerinin katılım payı olarak abonelere yansıtılmasının son günlerde kamuoyunda büyük tepki toplamasıyla açıklamalarda bulundu. Başkan Yağcı, "Bugün kamuoyumuzun gündeminde olan ve belediyemiz tarafından hemşehrilerimize göndermiş olduğumuz su depolarına ve hatlarına ilişkin katılım payıyla ilgili olarak bir açıklama yapma gereğini hissettik. Çünkü kamuoyu nezdinde gerçekten haksız bazı eleştirilere tabi olduğumuzu gördük. Öncelikle şunu ifade ediyorum. Ben Bilecik Belediye Başkanlığı olarak şehrimize 3 yıldır, 3 dönemdir, 14 yıldır hizmet etme çabası gayreti içerisindeyiz ve her şeyden önce tüm yapmış olduğumuz çalışmalar hemşehrilerimizi daha huzurlu, daha güzel, daha refah bir ortamda yaşatmaya yönelik gayretleri içerisindeyiz. Buralarda hiçbir zaman başladığımız günden itibaren hiçbir zaman bireysel tatmin peşinde olmadık. Hep toplumsal tatminde bulunduk. Hemşehrilerimizin mutluluğu, huzuru ve daha iyi şartlar içerisinde yaşamalarını temin noktasında çabalar harcadık. Yeni bir belediye başkanı olsak ve böyle bir uygulamayı yeni dönem içerisinde yapsak herhalde bu noktada farklı belki de bu söylenenler haklı olabilir ama 14 yılda böyle bir uygulamayı yapmamış bir belediye başkanı bugün yapıyorsa, bunun arkasında bu noktada vazgeçilemeyecek, iptal edilemeyecek bir sebebin olduğunu düşünmek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten bu husus belediye gelirleri yasasındaki belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce aşağıdaki şehirlere su tesisleri yapılması halinde dağıtımı yapıldığı saha dahilindeki gayrimenkulün sahiplerinde su tesisleri harcamalarına katılım kayıt alınır diye 88’inci madde de belediye gelirleri kanununda bir amir hüküm var. Bu amir hüküm hiçbir şekilde, hiçbir şartta belediyelere bunlara ilişkin olarak alınıp, alınmama yetkisini tanımayan bir hüküm" dedi.
"Devletin bunları karşılaması lazım"
Başkan Yağcı, 2013 yılında yapmış olduğumuz yatırımlar, 2016 yılındaki Sayıştay denetimlerinde sorguya alındığını söyleyerek, "2017 yılının 9’uncu ayında Sayıştay karartıyla kesinleştiği için bu noktada buna ilişkin olarak bizde bize yasaların emrettiği hükümler çerçevesinde hemşehrilerimize böyle bir yükümlülüğü yüklemek zorunda kaldık. Selim Yağcı olarak, bireysel olarak böyle bir yükümlülüğü hemşehrilerimizden istemek veya vatandaşa sermek doğru mudur? açıkçası bence de Selim Yağcı olarak, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını söylüyorum. Devletin bunları karşılaması lazım ama 1981 yılından beri geçerli olan ve birçok belediyenin bu zamana kadar almış olduğu bugün de Sayıştay deneticilerinin ve Sayıştay kararıyla işte ona ilişkin olarak kararımızı da mevcut. Sayıştay kararıyla, ekleriyle 28 Eylül 2017 tarihli Sayıştay Başkanlığı’nın kararıyla bize hüküm gönderildiği kararla bunu almak zorunda kaldık. Buna ilişkin olarak hatırlarsınız, ben 2017 yılının 9’uncu ayındaki meclis toplantısında açıklama yaptım. Dedim ki, bakın o zaman bazı gazetelerinde manşetlerine yansıdı. Sayıştay’dan böyle bir karar çıktı, bunu tasvip etmiyoruz. Bunun olmaması noktasında çaba harcayacağız. Ama yasanın amir hükmü çerçevesinde bir değişiklik olmazsa, yeni bir yasal düzenleme olmazsa biz bunu almak zorundayız dedim. Maalesef geçen süreç içerisinde tüm itirazlarımız, çalışmalarımıza rağmen bu noktada bir gelişme olmadı ve hemşehrilerimize bu ay içerisinde bu ödeme emirlerini göndermek durumunda kaldık. Bu konuda üzüntülüyüz ama yasanın amir hükmü çerçevesinde de yapacağımız bir şey yok" diye konuştu.
