Şahin, Kız Öğrencilerle Dertleşti
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından düzenlenen “Türkiye Meseleleri” adlı söyleşi programının konuğu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oldu.

Herkesin kendi topraklarına bir an önce dönmesini istediklerini ifade eden Şahin, “7 yıldır Suriyeli kardeşlerimize büyük bir ev sahipliği yaptık, insani, vicdani olarak evimizi açtık, soframızı açtık, gönlümüzü açtık. Ancak onların boşalttığı bölgeleri, PKK, DEAŞ, PYD/YPG gibi terör örgütleri doldurdu. Bölgede huzur koridoru oluştuğu zaman bölge terör örgütlerinden temizlenmiş olacak, toprağın gerçek sahipleri vatanına dönecek, böylece yükümüz hafifleyecek. Bu coğrafya, bize güçlü olmamızı, bize güçlü bir ordu, güçlü bir millet, güçlü bir kardeşlik hukuku içerisinde olmamızı emrediyor. Çünkü bölgede bitmeyen bir hesap var. Adı ne olursa olsun, milletin huzurunu ve güvenliğini bozan gruplar hiç bitmiyor, isimler değişiyor ancak hesap bitmiyor. Bu art niyetli grupların hesaplarını bozmak için çok akıllı, uyanık olmalıyız, kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Suriye’den dalga dalga gelen düzensiz göçü başarıyla idare eden Gaziantep Göç Yönetimi Modelini “birlikte yaşamak” felsefesi üzerine kurduklarını vurguladı. Fatma Şahin, “2011 yılından bu yana insani ve vicdani olarak biz ne yapmalıyız sorusunun yanıtını bulmak için sorun çözmeye çalıştık. Türkiye’nin uyguladığı açık kapı politikası kapsamında komşularla empati yaparak bu süreci en az zararla yönetebilirizi düşündük, ama 7 yıl çok ağır geçti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde başta Gaziantep olmak üzere çok sayıda il, bu yükü hep birlikte kaldırdı. Bu işin bütçe yönetimi çok önemli, AB ile bu çerçevede yapılan anlaşmaların hızlı bir şeklide söz verilen rakamların yerine getirilmesini bekliyoruz, ekonomik bakımından destek gelmezse sürdürülebilirlik sıkıntıya düşer. Herkes kendi sorumluluk ve yükümlülüğünü uygulamaya almasını gerektiren bir tabloyla karşı karşıyayız. Dünya’daki göç politikalarını, sosyal uyum, entegrasyon nasıl sağlanmaya yönelik araştırma yaptık, orta ve uzun planlamalı acil eylem planı hazırladık. Modelin temel felsefesi; birlikte yaşamak, birlikte paylaşmak üzerine kurduk. Göç, terörizmin, ırkçılığın, radikalizmin bir sonucudur, aslında göçü yönetemediğimiz için bu sonuçla uğraştığımızı, aslında sonucu iyi yönetebilmemiz için başa dönüp, göçü önleyici tedbirler almamız gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
67 Bin Suriyeli çocuk okula başladı
Şahin, Gaziantep’in 2 milyonluk nüfusuyla, 500 bin Suriyeli mülteciyi ağırlamak durumunda kaldığını, bu aşamada ilk olarak göçmenlerin eğitim düzeylerine ilişkin tespit yaptıklarını aktararak, “Şehrimizde 18 yaş altı 107 bin Suriyeli çocuk var. Ben başkan olduğumda yalnızca 3 bin çocuk eğitim hayatındaydı. 107 binden 3 bindi sadece. Hemen müdahale ettik ve çok hızlı tedbirler aldık. Şu anda Gaziantep’te 3 yılın sonunda eğitim çağındaki çocuk sayısı 67 bine çıktı. Bu, Türkiye ortalamasının 2 katıdır. Türkiye ortalamasında Suriyeli mülteci çocukların yüzde 30’u eğitim hayatındayken, Gaziantep’te şu anda yüzde 67’ye ulaştık. Bunu yapmasaydık bu çocuklar ya PKK’nın ya da DAEŞ’in üyesi olarak karşımızı çıkardı. Türkiye’de hiçbir yerel yönetimin okulu yoktu. Ama bizim bir okulumuz var. Eğer biz bu okulu açmasaydık, şu anda 3 bin anne-babası savaşta ölmüş olan çocukları okutamayacaktık" ifadelerine yer verdi.
Göçü idare etmedeki yol haritalarını anlatan Şahin, "Kendi vatandaşımızın yaşam kalitesini tutarken, gelen göçü nasıl yöneteceğimiz konusunda önce bir strateji ürettik. Burada eğitim, sağlık, istihdam ve güvenlik başlığı altında 4 ana başlığı önemsedik" dedi.
Kentin gettolaşmasına izin vermediklerini belirten Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin, "Halkımıza şunu söyledik, ’Bu bir tercih değil, bu bir zorunluluk’. İnsani olarak, bizim yapmamız gerekenler var. Komşu hakkı var. Başka ülkelerin yaptığı gibi sınırları kapatsaydık, bugün belki binlerce çocuk hayatını kaybetmiş olacaktı. O yüzden bunu yönetmek için halkımızın çok yüksek desteğini aldık. Birlikte yaşam dediğimiz sosyal entegrasyonu benimsedik. Aksi takdirde şehrin içinde gettolaşmalar oluşacaktı. Birbirini tanımayan gruplar, birbirinden nefret edecek bu beraberinde ırkçılığı ve radikalizmi arttıracaktı" diye konuştu.
Şahin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile açık iş varsa buralara ilk olarak Türk vatandaşlarını, ardından da yüzde 10 kotayla mültecileri sisteme koyan "birlikte yaşam birlikte çalışma modeli" oluşturduklarını dile getirerek, binlerce kişiye Türkçe kursları açtıklarını söyledi.
Gaziantep Müftüsü Ahmet Çelik ise, Gazianteplilerin paylaşmayı çok sevdiklerini şehrin yönetiminde herkesin söz sahibi olmasıyla şehirde huzurun yaygınlaştığını bildirdi.
