'Yetersiz Uyku Enfeksiyonlara Zemin Hazırlar'
ESOGÜ Tıp Fakültesi Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdinç: 'Uyku ile bağışıklık sistemi ve iştah arasında yakın ilişki vardır. Yetersiz uyku bağışıklık sistemini bozarak enfeksiyonlara zemin hazırlar. Uyku tokluk hormonu olarak bilinen leptin salgılanmasına neden olarak iştahı kapatır'
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Osman Erdinç, yetersiz uykunun bağışıklık sistemini bozarak enfeksiyonlara zemin hazırladığını bildirdi.
Erdinç, yazılı açıklamasında, günümüzde 80'i aşkın uyku bozukluğunun tanımlandığını belirterek, pek çok sistemik hastalıklarda neden veya sonuç olarak uyku düzensizliklerine rastlandığını vurguladı.
Uyku sürecinde vücudun fiziksel ve ruhsal olarak dinlendiğini, iyi uyumanın güne enerjik başlamayı mümkün kıldığını ifade eden Erdinç, şunları belirtti:
"Uzun yıllar uykunun pasif bir süreç olduğuna inanılmıştır. Uyku sırasında bilinç değişiklikleri oluşur, vücuttaki kaslar gevşer, çevreyle iletişim azalır veya kaybolur. Uyaranlara verilen yanıt azalır. Hem psikolojik hem de fizyolojik açılardan dinlenme meydana gelir. Uyku ritmi sirkadiyen ritimle ayarlanır. Bu ritim özellikle aydınlık ve karanlığa göre oluşturulur. Uyku ile bağışıklık sistemi ve iştah arasında yakın ilişki vardır. Yetersiz uyku bağışıklık sistemini bozarak enfeksiyonlara zemin hazırlar. Uyku tokluk hormonu olarak bilinen leptin salgılanmasına neden olarak iştahı kapatırken, uykusuzluk açlık hissi veren ghrelin isimli hormonun salgılanmasını artırır."
Uykusu kaçan kişilerin buzdolabına yönelmesinin nedeninin ghrelin hormonuyla ilintili olduğunu dile getiren Erdinç, "Yeterli uyku belleğimizi güçlendirir, fiziksel ve zihinsel olarak enerjik hissettirir, sistemik hastalıklara, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı, şeker hastalığına yakalanma ihtimalini azaltır, obeziteyi engeller." dedi.
Prof. Dr. Erdinç, yaşlandıkça geceleri uyku bölünmelerinin sıklaştığını, bu nedenle ileri yaştaki grupta ne kadar uyunursa uyunsun gerçek dinlenme hissinin kolay oluşmadığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Erdinç, yazılı açıklamasında, günümüzde 80'i aşkın uyku bozukluğunun tanımlandığını belirterek, pek çok sistemik hastalıklarda neden veya sonuç olarak uyku düzensizliklerine rastlandığını vurguladı.
Uyku sürecinde vücudun fiziksel ve ruhsal olarak dinlendiğini, iyi uyumanın güne enerjik başlamayı mümkün kıldığını ifade eden Erdinç, şunları belirtti:
"Uzun yıllar uykunun pasif bir süreç olduğuna inanılmıştır. Uyku sırasında bilinç değişiklikleri oluşur, vücuttaki kaslar gevşer, çevreyle iletişim azalır veya kaybolur. Uyaranlara verilen yanıt azalır. Hem psikolojik hem de fizyolojik açılardan dinlenme meydana gelir. Uyku ritmi sirkadiyen ritimle ayarlanır. Bu ritim özellikle aydınlık ve karanlığa göre oluşturulur. Uyku ile bağışıklık sistemi ve iştah arasında yakın ilişki vardır. Yetersiz uyku bağışıklık sistemini bozarak enfeksiyonlara zemin hazırlar. Uyku tokluk hormonu olarak bilinen leptin salgılanmasına neden olarak iştahı kapatırken, uykusuzluk açlık hissi veren ghrelin isimli hormonun salgılanmasını artırır."
Uykusu kaçan kişilerin buzdolabına yönelmesinin nedeninin ghrelin hormonuyla ilintili olduğunu dile getiren Erdinç, "Yeterli uyku belleğimizi güçlendirir, fiziksel ve zihinsel olarak enerjik hissettirir, sistemik hastalıklara, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı, şeker hastalığına yakalanma ihtimalini azaltır, obeziteyi engeller." dedi.
Prof. Dr. Erdinç, yaşlandıkça geceleri uyku bölünmelerinin sıklaştığını, bu nedenle ileri yaştaki grupta ne kadar uyunursa uyunsun gerçek dinlenme hissinin kolay oluşmadığını sözlerine ekledi.