"28 bin 500 su abonesinden 13 bin 500’ine yazı gönderdik"
Başkan Yağcı, belediye olarak kendi yetki sınırlarımız içerisinde kalan tüm konularda hemşehrilerinin lehine olacak tüm imkanları kullandıklarını söyledi.
Sayıştay’ın alınmasına emrettiği miktar 8 milyon 345 bin 280 TL olduğunu hatırlatan Başkan Yağcı, sözlerine şöyle devam etti;
"Normalde bu kadarın alınması lazım ama biz yasalardaki imkanları, şartları en alt kutudan çekerek bunu yaklaşık 3’te 1 noktalarına indirdik ve bu anlamda 2 milyon 781 bin 759 TL’lik miktara kadar yasaların bize tanıdığı tüm limitleri kullanarak hemşehrilerimize son noktada ödeme emri gönderdik. Bunlar şimdi bazıları su abonesi olan herkese göndertmiş gibi kamuoyunda bir iftira var. Bizim su abonelerimiz zannedersem 28 bin 500 su abonemiz var. Biz bu noktada 13 bin 500 adet gayrimenkul sahibimize su abonesi yazı gönderdik. Çünkü bunun uygulanmasında şöyle bir esas var. Arkadaşlarımız mesela hesaplanmasına yönelik olarak bir metodu var bu noktada katılım paylarına ilişkin olarak. Sahip olunan taşınmazın niteliğine göre arsa mı? mesken mi? işyeri mi? biz birden fazla gayrimenkul sahibi olup, olmaması. Mesela aynı binada oturuyor, birisine 80 lira gelmiş, diğerine 800 lira gelmiş. Ama aynı binada otursalar dahi o oturan kimsenin başka bir yerde başka gayrimenkulleri varsa 800 lira gidenin toplamıdır. Buna rağmen gerçekten bize bu gelmemesi gerekir, böyle bir gayrimenkulümüz yoktur diyenlere Hesap İşleri Müdürlüğümüze müracaat ederek bunlar oluşabilir. Dolayısıyla biz mülk sahibi olan, emlak sahibi olan ve bu yapılan hizmetlerden bu 8 milyon 300 bin liralık yatırımın yapıldığı dönem ki hizmetlerden faydalanan o kapsam içerisinde kalan abonelerimize gönderiyoruz. Mülk sahiplerimize gönderiyoruz. Su aboneleriyle, diğer şeylerle herhangi bir ilgisi yok. Bu yanlış anlamayı kaldıralım."
"Bilecik’te ilk defa olduğu için böyle bir tepkiyle karşılaştık"
Başkan Yağcı, Bilecik’te ilk defa böyle bir tepkiyle karşılaştıklarını anlatarak, "Bunu da hemşehrilerimiz adına hak veriyorum. Selim Yağcı olarak bende bu işin doğru bir şey olmadığını düşünüyorum ama yasa hükmünü de bu anlamda uygulamak zorundayız. Bakın bu aslında yol harcamalarına da katılım payı olarak da vardır ve bu konuya ilişkin olarak tüm belediyeler, bizim de içinde bulunduğumuz belediyeler bu konulara ilişkin hükümetimize devamlı müracaatta bulunuyor. Bunlar vatandaşlarımızla bizim aramızdaki bağı bozuyor diye ve 2012 yılında bu noktada çıkarılan bir yasayla yol harcamalarına katılım payları meclis kararlarıyla alınabilir diye bir ek madde konuluyor. Önceden de aynı yol harcamalarına karşı katılım da alınır hükmüydü. 2012 yılında yol harcamalarına katılım payı da meclis kararıyla alınır diye, alınabilir diye bir hüküm konuldu ve meclisler bu anlamda uygun görürse yol harcamalarına katılım payları alınıyor. Yol harcamalarına istisnayı olarak tercihe dayalı olduğu halde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin aldığını görüyoruz. Ankara Yenimahalle Belediyesi’nin meclis kararıyla yol harcamalarına katılım payını aldığını görüyoruz. Çankaya Belediyesi’nin aldığını görüyoruz. İçel Büyükşehir Belediyesi’nin aldığını görüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu anlamda yol harcamalarına katılım payını meclise verdikleri yetkiye rağmen vatandaşlara da serilerek bu payları aldığını görüyoruz. Ama burada da baktığınız gibi hiçbir tane AK Partili belediye meclise verilen bu yetkiyi meclisin önüne getirerek alma yolunu tercih etmemiş. Ama bu zaruretlere ilişkin olarak şimdi bu Sayıştay’ın bize yüklediği sorumluluğu Bolu Belediyesi’ne, Düzce Belediyesi’ne, Karabük Belediyesi’ne, Nevşehir Belediyesi’ne, Osmaniye Belediyesi’ne, Sinop Belediyesi’ne, Giresun, Karaman belediyelerine, Kars, Rize, Çankırı Belediyesi’ne, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’ne, Samsun Su Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’ne, Sivas Belediyesi’ne ve Malatya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’ne de Sayıştay bu anlamda bu noktada aynı dönem içerisinde sorgu içerisine alınmış, bunlarda yaptıkları, yapacakları işlemlerle hemşehrilerine yönelik olarak bu uygulamayı geçirmek durumundalar. Buna ilişkin olarak bir uygulama içerisinde olmak durumundalar. Biz bu noktada gelişen zaman dilimi içerisinde hemşehrilerimizin lehine bir gelişme olursa zaten bunu her zaman olduğu gibi onların lehine olan bu gelişmeyi yansıtma taraftarıyız" şeklinde konuştu.
"Belediyecilik böyle nankör bir şey"
Başkan Yağcı son olarak, belediyeciliğin nankör bir şey olduğunu söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:
"İyi yatırımlar yapınca güzel, çalışma esnasında zarar olunca insanlar mağdur olunca biraz etkilenince niye ayağımız çamurda niye arabamızın tekeri çukura kaçıyor deniliyor. Bu belirgin bir süreç bunlar olduktan sonra bu a belediyesi, b belediyesi, a partisi, b partisi noktasında da değil. Bu çalışmalar olurken bunları hep birlikte yaşıyoruz. Bu noktalarda hassasım çünkü hemşehrilerime yönelik olarak olumsuz bir şey düşünmedim bunların ima edilmesini dahi tahammül edemem. Hassasım, ben haysiyetim ve şerefim için devamlı hassas davranan ve bunu ön plana çıkaran ak alında bu zamana kadar hizmet eden bir insan bunu haysiyet ve şerefimize, insani değerlerimize yönelik atıfları kabul etmemiz mümkün değil. Bu millete 14 yıldır hizmet ediyoruz. Bundan da büyük gurur duyuyorum, şeref duyuyorum. Bilecik gibi bu topraklarda bundan önce 2 dönem üst üste yapan belediye başkanlığı yapan nasip olmamış. Bizlere 14 yıl hizmet etmek nasip oldu. Ve bu bizim ailemizin bende büyük bir onur bundan da büyük şeref duyuyorum. Ama birbirimizi kırmayalım. Eleştirilecek tabi ki bende katkı payıydı bizde insan olarak mağdur olabiliriz bu noktada haksızlık denilebilir. Kimse kimseye hakaret etme hakkı olmaması lazım diye düşünüyorum."
Kaynak: İHA
"Devletin bunları karşılaması lazım"
Başkan Yağcı, 2013 yılında yapmış olduğumuz yatırımlar, 2016 yılındaki Sayıştay denetimlerinde sorguya alındığını söyleyerek, "2017 yılının 9’uncu ayında Sayıştay karartıyla kesinleştiği için bu noktada buna ilişkin olarak bizde bize yasaların emrettiği hükümler çerçevesinde hemşehrilerimize böyle bir yükümlülüğü yüklemek zorunda kaldık. Selim Yağcı olarak, bireysel olarak böyle bir yükümlülüğü hemşehrilerimizden istemek veya vatandaşa sermek doğru mudur? açıkçası bence de Selim Yağcı olarak, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını söylüyorum. Devletin bunları karşılaması lazım ama 1981 yılından beri geçerli olan ve birçok belediyenin bu zamana kadar almış olduğu bugün de Sayıştay deneticilerinin ve Sayıştay kararıyla işte ona ilişkin olarak kararımızı da mevcut. Sayıştay kararıyla, ekleriyle 28 Eylül 2017 tarihli Sayıştay Başkanlığı’nın kararıyla bize hüküm gönderildiği kararla bunu almak zorunda kaldık. Buna ilişkin olarak hatırlarsınız, ben 2017 yılının 9’uncu ayındaki meclis toplantısında açıklama yaptım. Dedim ki, bakın o zaman bazı gazetelerinde manşetlerine yansıdı. Sayıştay’dan böyle bir karar çıktı, bunu tasvip etmiyoruz. Bunun olmaması noktasında çaba harcayacağız. Ama yasanın amir hükmü çerçevesinde bir değişiklik olmazsa, yeni bir yasal düzenleme olmazsa biz bunu almak zorundayız dedim. Maalesef geçen süreç içerisinde tüm itirazlarımız, çalışmalarımıza rağmen bu noktada bir gelişme olmadı ve hemşehrilerimize bu ay içerisinde bu ödeme emirlerini göndermek durumunda kaldık. Bu konuda üzüntülüyüz ama yasanın amir hükmü çerçevesinde de yapacağımız bir şey yok" diye konuştu.
"28 bin 500 su abonesinden 13 bin 500’ine yazı gönderdik"
Başkan Yağcı, belediye olarak kendi yetki sınırlarımız içerisinde kalan tüm konularda hemşehrilerinin lehine olacak tüm imkanları kullandıklarını söyledi.
Sayıştay’ın alınmasına emrettiği miktar 8 milyon 345 bin 280 TL olduğunu hatırlatan Başkan Yağcı, sözlerine şöyle devam etti;
"Normalde bu kadarın alınması lazım ama biz yasalardaki imkanları, şartları en alt kutudan çekerek bunu yaklaşık 3’te 1 noktalarına indirdik ve bu anlamda 2 milyon 781 bin 759 TL’lik miktara kadar yasaların bize tanıdığı tüm limitleri kullanarak hemşehrilerimize son noktada ödeme emri gönderdik. Bunlar şimdi bazıları su abonesi olan herkese göndertmiş gibi kamuoyunda bir iftira var. Bizim su abonelerimiz zannedersem 28 bin 500 su abonemiz var. Biz bu noktada 13 bin 500 adet gayrimenkul sahibimize su abonesi yazı gönderdik. Çünkü bunun uygulanmasında şöyle bir esas var. Arkadaşlarımız mesela hesaplanmasına yönelik olarak bir metodu var bu noktada katılım paylarına ilişkin olarak. Sahip olunan taşınmazın niteliğine göre arsa mı? mesken mi? işyeri mi? biz birden fazla gayrimenkul sahibi olup, olmaması. Mesela aynı binada oturuyor, birisine 80 lira gelmiş, diğerine 800 lira gelmiş. Ama aynı binada otursalar dahi o oturan kimsenin başka bir yerde başka gayrimenkulleri varsa 800 lira gidenin toplamıdır. Buna rağmen gerçekten bize bu gelmemesi gerekir, böyle bir gayrimenkulümüz yoktur diyenlere Hesap İşleri Müdürlüğümüze müracaat ederek bunlar oluşabilir. Dolayısıyla biz mülk sahibi olan, emlak sahibi olan ve bu yapılan hizmetlerden bu 8 milyon 300 bin liralık yatırımın yapıldığı dönem ki hizmetlerden faydalanan o kapsam içerisinde kalan abonelerimize gönderiyoruz. Mülk sahiplerimize gönderiyoruz. Su aboneleriyle, diğer şeylerle herhangi bir ilgisi yok. Bu yanlış anlamayı kaldıralım."
"Bilecik’te ilk defa olduğu için böyle bir tepkiyle karşılaştık"
Başkan Yağcı, Bilecik’te ilk defa böyle bir tepkiyle karşılaştıklarını anlatarak, "Bunu da hemşehrilerimiz adına hak veriyorum. Selim Yağcı olarak bende bu işin doğru bir şey olmadığını düşünüyorum ama yasa hükmünü de bu anlamda uygulamak zorundayız. Bakın bu aslında yol harcamalarına da katılım payı olarak da vardır ve bu konuya ilişkin olarak tüm belediyeler, bizim de içinde bulunduğumuz belediyeler bu konulara ilişkin hükümetimize devamlı müracaatta bulunuyor. Bunlar vatandaşlarımızla bizim aramızdaki bağı bozuyor diye ve 2012 yılında bu noktada çıkarılan bir yasayla yol harcamalarına katılım payları meclis kararlarıyla alınabilir diye bir ek madde konuluyor. Önceden de aynı yol harcamalarına karşı katılım da alınır hükmüydü. 2012 yılında yol harcamalarına katılım payı da meclis kararıyla alınır diye, alınabilir diye bir hüküm konuldu ve meclisler bu anlamda uygun görürse yol harcamalarına katılım payları alınıyor. Yol harcamalarına istisnayı olarak tercihe dayalı olduğu halde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin aldığını görüyoruz. Ankara Yenimahalle Belediyesi’nin meclis kararıyla yol harcamalarına katılım payını aldığını görüyoruz. Çankaya Belediyesi’nin aldığını görüyoruz. İçel Büyükşehir Belediyesi’nin aldığını görüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu anlamda yol harcamalarına katılım payını meclise verdikleri yetkiye rağmen vatandaşlara da serilerek bu payları aldığını görüyoruz. Ama burada da baktığınız gibi hiçbir tane AK Partili belediye meclise verilen bu yetkiyi meclisin önüne getirerek alma yolunu tercih etmemiş. Ama bu zaruretlere ilişkin olarak şimdi bu Sayıştay’ın bize yüklediği sorumluluğu Bolu Belediyesi’ne, Düzce Belediyesi’ne, Karabük Belediyesi’ne, Nevşehir Belediyesi’ne, Osmaniye Belediyesi’ne, Sinop Belediyesi’ne, Giresun, Karaman belediyelerine, Kars, Rize, Çankırı Belediyesi’ne, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’ne, Samsun Su Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’ne, Sivas Belediyesi’ne ve Malatya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’ne de Sayıştay bu anlamda bu noktada aynı dönem içerisinde sorgu içerisine alınmış, bunlarda yaptıkları, yapacakları işlemlerle hemşehrilerine yönelik olarak bu uygulamayı geçirmek durumundalar. Buna ilişkin olarak bir uygulama içerisinde olmak durumundalar. Biz bu noktada gelişen zaman dilimi içerisinde hemşehrilerimizin lehine bir gelişme olursa zaten bunu her zaman olduğu gibi onların lehine olan bu gelişmeyi yansıtma taraftarıyız" şeklinde konuştu.
"Belediyecilik böyle nankör bir şey"
Başkan Yağcı son olarak, belediyeciliğin nankör bir şey olduğunu söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:
"İyi yatırımlar yapınca güzel, çalışma esnasında zarar olunca insanlar mağdur olunca biraz etkilenince niye ayağımız çamurda niye arabamızın tekeri çukura kaçıyor deniliyor. Bu belirgin bir süreç bunlar olduktan sonra bu a belediyesi, b belediyesi, a partisi, b partisi noktasında da değil. Bu çalışmalar olurken bunları hep birlikte yaşıyoruz. Bu noktalarda hassasım çünkü hemşehrilerime yönelik olarak olumsuz bir şey düşünmedim bunların ima edilmesini dahi tahammül edemem. Hassasım, ben haysiyetim ve şerefim için devamlı hassas davranan ve bunu ön plana çıkaran ak alında bu zamana kadar hizmet eden bir insan bunu haysiyet ve şerefimize, insani değerlerimize yönelik atıfları kabul etmemiz mümkün değil. Bu millete 14 yıldır hizmet ediyoruz. Bundan da büyük gurur duyuyorum, şeref duyuyorum. Bilecik gibi bu topraklarda bundan önce 2 dönem üst üste yapan belediye başkanlığı yapan nasip olmamış. Bizlere 14 yıl hizmet etmek nasip oldu. Ve bu bizim ailemizin bende büyük bir onur bundan da büyük şeref duyuyorum. Ama birbirimizi kırmayalım. Eleştirilecek tabi ki bende katkı payıydı bizde insan olarak mağdur olabiliriz bu noktada haksızlık denilebilir. Kimse kimseye hakaret etme hakkı olmaması lazım diye düşünüyorum."